• intihar etmek için neyi beklediğini anlayamadığım insan tipi.
  • sahip olabileceği şeyler istemiyordur, gerçekçi olup sahip olabileceği şeyler istemeli ve sahip olduklarıyla yetinebilmelidir.
  • hayatını plan yaparak geçiriyordur.hiçbir şeyden tatmin olmaz.hep daha çoğunu ister.bir mağazada tişört beğendiğinizi düşünün, o gün paranız yetmemiştir alamamışsınızdır 1 hafta para biriktirip aldınız ama orada bir gömlek gördünüz o çok istediğiniz tişörtü almanıza rağmen aklınız gömlekte kalmıştır ve o tişört sizi mutlu etmemiştir, işte hiçbir şey istediğim gibi olmuyor diyen insanın hayatı da hep böyle geçer.hep daha çoğunu bekler mutlu olmayı hiçbir şekilde beceremez.
  • belki de gerçekten hayattan hiçbir şey istemiyordur.
  • fena halde yanılan insan. bardağın boş tarafını görmektir o.
  • "hayatta hiçbir isteği gerçekleşmeyen insan" ve "hayattan hiçbir beklentisi/isteği olmayan insan"ı aynı anda bünyesinde barındıran ifadedir. biri, çokça negatif bakışa sahipken, diğeri ya sahip olduklarının çokluğundan ya da umutsuzluğun dibine vurmuşluktan, "istediğim hiçbir şey yok" noktasına gelen insandır.

    (bkz: hayatta hiçbir şey istediği gibi olmayan insan)
    (bkz: hayatta hiçbir beklentisi olmayan insan)
    (bkz: istediği hiçbir şey gerçekleşmeyen insan)
  • "yanlış bir kapı çalmışım dostlarım yanlış bir kapı açılmış ardına kadar."

    beklemesini, istemesini bilmiyordur veya yanlış şeyler istiyordur. insanın gerçekten isteyip de yapamayacağı, başaramayacağı şey yoktur.

    konfüçyus'dan kısa basit ama çok şey anlatan bir hikaye anlatayım.

    konfüçyus, metal bir vazoya elma koydu ve -elmayı vazodan çıkarmayı başarabilen öğrenci yiyebilir, dedi.

    karnı aç olan bir öğrenci hemen atladı ve elini vazoya daldırıp elmayı kavradı fakat eli vazoya sıkıştı.

    - ahh! elim sıkıştı, çıkaramıyorum, diye sızlandı.

    konfüçyus,

    - elmayı kavramayı bırakmadığın sürece elini çıkartamazsın, dedi.

    çocuk elmayı bırakmak istemiyordu fakat elini çıkarması için bırakmak zorunda kaldı.

    konfüçyus vazoyu aldı ve ters çevirip elmanın düşmesini sağladı, elmayı vazodan çıkarttı ve şöyle dedi;

    - fakat bu göründüğü kadar basit değil. (elmayı eliyle havada tutuyordu konuşurken.) "bazen bir şeyi gerektiğinde bırakabilmek zor bi iştir. onu bırakabilmekte büyük bir beceridir. eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız. eğer yanlış bir şey yapıyorsanız o zaman bunu yapmaktan vazgeçmelisiniz. eğer kendinize ve çevrenizdekilere dürüst davranmıyorsanız , bu hilekarlığı hemen durdurmalısınız. işte ancak o zaman hedefinize ulaşabilirsiniz."
  • tam anlamıyla yalnızdır. sürekli midesi bulanır. kafası karışıktır. insanlarla konuşmak yerine kendi kendine konuşur. bazen öyle ki kafasının içindeki sesler yüzünden dışarıdaki sesleri duymaz. etrafında olup bitenleri dışarıdan seyretmeyi yeğler. mutsuzdur. siliktir. fazla iyi niyetli olduğu için kaybediyordur belki de.
    (bkz: başımıza ne geldiyse iyi niyetimizden geldi.)
  • bazen istediği olsa bile tam anlamıyla istediği gibi olmadığı için yine yarım kalmış insandır. bu durumda keşke hiç olmasaydı ile olsun buna da şükür arasında sıkışıp kalır. hedeflediğin rotayı tutturamamak ilerlediğine sevinip yanlış yöne gittiğine üzüldüğün bir hadise.
  • böyle düşünmeye devam ettikçe de olamayacaktır. kafasını değiştirmesi gereken insandır.
hesabın var mı? giriş yap