• bu zamana kadar izlediğim en iyi dizi....
    özetlenecek bir şey varsa o da; bu zamana konusunun bu derece sardığı, gerçekçi ve şaşırtıcı bir dizi izleyebileceğimi hiç düşünmemiştim lakin house of cards izleyince daha iyi var mıdır diye sormaktan öte, bunun kalitesine yaklaşabilecek dizi var mı gerçekten diye sordum kendime...
    izleyin,izlettirin....
    netflix başka bir "en iyi" yapana kadar "en iyi" bu...
  • mal gibi yine 2 günde bölümlerini yalayıp yuttuğum ve beyin sikici bir ikinci sezona sahip dizi.

    final dahil spoiler var aşağıda, aman.

    --- spoiler ---

    öncelikle doug sen ne cenabet adamsın ulan? başkanlık için frank'in bi kıçını temizlemediğin kaldı, neyse sonunda adam başardı sen geberdin gittin. ve ne için bir adet pussy için. am mı lan o dedin dedin bak noldu şimdi?

    11. bölümün sonunda olan şeye anlam vermek mümkün değildi. yani meechum'un claire'e hallenmesi saçma tamam da frank'le öpüştürülmesi ne alakaydı? yapımcıların gay evlilikleri desteklediğini belirten bir şey falan mı acaba, başka bir anlamı yok yani.

    şahsen frank'in o koltuğa seçim ile oturmasını tercih ederdim, böyle çok yavan oldu. ama başkanlık yolunda frank zoe'den, freddy'den ve hatta bi nevi doug'dan fedakarlık etmiş oldu ama insan "ee sonra?" demeden edemiyor. bilinen tüm tehditler ortadan kalktı, bi şu hacker çocuk tehlikeli onun dışında pek bir şey kalmadı. yeni maceralara yelken açılacak herhalde..

    --- spoiler ---
  • az once bitirdim. son iki bolum cok hizliydi, uc bolume yaysalar dizinin genel temposuna daha uygun duserdi. ancak yine de adettendir diye sunu soyleyeyim: efsaneler arasinda yerini almis dizidir.

    altyazi diye sizlayanlar da, bunca bekleyeceklerine ingilizcelerini ilerletirlerdi. yil olmus 2014, adam hala ingilizce az cok bilmesine ragmen usengecliginden turkce altyaziyla dizi izliyor. dublaj da yapilsin isterseniz?
  • bugün bitirdiğim dizidir.

    --- spoiler ---

    sen ne biçim adamsın frank underwood. russo'yu öldürdün ses etmedim. zoey'i öldürdün üzülmedim. ama meechum'u sikmeyecektin. niye siktin olum meechum'u?

    düşünüyorum artık 3. sezon frank underwood'un hedefi ne olur diye. aklıma bitek gençlerbirliği başkanlığı geliyor. ilhan cavcav kolla kendini!!
    --- spoiler ---
  • üçüncü sezonunu beklemeye şimdiden başladım.
  • 2. sezonu bomba gibi ilerleyen başyapıt..

    --- spoiler 2x03 ---

    2. sezon 3. bölümde frank reizi en sonunda senatonun içinde gördük. adam bildiğin demokrasi içerisinde diktatörlük uygulayarak 6 tane meclis üyesini meclis güvenlik görevlileri tarafından zorla tutuklatarak içeriye getirtti. bunun bizim ülkemizde olduğunu düşündükçe gülümseme katsayım arttı. inanılmaz başarılı sahneler olmuş..

    --- spoiler 2x03 ---
  • bi' bakayım nasıl bir diziymiş diyerek 6 bölüm izlediğim, izlediğim tüm dizilerden bile çok "nasıl yani, yok artık" dediğim ve onunla konuşmaya başladığım dizi.

    --- spoiler ---

    ama valla benim aklıma gelmişti tuğla olayında karısının da işin içinde olduğu

    --- spoiler ---

    neyse tamam geçti. hayatı sorgulattı bana şerefsizim.
    bir de hep savunduğum ve tartışmalara girdiğim mütevazı olmak diye bir şey yok düşüncemi özetleyen bir cümle geçti.

    "mutevazilik onların kibridir." böyle bir şeydi işte. idare edin.
  • çok güzel, ilgi çekici konulara parmak basmasıyla da gönüllere taht kuran yapım..

    --- spoiler 2x04 ---

    tecavüz ve kürtaj modern ve & veya çağdaşlaşma süreci devam eden toplumların uzun senelerdir tartıştıkları, halkların genelinin ortak bir noktada buluşamadığı 2 önemli konu. türkiye'de dahi geçtiğimiz 10 yıllık periyotta bu iki konu üzerinde çok alengirli tartışmalar yaşandı, hükümet iyice haddini aşarak kürtajı yasaklama noktasına kadar geldi. house of cards 2. sezon 4. bölümde claire'ın olağan geçmesi beklenen mülakatının tecavüz ve kürtaj ile noktalanması son derece cesurca planlanmış bir kurgu. dizinin kendi gidişatını bir kenara bırakıyorum, amerika'nın dahi en çok izlenen yapımlarından birinde bu konunun bu kadar cesurca işlenmesi çok etkileyiciydi. ilk olarak bu sebeple şapka çıkarmak istedim senaristlerine.

    gelelim dizideki etkilerine. eğitim reformu sürecindeki camdan içeri tuğla atma & attırtma mevzusundaki mağduriyet oyununu hatırladığımızda claire'in bu çıkışının inanılmaz bir stratejik deha ile yapıldığı gerçeği ortaya çıkıyor. belki seyirciye olayın spontane olarak ortaya çıktığı imajını vermek istediler ama işin aslı öyle değil. bu konudan siyasi olarak puan kazanmayı kafasına koymuştu çok önceden claire & frank ikilisi. bu adama madalya takarken dahi "ne yapsam da bu ibneye dünyayı dar etsem" bakışı vardı claire & frank çiftinde. öyle güzel bir yol izlediler ki, sadece kamuoyunu değil, first lady dahil bütün senatonun eşlerini, ordudaki kadınları ve hatta cumhuriyetçi-demokrat ayrımı olmaksızın bütün kadınların desteğini alabilecekleri bir noktaya geldi mevzu. claire'in başarısını gözardı etmek olmaz, kadın frank gibi bir adamın eşi olmak için yaratılmış neredeyse.

    bir de karakterlerin duygusal analizine dokunmak istiyorum bu konu çerçevesinde. claire gibi güçlü bir kadının dahi muhtemelen bekaretini zorla alan adamı 20-30 sene sonra tekrar gördüğünde verdiği tepki, ağlaması, masada 30 saniye dahi kalamaması çok dramatikti. [3. bölüm] o tuvalet sahnesindeki çaresizlik, frank'in eşi adına intikam almak isteyip görevini yapma dürtüsüyle bundan vazgeçmesi & ertelemesi gerçekten önemli göstergelerdi. ilerleyen bölümlerde yüksek ihtimalle bir generalin çöküşüne şahit olacağız ama esas nokta claire'in içinde bulunduğu psikoloji. bu emsal benzer durumdaki kadınlara ilham vermeli.

    son olarak daha önceki entry'mde de yazdığım gibi frank'in yeri kesinlikle senato olmalı. bu adamı siyasi olarak kükrerken izlemenin verdiği haz hiçbir futbol maçında, hiçbir scorsese filminde yok. frank kapalı kapılar ardında oyunlarına devam etsin ama senatodan mahrum kalmasın..

    --- spoiler 2x04 ---
  • 2.sezonun 5.bölümünde kaldığım gerisini bulamadığım dizidir. sözlükçüler help ?
hesabın var mı? giriş yap