• bu filmden keyif alabilmek icin celik gibi sinirlere sahip olmak gerektigine inaniyorum. zira filmdeki diyaloglarin aptalligi oyle bir duzeyde ki bir sure sonra izleyiciye asiri sekilde fenalik geliyor, dude, where's my car?dan beri bu seviyeye yaklasabilenini hatirlamiyorum. tamam anladik, gelecekte insanlar aptal, ama sen 1bucuk saat boyunca bunlarin salya akitarak ortalikta gezinmesini gosterirsen kabak tadi verir. zaten bu tarz filmleri pek sevmem, bi halt edip distopya etiketine aldandik izledik, ama bu resmen kantarin topuzunu kacirmis.

    neyse efendim pek kotu bir filmdi bence, hakkinda entry bile girmeyip hafizamdan silmeyi planliyordum ama imdb'deki 6.4'luk puanina aldandigimi hatirlayip siz sevgili okurlari uyarayim dedim. kosarak uzaklasiniz...

    edit: yıllar sonra baktım da, 6.4'ün nesine güvenmişim anasını satayım? hayır eski film olsa anlayacağım, fakat yeni filmlerin ortalama puanları eskilere göre en az 0.5 - 1 puan daha yüksek. yani yeni bir filmde 6.4 demek aslında 5.5 - 6 gibi birşey demek, ne düşünüyordum acaba?
  • fena bir film olmamış. komik. başroldeki adamı nereden tanıyorum diye onca düşünkten sonra x files'ın bir bölümündeki dişlek şerif olduğunu fark ettim.
  • film, tiplemeleri ile ve bu tiplerin karikatürize davranışları ile oldukça ilginç bir hal alıyor. tiplemelerin isimleri genelde şirket isimleri ve markalar, giydikleri kıyafetler marka reklamları ile dolu ve hepsi son derece aptallar.

    --- spoiler ---

    film, her şeyin ordunun en iyi askerlerinin barış zamanında hayatlarının boşa geçtiğini düşünerek, bir hibernation deneyi için kobay aramasıyla başlıyor. her şeyi ile ortalama olan, ordu kütüphanecisi joe bauer akrabası filanda olmadığı için bu deney için seçiliyor. deney için aranan sıradan kadın ordu içinde bulunamadığı için özel sektöre başvuruluyor. bu özel sektör müteşebbisinin bir muhabbet tellalı(upgrayedd) olması ve projenin başındaki subayın nigga hayat tarzına fazla takılmasından patlayan skandaldan sonra bu proje unutuluyor. aradan 500 yıl geçer ve dünya daha çok aptalın yaşadığı bir yer haline gelir.
    joe gibi adı bile sıradan olan birisi bir anda dünyanın en akıllı kişisi oluverir. akabinde olaylar gelişir.

    filmin sonlarına doğru "time masheen" turunda charlie chaplin'in nazi partisi başkanı olarak gösterildiği tarihin hikaye tadında verildiğini gördüğüm, distopia filmi. un içinse "un-nazied the world forever" diyorlar.

    --- spoiler ---

    president dwayne elizondo mountain dew herbert camacho tiplemesine ve senatoda yaptığı konuşmaya katıla katıla güldüğüm ve aynı zamanda acı acı düşündüğüm, olmamış demek yerine daha olurmuş demeyi tercih ettiğim, birazdan daha fazla beğenilebilecek ortalama üstü film.
  • "dünya nereye gidiyor" sorusuna pop bir cevap arayanların filmi. esasında konu olarak güldürmeye çok müsait ama bir yerden sonra gülemiyorsunuz. ama fikir güzel.

    -gerzekleşmek-

    -dünyada akıllı adam kalmaması-
  • --- spoiler ---

    79. dakikada filmin bittigini saniyoruz ve yazilar* akmaya basliyor... 83. dakikada ise upgrayedd pezevengi karsimiza cikiyor...

    --- spoiler ---

    (bkz: yazilar ciktiktan sonra devam eden filmler)
  • kendi içinde tutarlı olan mantığından hareketle insanların tüketim çılgınlığı, cinsellik düşkünlüğü, popüler kültürün (#685563) moronluk ve tembellik potasında erimesinden ve daha da önemlisi küresel iq seviyesi ortalamasının sürekli düşmesinden dolayı ortaya çıkacak kaçınılmaz sonu irdeleyen bir distopya.
    her ne kadar üzerinde incelenmemiş ve yüzeysel hatta oldukça yüzeysel de olsa, bu filmin ayrıca felsefi bir yaklaşımı da vardır.
    bundan geriye gidecek olursak 1984 distopyasının -nitekim "big brother is watching us" mottosu ile pratikte gerçekleşmiş gibi dersek- yazıldığı eseri bir yapıt olarak değerlendirecek olursak, en basitinden oldukça başarılı ve üzerinde düşünülmüş bir yapıttır diyebiliriz. ileride gerçekleşebilecek bu idiocracy'e dem vuran bu yapıt ise 1984'e oranla gayet ve gayet yüzeysel ve neredeyse başarılı olamayacak bir yapıttır. neticede nasıl ki big brother hayatımızda bir gerçek olmaya başladıysa, bu idiocracy'nin de varlığı yadsınamaz -ilgili diğer incelemeler için lütfen (bkz: south park/@big bang) / south park se12e06- ve fakat daha yüzeysel bir yapıtta incelenmiştir. kimbilir ileride de daha daha yüzeysel bir yapıtta incelenerek bu döngü idiocracy mantığını tutarlı kılacaktır.
    bir diğer felsefik yaklaşım için: (#13046823)
  • "uhmerican" adalet sisteminin infazlarda "dildozer, ass blaster ve assdozer"dan faydalandığı bir distopyayı konu alan komedi filmi.

    şahsen tespitlerin yerinde olduğunu düşünmekle beraber, üzerinde biraz daha çalışılmış olsa çok daha güzel olabileceğini kabul ediyor ancak yine de herkese izlemelerini tavsiye ediyorum.
  • hemen hemen her sahnesi tonla yaran detay barındıran şaka gibi film. "günümüzün çok ötesindeki" üstün mizah anlayışının şahane bir örneği. bir komedi filmi olmasına karşın inanılmaz göndermeler yapan, güldürürken düşündüren, sanırım tek bir falsosunu yakalayamadığım ender filmlerden. ki komedi filmlerinden haz eden biri de değilim. bana yer yer the hitchhiker's guide to the galaxy'yi andırmasının da bu yazdıklarımda etkisi olduğu su götürmez bir gerçek. bir de eleman normalde hiç benzememesine rağmen filmin sonlarına doğru artan bir ivmeyle bana jack shephard gibi görünmeye başlamıştı. yetkililere buradan sesleniyorum, bu söylediğim araştırılsın.
  • her ne kadar gorunuste dandik de olsa, barindirdigi dokundurmalar ile, president camachosuyla gulduren hos ve eglencelik bir dvd film. terry abimiz aslinda biraz daha basrolde gorev alsa idi daha bir gulerdik gibi geliyor. filmin en sevdigim yani mizahi kalitedir. mutlaka zaman harcanip izlenebilinecek bir film.
hesabın var mı? giriş yap