ifadesizlik

• yüz hallerinden en önemlisi.
  "donduk kaldık"
• beynin yüze arkasını dönüşüyle beliren "siz"sizlik.. bize pek de iyi görünmeyen bir şey.
• ünsüz yumuşaması gibidir bazen. gülücükler ağlamaklı ifadelere ulanır.
• belki de eskiden zorunlu olarak bahşedilmiş güzelliklerin farkında olduğunu göstermek için, bazı karşılıklar vermek mecburiyetinden vazgeçmek. ifadesizlikle ifayı terketmektir..
• sonradan edinilebilinir. botoxla birlikte gelir örnegin ve insanı hayrete düşürür.
  
  misal; bir insan kırkküsür yıl boyunca hiç mi gülümsememiştir. hadi gülümsedi diyelim, bunun neyinden rahatsız olup o çizgileri sildirsin, hayret! bakın düştüm.
• mesut yılmaz bu eylem(sizliğ)in en bilindik icracılardan biridir. yıllar yılı kendisinin gülümseyen pozlarına rastladığımda mimiklerinin yapı$kanla tutturulduğunu dü$ünmü$tüm... ta ki habertürk'teki basın kulübü'ne konuk olduğunda gerçekten kahkaha attığına $ahit olana kadar. yine de kamera hilesi olabilir, o derece özde$le$tirmi$im kendisini ifadesizlikle.
• "razumov duyduğu her türlü tiksintiyi, neredeyse kendiliğinden gelişen sürekli bir ihtiyatlı olma dürtüsüyle bastırıyordu. bu dürtünün etkisinde oluşan katı, neredeyse militanca, ulaşılmaz ifadesi, ayrılmaz bir parçası olmuştu."
  
  joseph conrad, under western eyes
• haklı olduğunu biliyorsun , karşındakinin eline ayağına veriyorsun ve karşındaki o kadar yüzsüz o kadar kifayetsiz bir adam ki hala sana gülüyor bu durum karşısında çıldırmamak için ifadesiz kalıyorsun,
  donuyorsun,
  kanın çekiliyor,
  ve bir kez daha dünyaya dönüp lanet ediyorsun bu insanların içinde yaşadığına
  
  (bkz: bütün haysiyetsizlerin buharlaşması dileğiyle)
• iki samimi arkadaştan birisinin saçma esprisine gülmeyen diğer arkadaşın takındığı durum.
• malesef suç olarak algılanır