insan olmak

• elmas ile kömür aynı karbon sayısına sahiptir. ancak moleküler yapıları sebebiyle biri elmas diğeri kömürdür. kömüre bu sebeple kara elmas derler.
  
  insan da böyledir. ahlak, merhamet , vicdan gibi kimyasal bağlar onun asıl değerini belirler.
  
  (bkz: aziz sancar)
• bağımlılık eğilimi her insanda vardır ve bu, onun topiumsallaşmış olmasının doğal bir sonucudur. bir insanın kendi kendine yeterliği ve başkalarına bağımlılığı arasında belirli bir denge olması gerekir. eğer bu denge bağımlılık yönüne doğru fazlaca kayarsa ortaya bazı sorunlar çıkar. bir insan diğer bir insana aşın oranda bağım-hysa bu onun kendi varoluş sorumluluğunu üstlenmekten kaçınmakta olduğunu gösterir. böyle biri diğer insana muhtaç olduğu oranda ona yönelik düşmanca duygular da taşır. çünkü, varoluşunun sorumluluğunu ve kaderini bir başka insana teslim etmiştir. bu, kendi sorumluluklarını üstlenmiş iki insanin birbirine bağlılığından farklı bir durumdur.aşırı bağımlı kişi, kendisine yakın insanlara karşı taşıdığı düşmanca duyguların çoğu kez bilincinde değildir.üstelik bu kişileri sevdiğine de inanır, ama aslında sevmeden sevilmek istemektedir. bu nedenle, onlara kendisini sevdirmek için çaba gösterir ya da kendi kişiliğini ortadan silerek sürekli onların beklentisi doğrultusunda davranır. kendisini ve çevresindekileri «iyi» bir insan olduğuna inandırmaya çalışır; kendi isteklerini ortaya koyamadığı gibi, kendi çıkarlarına uygun düşmeyen durumlara da karşı çıkamaz; sürekli çevresindeki insanların görüşlerini paylaşır ya da kendinden söz etmeksizin onları dinler; kimseye yük olmamaya çalıştığı halde kendisinden beklensin ya da beklenmesin, insanların yardımına koşar.
  çevresi ondan genellikle «iyi insan» diye sözedefse de, bu özelliği dışındaki kişiliğini tanımlayabilmekte güçlük çeker. çoğu geçmişin uslu çocukları olan bu kişiler, çevrelerine sevgi karşılığı «rüşvet» dağıtırken, kendi kişiliklerinden vazgeçmiş olmanın yarattığı düşmanlık duygularını da sürekli baskı altında tutmak zorunda kalır ve kendilerine yabancılaşırlar. çünkü iyi insan, çevresine olduğu kadar kendisine karşı da iyi olan kişidir.
  
  e. g. - insan olmak.
• bir (bkz: engin gençtan) kitabı. her sayfasında en az birkaç satırın altını çiziyorum. çok güzel tespitleri var. henüz 30. sayfada olmama rağmen beğenimi kazanmış durumda.
  
  --- spoiler ---
  
  hiçbir şeye bağlanamamak insanın boşluk ve anlamsızlık duyguları yaşamasına neden oluyor
  --- spoiler ---
• zor zanâât.
• çok zordur ekstra çaba gerektirir bu dönemde
• varoluşçu ekolden gelen engin geçtan'nın kitabı. kitabı okumadan önce varoluşçu felsefeye bir göz atmanızı tavsiye ederim.
  
  --- spoiler ---
  
  “insan hem yapan hem bozan, hem seven hem kıran bir varlıktır. bu çelişki onun, kendisini ve diğer insanları anlayabilmesini güçleştiren en önemli etmenlerden biri olmuştur.”
  --- spoiler ---
• engin geçtan'ın şimdilerde metis yayınları'nda 18.baskısını yapan efsane psikoloji kitabı. özellikle gençlik çağlarında okunmasında yarar var diye düşünüyorum. ilerleyen yaşlarda insanın kendiyle, ailesiyle, çevresiyle vs. yüzleşmesinin bedeli ağır olabiliyor; hatta bu yüzleşmeler belki geç kalmış olma duygusu nedeniyle insana iyi de gelmeyebiliyor.
  kitap freud, erich fromm gibi isimlerin psikolojiye kazandırdığı bazı terim ve bakış açılarının bir tür karma yorumu bence. engin geçtan varoluşçu psikanalizle de ilgilendiğinden, kitapta özellikle bireyin varolma macerasıyla ilgileniyor. içine doğduğumuz ailede edindiğimiz defoların, ana baba arasındaki dengesizliklerin bize yansımalarının, korkularımızın ve değersizlik duygularımızın kaynaklarının, nevrotik kısır döngülerimizin üzerinde duruyor. akıcı dili, terimleri yumuşatarak kurduğu üslubuyla psikolojiyi gündelik yaşama uyarlamamızı sağlamıştır diyebilirim. bu tür kitaplara alışkınsanız kitabı bir iki günde bitirirsiniz. su gibi.
  olgunlaşmış insanlar kendilerini hep merak ederler. yüksek sesle söyleyemeseler de yanlışlarını, eksiklerini görmek isterler. toy olanlar ve hep toy olacaklar ise değişimden ya da eleştirilmekten hoşlanmazlar. bu kitap olgunlaşmış ya da olgunlaşmak isteyen insanlar için yazılmıştır.
• önce insan olmalı bu hayatta. her şeyden önce....
  
  ben kadınım dememek lazım mesela, çok kadın olmamak lazım...
• geç okuduğum kitaplardan.
  
  mutlaka bir yerlerde kendinizden bir parca veya yaptığınız eylemleri buluyorsunuz. sanki herkesin bildiği ama kendine söyleyemediği şeyleri yazmış engin bey.
  
  "kaygı, yalnızlık, anne baba ve çocuk, yaşam ve ölüm" alt başlıklarında harika tespitler var.
  biraz ağır ilerliyor fakat altını çizecek, size faydası olacak çokça bölüm var, hatta o bölümler kendi içinde alt başlıklarda incelenebilir; çok fazla derinlik var.
• geçen gece bir rüya gördüm. benden başka kimsenin göremeyeceğini düşündüğüm bir rüya. hatta öyle bir rüya ki ben bile itiraf edemiyordum kendime bunu gördüğümü. ancak neden sonra rüya tabirlerine baktığımda fark ettim gördüğüm rüyanın daha önce yüz binlerce insan tarafından binlerce yıldır görüldüğünü.
  
  her insan kendini özel görme eğilimde sanırım. hangi konuyla alakalı olursa olsun. sanki onun düşündüğünü başka kimse düşünmemiş, onun yaptığını başka kimse yapmamış gibi. hani biraz açılsak birbirimize aslında fark edeceğiz hepimiz insanız ve hepimizin her şeyi aslında aynı. o da aynı acıyı yaşadı. o da aynı şeyi düşündü o da itiraf etmek istemediği bir şeye karşı tahrik oldu. o da aynı şeye küfretti aynı şeyden zevk aldı.
  
  insan olmak bu sanırım. kendini özel sanmak ama hiçbir zaman olamamak.