• 1) raylı sistemin yetersiz kullanımı.
    mevcut banliyö hatları 2013 nisan ayından beri devre dışı 6 yılda yapılamadı ve bu trafiği oldukça olumsuz etkiledi. sirkeci,aksaray gibi istanbul'un kalbi olan yerlere araba ile girmek çok zor, girseniz park yeri bulmak neredeyse imkansız. banliyö tren hattı ile buraya çalışanlar, veya okula gidenler çok rahat gidebiliyordu.ne park yeri ne de trafik sorun olmuyordu. şimdi sorun... ayrıca yeni yapılan hatlar ise kötü planlandı, bazı istasyonlar kaldırıldı (bkz: soğuksu) , çok kısa mesafelere yeni istasyonlar konuldu(bkz: florya akvaryum istasyonu) ayrıca eski banliyö hatlarında alt geçit kullanılırdı şimdi 3 katlı bina boyunda üst geçitler yapıldı ve bu geçitler mevcut kara yolların ortasına yapıldı.(bkz: küçükçekmece tren istasyonu) şimdi bu istasyonlar da trafiğe neden olmaya başladı. bir işi yaparken diğerini bozdular.
    2)her tarafı deniz ile çevrili bir kentte deniz ulaşımının yetersizliği
    neredeyse deniz otobüslerini kaldıracak bir zihniyet var ortada. oysa ki bir çok hat oluşturulabilir. insanımız da deniz ulaşımına alışkın değil hep otobüs kullanıyor. ucuz fiyat politikaları ile insanımız deniz ulaşımına yönlendirilebilir.
    3)şehrin tarihi yapıları..
    örneğin yenikapı'dan taksim tarafına gitmek istiyorsunuz ama müthiş bir trafiğe maruz kalacaksınız hem de günün her anı neredeyse. sebep çok basit eski kemerden dolayı yol daralıyor ve trafik oluşuyor. kemer tarihi hiçbir şey yapamıyorsunuz. battı çıktı yapmaya kalksanız muhtemelen arkeolojik kalıntıların göbeğine düşeceksiniz ve tamamen o yol iptal olacak... işte tam burada zaten o yol aslında araç trafiğine açık olmamalı. o yolda hafif raylı sistem kullanmalısınız. troleybüs gibi ulaşım araçlarını düşünmelisiniz ve o trafiği başka yere aktarmalısınız. belirli saatler dışında ki o da işyerlerinin ihtiyaçları için o bölge trafiğe kapalı olmalı ve bir açık hava müzesi gibi kullanılmalı.
    4)sinyalizasyon hataları
    sürekliliği sağlayacak yeşil dalga gibi uygulamaların kullanılmaması, kırmızıya denk gelirseniz sürekli kırmızıya denk gelmeniz veya peş peşe iki ışığın birinin yeşil birinin kırmızı olması...
    5) servisler.
    herkes işe okula servis ile gitmeye çalışıyor. sabahları servisler yüzünden trafik ara sokaklarda bile kilitleniyor. okula çok yakın olanlar bile servis kullanıyorlar. ayrıca iş yerleri çalışanlarına yol parası yardımı yapmalı ve iş yeri servislerini kaldırmalılar. misal maslak'ta saat 16.30-18.30 aralığında bir bulunun. bir şerit, minimum 2 km boyunca servisler tarafından işgal ediliyor. yol neredeyse tek şeride düşüyor ve trafik felç oluyor oysa ki maslakta metro var! metro hattının bulunduğu yerlere servis girişleri yasaklanmalı. çalışanlar ise evlerinden metro hattının bulunduğu yere kadar servis kullanmalı.
  • -bencillik, önce ben geçeceğim kavgası.
    -trafik kurallarını bilmeme (ya da çok siklememe).
    -bir metropolde değil de köyde yaşıyormuşçasına arabayı istediği yere park etme.
  • caddelerin sokakların kapasite olarak yetersiz olmasıdır ana sebebi.

    elbette sürüş hataların trafik üzerinde etkisi var, fakat yolların kapasitesi eksik olduğundan dolayı sürüş hataların trafik üzerindeki etkisi çok daha belirgin oluyor.

    - kapasite düşük olduğundan takip mesafeni azaltmak zorunda kalıyorsun (sen azaltmak istemesen de birileri şeridine giriyor, girmek zorunda kalıyor)

    araçlar arasında 40-50 metre mesafe olduğunda öndeki araç frene bastığında ayağını gazdan çekip durumu değerlendirip ona göre frene basmak veya basmamak için yeterince zamanın oluyor (senin arkandaki araçlar da aynısını yapabiliyor)

    araçlar arasında mesafe 10-15 metre olduğunda öndeki frene basar basmaz frene basmak zorundasın, öndeki aracın neden frene bastığını, ne kadar frene bastığını düşünecek zamanın yok (arkandakilerin de zamanı yok, kimisi sert frene basıyor, kimisi az basıyor, fakat kimse durumu idrak ederek basamıyor)

    sonuç: akordiyon etkisi

    sokaklarımız dar:
    sokağın içindeki trafiği etkilemesi başlı başına bir mesele. fakat tüm bu sokaklar ana caddelere bağlanıyor. kavşak sayısı arttıkça yola bağlanan araçlar yüzünden ana caddedekiler frene basmak zorunda kalıyor.

    bu kadar göt göte yaşamasak, yollar geniş olsa, bitişik nizam ev yapmayı bıraksak ana caddeye 10 sokak değil 5-6 sokak bağlanır. komple yaşam kalitesi artar zaten, ağaçlar ormanlar falan.

    bu beraberinde bir sorun daha getiriyor, o da şöyle, en soldan yola dahil olan kişi 50 metre içerisinde en sağ şeride geçiş yapmak ve viraj dönmek zorunda kalıyor, (yolu bilen yine bir şekilde hallediyor da yolu bilmeyen adam trafiği katlediyor).

    kaldırımımız yok:

    eyvallah istanbul sur içinde sokaklar dar, osmanlı zamanından kalma yollar, at arabası geçse yeter demişler. bugün ise bunları düzeltmek sorun.

    beylikdüzü, tuzla vs. 10-15 sene önce yoktu. kafana göre tasarlayıp yapabilirdin.

    ama gel gör ki koskoca sitenin etrafında yapılan kaldırım bir bebek arabası sığacak kadar. lan sitenin içinde 5 tane 10 tane 20 katlı bina var. o sitede en az 3000 kişi yaşıyor. ona göre araç giriş çıkışı var, yayası var, boku püsürü var.

    o kaldırım geniş olsa yayalar yola çıkmak zorunda kalmaz, yol kenarına park eden araçlar aracın yarısını kaldırıma çıkarıp park ederler, komple bir şeridi iptal etmezler.

    3 şeritli ve göt kadar kaldırımın olduğu bir caddede ise manzaramız şu:
    araçlar 1 şeridi işgal eder (para çekmeye, markete uğramaya, durup yol bakmaya, veya komple park etmek için) yayalar hurdacılar kaldırıma sığamaz ve park halindeki araçların solunda yürür. yolda giden araçlar ise yayalara yaklaşmak istemez. 3 şeritli yoldan geriye kalır sana 1.5 şerit. onda da minibüs durup yolcu indirip bindiriyor komple kitleniyor yol.

    bir kaç başka sebep:

    - tabelaların küçük / eksik / karışık olması

    - emniyet şeritlerin eksik olması (avcılar yokuşunda her daim hararet yapmış bir araç kapatır bir şeridi, emniyet şeridi de yok)

    - e5'deki gereksiz mobeseler (yardır yardır giden araç mobesenin 50 metre önünde frene basıyor hemen sonra tekrar gazlıyor)

    - yol kenarındaki park yerlerin ücretli olması

    - çöp konteynerların yolların köşelerinde değil yol boyunca olması.(viraj ağzında park etmeleri engeller, çöp kamyonların yol işgalini azaltır, sokak temizliğini de rahatlatır. )

    ve daha nice başka küçük küçük sebepler.
  • insan çokluğu öncelikli sebep. sonra yolların bir metropol için fazla dar olmaları. bizim insanlarımızın toplumsallığı çok yanlış anlamasından doğan bir durumda var. o da şu ki; yukarıda saydığım nedenlerin ya kökten çözümleri aranır ya da alternatifler değerlendirilir. daha çok rant sağlayayım diye binaların bazen üç cephesini bile başka binalara yapışık yapacak kadar alanları daraltan zihniyet kökten çözümler aramaktan çok uzaklar, bunu geçelim. bari var olan alternatifler değerlendirilsin diye en azından toplu taşıma araçlarına rağbet edilebilirdi. ama dediğim gibi bizde toplumsallık daha çok örneğin, resmi bir kuruma gidilecekse önce bir tanıdık arama peşine düşmek, aileyi, eşi, dostu kayırmak, din kisvesi altında kuru birlik ve beraberlik naraları atmak olduğu için asıl amacı olan herkesin yararına davranmak ve faydalı olmaya çalışmak olan toplumsallığı yanlış biliyoruz.
  • sadece kalabalık asla değildir. her sabah veya akşam istisnasız söylüyorum her gün 2-3 araç arızası görüyorum bu araçların hemen hepsi bakımsız eski arabalar muhtemelen muayene falan hak getire. trafik biraz hareketlensin anında bir kaza, ters yönden de tabiki kazayı izleme oranında içine etme.
    çok merak ediyorum istanbul’dan daha fazla maddi hasarlı kaza yapılan başka bir şehir varmı?
    misal pendik’ten avcılara trafiğin nispeten boş sayıldığı bir saatte ilerleyin kaza olmadığı bir ana denk gelemezsiniz.
    4 yol ağzına mı denk geldiniz kimse kimseye yol vermediğinden, taralı alanı boş bırakmamız gerektiğini kimsenin sikine bile takmamasından ortalık keşmekeşe döner.
    otobana sapakta ufak bir trafik mi var hemen dışardan kaynak yapılır bu sayede aslında trafiğin olmadığı diğer yolunda anasını bellemiş oluruz.

    bunun gibi sayısız örnek verebilirim, istanbul’da rezil bir şekilde araba kullanılıyor, bu şartlar altında istanbul’da bu trafik çilesi bitmez bitemez.
  • valla ankara'da yaşayan birisi olarak ne zaman istanbul'a gidecek olsam bir gece önceden uykularım kaçıyor o trafiğe gireceğim diye.

    ilk fark ettiğim şey istanbul'un semtlerinde fazlaca tek şerit yol mevcut. geçmiş zamanda ilerisi düşünülmeden veya yavşak müteahhitlerin çakallıkları sonucu yola taşmalarından kaynaklı. bu nedenle de kalabalık semtlerde domino etkisi yaratıyor.

    geri kalan ana arter trafikleri ise klasikleşmiş durum zaten. önceden köprü girişlerinde ki gişeler kalkarsa köprüde trafik olmaz diyordum. gişeleri kaldırdılar ama gene trafik oluyor bilemedim. benden bu kadar.
  • bir arkadasim , kadinlar trafigin nedeni demisti. :)
  • o ilk sırada kim frene basıyorsa o şahsiyet
  • plansız şehirleşme, fazla nüfus, yetersiz metro ve toplu taşıma, deniz yolullarını ısrarla kullanmama
  • minibüsçüler, taksiciler ve özel halk otobüsleri.
hesabın var mı? giriş yap