• “kader seni güldürmüyorsa espriyi anlayamadın demektir.”
    (bkz: shantaram)
  • "gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır; intihar. yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir. gerisi, dünyanın üç boyutlu olup olmadığı, düşüncenin dokuz mu, yoksa on iki ulamı mı bulunduğu, sonra gelir."

    resmen okura tokat atarak başlıyor kitap.

    (bkz: albert camus)
    (bkz: le mythe de sisyphe)
  • "zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi."

    charles dickens - iki şehrin hikayesi
  • (bkz: koku)
    (bkz: tıkanma)
    (bkz: yabancı)
  • "ertesi gün hiç kimse ölmedi"* *
  • gregor samsa bir sabah bunaltıcı düşlerinden uyandığında kendini yatakta bir böceğe dönüşmüş halde buldu.
  • zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi.

    (bkz: iki şehrin hikayesi)
  • yüksek maceranın, zengin yaşamanın ve ölmenin zor olduğu bir altın çağ'da yaşıyorlardı... ama kimse öyle düşünmüyordu. servet ve hırsızlığın, talan ve yağmacılığın, kültür ve ahlaksızlığın geleceği... ama kimse bunu kabul etmiyordu. aşırıların çağındalardı, ucubelerin büyüleyici yüzyılı... ama kimse bunu sevmiyordu.
    güneş sistemindeki yaşamaya elverişli tüm dünyalara yerleşilmişti. üç gezegen ve sekiz uydu ve on bir milyon milyon insan bilinen en heyecan verici zamanda yaşıyorlardı ama her zamanki gibi içlerinde başka zamanların özlemini hissediyorlardı. güneş sistemi hareketlilik doluydu... savaşmak, beslenmek, üremek, daha eskilerine tam hakim olmadan yenisi çıkan teknolojileri öğrenmek, derin uzaydaki uzak yıldızların ilk keşfi için hazırlanmak; ama--
    ...
    yazar: alfred bester
    kitap: kaplan kaplan / the stars my destination
    türkçe çeviri: barış tanyeri
    ithaki yayınları-2017
  • bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez,özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar.unutamamak.belleğin kaçınılmaz intikamı.herhangi bir iz taşınıyorsa eğer,bu bir zamanlar bir yara açıldığındandır.(bkz: kabuk adam)
  • bakıyorum da eski ahiti okumayan kalmamış
    (bkz: eski ahit)
hesabın var mı? giriş yap