• daha once yazmistim, yine yazayim...

    "bir ulke hakkinda;

    1 gunde varacaginiz yargilar vardir,
    1 haftada varacaginiz yargilar vardir,
    1 ayda varacaginiz yargilar vardir,
    1 senede varacaginiz yargilar vardir,
    1 omurde varacaginiz yargilar vardir."

    bu isin bence tek bir istisnasi var; mesela hayatinda yurt disinda yasamamis birisinin gozlemleriyle, daha once bircok ulkede yasamis birisinin gozlemleri cok farkli olacaktir. bu sayfada yasanan atismalarin cogunun temelinde bu sorunlar yatiyor.

    "acilin ben uzmanim..." yazan arkadas tabi ki yazabilir, -ki bence aslinda komik bir giris, ara sira ben de kullaniyorum bu kalibi... kendisi zaten 4 aydir burada bulundugunu belirtmis, ona gore okuyun iste yazdiklarini... eminim 1 2 yil sonra kendi entrysini tekrar okusa, kendisi de sasirir nasil bircok fikrinin degistigine... kendisi tr'den ogrenci olarak geldigi icin tabi ki fiyatlari tr ile kiyaslamis (bir tshirt 50 tl...). alim gucu karsilastirmalari halen golden-standard olsa da, yaniltici olabilir cunku market fiyatlarinin cok dusuk oldugu ve fazla restoran olmayan bir sehirde de yasayabilirsiniz, tokyo gibi gunun her ani sizi para harcamaya surukleyen bir sehirde de yasayabilirsiniz... sonuc olarak herkes sizin gibi evli, oto-kontrolu guclu, ya da asosyal olmayabilir (bu konuya geri donecegim). sonuc olarak, ben yorumlarinin cogunun gercekci oldugunu dusunuyorum (eglence, kadin erkek iliskileri, vs.)...

    bu arada bence muthis muhabbet donmus, bunu "geleneksel japonya kotuleme olimpiyatlari" diye ele almayin... ozellikle osxfang'in yorumlarini, deytas malinin yorumlari gibi okumamak lazim. herkes sonucta kendi deneyimlerini aktariyor. bana mesela ozelden mext bursunu kazanan bir yazar mesaj atiyor. tatile gelmek isteyen de mesaj atiyor. sizin burada yazdiklariniz kisilerin tercihleri acisindan gercekten onemli, ya da gelmeden bir fikir edinmeleri acisindan. zaten bu yuzden ben de sabah sabah bu entryi giriyorum.

    kisa kisa notlar:

    - japonya hayvani pahali arkadaslar! alim gucu, norvec vesaire muhabbeti yapmayin. 300 500 derken elinizde para kalmiyor. ulasim cok pahali. hep ayni duraklari gidiyorsan ucuz bilet alabiliyorsun ama peki ya gitmiyorsan? diyelim bir erkekle veya kizla tanistin, cikiyorsunuz... haftanin birkac gecesi onda kaliyorsun. henuz iliskide misiniz degil mi belli degil (dolayisiyla subscription alamazsin), ama yasadigi yer uzak... her gun 12 usd falan pasa pasa bayilacaksin tokyo metro'ya, jr'a vesaire, ustune bir de uzak duraklar genelde rezalet kalabalik oluyor, kitap bile okuyamiyorsun, elini kaldirip telefonu cikaramadigin oluyor...

    - tsukuba vesaire yasarsan kiran ucuz, ama peki ya tokyo, kyoto vesairedeysen, -ki expatlarin calisacagi isler tabi ki buyuk sehirlerde... bayilacaksin en az 1500 usd barinma giderleri icin (bu iyi tahmin)... ustune 25 m2 evde yasayacaksin bu odedigin paraya ragmen, mutfagin kucucuk olacak vesaire... bu is new york'da veya paris'de daha iyi degil... ama sonuc olarak barinma cok pahali ve kalitesiz.. mesela evlerde kisin klima, yazin klima kullanacaksiniz isinma sogutma icin... ıkisinde de bogazini kuruyacak, hasta olacaksiniz, vesaire... yani ev olayi eger bir japon degilseniz ister tr'den gelin ister anglo-sakson bir ulkeden ister kita avrupa'sindan gelin fark etmiyor, sizi acmayacak!

    - marketler pahali kardesim. evde yemek yapmak pahali. ben 1 yildir dogru durust sebze meyva yemedim. bizdeki otlarin yerine (maydonoz, dere otu, vs.) cesit cesit yosun (seaweed) yiyorum, ama yosunlarin kullanim alani otlarin kullanim alani kadar genis degil. kisnis, japon maydonozu aliyorum, ama o da cok pahali genelde (ufacik dal 1 2 dolardan basliyor)... evde yapacagin bir salata, restoranda yiyecegin bir salata ile ayni fiyata geliyor... ufak manavlara cuma aksami gidip ucuz fiyat kovalarsin ama vaktin var mi bakalim?

    - japonya inanilmaz kimyasal bir ulke... organik, ekolojik, vs urun pazari cok zayif... zaten bu yuzden revenue'nun buyuk bir kismini iherb'e kaybediyorlar (rakuten'in icinden birisi soylemisti bunu bana). ben de organik vs deodorant, sampuan kullanmayi seven birisiyim, dolayisiyla hep disardan getirtiyorum kullandigim urunlerin cogunu... jp'de department store'larda vesaire bu urunleri almaya kalksan ates pahasi...

    - 290 jpy'ye karton kutu icinde 5 tane domates alabiliyorsunuz. yani benim gibi gercek bir domates severseniz pahaliya da ucuza da cesitler var; ama onceki gece salataya kuru domates katmak istedik. ufacik kavanoz 980 jpy idi (~10 usd)...

    - neyse sonuc olarak japonya, alim gucunden bagimsiz inanilmaz pahali bir ulke... ustune vergi oranlari cok yuksek... ustune kapitalist ekonomi yapisi sizi bitmek bilmez (constant) bir sekilde alis veris yapmaya itiyor; cunku haril haril metroyla 1 saatte gittiginiz isinizde gun isigi gormeden vesaire aksama kadar calisirsaniz, -ki bu insanlarin aslinda dogasinda olmayan bir sey, vucudun bu sistemi devam ettirebilmesi icin beynin odul kisimlarinin uyarilmasi gerekiyor... bunu da bol bol alkol alarak, ya da alis veris yaparak sagliyorsunuz... mesela boyner gibi department store'larda kocaman bir katin sadece pahali tatlilar sattigini dusunun... kurabiyelerin tek tek plastik icine kondugunu, sonra onlarin tekrar buyukce bir plastik icine kondugunu, sonra da bu paketin bir kutuya kondugunu, 10 tane kurabiyeye 20 30 usd odediginizi dusunun... ıste japonlar bunu ole bayila yapiyorlar...

    - benim su hayatta en sevdigim seylerden biri ev partileri... ucuzdur, ayni gecede bircok insanlar konusabilirsin, surekli yerini degistirirsin, karsi cinsle yakinlasirsin, bazen tek tek bazen grupca eglenirsin, istedigini yer icersin vesaire... simdi bu manada japonya bana kesinlikle uymuyor... ev partisi yapilacak kadar buyuk evlere sahip olan dostlar yaptim, ama bazen de onlarin arkadas gruplari bana uymuyor cunku cok farkli bir mental yapida olabiliyorlar... bu benim acimdan ciddi anlamda bir turn-off japonya icin.. ızakayaya gidip ayni sandalyede oturup pahali bira icmek keyifli ama surekli yaptiginda degil...

    - ıngilizce yok abi ulkede... unutun... bir iki kisi vesaire tanimaniz kaideyi bozmaz... sizin japonca ogrenmeniz lazim... simdi bu olay ilk basta rahatsiz edici olmayabilir, ama isin felsefesine baktiginizda dehset verici bir durum. bir ulke halen nasil bu kafayla yasayabilir, sasiriyorsunuz bazen, cunku vietnamlilar, malezyalilar, vs catir catir ingilizce konusurken, japonlarin ingilizce konusamamasi dillerinin anatomisiyle vesaire alakali bir olay degil. japonlarin ingilizce konusamamasi olayi size nasil baktiklari ile de o kadar ilintili ki.. ve ne yazik ki genc nesilde bir silkinme goremiyorum... sonucta secimlere katilimin yuzde 16 civarinda falan oldugu bir ulkeden bahsediyoruz... ha dedin mi devrim olmuyor haha hindistan'da mesela efsane bir sosyal devrim yasaniyor... her eve bir bilgisayar girmesiyle meslek edinen, para kazanmaya baslayan genc nufus, kast sistemininin sacmaliklarindan, sosyal esitlikten falan bahsetmeye basladi... japonya'da diplerden gelen bir degisim yasanmasi bana cok mumkun gozukmuyor... nitekim taa en tepeden globalleselim cagirisi gelmeye basladi (abe'nin degisen politikalari, g30 universite anlasmalari, vesaire), ama birak dipten bir degisim cagrisi gelmesini, dip enteresan bir sekilde degisime en cok direnen kompartman olarak karsimiza cikiyor.. onlar da ustleri sucluyor, -bir grup yasli cekilmez adam, iyi kararlar verilmesini engelliyorlar diye... neyse neyse...

    - japonya genel olarak cok guvenli, ama kadin olsam nasil hissederdim pek emin degilim... mesela asher and lyric'in kendi kisisel 2019 countries for solo femame travel index'inde tr 13. jp 31. sirada... kadina bakis gercekten sorunlu olabiliyor bazen... metrodaki taciz vesaire muhabbetlerine ben tanik olmadim, ama cok duyuyoruz.. ama japonlari tabi ki pur-i pak degil... kyoto'da sirket binasini yaktilar, 40 kisi oldu... birkac hafta sonra bir sergideki, -ki serginin konusu ifade ozgurlugu, bir entalsyonu begenmedikleri icin burayi da yakariz diye tehdit gonderiyorlar... dunyada en cok kadin cinayetlerinin yasandigi ulke hong kong ile beraber... cok ornek verilebilir... ama gece sokaga yalniz cikabilir misiniz? cikarsiniz! shinjuku vesairede cok takilmiyorsaniz cikarsiniz...

    - daha country-side (norvec, hollanda, yeni zelanda, vs.) ulkelerden gelenlerin, ve o hayat tarzini seven insanlarin jp'yi inanilmaz imitasyon bulmalari cok mumkun. yukardaki yazarin da belirttigi gibi, kac yasinda oldugunuz, hayat deneyiminiz, vs onceliklerinizi belirliyor, ve bu da duygu durumunuzu ve tercihlerinizi belirliyor.

    bir de isin su kismi var; ayni sey yeni bir iliski icin de gecerli... beyninizin brodmann kisimlari gorsel, isitsel, dusunsel olarak vesaire sizi birseyi sevmeye itiyor (asik olmak!). bu yasadiginiz sehirler icin de gecerli... dolayisiyla bol bol serotonin uretirken bir sehrin negatif yanlarina pek odaklanmamaniz gercekten cok olasi... ama bu serotonin fazlaligi en cok bir yil falan suruyor, bu duygular azalirken yerini sizin adim adim construct ettiginiz bir sevgi/sevmeme iliskisine birakiyor yerini... dolayisiyla insanlarin jp'ye ilk tasindiginda cok heyecanli harika yorumlar yazarken, sonra dan "bok atmaya baslamasi" gayet dogal bir sey... bu sureci bazisi asktan derin bir sevgiye gecerek tamamlar, kimisi de evliliklerde de oldugu gibi "seni artik taniyamiyorum" "yillarca ben bu adamla mi olmusum" falan diyerek artik hayatindan tat almamaya baslar ve bir degisime gider... bir de benim gibi ucuncu sinif artik kasarlanmis kisiler var; yuzde yuz olmasa da kendini tanir, istediklerini bilir, elindekileri bilir, buna gore yasar... -ki benim bile bazen gunum gunume uymuyor...
  • - enflasyon bulunmakta
  • saygılı,öz farkındalık sahibi,çalışkan bir milletin çoğunlukta yaşadığı ülke.
  • önde gelen japon şirketleri:

    > toyota
    > honda
    > mazda
    > suzuki
    > nissan
    > mitsubishi
    > yamaha
    > panasonic
    > sony
    > toshiba
    > nintendo
    > casio
    > canon
    > sega
    > nikon
    > epson
    > bridgestone

    kaynak : spectator index
  • türkiye'nin aksine expat kaynayan ülke. keşke gerçekten tercih etmiyor olsalar ve siktirip gitseler. hayır burası dubai gibi expat ülkesi de değil ki yani, ihtiyaç yok size (beyaz yakalılara). ergenliğinde iki anime izleyip gaza gelen amerikalılar, avustralya'ya değişim programıyla gitmiş özenti japon kızlara çakıp tadı damağında kalan avustralyalılar falan 0 (sıfır) yeterlilikle buraya gelip ingilizce öğretmeni oluyor, sonra dil dahil hiçbir siki bilmedikleri için sabah akşam ülkeyi kötülemeye başlıyor.

    imaj bağlamında batılı expatların japonya'ya zararı, suriyeli sığınmacıların türkiye'ye zararından fazla.
  • japonlar'ın çoğu, metroyla seyahat ederken telefonla uğraşır veya kitap okur. 4 yaşındaki küçük bir çocuğu tek başına seyahat ederken görebilirsiniz. sokaklarda arabadan daha çok bisiklet görürsünüz, çünkü insanların büyük çoğunluğu bisikleti veya yürümeyi tercih ediyor. böylece trafik sorunu olmuyor.
    kaynak: quora.com
  • silah almanın er ryan'ı kurtarmaktan daha zor olduğu ülke. sebebi için: tık
  • oecd raporlarına göre iş-yaşam dengesi 10 üzerinden 4.6 ile 40 ülke arasından sondan 5. olan ülke.

    ağır iş koşulları yüzünden “karoshi” adı verilen bu ölüm çukuruna düşenler, 2016 raporlarına göre yapılan anketlerde 10.000 kişi arasından çıkan sonuçlara göre ayda 80 ila 105 saat ekstra çalışmanın sonucu olduğunu söylemişlerdir.

    aşırı derecedeki bu çalışma saatleri insanların dengesini öyle bozmuş ki; geçenlerde yapılan uzatılmış 10 günlük altın hafta tatilinde, 31 yaşındaki bir japon, “- dürüst olmak gerekirse bu 10 günlük tatilde zamanımı nasıl geçireceğime dair hiç bir fikrim yok” açıklamasını yaptı.

    üzülüyorum, gerçekten.
  • (bkz: 72 dangerous places to live)dizisinin listesine 8. sıradan girmiş ülkedir.
  • japonya'da güney kore'ye ait samsung markasına ait ürünleri neredeyse göremezsiniz.

    samsung markasının kullanımı bile yasaktır. sadece telefonlarının satışına galaxy logosu kullanılarak izin verilir. hatta tokyo'da bir kaç galaxy mağazası mevcuttur.

    galaxy store / tokyo
hesabın var mı? giriş yap