• 100bin kişilik nüfusun 20binini öğrencilerin oluşturduğu şehrin en renkli caddesi barlar sokağı diye adlandırabileceğimiz wagner gasse'dir.küçüktür ama ingliz pubından tutun da hippi barına kadar hepsini bulabilirsiniz.sokağın ortasına yerleşmiş bir fritz mitte'si vardır ki yiyip yiyebileceğiniz en lezzetli patates kızartmalarını satar.jenalı ailelerin iyi havalarda çoluk çocuk içine doluşmak için ostsee'yi tercih ederken öğrenci kısmı saale nehrinin yanında bulunan paradies parkını tercih eder.küçük bi şehir olmasına rağmen tiyatrosu operası ve hatta planetarium binası bile vardır jenanın.bölgenin en büyük hastanelerinden birini barındırır (bkz: universtaetklinikum jena) ve duyduğum kadarıyla tıp eğitiminde de baya iddalıymış.her alman şehrinde olduğu gibi her köşe başında dönerci olmasa da döner konusunda sizi tatmin edebilecek alternatifler sunabilir.doğu almanya'nın faşistliğini almamıştır ama küçük ve sıkıcı bir yerdir.zaten yaşanmaz da bence eğitim için dahi gidilmez.
  • felsefe, tip ve fizik alaninda parlak bir gecmise sahip olup genel anlamda bilimsel bazda hala onemli bir yere sahip olan bir sehirdir. science city, lichtstadt, technologiestadt gibi takma adlari sehirleri icin sec begen al tadinda kullanirlar. iki buyuk tren istasyonu vardir: birincisi westbahnhof, ikincisi ise paradies'tir. genelde berlin, munih, dresden ve leipzig gibi sehirlerden gelen trenler paradies'te indirir sizi. ben de salak gibi "oh lan sehrin ismi fantazi, tren istasyonunun ismi fantazi, yasadik olm" gibi hezeyanlar icerisinde buraya adim atmisimdir. her ne kadar insanlari standart alman okuzlugunden olabildigince uzak gibi gorunup bircogu dunya tatlisi insanlar olsa da bu sehir, icerisinde 3 ay gecirmek zorunda olan bendenizi tabiri caizse komaya sokacak kadar duragan, sıkıcı ve eeeh ne bileyim yasanmaz lan burada!
  • dogu almanya'da bir sehir. almanya'da ilk ogrenci kulubu bu sehirde kurulmus, ilk kez ogrenciler bu sehirde ayaklanmistir. guney bati almanya'dan berlin'e giderseniz bu sehrin yanindan gecersiniz. bunun disinda göttingen, kassel, gotha, erfurt, halle, weimar gibi sehirlerle bir cizgi olusturur bu sehir almanya'nin ortasinda. beton bloklar mi? dostum onlar bütün dogu almanya'da var, hala.
  • erasmus yapmakta olduğum almanya'nın thüringen eyaletindeki şehir.

    burada anlatacaklarım hem şehirle hem de almanya ile ilgili.

    bu şehrin en büyük özelliklerinden biri üniversiteyle bütünleşmiş olması. şehrin diğer önce çıkan özelliği ise die linke'nin yani sol parti'nin başkanlığında kurulan bir koalisyonun yönettiği tek eyalet olması. eyalette bulunan erfurt'tan daha küçük, weimar şehrinden ise daha büyüktür. şehir iki kısma ayrılır, jena şehir merkezi ve sovyet tipi uzun blokların bulunduğu lobeda west ve lobesa ost banliyöleri. şehrin çeşitli yerlerindeki pek çok öğrenci yurdu, şehrin üniversiteyle ne kadar iç içe olduğunun kanıtıdır. şehrin neredeyse her bölgesine giden tramvay hatlarıyla şehir içi ulaşım büyük ölçüde kolaydır. tramvayın gitmediği yerlerde de mutlaka otobüs hattı bulunur. bununla birlikte öğrenciler için ulaşım, öğrenci kimlik kartınızı yanınızda bulundurduğunuz sürece her türlü aktarma dahil ücretsizdir. ancak öğrenci kimlik kartını almak için üniversitenize 200 euro'luk bir katkı payı ödemek zorunludur. ayrıca öğrenci kimlik kartınızla eyalet içindeki tüm şehirlere arası "regional bahn" adındaki trenlere ücretsiz binersiniz.

    üniversitede dersler zordur. bizdeki eğitim sistemi gibi olacağını düşünmemeniz sizin yararınıza olacaktır. benim yaptığım gibi uluslararası ilişkiler okuyorsanız, tonlarca makale okumaya hazır olun. derslerde bu makaleler üzerinden tartışmanız beklendiği için makale okuyarak katılım puanını alabilirsiniz. uluslararası ilişkilerde dersler 10 kişiliktir genelde. seminer dersleri alırsanız bu dersler dönem boyunca bir ya da iki haftada düzenlenir ve sabahtan akşama kadar sürer. bu dersler bütüncül olduğu için yorucu ama bir o kadar da eğlenceli geçer ve pek çok şey öğretir.

    kütüphanelerden hoşlanan biriyseniz bu şehir tam size göre. kampüste bulunan kütüphane 4 katlı ve sosyal bilimler, hukuk, ekonomi gibi dalları içerir. kampüse beş dakika uzaklıkta bulunan diğer kütüphane de 4 katlı ve eyaletin en büyük kütüphanesidir. ingilizce ve türkçe kaynaklar dahil her şeyi bulabileceğiniz muazzam bir büyüklüğe sahip bu kütüphaneler.

    şehrin tam merkezinde silindir şeklinde gökdelene benzeyen ve şehrin her yerinden görülebilen jentower diğer adıyla ıntershop tower denilen bir yapı bulunur. bu kule her yerden görülebildiği için kuleye bakarak nerede olduğunuzu anlayabilirsiniz. şehir tepelerle çevrili olup, bu tepelere küçük turlar düzenleyerek şehri yüksekten görme şansı bulabilirsiniz. şehrin ünlü wagnergasse'sinde pek çok bar bulunur. özellikle cleanicum'u ve ırish pub'ı önerebilirim. şehre yolunuz düşerse yapmanızı tavsiye ettiğim şey yukarıdaki entrylerde belirtildiği gibi fritz mitte'den grosse portion patates kızartması ve honig lemon sosu almak ve ardından ırish pub'ta ellilik "kellerbier" söyleyip keyfinize bakmaktır. kellerber'in özelliği, taze bir bira olması ve üç aylık tüketim ömrü bulunmasıdır. ırish pub, wagnergasse'nin girişinde bulunan fritz mitte'ye çok yakındır. ayrıca yine bu sokağın girişinde bulunan amerikan barına uğrayıp house bier'ın tadına bakmalısınız.

    iyi bir parti yakalayabilirseniz şehrin gece hayatını renkli hale getirebilirsiniz. ama bunun için şehirdeki kasablanca (nam-ı diğer "kasa"), rosenkeller (nam-ı diğer "rose") ve villa am paradise, kulturbahnhof ve microclup gibi gece klüplerinin facebook sayfalarını beğenip tüm etkinliklerden haberinizim olması gerekir, yoksa kaçırabilirsiniz. partiler genellikle biletlidir. facebook sayfalarından bilet satış yerlerini öğrenebilirsiniz ki genelde ernst abbe platz mensa'da yani friedrich schiller üniversitesi'nin yemekhanesinin girişinde satılır. buradan alacağınız biletler daha ucuzdur, akşam parti başlamadan önce açılan abendkasse'de (akşam bilet satışı) alacağınız biletler genellikle 1 ya da 2 euro daha pahalı olur. en iyi partiler villa am paradies'te olup, bilet fiyatı ona göre pahalıdır. özellikle medi partileri yakalamaya çalışırsanız gece hayatınızı renklendirebilirsiniz. bunun dışında ınternational zentrum'ta erasmus öğrencilerine özel düzenlenen ve herkesin kendi içkisini getirdiği stammtisch'leri kaçırmayın, burada pek çok insanla tanışıp arkadaş olabilirsiniz.

    kampüsteki yemekhane yani mensa tüm öğrencilerin uğrak yeridir. yemekler 1,50 euro ve 3,50 euro arasında değişir. etli yemeklerin hangi etten yapıldığı mutlaka küçük bir resimle belirtilir. burada yemek yemek dışarıda herhangi bir mekanda yemek yemekten cidden çok ucuzdur. ayrıca kampüsün bahçesinde bulunan mcdonald's'tan da acıktığınızda birkaç euro'ye hamburger (menü değil) yiyebilirsiniz. şehirde pek çok döner salonu da vardır. saray ve azad döner'i önerebilirim. azad döner'in pazartesi günlerine özel döner am montag kampanyasıyla döneri 2,50 euro'ya yiyebilirsiniz. türk olduğunuzu anladıklarında her zaman daha fazla koyuyorlar. ayrıca rosenkeller'in aşağısında, jentower'ın hemen dibinde bulunan saray döner'de de içeride demleme çayı bedavaya içebilirsiniz.

    gelelim lobeda west'e. lobeda west şehirden uzak olsa da, sessiz sakin bir yer. karl-marx-allee ve emil wölk strasse'de ve yine birkaç sokakta öğrenci yurtları var. bu banliyönün en önemli özelliği kaufland adında şehrin en büyük süper marketlerinden birini barındırması. ayrıca karl-marx-allee'de netto adında kaufland'tan bir nebze pahalı ve oldukça küçük olan bir market daha var. aldığınız hiçbir şeyi türk lirasına çevirmemelisiniz. çevirdiğinizde pahalı görünse de aslında temel gıda maddeleri çok çok ucuz. akşamları ciddi manada 1 euro'ya doyabilirsiniz, türkiye'de 1 liraya doyduğunuzu düşünün, böylece ne kadar ucuz olduğunu anlayabilirsiniz jena'nın.

    gelelim biralara. inanılmaz çok bira var burada ve 28 centten 80 cente kadar değişiyor fiyatları. kaufland'ta her çarşamba günü becks için indirim yapıyorlar. önerebileceğim diğer biralar oetringer, apoldaer, netto'da satılan 5,0 adlı bira, köstritzer ki thüringen eyaletinin yerli birasıdır (ama açıldıktan sonra, birayı bitirmeye yakın çok çok acı alıyor pek tavsiye etmiyorum) ve sternburg export. çoğu ucuz biralar ama oetringer gerçekten güzel, iyi bira istediğinizde becks için ya da ırish pub'a gidin. ayrıca oetringer'in bira kapaklarında minik sloganlar yazıyor, benim yaptığım gibi kapakları biriktirebilirsiniz. diğer içkiler oldukça ucuz. rakı içmek isterseniz 13 euro'ya kampüsün yanında goethe galarie'deki tegut adlı süpermarketten alabilirsiniz. viski ve vodkadan bahsetmiyorum, yine çok ucuzlar.

    gelelim sigaraya. (sigara sağlığa zararlıdır.) sigara paketi almak oldukça pahalı burada. bugünün kuruyla hesap edersek (1 euro = 3,20 tl) bir paket en az 5-6 euro olup 18-21 lira arasında değişiyor. bu yüzden herkesin yaptığı gibi tütün sarma yoluna gidiyoruz. tütün paketleri 30-35 gram içeriyor ve fiyatları 4-5 euro arasında değişiyor. her sigara markasının kendi tütün paketi var, bunları aldığınızda yaklaşık 5 gün içinde tüketiyorsunuz. önerebileceğim markalar jps red, jps blau ve lucky strike white. lucky strike white'ı arkadaş grubuna ben tanıttım, ve şu an yaklaşık 4 kişi lucky içiyor. bunun yanında filtre ve sarma kağıda da almalısınız ki bunlar da zaten birer euro. sakın lucky strike'ın kahverengi paketlerinden almayın, pişman olursunuz.
  • küçük ama inanılmaz bir şekilde her şeyi bulabildiğin yer (perde hariç, en dandik kumaştan 1,5*2 metrelik perde için 75 euro gibi bir şey istediler, cama fotoğraf yapıştırdım daha iyi oldu.zaten kimsenin kimseyi dikizlediği de yok). 4 ayı doldurdum önümde daha epeyce de bir zaman var huzur arayışımdan mı yoksa istanbul'un hengamesi ve ülke gündeminin ağırlığından mıdır nedir ilaç gibi geldi. eski doğu almanya sınırları içinde olmasından dolayı batı almanya'ya oranla ingilizce konuşabilen insan sayısının ve türkler'in (neredeyse hiç) yoğun olmadığı nadir yerlerden biri. (bir kaç dönerci ve 4-5 aile var onun dışında kimseye denk gelmedim.)
    prag'a ve almanya'nın ortasında olması nedeniyle berlin, frankfurt gibi bir çok büyükşehire yakındır. çok uluslu bir öğrenci potansiyeli var.(çinliler ve hintliler her yerde onları saymasanız da olur. çinli öğrencilerin kendi birliği bile var.)
    öğrenciyseniz thüringen (jena'nın da içinde olduğu bölge) bölgesi ve jena içinde tren ve otobüsler ile ulaşım bedavadır. avrupa'daki bir çok kente göre barınma, gıda gibi temel ihtiyaçlara çok daha az ödersiniz. (benim internet ile beraber 160 euro ödediğim yurda almanya'nın güneyinde konstanz'da yaşayan arkadaşım 300 euro gibi bir şey ödüyordu.)
    1 yıldan uzun süre öğrencilik edecekseniz studentwerk denilen, öğrencinin akademik hayatı dışında her şeyiyle ilgilenen kurumun jena'da okuduğunuz için size dönemlik 60 euro gibi bir yardımı var. bir form doldurup banka bilgilerinizi yazacaksınız. atlamayın iki dönemde de yapın.
    mensa'nın yemekleri fena değil vegan dahil her çeşit yemek bulma şansınız var. üşenmeyip yemeğinizi kendiniz yapar, yanınızda götürürseniz kara bile geçersiniz. burdaki çeşmelerden akan su içilebiliyor ve herkes yemeğini, şisesini yanında taşıyor. bunları yapan insanlar bizdeki gibi "fakir" olarak algılanmıyor aksine hem kirlilik hem de ekonomik açıdan doğrusu bu.
    kap, kacak, kozmetik malzemesi, temel ihtiyaçlar vs gibi şeyleri türkiye'den buraya taşımanıza gerek yok zira hepsi türkiye'de olduğundan daha ucuz.
    yurtta kalmayıp bir evde oda ararsanız işiniz biraz zor. kiralar yüksek çünkü oda sıkıntısı var. şehir küçük ve insanlar sürekli inşaat yapmıyor.
    altstadtfest(jena), oktoberfest(erfurt), oninonfest(weimar) gibi daha ismini hatırlamadığım sürekli bir aktivite hali mevcuttur bölge içinde. konserler, sokak gösterileri ile canlı olur bu dönemlerde buralar.
    ınternational haus yıl boyu etkinlikler düzenliyor, onlara katılıp hem arkadaş edinip, hem de kültürünüzü geliştirebilirsniz.
    uzun süre kalacaksanız ve oturma izni almanız gerekiyorsa gelir gelmez rathaus'a kaydınızı yaptırıp, ausländer ofisten randevuzunu alın, yoğun dönemlere kalırsanız 3-4 ay sonraya randevu alıp, biten vizeniz ile stres dolu günler geçirebilirsiniz.
    ırkçılığın yoğun olduğu, yürüyüşler falan düzenlediği bir bölge olsa da bunu genel olarak hissetmezsiniz fakat en azından alışveriş yapacak kadar almanca bilseniz fena olmaz. bir de trende cezai bir durumla karşılaşmamaya çalışın zira ceza kesen arkadaşlar yabancı olduğunuz anda yapıştırıyorlar. (bu arada trene bisikletiniz, köpeğiniz ya da bebek arabası ile binecekseniz onlara da bilet almanız lazım.)
    ilginçtir ki babaların çocuklarına baktığı bir yer burası. kütüphane önlerinde, markette, okul yolunda falar türkiye'de anneleri görmeye alıştığımız bir çok yerde babalar var. (insanın hoşuna gitmiyor değil :)
  • zamanında üniversitesinde schiller, schelling ve hegel gibi isimlerin hocalık yaptığı güzide şehir. üniversitesinin* web sitesine bakıldığında, eski parlak günlerinin geride kaldığı söylenebilir.
  • max planck insan tarihi bilimi enstitusunun bulundugu alman sehri. insanlik tarihina dair harika calismalar yapiliyor. arkeogenetik departmaninin basinda johannes krause var, hani su denisova turunu bulan, neandertal dnasini dizileyen ekipten.
  • alman idealizminin kalesi, ve hatta kulesi, saf kristalden.
  • alman romantiklerinin kutsal mekanı
  • zeiss city diyebilirim. üniversite şehri olduğundan canlı bir yer. doğa yürüyüşü ve istemediğiniz kadar müzeye burda erişebilirsiniz. ayrıca hegel in yaşadığı ev burada bulunmaktadır.
hesabın var mı? giriş yap