• kadıköy'de khalkedon meydanı adı verilen ufak bir meydan vardır. çarşı bölgesindedir. küçük ama ilginç bir yerdir öneririm. muhtemelen gençler onu kastetmiş.

    ikincisi, bir şehrin eski isminden bahsetmenin bir zararı yoktur. şehrin yaşayanları şehrin tüm geçmişini miras alırlar çünkü. new york biraz new amsterdam'dır mesela. cidudad de mexico bir parça tenochtitlan'dır. istanbul da biraz konstantinolopis, biraz bizans, kadıköy de biraz khalkedon'dur.

    ben daha ziyade bazen körler ülkesi olarak anıyorum kadıköy'ü.

    not: bir ek olarak yazayım. şehre byzantion ismini veren de megaralılar, daha açık yazarsak yunanlılardır. megara, yunanistan'da hala var olan bir şehir, istanbul'u ve kadıköy'ü buradan çıkanlar kurmuş. bir gün vaktim ve finansal olanağım olursa görmek istiyorum.
  • kadıköy'ü tanımayan, kadıköy'le ilgili pek bilgisi olmayan kişilerin saldırdığı tiptir.

    (bkz: khalkedon meydanı)
  • (bkz: derdini sikeyim butonu)

    öncelikle kadıköy'de en az 2 veya 3 adet khalkedon isimli kafe olmalı. hangisiydi, neredeydi hatırlamıyorum. lakin buluşma noktası olarak belirtilen yerin bu kafelerden biri olma ihtimali geldi aklıma.

    ikinci olarak osmanlı'nın bizans'ı bitiren değil, devam ettiren bir devlet olduğunu da belirtelim. bizans gelenekleri osmanlı içerisinde harmanlanmistir. şu anda ucuz milliyetçilik yapmak adına insanların zihninde oluşmasi saglanan osmanlı ile gerçek osmanlı arasında dağlar kadar fark var.
    bir şeyin üstünü sıvamak onu korumak anlamına da gelmiyor. hatta zarar vermek anlamına bile gelebilir. avrupalı o yüzden kaçırıyor tarihi eserleri. burda ne olacağı belli değil. ne kendi tarihimize ne bu topraklarda bulunan antik tarihe sahip çıkmayı bilmiyoruz. bu kadar basit. (avrupalilar'in fırsatçı doğasını da es geçmiyorum. bize bir onlara iki)

    üçüncü olarak o "mini anıt" diye bahsi geçen şey bir heykeldir. mini falan da değildir. bütün çarşı alanına parça parça yayılan bir meydan duzenlemesidir. kurukahveci mehmet efendi'nin oradan başlar ve diğer iki çarşı meydanına toplamda üç parça olarak konumlanir. heykel sanatinin amaçlarından biri not dusmektir. geleceğe, geçmişe dair notlar düşmek. o yüzdendir ki heykelin bir kısmında khalkedon yazar. başka bir kısmında güneş doğudan yükselir yazar. diğer bir kısmında ise çarşı tarihi için önemli, bir kısmı hala çarşı icerisinde ticaret yapmakta olan esnafların ismi yazar. neden khalkedon yazıyor falan gibi ucuz milliyetçilik kasmadan önce oturun düşünün lütfen neden güneş doğudan yükselir yazıyor o meydanda.

    sonu ium'lu park'li biten dev inşaat projeleri konusuna ben de katılıyorum. onun hesabını da inşaatla ülke kalkindirmaya çalışanlara sormalı. istanbul'da park kalmadığı için avmler park oluyor. tarihe sahip çıkılmadigi için ilgisiz alakasız yerlere yapistiriyorlar -ium'u. brandium ne, istinye park ne amk

    başkalarına lumpen demeden önce de kendi lumpenliginizden bir şüphe duyun bir iki saniyeliğine, lütfen rica ediyorum.
  • bilmek suc oldu. bilmeseydik keske, ilgilenmeseydik yasadigimiz yerin ne olup ne bitmisligiyle, zircahilkoylulere dert oluyor sonra komplekse giriyorlar filan. birak bizden baska herkes kadikoy'un turkiye'nin tarihini filan bilsin ama biz bilmeyelim ilgilenmeyelim. baskalari yazsin buralarin hikayesini, baskalari bulsun degerlendirsin eski eserleri biz bir tek son 500 seneyi gorelim daha evvel hic bir sey yokmus gibi davranalim.

    tipe bak. amerikali elin kizilderilisinin 100 senelik cadirinin bir kucuk kosesini bile satmaz, biz koskoca tapinaklar sattik bu "hacli" ya nefret kusan kafa yuzunden. git berlin'e gorursun kit kafali koylu.
  • kadıköyde khalkedon adında bir mekan var!
    twitleyen onu kast etmiştir belki!
    nicelikle eğleşmek yerine, niteliği takıntı yapın.
  • khalkedon adının bizans/roma kökenli olduğunu sanan sığıra batar. aynı mantık lazlara da rum der. şaşırmamak, itidali korumak gerekir zira khalkedon'a khalkedon adı verildiği tarihlerde bu tipler, asya steplerinde at memesinden süt içer, semerde yumuşatılmış çiğ et yerlerdi. kusura bakmayın soy sop yüceltmenize rağmen o mıntıkalarda tutunamayıp buralara kadar gelip soysuzlaştınız fakat kadıköy soy sop iplemeyip tercihleriyle var olan muhaliflerin, arıza tiplerin iki bin yıldır yaşadığı bir site oldu. başkenti roma'dan istanbul'a taşıyan konstantin bile, tarihi yarımada varken khalkedon'luların şehri neden daha elverişsiz bulduğu karşı kıyıya kurduğuna anlam veremedi. çünkü kadıköy, tersoluktu, hizipçilikti, çıbanbaşıydı.
  • tarih bilgisine son 600 yılın öncesini almayı reddeden kişinin açtığı başlık. hani bu zihniyetin benzerleri suriyedeki sümer'lilere ait eserleri harap etti ya hatırlarsınız.
  • amerikada ki cogu yer yerlilerin verdigi isimden geliyor.
  • ülkenin çoğu şehrinin ismi zaten başka dillerden geliyor.

    (bkz: edirne) (bkz: adrianopolis)
    (bkz: kayseri) (bkz: caesarea)*
    (bkz: samsun) (bkz: amisos)
    (bkz: izmir) (bkz: smyrna)
    (bkz: trabzon) (bkz: trebizond)
    (bkz: sinop) (bkz: sinope)

    aklıma gelenler. bazı isimleri değiştirmişiz, bazılarını olduğu gibi almışız. çok takmamak lazım sonuçta hiçbirinin kaynağı türkçe değil.
  • stimboli, stambol, eski yunancada 'şehir' anlamı taşıyan isimler idi. istanbulun byzantium, konstantiniye, miklagaard, istambol ve sahip olduğu diğer onlarca isimden sadece biri idi. varmak istediğim, kimin, ne zaman, nereye, ne şekilde hitap etmek istediğini düşünürken üzerine 50 paragraf argüman döşenecek bir gereklilik yok; hali hazırda 600 yıldır bu şehri yine yunan kökenli bir isimle çağırırken.

    khalkedon isim kökeni ise bizansa değil, mageralılara dayanır. şehre verilen byzantion ismi ise bizans'ın varlığından 900 yıl öncesine dayanır.

    kadıköy'de yaşıyorum ve hayatımda bir kere bile burayı khalkedon diye anmadım. ancak bir bölgeyi antik ismiyle anmakta art niyet arayacak ne var, gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.
hesabın var mı? giriş yap