• asmalı konakta yer alan iki aşiretten birinin adı*
    diğeri için (bkz: hamzaoğlu)
  • hamzaogullarinin erkeklerinin paso kizlarina asik oldugu ve sonunda maraza cikardigi* aile...
  • (bkz: karadag)
  • tembellikleri ile ün yapmış yugoslav milleti...
  • her karadağlı sırptır ama her sırp karadağlı değildir.
  • tamer karadağlı'nın mensubu olduğu ailedir.
  • karadağ'a dair dair babamdan zamanında bir hikaye duymuştum, bu hikayeyi hayatım boyunca birkaç kere kendisinden duysam da bir efsane veya dedikodu olduğunu düşünürdüm. çünkü çocuk aklımla bile bana çok epik gelirdi. işte babamın anlattığına göre karadağ'da kahvehane tarzında bir yerin önünden bir adam geçerken eğer geçen kişi birkaç kişiyi öldürdüyse selam verilir, büyük hürmet gösterilir ve ona bir şeyler ısmarlanırmış. eğer geçen kişi kimseyi öldürmemiş ise adam yerine konulmaz ve kendisine selam bile verilmezmiş.

    karadağ ile ilgili birkaç okuma yaptıktan sonra artık bu hikayenin kesinlikle doğru olduğu kanaatindeyim. karadağlılar bir savaşta düşman esir alınca onun kafasını keser ve bunu büyük bir gurur sayarlarmış. düşmana başlarını kaybetmek ise büyük onursuzlukmuş. bu sebeple yaralı olduğunuz ve düşmanın sizi ele geçireceği kesinleştiği durumlarda sağlam olan arkadaşlarınız başınızı keser ve bunu götürürmüş. hatta rus subayların bazıları karadağlılarla birlikte osmanlılara karşı savaşırken bitap düşmüş ve artık yürüyecek hali kalmamış. bu rus subayına iyi niyetiyle* bir karadağlı asker yaklaşıp kafasını kesip götürebileceğini söylemiş. rus subay doğal olarak buna olumsuz cevap vererek teklifi reddetmiş. kesme mevzusuna dönecek olursak karadağlılar tabii ki sadece düşmanlarının kafalarını kesmiyor; kulaklarını, burunlarını ve dudaklarını kesip bunları savaş ganimeti olarak ailelerine götürüyorlarmış.

    1858'de karadağlıların osmanlı ile yaptığı grahova muharebesi'nde esir düşmüş olan osmanlı askerlerinin burunlarını ve kulaklarını karadağlılar kestikten sonra serbest bırakmış. ali paşa bu konuyla ilgili osmanlı askerlerinin uzuvlarının çok kötü bir şekilde kesildiğini ve bu sebeple askerleri ne istanbul'a ne de evlerine gönderemediğini söylemiş. bu uzuv kesme sadece düşman askerlerine karşı uygulanmıyormuş, karadağ'da bir ceza şekli olarak da kullanıyormuş. bu olaylar dönemin avrupası'nda da yankılanmış, bir alman gezgin olan gustav rasch karadağ'a gitmeye karar verdiğinde arkadaşları onun orada öldürüleceğini veya kulak ve burnunu kaybederek geri döneceğini düşünmüş. dönemin karadağ prensi i. nicholas petroviç bu söylentilerin asılsız ve gülünç olduğunu söylese de tabii ki ülkesinin prestijini düzeltmek için bunu söylemişti. yazıyı yazarken abidin temizer'in "karadağ ordusu (1876-1913)" ve "warrior culture of montenegro (1878-1912)" adlı çalışmalarından yararlandım.

    bir grup karadağlı
hesabın var mı? giriş yap