• eski evimde yatağın içinde düğme diye tuttuğum, ardından merak ve korku duyguları ile ışığı yakmamla birlikte tiksinti nöbetleri ile evde koşa koşa turlar atmama sebebiyet veren tiksinç böcek. bir daha o odada yatamamama da sebebiyet vermiştir.

    sonsöz: allah belasını versin bu böceğin. ben bu böceğin doğa döngüsündeki yerine sıçayım.
  • erkek cinslerinin "abi madem biz erkegiz neden adimiz fatma abi" seklinde cinsel kimlik bunalimina dusenlerine oldukca sik karsilasilan hayvan turu. erkek olanlarinin genelde 18 yasindan sonra mahkemeye basvurarak isimlerini kara murat olarak degistirdikleri tespit edilmistir.
  • şöyle bir hikayeye sahip olabilir.

    (bkz: bir karafatmanın günlüğü)

    "dün gece yine ölümle burun buruna geldim. kendime bir zarar
    geleceğinden değil ama karım cemile ne yapar sonra. biz akşam
    yemeğimizi genelde saat 11-12 gibi yerdik, ama ev sahiplerimizin
    misafiri geldiğinden geç vakitlere kadar oturup yatmadılar. neyse
    ki konukların gitmesiyle birlikte uykuya daldılar. bir süre
    ortalığın sakinleşmesini bekleyip, yiyecek toplamaya başladım.
    bugün misafirler geldiği için menü çok zengindi. pasta ve börek
    kırıntılarına bayılırız. her neyse ben nevaleyi toplarken birden
    mutfağın ışığı yandı ve "aaaaaa! karafatma" diye bir ses duydum.

    salak adam, ben bir erkeğim fatma da nereden çıktı. benim adım
    ismail. böyle şeyler delikanlıyı bozar. hadi beni karımla
    karıştırdın diyelim. sen ne kadar korkak bir adamsın. benim kaç
    katım büyüklüğünde olmana rağmen bu bağırış da ne böyle? o korkunç
    sesin kesilmesiyle birlikte, sanki ben ona bir bok yapmışım gibi
    beni kovalamaya başladı. inanın o kadar da dikkat ediyorum, tabak,
    çanak bardak üzerinde dolaşmamaya çünkü bu dingilin karısı çok
    titiz. bazen diyorum ki bu gıcıkların misafiri geldiğinde git
    ortalarda dolaş böylelikle utanılacak duruma düşsünler. ama
    yapamıyorum işte. ne olursa olsun, ekmek yediğin tekneye kötü
    gözle bakmamak gerekir. ben eve geldiğim ilk yılları hatırlıyorum da ne
    güzeldi o günler. rahmetli kayınbabam ve kayınvalidem beni
    evlerine kabul etmişlerdi. o zamanlar rahattık, çünkü ev sahibimiz rıza
    amca kördü. bu sebeple evin her yerinde serbestçe dolaşabiliyorduk.
    hatta rıza amcayla aynı sofrada yemek yediğimiz günlerde oldu.
    gerçi bizleri görebilseydi nasıl davranırdı bilmem ama o hep
    yüreğimizde yaşayacak. rıza amcanın durumu pek iyi sayılmazdı,
    memur emeklisiydi. bu evde rahmetli karısınınmış, bu yüzden
    yiyecek konusunda bu kadar fazla seçeneğimiz yoktu. ama daha mutlu ve
    huzurluyduk. rıza amca bir gün görünmez kazaya kurban gitti. gerçi
    onun için bütün kazalar görünmezdi. rıza amcanın toprağa verildiği
    gün biz de oradaydık. karşı komşusu osman zeki bey bize geldiğinde
    ceketini asmıştı. biz de bunu fırsat bilip ceketin cebine girdik.
    ardından osman zeki beyle birlikte mezarlığa doğru yola koyulduk.

    rıza amcanın üç tane oğlu vardı ama bugüne kadar sadece nüfusta
    gözüküyorlardı. hayırsızlar daha ilk günden evi satışa çıkardılar.
    evi şu anda oturan adam ve karısı satın aldı. eve ayak
    basmalarıyla kayınbabam ve kayınvalidemi öldürmeleri bir oldu. adam sonra
    iğrenerek cansız bedenleri kağıda sararak çöpe attı. sanki kendisi
    çok temizmiş gibi. halbuki tuvaletten çıktıktan sonra ellerini
    yıkamadığına defalarca şahit oldum. şimdilerde kendine üzerinde
    rahmetli kayınvalidemin resmi olan bir ilaç almış, durmadan
    üzerimize sıkıp duruyor. kayınvalidem sultan hanım gençliğinde
    fotomodel olduğu için bu tür ilaçların üzerinde resmi bulunuyor.
    hatta bir iki reklam filminde de oynamıştı. ama evlenince mecburen
    bıraktı. çünkü kayınbabam tam bir osmanlı erkeğiydi. bugüne kadar
    rahmetli rıza amcanın anısına bu evde oturduk, artık daha fazla
    dayanacak halimiz kalmadı. eşe dosta haber saldık. kendimize göre
    bir ev bulur bulmaz taşınacağız buradan. belki de sizin evinize
    yerleşiriz hayat bu belli mi olur?"
  • kendisi siyah,üstüne basınca içinden beyaz krema çıkan bir böcek türü.
    -kara fatma iz olur.
    -çok geç fattım bile.
  • yıllar önce yüksel çakmur* ,konak meydanına kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle mütahitlere galeria adında bir alışveriş merkezi yaptırmak istiyordu.izmir barosu üyesi çevre hareketi avukatları kamusal alana ve tarihi bir mekana böyle bir inşaat yapılmasına karşıydılar ve büyük bir hukuksal mücadele başlattılar.sonuç da açtıkları davaların hepsini kazandılar. yüksel çakmur bu duruma çok bozuldu ve bir konuşmasında çevre hareketi avukatlarını kastederek karafatmalar icraatıma engel oluyor dedi.karafatma benzetmesini avukatların giydikleri siyah cüppeden esinlenerek yapmıştı.çevre hareketi avukatları karafatma lafının kendilerine yönelik bir hakaret olduğu iddiasıyla manevi tazminat davası açtılar ve kazandılar.yüksel çakmur bir daha belediye başkanı seçilemedi.şimdi ne yapıyor biliyormusunuz? yüksel çakmur:izmir borosuna 3142 sicil numarası ile kayıtlı avukat *
  • (bkz: orospu cocugu)
  • o cüssesine bakmadan evin içinde, mutfakta, banyoda, holde dolanan; hiç 'ulan ben bu cüsseyle acaba ev böceği olabilir miyim ki' diye düşünmeyen; gayet rahat takılan salak bi böcek türüdür. sonra öldürünce niye öldürüyosun oluyo.
  • akıllı yaratıklardır bunlar. siz hareket etmezseniz onlar da etmez, ani bir hareketinizde vızz diye ortamdan toz olurlar. ayrıca ölü taklidini de çok iyi yaparlar. öldü sanıp terkedip gidersiniz, 10 saniye sonra geri dönüp baktığınızda çoktaan tüymüş olur.
  • ben şahsen benimkinin hangi familyadan olduğunu merak ettim, araştırdım. işte sonuçlar:

    http://pested.unl.edu/…ge/cockroachpics/comproa.jpg

    benimki en soldaki büyük olan. amerikan malıymış pezemenk.

    edit: link değişmiş, güncelledim.
  • iğrenç böcek. kapsül şeklinde topluca yumurtlayan allahın belası... 5-6 yaşlarında bir gün evde kendi kendime oynuyordum, koltuğun arasına elimi soktum misket aramak için, misketle birlikte elime o zamanlarda almanya'dan getirilmiş "draje sakız"lardan geldi... "allah allah" dedim "bunun bordosunu da mı yapmışlar?", ve drajeyi ağzıma attım. çok acı ve ılık bir iltihap ağzıma aktı sanki... attım ağzımdan ve kustum. babama gösterdiğimde bana gerçekleri anlattı(babam realist bi insandır, kandırmaz)...

    çiğnediğim şey karafatma yumurtasıydı....
hesabın var mı? giriş yap