• karsiliksiz ask uzerine *

    "biliyorum sana giden yollar kapali
    ustelik sen de hicbir zaman sevmedin beni.

    ne kadar yakindan ve arada ucurum;
    insanlar, evler, aramizda duvarlar gibi.

    uyandim uyandim, hep seni dusundum
    seni, yalniz senin gozlerini.

    sen bayan nihayet, sen olumum kalimim
    ben artik adam olmam bu derde duseli

    simdilerde bir kopek gibi kosuyorum ordan oraya
    yoksa gururlu bir kisiyim aslinda, inan ki.

    animsamiyorum yari dolu bir bardaktan su ictigimi
    ve icim goturmez kenarindan kesilmis ekmegi

    kac kez sana uzaktan baktim 5.45 vapurunda;
    hangi sarkiyi duysam, bizim icin soylenmis sanki

    tek yanli ask kisiyi nasil aptallastiriyor
    nasil unutmusum senin bir baskasini sevdigini

    cocukca ve seni uzen girisimlerim oldu;
    bagisla bir daha tekrarlanmaz hicbiri

    rastlasmamak icin elimden geleni yaparim
    bu boyle pek de kolay degil gerci...

    alisirim seni yalniz duslerde oksamaya;
    bunun verdigi mutluluk da az degil ki

    cikar giderim bu kentten daha olmazsa,
    sensizligin bir adi olur, bir anlami olur belki

    inan belli etmem, seni hic rahatsiz etmem,
    son istegimi de soyleyebilirim simdi:

    bir geceyarisi yaziyorum bu mektubu
    yalvaririm onu okuma carsamba gunleri"
  • en acayip yan etkilerinden biri, yeryuzunde, hep beraber zipladiklarinda toplu tsunami yasaticak kadar kalabalik bi karsiliksiz asik grubu oldugunu bile bile, kendi askini illa ki tek sanmak,'ama bu baska,anlamiyosun' diye diretebilmek, sezen aksu'dan baska tek kisiyle bile konusmak istememek olan kabus. soz konusu adami mutemadiyen gormenin bi dert, hic gormemenin ise direk 'genc yasinda aramizdan ayrilan muhendis' olarak bultenlere dusme sebebi oldugu illet. karsinda asik oldugun adamin sevgilisi sifatiyla oturan kiza bakarken icten gecen cumleler o anda bi roman olsa,'en ince dusunulmus cinayet' nobelini garantileyecek olan lanet. bu cumleyi yazmanin hemen akabinde 'nobel konusmamda tesekkur etsem ona, cok mu belli etmis olurum acaba hislerimi?' dedirtebilecek pişkinlik. yani basinda dunya yansa donup bakamicak hale getiren hastalik. benjamin linus bile olsan, olup olabilecek en buyuk zayiflik. mutemadiyen 'allahim farketmemistir di mi,nolur anlamamis olsun?!!! ' korkusuyla, 'ulan gidip soylicem artik yeterse yeter, seviyorum suc mu kizcak miii ne diyicek, adamsa soylesinn!!!' tadinda kolpa isyanlar arasinda goturup getiren bela. ancak karsilik bulunca gercekten biten dert kupu.
  • ferrari f430
  • "diyelim ki balıkmışım ben, sen de balıkçı. ikimiz de biliriz sineğe bile kıyamazsın, öyle bos oltayı atarsın denize. bilirsin salak olmadığımı, ama aşık olduğumu bilmezsin. ben sana inat yakalanırım. şaşırırsın, nerden çıktı bu diye... istediğin balık degil ki, oturmak iskelede. mecbur çekersin yukarıya. acı çekiyorum nede olsa. dedim ya kıyamazsın... uzanırım avuçlarına. dudaklarıma dokunursun, iğneyi çıkartacaksın ya, yoksa sevdiğinden falan değil... bilirim senin yanında yaşayamayacağımı. sen de bilirsin, öldürmeye kıyamazsın, bakarsın avucundaki aptal balığa, ben de sana... sonra beni kurtarmayı seçersin, ben avuçlarında ölmeyi seçmiştim oysa... bırakırsın denize. yüzünde kahraman gülümseme. hayat kurtardın ya biraz önce. sessizce boğulurken mavilerde, son kez bakarım iskeleye, iskeledeki aptal balıkçıya, sen de kurtardığın balığına..."
  • karşılıklı konuşalım dermiş gibi olur mu aşk? olmaz

    öyleyse karşılıksız aşk neymiş, karşılıklı oturmadan olanmış.

    kısacası yan yana otursak? demekmiş. eğer mp3 playerını çıkartıp beni dinlersen... diye eklemekmiş...
  • belki de aşk değil yalandır, hayaldir, rüyadır.
  • herkesin hayatında bir kere yaşadığı ve çoğu zaman dile getirilemeyen, içe atıp buhranlar geçirten zor da olsa sonunda bitebilen karmaşık bir olay.
hesabın var mı? giriş yap