• siyah zeytinle arasinda ilginc bir bag olmasi. her kahvalti sirasinda masanin altina gecip gozleriyle siyah zeytin diye yalvarmasi. biz siyah zeytin verince de onunla oyuncakla oynar gibi dakikalarca oynamasi, yalamasi, zeytine sevgi gosterilerinde bulunmasi.
  • bu da ece temelkuranın ağzından bir kedi garipliği:

    +++++++++++++++++

    iki gündür aynı kediyi görüyorum. bu bir şaka değil. hiçbir şeye değilse bile yıllardır yaptığım “topjektif” gazeteciliğe (top yuvarlaktır ve her zaman iyi olan kazanır!) itimat edilsin.
    bizim mahallede bir kedi var, kaldırım taşlarını tamir ediyor. iki gündür karşılaşıyoruz kendisiyle. ne zaman görsem patisiyle bir şey yakalamaya çalıştığını sanıyorum ve her seferinde dikkatli bakıyorum ve şaşıyorum. mahalle muhtarı gibi, kaldırım taşlarını, arnavut kaldırım taşların arasındaki çimentoyu kontrol ediyor. yüzünde de “yapamamışlar bunu, bak nasıl dökülüyor” gibi bir memnuniyetsizlik. tamirci kedi belediye görevlisi gibi. telsizi eksik. maaşlı eleman olabilir, hiç şaşırmam.

    +++++++++++++++++

    http://www.milliyet.com.tr/…a=ece temelkuran&ver=04
  • ilaç saati geldiğinde daha ben enjeksiyonları hazırlamaya başlamadan ne kadar hasta olsa bile ortalıktan tüymesi. hazırlıklar için tam ayağa kalktığım anda hem de.

    başka bir şaşkın kedimin 1 yaşına kadar ne zaman tuvaletimi yapmak için klozete otursam koşa koşa gelip kucağıma oturup mırlamaya başlaması. sonra vazgeçti neyse ki. yani bir çişimi yapıp çıkacağım, on saat mır mır mır, ne alemi var? koltuktayken gel, di mi? (artık koltuktayken geliyor neyse ki)

    başka başka bir şaşkın kedimin ise yine ben ne zaman tuvalete girsem gelip bacaklarıma sürünmeye başlaması, sohbet ortamı yaratması. kardeşim başka yer mi yok laflayıp muhabbet edecek? genç kedilerdeki şu tuvalet fetişini anlamış değilim.

    (bkz: genç kediler rahatsız)
  • yapma gülü ağzına alıp tangocu gibi etrafta dolaşması. aynı kedi tavşanlı pofuduklarıma karşı savaş açtı.
  • -gece yatarken evde onlarca pofuduk olmasına rağmen gelip karnımın üstünde uyuması
    -saçımdaki jöleyi yalaması
  • perdeye tırmanıp bir cüneyt arkın edasıyla kafama doğru atlaması.

    (bkz: yeminimi bozdum ulan)
  • dışarıda gezdikten sonra eve çıkmak için asansör beklemesi. tabi biri aşağıdan bindirip kata basacak diğeri de yukarıdan alacak kraliçe hazretlerini. o da içeride oturup keyif yapacak ooh.
  • her sabah uyandığımda burnumun dibinde top bulmam.. tamam top getirme oyunundan çıldırasıya bir zevk alıyosun ama sabah sabah bi dur ya yalvarıyorum. bu oyunu sana öğreten ellerim kırılaydı..
  • asansöre bindiğimizde yere koyarsam, asansör hareket edince tıslaması ama kucağımda çıkarsa tıslamaması.

    her gün sabah saat 05.15 de uyanıp saçlarımla oynayarak uyandırmak suretiyle kokusu kaçmamış, yeni mama talep etmesi ve gözleri kapalı bir şekilde kıtır kıtır onları yemesi.

    sabah yerimden kalkar kalkmaz, benden önce fırlayıp banyodaki lavobaya zıplayıp suyu aç diye miyavlayıp gözlerimin içine bakması ve 5 dakika boyunca musluktan akan suyu içmesi.

    evin hangi noktasında olursa olsun farketmez, gördüğü her sürahinin önünde durup miyavlayarak su talep etmesi.

    evde kendisi için bir sürü uyunabilir sıcak, yumuşak koltuk, yatak, hali vs.. varken beyaz plastik teras sandalyesini kendisine uyuma noktası olarak seçmesi ve geceleri mutlaka ve sadece bu rahatsız buz gibi sandalyede uyumasi (tüm çirkinliğiyle bir plastik sandalyenin evin içine transfer edilmesi).

    kokoşluğundan olsa gerek; et, süt, tavuk, balık, peynir gibi diğer kedilerin uğruna intihar edeceği hiçbir yiyeceği yememesi sadece (bkz: pro plan) marka kuru mama yemesi.

    su kabının önünde uyuması, uyuyup uyanıp su içmesi.

    ısırabildiği minik toplarini evin merdivenlerinden atıp aşağıya kadar peşinden koşup tutup tekrar ısırmak suretiyle üst kata çıkıp bunları hiç yorulmadan sayısız kere tekrarlaması.

    aslen üşengeç bir kedi olması sebebiyle (bkz: chinchilla) yukarıda bahsi geçen topların hepsini dolap altlarına tıkarak gözünün önünden uzaklaştırmaya çalışması.

    banyonun önüne yatıp sabah banyoya girmek isteyen tüm kimselere çelme takması.

    misafir geldiğinden kesinlikle ortadan kaybolması ve gelen çocuk misafirlere tıslaması.
  • deliberte'nin 308. kedi garipliği entrysi:

    yazmayayım diyordum ama şurda aynı anda işediğimizi bile yazmışım, bunu yazsam ne olacak? bu klozete oturunca bacaklarıma sürtünmek suretiyle muhabbet kuran kedi (which is pofuduklarıma savaş açtı) ile en stresli anım tam klozetten kalkarken. çünkü arkamda nasıl bir şah eser bırakırsam bırakayım, her seferinde büyük bir ilgi ile patileri dayayıp klozetin içine bakıyor. kızdığımı bildiği için içine lambırt diye girmeye kalkmıyor ama boş bir anımı da kolluyor hani. donumu mu toplayayım, kediyi mi uzaklaştırayım şaşırıyorum haliyle. bu da içine giremeyince kapağın üstüne çıkıp sifonun sapını yakalamaya çalışıyor ve hatta bir gün yakaladı ve bu sefer de ısırmaya çalışırken sifonu çekti, ödü koptu şaşkının.
hesabın var mı? giriş yap