• dizilerinde istanbul'un helikopterle çekilmiş görüntülerini aralara serpiştirmeden edemeyen yönetmen.

    (bkz: binbir gece)
    (bkz: aşk ve ceza)

    aşk ve cezada bu görüntüleri yine gördüm, aha dedim, yönetmen kesin kudret sabancı'dır.
  • bu adamın yaptığı diziler neredeyse birbirinin kopyası. bu akşam geniş aile yerine aşk ve ceza izlemek zorunda kalınca bazı tespitlerim oldu sözlük , dinle beni.

    hepsinde çok güçlü bir ailenin servetini yöneten güçlü erkek figürü var. bu arkadaşımız hepsinde acayip güçlü bir figür çizerken aslında bir gece bir hatunla yatmaya 100 bin dolar verecek kadar saftorik. bu adamların hepsinin babası rahmetli ve tümünün entrikadan ve kötülükten tipi kaymış bir anası var. hepsinin anasının kafasında esas oğlan ile gerdeğe sokmak istediği bir favori gelin var.

    hepsinde kaynananın ya da kocanın iktidarına boyun eğmeyen , kendi ayakları üzerinde durabilen , ayakta durayım derken onlarca bölüm boyunca bağırmaktan kulaklarımızı tırmalayan bir kadın var. bu kadınların ana gayesi çocukları ile ilgili , kimi onların peşindne koşar kimi hastalığı yüzünden patronun altına yatar ve sonuncusu muhtemelen verdiği çocuğun peşinden türlü maceralara yelken açacak. allahım aliyedeki hatunun sinaaan sinaan diye bağrışması kulaklarımdan gitmiyor ya rabbim.

    hepsinde bir töre , racon , teamül durumu ve bunu karşısına geçmeye çalışan gerçek bir aşk var. allahım nasıl romantik nasıl romantik bilemezsin sözlük , bu aşk paryanın avamın elde edebileceği gibi bir aşk değil , asil hatta o kadar asil ki bindirbir gecede , bbg , aşk sürekli at üstünde yaşanıyordu ve deli oğlan sürekli masal anlatıyordu.

    bu dizilerde hep bir esas ev olur , ağzınızdan salyalar akarak izlersiniz. edirnedeki ev , bbg deki yalı , yeni dizide de van kahvaltı salonu tadında büyük mutfaklı büyük salonlu bir ev bulmuşlar çok şükür. geçmişine yandığımın memleketinde bir biz kaldık apartman dairesinde bir bizim kapımızda korumalar yok zaten.

    yancılar olmazsa olmazı gibi görünüyor ama aliyeyi hatırlayamadım şimdi günahını almayım. fakat bbg deki barmen oğlan sakal bırakıp aşk ve cezaya geçmiş gibi gözüküyor. daha çok bulur çıkartırım sözlük üstüme gelmeyin hatta diziler nerdeyse aynıya getiririm. hey allahım ya ulvi seni çok özledim olm tekrarı ne zamandı geniş ailenin?

    edit : zerdayı da bu arkadaş çekmiş , aha iyice pekişti artık düşüncelerim.
  • yamulmuyorsam erol avcı'nın kadrolu yönetmenlerindendi. avcı'nın yaptığı dizilerden bazılarını yönetmişti. zerda, aşk ve ceza, binbir gece falan. eskiden fena değildi yönetmenliği (fena değil diyorum ama zerda olsun, binbir gece olsun hiç izlemediğimden zerre hatırlamıyorum yönetmenliğini). ama şimdilerde bayağı sinir bozucu bir reji anlayışı var. nedir o? aşk ve ceza'ya birkaç kez gözüm kaymıştı (takip etmiyordum diziyi). heyecanlı olsun, olmasın her sahnede zoom in ve zoom out tekniğini kullanırdı. sahne gerilimli ise, heyecanlı ise zoom in/out'ın bokunu çıkarır, kamerayı sallayıp dururdu. ben bu diziye 2 saat maruz kalsam ekranın karşısından zombileşmiş bir halde kalkardım herhalde. o nasıl bir reji anlayışı öyle? hayır, işin kötüsü arka sokaklar'ın yönetmeni orhan oğuz da bu tekniği/reji anlayışını sevdi ve arka sokaklar'da kullanmaya başladı. askerde zaman geçirmek için arka sokaklar'ı izlerken başım dönüyordu, zaman güzel geçmiyordu amk. birisi kudret'e, orhan'a söylesin. böyle reji mi olur, şu zoom in/out'ı kullanma, kamerayı sallayıp durma, bourne filmi mi çekiyorsun desin. gerçi birden niye atar yaptıysam. halbuki bir tane türk dizisi izlemiyorum.
    eyyorlamam bu kadar. tanım: yönetmenliğinden-reji anlayışından zerre haz etmediğim yönetmen...
  • (bkz: kapan)
  • sanem celik'in pesinden cok kosmus olmasi lazim zamaninda etkileyebilmek icin. hem evli, hem de yakisikli degil. kim ne yapsin bunu.
hesabın var mı? giriş yap