• akyazı sapagından girince 14 km.sonra solda gorulur,kaynak ve termal suları uzerinde 4 er katlı devre mulklerdir,bir kac gecelik de kiralanabilir,dairelerde 6 kisiye kadar kalma imkanı var,fırın ocak tencere tava caydanlık televizyon gibi her turlu malzeme dairelerde mevcut genis bir kuveti var devamlı kaynak suyu akıyor doldurup doldurup rahatlamak mumkun,carsaf yastık kılıfı benzeri materyal de temiz ve naylon ambalajında sunuluyor lokanta market gibi imkanlar mevcut olmakla beraber zaten etrafta alternatifleri de bol miktarda var,mangal,alabalık gibi gıda faaliyetleri icin de secenekler bol,alabalık icin (bkz: yılmaz kardesler alabalık tesisi)
  • yılın bu dönemlerinde gittiğimden 6 ile 60 yaş arası insan görmekte çok zorlandım. gördüklerime selam verdim, yalnız olmadıklarını hatırlattım onlara. ama kafa dinlemek için 3-5 gün kalmak gayet ideal bence. bu süreden fazlası insanı yaşlı hissettirebilir, bu da istenen bir şey değil haliyle.
  • zamanında enver örenin siyasi bağlantıları sebebiyle çöktüğü ve ihlasçıların elinde can çekişen işlevsiz tesis. manzara tıpkı nazi almanyasının terkettiği köyler gibi. yapılan bütün projeler patlamış.

    bu kadar değerli ve şifalı bir suyun bulunduğu alan ancak bu kadar kötü yönetilebilir. işletmesi bitik.

    yapılmış lokantalar, kafeler hepsi ölü doğmuş. ortak havuza gidiyorsunuz kaba davranan personeller, sıfır hijyen ve can çekişen tesis binası.

    çözüm olarak binalarda, tesislerde ve eşyalarda bakıma gidilmeli. ilk kurulduğu gün alınmış yatakla perdeyle bu iş gitmez. aksaray’da fuhuş yapılan ucuz otel görüntüsünden çıkması için bu şart. insanların yaz-kış vakit geçirebilecekleri alanlar imar edilebilmeli.

    türkiye’de kaplıca denilince yaşlı turizmi algısı olma sebeplerinden biri de bu şekilde kötü tesis işletimi.

    gidilir mi diye soranlara şunu söyleyebilirim. taraklıdaki kaplıcanın geceliği 300 lira. burası için fiyat gecelik 110 lira. kısaca fakirseniz gidilebilir.
  • metrekareye düşen tesettürlü insan sayısında türkiye'de ilk 5'te olduğunu tahmin ettiğim yer. 2 günden fazla geçirildiğinde insanı yoruyor. havası, suyu güzel ama. türkiye gazetesi'nin tirajının bir bölümünü de karşılıyor burası çünkü alışveriş yapana türkiye gazetesi hediye.
  • ne kadar ihlas bir yer oldugunu tekrar söylememe gerek yok, yalniz bu suyunda nasil bir olay varsa banyodan ciktiktan sonra (an itibariyle) 2 saattir terliyorum. artik acilmadik gözenek kalmadi vücudumda.

    2 gün burada yapabileceginiz en mantikli aktivite evinizde kalip banyoya girip cikip uyumaktir.
  • 4 gündür üst kattaki insan müsvettelerinin gürültüsünü, böğürmesini kesemeyen koca yıl kafasını dinlemenin, şifa bulmanın hayalini kuran anne ve babama tatili dar eden mekan. bir de parayı peşin almışlar, illa tüketici mahkemesi, illa savcılık asla çözüm sunmak yok!
  • bu doğal kaynak nasıl böyle özelleştirildi hala aklım almıyor! ama türkiye burası herşey olabilir. harika bir örneği izmir-balçova da mevcut iken akyazının hatta çevre köylerinde doğal yollardan ısınmasını sağlayabilecek ve akyazıyı harika bir yere çevirebilecekken hunharca katledilmesi üzücü bu zenginliğin. katlediliyor zira kaynağın tamamı özel kuruma ait ve dilediği gibi kullanıp har vurup harman savurma deyiminin dibini görememiş tesis!
  • dünyanın en sıkıcı mekanı.en eğlenceli aktivite kaplıca suyuna girmek.ama nineler ve dedeler çok beğeniyor*
  • oldukça büyük, karşısındak otel ile ortak kapsamda bir tesis.

    odalar, "tam olacakken bir tık eksik kalmış" denecek formatta. ucuz ancak düzgün malzemeler kullanılmış ancak yapım kalitesi özensiz. mutfakta gerekli hemen her eşya var ancak biraz ucuza kaçılmış ve maalesef halkımızın pisliği yüzünden çalışır durumda ancak pek de iyi durumda değiller.

    odalar 24 saat zeminden ısıtmalı ve sürekli olarak çok sıcak. 1 yatak odası, 1 mutfak, 1 oturma odası, 1 banyo/alafranga tuvalet ve 1 alaturka tuvaletten ibaret. yatak odasında 1 dolap ve 1 yatak bulunuyor. oturma odasında iki adet yatak olabilen divan, bilgisayar monitörü boyutunda bir televizyon, ucuza kaçılmış bir masa ve 4 sandalye var. banyoda ise termal suyla doldurulan bir büyük küvet, duşakabin, alafranga tuvalet ve lavabo bulunuyor. banyoda 24 saat sıcak termal su mevcut.

    odaya girdiğinizde sizi poşetlenmiş olarak temiz havlu, yatak çarşafları vs veriliyor. mutfakta tencelerler, kaşık, çatal, buzdolabı, bardaklar, elektrikli ocak/fırın ve aspiratör var. duvarlar biraz ince olduğundan yan tarafın televizyon sesi odaya gelebiliyor.

    odalar dışında tesis hizmetleri oldukça kapsamlı. revir, kuaför, market, restoran, pastane, bankamatikler ve çocuk parkları mevcut. markette temel ihtiyacınız olan her şeyi bulabiliyorsunuz. restoran ve pastane temiz ve düzenli. fiyatlar oldukça makul.

    odada hemen her şey olsa da tuvalet kağıdı, sabun vs gibi temel hitiyaç malzemeleri yok. bunları yanında getirmek ya da marketten temin etmek durumundasınız.

    yan taraftaki otelde termal havuz ve masaj hizmetleri var. havuzlar haremlik/selamlık. ayrıca rezervasyon ile kullanılan aile havuzları mevcut. ayrılmış bölümlerde dinlenme odası, tuvalet ve minik bir havuz var. ailecek 2 kişi kullanabiliyorsunuz. maalesf hamam yok.

    ayrıca odalara girişte bir kart veriyorlar. girişte elektrik sayacına takıp çıkışta kullandığınız elektriği ayrıca ödüyorsunuz. elektrik süpürgesi ya da diğer hizmetler için odadan blok görevlisini arıyorsunuz, temin ediyorlar.

    fiyatlar :
    küçük oda (bodrum ve zemin kat) : 120 tl
    büyük oda !ara ve üst katlar) : 140 tl
    aile havuzu : 2 kişi saatlik 60 tl. + kişi +15 tl
    masaj : 30 dk 60 tl

    tesisin dışında kuzuluk içerisinde, küçük bir yer olmasına rağmen, her türlü restoran, cafe, büfe, market, alışveriş yapacağınız köylü pazarı mevcut. söylediklerine göre buranın balkabağı meşhurmuş. etrafta, yol kenarlarında satıyorlar zaten.
  • ben çok küçükken dedemler buradan bir devremülk almıştı, yılda 15 gün ben de onlarla birlikte giderdim. o zamanlar eyüp, gaziosmanpaşa arasında bir yerde yaşardık. o bölgenin keşmekeşinden, kalabalığından sonra ilaç gibi gelirdi. gelen herkes burası cennet gibi, müthiş bir yer, çok güzel falan filan diye övüp dururdu. ben de her gittiğimde çok etkilendiğimi, çok hoşuma gittiğini hatırlıyorum bir çocuk olarak.

    aradan geçen 20 seneden sonra yine dedemler oradayken bir tekrar gitmek istedim. gittim ve gördüm ki, aslında 3 katlı kısa apartmanlar ve ortasında azıcık peyzaj düzenlemesi olan vasat bir siteden fazlası değilmiş burası. binalar arasında biraz mesafe var, arada da iki tane çocuk parkı var diye böyle bir yeri ne denli hayranlıkla anımsadığımı görünce cidden üzüldüm kendime. istanbul'da yaşayan standart bir türk insanı o kadar boğucu şartlarda yaşıyor ki, iki ağacın bir çimenin bir araya geldiği her yer ona cennet gibi geliyor...

    anladım ki, biz yıllarca normal insanların gayet sıradan hayatını olması gerektiği şekliyle 15 günlüğüne deneyimlemek için hem aidat, hem de tapu parası ödemişiz. bunu düşününce hakikaten halimize acıdım.
hesabın var mı? giriş yap