• kabaca şöyle bir tanım yapabiliriz:

    modern dünyanın son çeyreğinin, post modern dünyaya miras bıraktığı, sosyo-politik bir kimliktir.

    teknik olarak cinsel yönelimleri (lezbiyen, biseksüel, gey) ve cinsiyet kimlikleri (travesti-transeksüel gibi) diğer insanlardan farklı olan kişilerdir.

    bakan soylu geçen gün sordu: eskiden lgbt var mıydı?

    yanıtı hem evet hem de hayırdır:

    evet aynı biyolojki cinsiyetten iki kişinin aşkı vardı.
    evet aynı biyolojik cinsiyete sahip iki kişi seks de yapıyordu.

    ancak lgbt yoktu.

    çünkü dediğim gibi, lgbt, modern dönemlere ait bir kavramdır ve pre modern ile açıklanamaz.

    türkçe söylemek gerekirse, boğaziçi'ndeki çocuklar, dellakname'i dülkişa'daki hamam oğlanları değildir.

    lgbt neden var?

    çünkü, ortaçağ'ın son düzlüğünden itibaren kentler tıpkı antik çağ'daki gibi yeniden canlanır. artan kent nüfusu beraberinde grift ilişkiler ağı getirir. bu grift hali düzenlemek için, son bir kaç yüzyıldır düzenlemeler yapılıyor.

    tüm bu hukuki düzenlemeler yapılırken, cinsel yönelimleri ve kimlikleri farklı olan insanlar, bunların dışında kaldı. şimdi aradaki durumu eşitleme çabası var.

    örnek 1: hastane

    eskiden köydeki bir kadının hayatı boyunca görüp görebileceği tek sağlıkçı, koca karıydı. ama artık kentleşmeyle birlikte örgün sağlık hizmeti var, kadın doğum hastaneleri var, sağlık sigortaları var, gebelik koçları var.

    hastanelerle birlikte, hasta hakları var. hastanın mahremiyet hakkı var. temsiliyet hakkı var.

    eşiniz hasta olduğunda,

    sağlık sigortanızdan faydalanabilmesi için
    eşinizin bakımı için iş yerinden izin alabilmeniz için
    eşiniz yoğun bakımda ise ziyaret edebilmeniz için
    eşinizin bilinci yerinde değilse onun adına tedaviye onay verebilmeniz için
    eşiniz hayatını kaybederse cenazesini hastaneden alabilmeniz için
    eşiniz hayatınızı kaybederse, mirasından faydalanabilmeniz için evli olmanız gerekiyor.

    tüm bu hak ve sorumluluklar yazılırken, eşcinseller göz ardı edilmişti.

    örnek 2 hastane:

    doktorların büyük bir kısmı, farklı cinsel yönelimler ve cinsiyet kimlikleri konusunda bilgisizler ve önyargılılar. daha kötüsü, hastalar da doktorlarının homobik olduğu konusunda peşin hükümlüler.

    bu yüzden lgbt hastalar, doktor muayenesi sırasında otosansür uyguluyor. bu doktor hasta ilişkisine zarar verir.

    benim jinekologların kötü muamelesinden çekindiği için doktor kontrolüne gitmeyen, rahim kanseri olduğunu son anda öğrenen ve bu yüzden hayatını kalbeden trans erkek tanıdğım var.

    örnek 3 hastane:
    tarama, tanı koyma vs ile ilgili aklınıza gelecek olan prosedürler, biyolojk cinsiyet üzerinden takip ediliyor. bu aslında çok şaşılacak bir durum değildir.

    ve evet aslında transların istatistiki olarak sayıları az. ancak yeterli veri olmaması ile yok sayılmaları arasında uçurum var.

    amerikalı bir trans erkek şöyle diyordu:
    -çenem kırıldı, hastaneye gittim. röntgen çektirmeden önce kağıt üzerine kadın olarak gözüktüğüm için gebelik testi yapmaya kalktılar. habluki testosteron terapisi görüyorum ve rahmimi aldırdım. ama hastanenin güvenlik prosedürü bu yönde.

    lgbt, okul sırasından iş yerine, evlilikten askerliğe, hastaneden postaneye, modern dünyanın yaptığı tüm düzenlemelerde, farklı cinsel yönelime ve farklı cinsiyet kimliğine sahip insanların da dahil edilmesini talep ederler.

    bu yüzden okul eyleminde de lgbt bayrağı var, bir mayıs'ta da lgbt bayrağı var.

    not: benim yaptığım tanım konservatif ve dar kapsamlı oldu. arkadan gümbür gümbür gelen yeni kuşak, kavramları daha da genişletiyorlar.
  • kızımın, rahmetlinin bir sınıf arkadaşı vardı.
    adı bende kalsın. bir erkek çocuk.
    öyle tatlı, öyle şeker, öyle anlayışlıydı ki anlatamam. bır gün bize geldiğinde; "sizinle yalnız konuşabilir miyim dedi.
    "aşkolsun oğlum, ne demek, tabii ki."
    başbaşa kaldık.
    ağladı önce.
    annem ve babam benden utanıyor biliyor musunuz dedi.
    zınk diye kaldım öyle.
    ne diyorsun oğlum sen dedim?
    ben erkek gibi değilim, öyle de davranamıyorum. babam erkek gibi ol diye dövüyor beni dedi. annemle de boşanıyorlar bu yüzden. yalnızım. siz benim annem babam olur musunuz demişti.
    nan öyle kalakaldım. kıyamam ben bu çocuğa.
    anası babası ayrıldı sonra. oğlan gittikçe içinde bastıramadığı o duygularıyla bize gelip giderken bu ülkeden gitmek istediğini de söylemişti.
    yıllarca hastane hastane gezdirmişler çocuğu. bu duruma grip gibi bir hastalıkmış ve çözülebilir sorun gibi yaklaşmış ailesi.
    son 5-6 yıldır hiç görmedim. kayboldu ortalıktan. umarım huzuru yerindedir.
    son görüşmemizde çalışmak istediğini ama iş bulamadığını söylemişti. çok uğraşmıştım ama iş bulamamıştım ona. kimse istemiyor çünkü.
    böyle güzel bir çocuk. nasıl saygılı.
    hani tercihmiş gibi davranılıyor ya bu konuda.
    ya öyle bir şey yok, bir kendinize gelin.

    edit:
    debe etmişsiniz.
    teşekkür ederim. :))
  • cinsel yönelimimiz bizim mahremimiz değildir. bizim hayatımızın bir parçasıdır. cinsiyet disforisi taşıyan transeksüeller için de aynı şey geçerli.

    karşımızdaki kişiyle yani hemcinsimizle duygusal ve fiziksel bir yakınlık geliştiririz. anı paylaşırız, deneyim paylaşırız, bir yakınlık kurarız. bu bizim saklamamız değil, ilan etmemiz gereken bir duygudurumdur. kendi sivil haklarımızı savunmak, herkes eşcinsel olsun demek değildir.

    dolayısıyla sivil birliktelik vb. talep etmek, özgürlüklerimizi savunmak gayet hakkımızdır. bugün türkiye'de eşcinsel/lezbiyen biri bakan olabiliyor mu? memur olabiliyor mu? sırf eşcinsel diye asker, memur, polis işinden atılabiliyor. bu açık bir şekilde adaletsizlik. bu kurumlar reform edilmeli ve dini-muhafazakar endoktrinasyondan arındırılmalı.

    bir ülkede paylaştığımız ortak değer din, cinsel yönelim(heteroseksüel) değildir. yaşadığımız ülkenin huzuru, güvenliği ve çıkarlarıdır. sırf eşcinsel ve transeksüel diye insanları hedef almak ve çalışma hayatında kısıtlamak, sansürlemek açık bir şekilde haksızlıktır ve tiranlıktır. biri sırf müslüman muhafazakar heteroseksüel diye bir eşcinselin haklarına saldıramaz.

    ihvan propagandacıları türkiye'yi mahvetti ve işledikleri suçları örtmek için bizim üzerimizden manipülasyon yapıyorlar. olay budur.
  • #152494128

    eski erkek arkadaşım, ic anadolu'dan gelen muhafazakar bir ailenin oğlu. ortaokul yıllarında intihar girişiminde bulunmuş. ondan sonrası ise akranları dışarda basket oynarken, erenköy ruh hastalıkları hastanesinin kapalı koğuşunda gecen ilk genclik yılları.

    ailesi, özel hocalarla, müzik dersleri ile delikanlının kırık parcalarını bir araya topluyorlar ve yeniden bir insan haline getiriyorlar. bunun icin daire satıyorlar.

    sevgilim beni, anası ve babası ile tanıştırdı. aile sadece maddi olarak göcmemiş ama aynı zaman da psikolojik olarak da cok yıpranmış ve erken yaşta cökmüşler. şimdi gözlerini yere dikiyorlar ve " biz cahildik. bilmiyorduk. keşke toplum daha anlayışlı olsaydı" diyorlar.

    toplum kim ulan! toplum kim!

    ben, sen, o.

    ....

    meclis aritmetiğinin de ta amına koyayım!

    demokrasi toplama cıkarma işlemi değildir. sandığa da kimin adamı ihale kovalayacak diye belirlemek icin gitmiyoruz. aritmetik aritmetik diye kafa sikenler de daha iyi bir ülkede yaşamamız icin varlar.

    ....

    1) yüzde on ihtimal, senin de cocuğun gey olabilir. sen de gözünü halıdaki motife dikip "keske toplum daha anlayışlı olsaydı" dersin.

    2) ekonomik kriz yaşamıyoruz. sistematik fakirleştirmeye maruz kalıyoruz.

    orta sınıfın orta sınıf olduğu dönemde televizyonda, perihan abla, süper baba, cicek taksi ve bizimkiler gibi diziler vardı.

    şimdi sıcacak helası olmayan fakir hintlilerin sarayda gecen filmleri izlemesi gibi, biz de fakir fakir oturmuş saraylarda konaklarda gecen dizileri izliyoruz. türkiye artık avrupa'nın kenarında bir bangladeş.

    lgbt ile korkutarak sana kabul ettirdikleri tam olarak bu.

    ve senin cocuğun senden daha zor şartlarda yaşayacak. yurt dışında tanıştığınız hintliler icin cok reröreröler diyorsunuz. o hintliler, 1,5 milyarın arasından sırılabilmek icin dişini tırnaığına takmış birer sırtlan. eğer senin cocuğun, o hintliler gibi yırtık, zeki, calıskan ve bunun yanı sıra bizans oyunu cevirebilen, kulis kurabilen biri değilse hic bir sansı olmayacak.

    3) hemen yanı basımızda israil var.

    - ortadoğu ise israil de ortadoğu.
    - 500 milyon arap denizinin ortasında 8 milyonlar ve şu dünyada israillilerden daha büyük bir nüfus baskısı yaşayan yok.
    - adamların dış mihraka ihtiyacı yok. cünkü arap-israil savaşından bu yana sadece mısır ve ürdün ile anlaşma imzaladılar. geri kalan tüm komşları ile teknik olarak savaş durumundalar.

    ama bak israilli gencler hayatını yaşıyor.

    ortadoğunun dibi

    ...

    israil'de eşcinsel evliliği yok. cünkü belediye nikah yok. nikah din adamlarının tekelinde. belediye nikahı konusu her gündeme geldiğinde aşırı dinciler itiraz ediyor.

    ancak israil ordusu, bunun etrafından dolaşmış. silah altına alındığınızda partnerinizin ismini insan kaynaklarına kayıt ettiriyorsunuz. eğer görev başında hayatınızı kaybederseniz, partnerinize dul ve yetim aylığı bağlanıyor.

    ancak hetero ciftlerde nikah cüzdanı olduğu icin bu aylığın bağlanması otomatik olarak yapılıyor. lgbt ciftler de ise dul partnerin, bir cift olarak yaşadıklarını ispatlaması gerekiyor. simdi lgbt bu durumu eşitlemek icin uğraşıyor.

    israil'de yakın bir zamana kadar aşırı dinciler askerlikten muaftı. şimdi silah altına alınmamak icin kendilerini ilahiyat okullarına atıyorlar. hem kendileri askere gitmiyor hem de silah altında hayatını kaybeden lgbt bireylerin ailelerine dul ve yetim aylığı bağlanması konusunda yokuş yapıyorlar.

    en son aşırı sağcı likud partisinin milletvekili, aşırı dinci şas partisinin milletvekiline "sizin yaptığınız şovenizim" diye fırca atıyordu.

    dönüyorsun bakıyorsun, memleketin sosyal demokrat partisi elin aşırı sağcı partisi kadar sesini cıkartamıyor.

    cünkü neden? cünkü memleketteki cizgi yozgat'ın hasbek nahiyesinden geciyor.
  • #141581762

    buluştuğum adama askerliğini nerede yaptın diye soruyorum, yanıt:

    -hakkari dağ komando.

    hakkari'ye gönderirken aslansın, kaplansın! ama aynı adam "ben bir erkeği seviyorum" dediği zaman "vay efendim harici bedhah!"

    bu nasıl bir iki yüzlülük?

    milli bilinç diye bu iki yüzlülüğü savunmaya utanmıyor musunuz? iki yüzlülük övünülecek milli bir değer olabilir mi?

    nato içerisinde, cinsel kimliğini ve yönelimini saklamak zorunda kalan askerlerin olduğu tek ülke türkiye kaldı.

    hemen yanımızdaki israil, nato ülkesi değil. kadın, erkek, gey, lezbiyen, trans herkes açık kimlikleri ile askerlik yapıyor. peki israil ordusu neden gey ve lezbiyenleri silah altına alıyor? çünkü idf, israil'de kendisine topluma öncü olma rolü biçiyor.

    askeri kanunların içerisine "gayri tabii mukarenet" diye bir yasa koy, adamı ikili hayat yaşamaya zorla, varoluşunu tamamen yok say. ondan sonra "çanakkale içinde aynalı çarşı, haydi yallah yürü düşmana karşı"

    tam böyle alavere dalavere haydi kürt mehmet nöbete durumu.

    ortada ahlaki bir problem görmüyor musunuz? bunu mu yakıştırıyorsunuz kendinize?

    onur yürüyüşüne katılan ingiliz ordusu
  • ben şikayet ettim. dezenformasyon içerdiği için.

    ***
    geçen gün diyarbakırlı kadın arkadaşımla konuşuyordum. diyarbakırlı olduğunu özellikle belirtiyorum. çünkü arkadaşım, bir kadın şehri olan izmir'de büyümedi. izmir'de annem, tek başına tsm konserine gidiyordu. konser çıkışı, herhangi bir güvenlik kaygısı taşımadan, konser salonunun önünde otobüse biniyor ve evin önünde iniyordu. gece, toplu taşıma ile tek başına eve dönebilmek istanbul için bile lüks olabiliyor.

    arkadaşım ise 90'lı yıllarda hizbullah'ın başı açık kadınlara kezzap atma tehdidinde bulunduğu diyarbakır'da büyüdü. bu durum için ne denir bilirsiniz: şuyuu vukuundan beterdir

    ama 90'lı yılların farkı vardı. "burası laik ülkedir kardeşim" diyebiliyordunuz ve fail yerine kurbanı suçlayanın teknik bir ismi vardı: yobaz.

    kadıncağız telefonda gecesini gündüzüne katarak, öküz gibi çalıştığını, yorgunluktan artık ayakta sallanmaya başladığını anlatıyordu. gerekçesini de şöyle söyledi:

    - para biriktirmem lazım. çünkü benim iki kızım var. türkiye'de kadın olmak her zaman zordu. ama artık nefes alamaz hale geldik. (dikkatinizi çekerim, bunu söyleyen, hizbullah'ın dizinin dibinde büyüdü) lgbt ile yaptıkları ortada. benim kızlarım da lezbiyen olabilirdi. sonra ardından kızı lezbiyen olanları düşünüyorum, nefesim kesiliyor. ondan sonra geri dönüyorum, kendi kızlarım için iki kat endişeleniyorum. çünkü bu lgbt ile sınırlı kalmayacak. o yüzden liseyi bitirdikleri gün yurtdışına gitmeleri ve bir daha asla geri dönmemeleri gerekiyor.

    bu kadın, hizbullah'ın dizinin dibinde yaşarken, çemberini kırmak için dişini tırnağına takmış, öküz gibi çalışmış ve türkiye'nin en gözde üniversitelerinden birisini bitirmiş. bunca emeğin karşılığı olarak, şimdi akdeniz sahillerinde para eziyor olmalıydı. ve fakat vakti zamanında kendisi için duymadığı endişeyi kızları için duyarak günlerini geçiriyor.

    **

    nazilerden önce berlin, avrupa'nın gey mekkesiydi. nazi almanya'sında gey ve lezbiyenler birden bire kendilerini toplama kampında buldu. putin rusya'sında gey ve lezbiyenler böyle adım adım kriminalize edildi.

    aslında atla deve bir şey yapmadım. orada bir şikayet butonu vardı. ben de gittim ona bastım. bunu yaparken de aklımda arkadaşımın kızlarının lezbiyen olması ihtimali vardı. kardeşim öyle "bu da benim sikim hüsnü" diye ortaya aslı astarı olmayan bir laf atıp, ardından lezbiyen pornosuna 31 çekmeye gidemezsin. senin ergen eğlencen, başkalarının hayatı ile ilgili konular.
  • (bkz: #154983089)

    --- madem sikin var öyleyse haksızsın ---

    ister gey olsun ister hetero olsun hiç fark etmiyor, erkeklerin taciz algı eşikleri daha yüksek.

    bir erkek minibüste giderken, götünde bir el hissederse, aklına gelen ilk şey cinsel taciz değil, cüzdanının çalındığı olur.

    çünkü çocukluğundan itibaren bir penisi olduğu ve bu yüzden de bir tehdit unsuru olduğu öğretilmiştir. kendisinin cinsel tacize uğrayabileceği hiç aklına gelmez. hareketlerine dikkat etmesi gereken kendisidir. bırak taciz etmeyi, yanlış anlaşılabilecek hareketlerden bile kaçınmalıdır.

    geçen gün marketten aldığım ürünleri kasada poşetlemekle meşgulüm, arkadan birisi üstüme abandı. afallayarak kafamı çevirdim, baktım ki türbanlı ablanın teki, kasanın orada indirimli bir ürün görmüş; onu almaya çalışıyor. " yani abla, senin bana yaptığını ben sana yapsam, adım fordçu olur!" dedim.

    ***

    bunun örneklerinden birisi bülocanın devreye girdiği durumlarda kadın doktor- erkek hasta ilişkisidir. sözlükte erkek yazarlar, farklı başlıklar altında yaşadıkları gerilimi yazdılar.

    tam aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık durumu.

    kadın doktorun yapacağı müdahale onun uzmanlık alanıdır. bülocan, kadın doktorun gördüğü ilk penis değildir. kalkıp, " ben erkek doktor istiyorum" demek kadın doktorun uzmanlığına hakarettir.

    ama öte yandan insan içinden, durduk yere teşhirci pezevenk durumuna düşme korkusunu da atamıyor.

    kan gazı aldırma : bu işlemlerden bir tanesi kan gazı testi için kan aldırma. kan gazı, toplar damardan değil atar damardan alınıyor. ancak atar damarlar daha derindeler. bu yüzden doktor damarı görmüyor, hissetmeye çalışıyor. tam damara girecekken, damar iğnenin altından kaçabiliyor. bu yüzden iğneyi içerde gezdirmesi gerekebiliyor. koldan kan gazı için örnek alınması ağrılı bir işlem haline geliyor.

    halbuki kasıktan alınması daha kolay. hem doktor damara daha rahat giriyor hem de hastanın canı yanmıyor.

    böyle bir anda doktordan peçete isteyebilirsiniz. takım taklavatın üstüne peçete örtüp, elinizle yana çekerseniz, hem ihtiyaç duyduğunuz mahremiyeti sağlarsınız hem de doktor daha rahat çalışacağı alan açarsınız.

    ben de bunu türbanlı bacı radyologtan öğrendim. kasıktan yapılan anjiyo sonrasında, damarın son durumunun kontrol edilmesi gerekiyordu. ultrasonu çeken uzmanın türbanlı bacı olduğunu görünce başımdan aşağı kaynar su döküldü. "erkek hastaya bakmam diye trip atarsa ben ne yapacağım" diye kara kara düşündüm. ama tam tersi oldu. kadın uzman, önce kendimi rahat hissedebilmem için ne yapmam gerektiğini anlattı. ondan sonra işleme başladı.

    --- gey erkek- hetero kadın ikilisi ---

    kendisine "günaydın" diyen hetero erkeklere "oha! sikseydin bari!" muamelesi çeken hatunlar, konu gey erkeklere geldiğinde birden enseye şaplak göte parmak davranabiliyorlar. aslında hatunları da anlayabiliyorum.

    amy schumer'in nesneleştirmeyle ilgili enfes bir skeçi vardır. hatun, erkekleri nesneleştirmeye karar verir. grup seks için kahveden adam toplar ve kendisine erkek haremi kurar. adamlar da "am var dediler geldik" şeklinde koştura koştura gelir. ve fakat işler planladığı gibi gitmez. bunun üzerine adamlar "verirsen ekime, vermezsen sikime" tribine girer. hatun da " ne yani şimdi siz beni beğenmiyor musunuz?" diye kontra-tribe girer. yaptığı planın suya düşmemesi için kendisini erkeklere bir nesne olarak sunar. günün sonunda erkekleri nesneleştirme planı tam ters teper.

    gey erkek yetişkin bir erkektir. aynı zamanda kendi cinselliğini ifade edebilmeyi öğrendiği için de seksidir. hetero kadın gey erkek ilişkisinde bir cinsellik ihtimali bulunmadığı, dolayısıyla kadının birden kendisini nesne durumunda görmeyeceği bu denklemde, hatunlar çok rahat hudutu aşabiliyor.

    iki husus bir arada işliyor: bir, erkeğin bedensel dokunulmazlığı zaten konu dışı. iki, ortada karşısındaki erkek tarafından nesneleştirme riski yok.

    --- mabel matiz'in dadısı olmak ---

    mabel matiz örneğine gelecek olursak, adam bildiğin çirkin. ancak adamın her şeyi çok fazla nevi şahsına münhasırdır. sahip olduğu o eşsiz auradan dolayı da yine nevi şahsına münhasır bir seksapelitesi vardır.

    aslında bakacak olursanız, hududu geçen gaye bacımız olmuştur. mabel matiz'in beden dokunulmazlığını boru gibi ihlal etmiştir.

    ama tüm bütün bunları yazmama rağmen ortada çok basit bir gerçek var:

    mabel matiz kazık kadar bir adam

    ağzı var, dili var. rahatsız olduysa söylesin. kankasını kırmak istemiyorsa eğer, işi şakaya vursun ve "aşk ol abla! ben lezbiyen miyim" desin. kazık kadar adama dadılık mı yapacağız, başına jandarma mı dikeceğiz?

    aynı mantık, bbc'nin yaptığı leş "trans kadınlar lezbiyenleri sekse zorluyor. transla seks yaptım ama bir sor nasıl yaptım. ögüre öğüre" haberinde de vardı. evrim geçirmemiş çöl maymunlarını, "seni arkadaş olarak görüyorum" diye pışpışlayan hatunlar, bir zahmet trans bacıya da "senden elektrik alamadım" demeyi becersin.

    çünkü yetişkin olmak bunu gerektirir. yetişkin olmak, neyin senin için iyi olup olmadığını ayırt edebilirsin demektir. ve yetişkin olmak, hoşlanmadığın birisini kışkışlamayı da bilmek demektir. bbc'ye demeç veren lezbiyen bacılar denyoydu. çünkü ağızlarından çıkan cümlenin, red pill tayfasının " sikişiyorlar, sikişiyorlar. sonra pişman olunca "tecavüze uğradım" diye iftira atıyorlar" savını desteklediğinin farkında değillerdi.

    --- yoğurdu zorla kara göstermek ---

    yetişkin bir biyolojik erkek ile yetişkin bir biyolojik kadın öpüşüyor. bu bir heteroseksüel eylemdir. ortada gey öpüşme bile yok. hetero sahneden gey pedofili çetesi komplosu çıkartmak???!!!

    yoğurdu zorla kara gösterme çabasına dezenformasyon demeyeceğiz de ne diyeceğiz? bu dezenformasyon yasası bir tek muhalife mi işliyor?

    haspam bir de meydan okumuş, "isteyen beni mahkemeye verebilir" diye. ancak şüphem var. çünkü bu derece bir muhakeme eksikliği, artık hukukun değil tıbbın ilgi alanına giriyor.
  • "lgbt lileri normalleştirirsen senin sevdiklerinin başına gelmez diye mi düşünüyorsun?"

    aslında tam tersi oluyor. sevdiklerinin gey, lezbiyen veya biseksüel olduğunu öğrenenler, "keşke toplumumuz bu konuda daha anlayışlı olsaydı" diyor.

    iyi de toplum dediğin kim ki? ben sen o.

    "bunu topluma anlatamazsınız" diye kurulan her cümle aslında " bunu bana anlatamazsın" demektir.
  • burayı okuyan kafası karışık kardeşlerime sesleniyorum. üzülmeyin, anormal ya da tuhaf değilsiniz. sadece biraz şansızsınız çünkü doğdunuz ülke türkiye. başka ülkede doğsaydınız yöneliminiz kimsenin umrunda olmazdı.

    en güzel yıllarınızı kendinizi yargılayarak, haksızlık ederek geçirmeyin. böyle yapsanız dahi hiçbir şey değişmiyor. gene eşcinsel olarak kalıyorsunuz, heteroya dönüşmüyorsunuz.

    sevin ve korunarak sevişin :)
  • bundan bir kaç ay önce, bir zümre; küresel sermayenin milyonlarca dolar harcayarak gökkuşağı renkli tşört satmak sureti ile gençleri geye çevirmeye, böylece nüfusu kırmaya çalıştığını düşünüyordu.

    allah allah!

    israil, neden filistinlilere gökkuşağı tişörtü satıp netflix izletmemiş ki? filistinli erkekler gey olur, böylece üremezler, ardından da filistin nüfusu azaldığı için israil ferah ferah gazze'ye girerdi.

    acaba komplo teorileri ile gerçekler birbirlerinden farklı olduğu için olabilir mi? aaba erkekleri netflix izletme suretiyle geye çevirme gibi fgantastik bir fikir yerine, insanların kafasına bomba atmanın daha gerçekçi ve etkili olması olabilir mi?

    --- şehit olmalık bebek doğurmak ---

    dün büyük aile yürüyüşü yapanlar, bugün büyük kudüs yürüyüşü yapıp, mehmetçik gazze'ye diye slogan atıyor.

    yahu doğmamış bebeğin yasını tutanlar, bugün başkasının çocuğunu ateşin içine atmaktan çekinmiyor.

    gerçekten dert, sağlıklı, mutlu ve üretken kuşaklar yetiştirmek mi yoksa şehit olmalık bebeklere sahip olmak mı?

    bu satırları okurken incinmiş olabilirsiniz. ama incinin. belki sosyal medya üzerinde boş beleş yaygara koparmaktan vaz geçer hayatın gerçeklerine dönersiniz.
hesabın var mı? giriş yap