• --- spoiler ---

    işin içine zaman girince çevremdeki insanların algısında oynama yaşatan bir dizi olmuştur..zaman gibi çok esnek,riskli ve bir o kadar da karmaşık bir konuya el attıkları için yapımcıları tebrik ediyorum..e haliyle on yıldır lineer hikayelerle aşk ve entrika izleyen yurdum insanına bu zaman konusu beyin amcıklaması yaşatmıştır..ama back to the future ile büyüyen bir nesil işte lost'a daha da bağlanmıştır...

    olayları nasıl bağlayacakları ya da soruları nasıl cevaplayacaklarını zerre kadar umursamıyorum,zira senaristlerin bu konuları bizlerden önce düşündükleri aşikar...

    her hafta perşembeyi iple çekiyorsam ve 40 dakikacık da olsa gerçek hayatın karmaşasından kurtulup kendimi o adada hissedebiliyorsam ve sonrasında kafamı da birazcık yorma hissiyatında oluyorsam daha ben bir diziden ne beklerim ki...

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    karakter isimleri aslında kimin kimle ilintili olduğuyla ilgili tonla referans içeriyor. dizideki karakter isimlerinin hiç birisi referanssız değil neredeyse ve çoğunun refere ettiği dinsel, edebi, felsefik kişiler de dizi karakterleriyle paralel olaylar yaşamışlar, söylemişler.

    örneğin jacob'dan başlayalım.

    jacob yani yakup, bir peygamberdir. isaac yani ishak ise jacob'ın babasıdır. dizide bernard'ın rose'u kanserden kurtarmak için iyileştirme gücü olduğu söylenen adamın adı da isaac'tir. hatta isaac of uluru olarak geçer. (bkz: uluru) isaac, bulunduğu evin ''iyileştirici'' özelliği olduğunu iddia etmektedir ancak rose iyileşmez. bunun üzerine isaac, başka bir yer olduğunu ve rose'un da bu yere, yani adaya gitmesi gerektiğini söyler. aynı şekilde benjamin linus, juliet'e kardeşini iyileştirebilecek kişinin jacob olduğunu söyler. jacob ve isaac, iyileştirici özelliği olan karakterlerdir ve dizinin ilerleyen yerlerinden birinde isaac adayla ilgili ortaya çıkarsa şaşırmayalım.

    sarah shephard'ı anımsayınız. jack'in ameliyat ettiği eski karısı. sarah, incilde ve tevratta isaac'in annesidir. ayrıca sarah, christian shephard'la nedeni belirsiz şekilde sürekli olarak telefonda konuşmaktadır. christian da nasıl oluyorsa jacob'ın sürekli yer değiştiren evinde ortaya çıkmaktadır. ayrıca hamiledir. olaya zaman kayması bilmem ne de girdiğine göre, isaac, gerçekten dizide hamile olan sarah'nın oğlu olarak zamanda gezerek rose ve bernard'ın karşısına çıkmış olabilir. - yuh diyeceksin de adam iyileştirici yani. -

    jacob incilde ve tevratta, benjamin ve daniel'ın babasıdır. daniel faraday ve benjamin linus. benjamin'in babası olamaz diyeceksiniz çünkü annesi ve babası zaten dizide gösterildiler. ancak daniel faraday'ın babası kimdir belli değil. şu anda devam eden 5. sezonda da jacob'un john dışında kimse tarafından esamesi okunmuyor. tamamen es geçiliyor ancak jacob, daniel faraday'ın babası çıkarsa da şaşırmayınız. hatta, hamile olan benjamin'in annesi emily'nin de eski sevgilisi falan bile çıkabilir. benjamin'in soğuk kanlılıkla babasını nasıl öldürebildiğini anımsayınız. benjamin jacob'dan gerçek babası olduğunu öğrenip bu durum karşısında kendisine son derece ilgisiz olan ve annesini öldürdüğünü düşünerek kendisini suçladığı babası görünen roger linus'ı gözünü kırpmadan öldürebiliyor. hala benjamin, jacob'ın oğlu olabilir. malum lost'ta her an ters köşe mümkün. böylece jacob, daniel ve benjamin arasındaki bağlantı tamamlanıyor.

    ama bir şey daha var;

    aaron yani harun, yani claire'in çocuğu incilde ve tevratta jacob'ın torunu olarak tanıtılıyor. aaron'ın da jacob ile muhtemelen bir ilgisi bulunuyor. daha önceki sezonlarda ethan'ın claire'i kaçırıp sağlıklı bir hamilelik geçirip geçirmediğini kontrol etmesi, aaron'ın kaçırılma girişimleri jacob tarafından emredilmiş olabilir. belki de claire'in sevgilisi olan kişi de, jacob'ın oğullarından birisidir.

    matthew abaddon'u anımsayalım. abaddon baş meleklerden birisidir ve şeytanı dipsiz boşluğa yollayan meleğin adıdır. dizide şeytanın kim olduğu belli değil ancak matthew abaddon, muhtemelen dizideki baş kötünün, muhtemelen charles widmore'un sonunu getirecek karakterdir.

    ayrıca isa ile ilgili tonla referans isim bulunuyor. elbette ingiliz isimlerinin içine kaçınılmaz olarak giren ve en yaygın olan isimler nedense birbiriyle son derece bağlantılı isimler. örnepin john, isa'nın en güvendiği havarisi john the baptist yani vaftizci yahya. james, yani james ford da isa'nın havarilerinden birinin ismi. jack'in soyadı da shephard beyler. jack bu durumda isa olurken kendisinin en büyük yardımcıları john ve sawyer oluyor ki bu hiç mantıksız değil. john, sürekli olarak inancın yanında dururken, jack bunca inançsızlığına rağmen john tarafından bir şekilde ikna ediliyor. incilde de yahya, isa'yı vaftiz ettikten sonra isa peygamberliğini ilan ediyor. ayrıca claire'in sevgilisi olan ve aaron'ın biyolojik babası olan thomas da isa'nın havarilerinden birisi. ayrıca çok alakasız bir bilgi, thomas bir ressam ve resimlerinden birisi charles widmore'un ofisinde asılı duruyor. soru şu; charles widmore nasıl oluyor da bu resmi thomas'tan alıyor? charles widmore thomas'ı tanıyor mu? dizinin yine ilerleyen bölümlerinde thomas, jacob'ın oğlu veya jack'in büyük bir destekçisi olarak ortaya çıkabilir.

    son olarak; (bkz: dharmachakra)

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    adada kalan elemanlar zaman kayması yaşarken yanlarında olan şeyleri de götürüyor değil mi, bindikleri kano ya da üzerlerindeki giysilerden de anladığımız üzere. ilk kayma yaşandığında bernard kampın yanındaydı ancak kamp ortadan kaybolmuştu. insan düşünmüyor değil bu sadece bizim 6'lıya özgü birşey mi, yoksa bernard'ı adamdan mı saymadılar deyu.

    edit: temas etmeleri gerekiyormuş, bernard kamptan herhangi birşeye dokunmuyordu o sırada sanırsam.
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    5x04 itibariyle öğrendik ki jin'in içinde bulunduğu ve adanın manyetik alanı dışında bulunan gemi patladığında daha önce adada bulunmuş kimse ölmemiştir. demek ki jin yaşıyorsa michael da hala yaşıyor.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler 504 ---

    --- bolum ozeti ---

    bolum top atsan uyanmaz temali aaron uykusuyla baslar. jack ve kate'in aaron'in gelecegiyle ilgili yaptiklari bir takim yorumlar, jack'in "benimle misin?" sorusuna kate'in verdigi manidar "i have been always with you" cevabiyla sona erer. aaron'in henuz kundak halinden biz zaten adadan ayrilma pozisyonunda olduklarini anliyoruz tarih olarak lakin turlu hinlikleri dusunen, bize beyin firtinalari yasatan senaristler bu sahnenin ardina "3 years later" yazma geregi duyuyorlar. sen git yuzlerce ayrintiyla zeka sinirlarini zorla, aptallar izlemesin bu diziyi de, sonra da boyle seyler yap, ilginc tabi..

    3 yilda daha bi serpilip guzellesen kate ablamiz, sun'dan aldigi emanet kiyafetle siritmaktadir. sun'a gelen supheli pakette adadaki ustsuz fotograflariyla bezenmis bir santaj mektubu vardir diye dusunmemize ragmen tombaladan ben ve jack'in arda ve sevgilisini animsatan ilginc pozlariyla bir adet silah cikar. bu arada seker topagi aaron pasa cocugu kidemiyle kus sutunu icmektedir.

    yeniden adaya dondugumuzde burun kanamasindan hallice olan kizilcik kravatsever aski faraday ve juliette'in yaninda can cekismektedir. bu esnada sawyer anlama zorlugu ceken faraday'a juliette'in tercumanligini yapmaktadir. sawyer bu girisimin ardindan juliette'ten ayari yeyip kadir inanir bakislariyla olayi suzen muhtar locke'un yanina gider. faraday ise coktan house'culuk oynamaya baslamis, teshis surecinde ilerlemektedir.

    kate kan ornegi icin dna pazarinda pazarliklara baslamistir. ortada bir muvekkil - avukat geyigi donmektedir paso ama meshul muvekkili henuz gormek nasip olmamistir. adada locke sawyer'a "alayini geri getirecem ulan" derken sawyer iplememektedir. ta ki can evinden vurulana kadar. "onun geri gelmesini istemez misin?" deyince yelkenleri suya indirir sawyer. her ne kadar "benim ne istedigim onemli degil" dese de yanip tutusmaktadir kate'ini gorebilmek icin. neticede agir toplar bir olur ve kizlarin ihtiyaclarini da dusunduklerinden orkid yoluna koyulurlar. diger yanda sayyid'in iyilesme sureci devam etmekte, hurley de "ben'den kurtuldum haci, madalyami al da gel" diyerek jack'i aforizma denizlerine suruklemektedir. korfez savasi tecrubeli askerimiz sayyid gelen tehlikeyi seri bicimde savusturduktan sonra adres sorusturmasi neticelenir.

    adanin uzerine ise nur dusmustur. muhtar onderligindeki ekip nuru bir sureligine ignore ederler. burun kanamasi ekip arasinda bulasici etkisini gostermeye baslamistir. cengaver isim sawyer gozleriyle gordugune gotuyle bile inanamayacagi bir sahneyle karsilasir gece vakti; aaron'un dogumunu canli izlemektedir. locke sawyer'a yetistiginde ati alan uskudar'i coktan gecmis, zaman cumburlop atlamistir. medeniyette sakallarini kesen jake mendil satan cocuklar gibi kate'in arabasina yavsar. beraberce casusluk oynamaya baslarlar. adada dumurdan cikamamis olan sawyer johnyboy'a bir sey anlatmamakta direnmektedir. gregory house'un adadaki boslugunu doldurmakta israrci kisilik kravat, yeni hastalarindan da bilgi toplamaktadir. yeniden kampa geldiklerinde vikinglerin kampi yagmaladiklarini fark ederler. her boku bilen juliette vikinglerin suyunu bile tanimakta gecikmez. other others'in kanosuyla acik denize dogru yola koyulurlar. cenevizliler kanoya ates actiklarinda sawyer icini juliette'e dokmektedir. suda basbayagi bir 24 kovalamacasi yasanmaktadir ki imdada "time travel" tanrisi yetisir. sawyer tanriya verdigi tesekkuru geri aldiktan sonra kate de cocugun pesinde olan kisiyi sonunda bulmustur ya da oyle sanmaktadir. kate "el freni niye bu kadar kisa" deyince jack de " ne bileyim yahu, oyle tasarlamislar" der ve tartismaya baslarlar.

    her tasin altindan oldugu gibi aaron'i almaya calisan meshul muvekkilin altindan da ben cikar. bolum jin'in rossoue'nin tas gibi haliyle karsilasmasiyla sona erer. robinson misali adaya sartlar geregi geri donen jin dil sorunundan cok cekecektir. ilerleyen zamanlarda gelismeleri paylasmaya devam edecegiz, yeniden sendeyiz ali kirca..

    --- bolum ozeti ---

    --- spoiler 504 ---
  • bir de şu var dördüncü sezonla ilgili, hatırlatma baabında giriyorum :

    --- spoiler ---

    bu beşinci sezonda gördüğümüz burun kanama hadisesi, dördünce sezonda bahsedilen "sabit (constant) " meselesiyle ilgili. galiba burnu kanayan arkadaşların bu zaman yoluculukları sürecinde kendilerine bi sabit bulamamalarından ötürü kanama oluyor. dördüncü sezon beşinci bölümde, minkowski denen adam da burnu kanayarak ölüyordu hatırlarsanız. aynı bölümde desmond da geçmişe yolculuk yapıyor faraday la görüşüyordu ve faraday ona bu "sabit bulma" meselesinden bahsediyordu. desmond da akabinde koşarak penny i buluyor ve numarasını falan alıyor,seni 8 sene sonra arıycam, bak değiştirme numaranı allahın adını verdim diyordu. işte desmond penny i sabiti yapana kadar aynı belirtiler onda da oluyordu, burnu kanıyordu. sabiti ayarlayınca da düzeliyordu. yani bu burun kanama hadisesi onunla ilgili olmalı, faraday öyle diyor dördüncü sezonda "hem gelecekte hem de geçmişte olan bir şeyi sabit olarak belleyeceksin arkadaş, yoksa küt diye gidersin" şeklinde.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    birilerinin 504de rousseau ve ekibinin ne konustuğunu açıklamasını delicesine arzuladığım dizi. fena bişi cıkıcak ordan hissediyorum.
    --- spoiler ---
  • lostforum.gen.tr'den baran001 adlı kullanıcı, 5x4 teki fransızca konuşmaların ingilizcesini bulup türkçeye çevirmiş. aynen aktarıyorum.

    -- spoiler 5x4--
    ----------------------bottaki konuşmalar--------------------

    robert: size demiştim!asla bu lanet numaraları takip etmemeliydik.(i told you so! we never should have followed those damn numbers!)

    montand: benim suçum değil, robert. sonar cihazından brennan sorumluydu.(it's not my fault, robert. brennan was in charge of the sonar!)

    brennan: izliyordum montand!sana zaten söyledim,aletler bozuldu! (i was watching, montand! i told you already, the instruments malfunctioned!)

    rousseau: denizde biri var! (man overboard!)

    biri? ne? (what?)

    hepimizin burada olduğunu zannediyordum.(i thought we were all there!)

    hepimiz buradayız zaten,bizden biri değil. kim peki o?(we are all here! he's not one of us. so who is it?)

    "fransızca bağırır"(shouting in french)

    asılın küreklere,hadi! (paddle! paddle! come on!)

    işığı üstüne tut! (focus the light on him) işığı üstüne tutmalıyız! (we have to hold the light)

    brennan,kürek çekmeme yardım et! (brennan, help paddling)

    hadi acele edin,sürükleniyoruz! (come on! hurry up! we are moving with the stream)

    hayır.. sadece o var,bot yok,hiçbişey yok (no.. there's only him! no boat! nothing!)

    dalgalar sahile götürecek bizi!(the waves will bring us to the coast)

    rüzgar yaklaşıyor(the wind is coming over here)

    allahaşkına brennan, kes sesini! (for godsake brennan! shut up!)

    sala alın onu (bring him in the raft) bana yardım edin. (help me) adam ağır (he?s heavy)

    hala nefes alıyor (he's still breathing)

    fransızca konuşmalar devam eder.(speaking in french continues)

    ----------------------sahildeki konuşmalar--------------------

    montand: robert... bak,sinyal adadan geliyor! (look, the signal comes from the island)

    robert: kaynağını bulabilir misin? (can you find the source ?)

    radidan otomatik ses: 15..16 automated voice over radio: 15... 16...

    montand: tabiki bulurum,bak! (yes of course, look !)

    robert: adada yaşayanlar olduğunu mu düşünüyorsun? (do you think it is inhabited ? -the island-)

    montand: bilmiyorum. (i don't know)

    (both speaking french)

    rousseau: nasılsın?nasıl hissediyorsun? (how are you ? how are you feeling ?)

    aralar zaten ingilizce geçiyorum..
    .......
    ......

    robert : kim o? (who is he ?)

    montand : kim olduğundan bize ne? burada ne işi var? (who cares who he is. what is he doing here ?)

    rousseau: burada tekne ile geldiğini söyledi. (he said he came by boat)

    ......
    .....
    ......
    .....

    rousseau: montand ! adamı rahat bırak! adam şokta! adama verecek suyumuz var mı? (leave him alone, he is shook up, do we have water for him ?)

    robert : var (yeah) burada (here)

    rousseau: saol, robert. (thank you robert)

    ..........
    ........
    ......

    -- spoiler 5x4 --

    kaynak: (bkz: http://www.lostforum.gen.tr/…php/topic,11873.0.html)
  • --- spoiler ---

    adanın taşındığı günü sabit kabul edersek şimdiye kadar gördüğümüz bütün zaman değişimleri bu zamanın öncesinde gerçekleşti. adadakilerle adadan kurtulanlar arasında en iyi ihtimalle 3 yıllık zaman farkı var. daha önce de gerçek zamanla ada zamanı arasında farklılık olduğunu görmüştük. bu durumda ya john'un zamanında havaya uçurduğu denizalti aynı zamanda bir zaman makinasıydı, ya da sadece adanın zamanıyla gerçek zamanın çakıştığı dönemlerde adaya gidilebiliyor. bu durumda sarışın kadının ben'e söylediği yetmiş saat içinde adaya dönme gerekliliği, en yakın zaman çakışmasından o ana denk gelmesinden .

    --- spoiler ---
  • ada ve ada dışındaki zamanın akışında insanlar tarafından anlaşılmadığını düşündüğüm bir durum var ve bunu açıklamak gerektiğini düşünüyorum.

    --- spoiler ---
    jack, kate, hurley, sayid, sun ve aaron'un helikopter ile kurtarma teknesine gidişlerinde ve adada benjamin kolu tam çevirirken ve bunun yanında sawyer denizden yarı çıplak çıkarken tarih 31 aralık 2004 idi.

    benjamin kolu çevirdikten hemen sonra tunus'da çölün ortasında türkçe bik bik lerken tarih 24 ekim 2005 idi.

    son bölümde izlediğimiz gece marina buluşması muhtemelen 2007 sonlarında bir tarihte gerçekleşiyor. ada dışındakiler toplamda nerden baksanız 3 sene ada dışında dolu dolu vakit geçirdiler.

    buna karşılık 31 aralık 2004 tarihinde adada kalan john locke, sawyer, juliet, daniel vs ise gördüğümüz kadarıyla epi topu 2 veya 3 gün geçirdiler. ama onu da ada içinde zamanda bir sağa bir sola savrularak geçirdiler. yani adada kalanlar için 3 sene geçmiş olması gibi bir durum mevzu bahis değil.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap