• --- spoiler ---

    bazı oyuncularına sezon başına, bazılarına ise bölüm başına ödeme yapılmaktadır.
    işte bu nedenle claire'in doktoru veya jack'in resitalde ayak üstü muhabbet ettiği karakterlerin canlandırılması için yeni oyunculara para ödenmemekte, ethan ve pasif agresif japon eleman gibi az görünen ve bir bok sanılan karakterler tasarruf amacıyla bu rollerde de oynatılmaktadır.

    aynı yüzü iki karakterde de gören izleyiciler bi bok var sanmakta, "vay be nasıl oluyor aynı adam hem orada hem burada? burada nasıl bir kumpas var acaba?" diye düşünmektedir.

    böylece yapımcı bir taşla iki vurmaktadır. hem senaryoya gizem katarak biz mal izleyicileri ekran karşısına bağlamakta hem de oyuncu maliyetini düşürerek karını arttırmaktadır.

    --- spoiler ---
  • 5. sezondan hatırlatmak babında it hakkında aklıma birşey geldi izninizle paylaşayım:

    --- spoiler ---

    5. sezonda juliet sawyer ve kate sahilde köpekle kaşılaşmışlardı sonra rose'u gördüler. meğer rose vincent'ı dolaşmaya çıkarmış. sonra rose bernard diye bağırdı ve çalıların arasından saç sakal birbirine girmiş bernard çıkmıştı. sonra bunların kamp kurduğu yere gittiler, orda bernard "inzivaya çekildik biz" dedi. sawyer "neden haber vermediniz jin'e sizi her yerde arattım" dediğinde bernard da "herkesin istediği okyanus kıyısında bir ev ve sakinlik değil mi? ve şu an biz ona sahibiz, biz birbirimize sahibiz daha ne isteriz ki..." dedi, bunun üstüne bizimkiler seslerini çıkaramamışlardı arada da sawyer kate'e bir bakış atmıştı ve juliet bunu gördüğü için ilk başta jack'i durdurmak isterken daha sonra sawyer'ı kaybedeceğini anladığı için sawyer'ı hiç tanımamış olursam kaybetmem de mantığıyla jack'i sawyer'a karşı savunmuştu. neyse konumuza dönelim sonra rose siz ne yapıyorsunuz diye sorunca bizimkiler de "jack'de bir bomba var ve onu durdurmamız lazım" dediler, bunun üstüne rose "zaten sürekli yapacak birşeyleriniz var, biribirinizi nasıl vuracaz diye kasıp duruyorsunuz" diye bunlara ayar vermişti. bizimkilerde "ama hepimiz ölebiliriz" dediklerinde de bernard "ölürsek ölürüz bizim için farketmez, ölesiye kadar biz böyle beraber mutluyuz." dedi. sonra bizimkiler iyi madem bize müsade diyip giderken bernard da "çay almazmıydınız?" demişti. o zaman ki rahat, inzivaya çekilmiş halleri ben sorularla boğuşurken çok rahatlatıcıydı, ben bile oturduğum yerden özenmiştim.

    işte geçen bunu hatırladım, çok merak ettiğimiz köpek bizim tontoş çiftin yanında ve etliye sütlüye karışmayacak olan çiftimiz ve vincent artık karşımıza çıkmaz zannediyorum. sanki o bölüm, bir daha merak etmeyin bunları, bunlarla işimiz yok artık, demek içindi. gene de ben en son bomba patladıktan sonraki akibetlerini merak ediyorum. gerçi aynı mantıkla tekrardan kamp kurup dharma köyünden gizli saklı kimseye görünmeden kullanılabilecek yiyecek, içecek ve eşyaları alıp hayatlarına devam ediyorlardır kesin. finale doğru gidişatı etkileyecek bir rolleri olacağını pek zannetmiyorum.

    eğer başarılı olurlarsa ki flashside da rose'u kanserli görüyoruz, bizimkilerin mutluluklarını, huzurlarını bozdular anlamına gelir ki bu duruma gerçekten üzülürüm.

    şaka bir yana bence bernard, rose, vincent gibi çoğu kişi ve gizem geçmişte kaldı. yeri geldiğinde, ihtiyaç olursa başvururlar da benim görüşüm asıl karakterlerimiz ve yeni karakterlerle, yepisyeni bir kurguyla, eski ince ayrıntıları sallamadan ama bariz olayları da unutmadan finali yapacaklar gibi duruyor. eskiyi unutmayın ama çok da aramayın derim ben...

    --- spoiler ---
  • --- s06e05 spoiler ---

    "boş zamanlarımda, insanlık tarihi boyunca bulunmuş en büyülü ve paha biçilmez objeleri kırmaktan hoşlanıyorum." ~ jack shepherd, fhm şubat 2010

    --- s06e05 spoiler ---
  • --- samanyolu haber spoiler ---

    sevgili seyirciler tabii nasıl bir bağlantı kurabilirsiniz. biz sadece hatırlatma yapıyoruz. geçen bölümde jack ve hurley bir deniz fenerine girmişlerdi.

    peki bu olaydan önce 2008 yılında ne olmuştu bir hatırlayalım. almanya'da görülen bir davadan dolayı deniz fenerine karşı hareketler vuku bulmuştu.

    dün oceanic 815 sefer sayılı uçak düştü, okyanusta bi yerlerde, bugünse ne yazık ki işte jack'in kırdığı bir ayna haberi var. nasıl bağdaştırırsınız ya da var mıdır bir bağlantı yoksa sadece ve sadece tevafuk diyebileceğimiz hadiseler midir bunlar, bunu da sizin izanınıza bırakıyoruz. belki de varsa da bir bağlantı tabii komplo teorisi üretmek hiç hoş değil. çünkü birisinde oceanic 815 sefer sayılı uçak düştü, diğerinde tutuklamalar oldu.

    --- samanyolu haber spoiler ---
  • ileri bölümlerde içinde curling geçen bir sahne koymaları için yapımcılarına ricada bulunacağım dizi.
  • --- spoiler --- bi nane yok aslında da ne olur ne olmaz

    artık saldım çayıra mevlam kayıra felsefesiyle takıldığım bu diziyi pelte kıvamına gelmiş beynimin daha da sıvılaşıp akmaması için burnuma kulaklarıma pamuk tıkayarak izliyorum. faydası olmuş olacak ki birşey takıldı aklıma. öyle teori falan üretmiyorum, sanırım o kadar da zeki değilim. neyse efenim benim dikkatimi çeken şey bu jack efendide hakkaten bir şey var. herkesin paralel evren dediği artık her ne zıkkımsa o kısımda herkesin hayatı aşağı yukarı ufak değişikliklerle aynı. claire yine hamile ve bebeğine bakacak durumda değil ki evlatlık vermek zorunda, kate yine adam öldürmekten suçlu, locke yine sakat ve aynı kadınla birlikte. fakat jake çocuk sahibi olmuş ki bu köklü bir değişiklik bence. apandisi bile sabırlı davranmamış 7-8 yaşında su koyvermiş. çocuğun annesini göremedik. julliette olduğunu düşünenler var ama ben sanki öyle düşünmemizi ya da diziden tanıdık herhangi bir karakter beklememizi istediklerini düşünüyorum. *kel alaka birisi de çıkabilir. neyse efenim neticede gerçekten dizinin sonunda ne olacaksa bunu belirleyecek en güçlü karakter tüm denyoluklarına ve kazmüklüğüne rağmen daktır jack shepard.
    gördüğünüz daha doğrusu okuduğunuz gibi çok da öyle didik didik edecek efenim evvel zaman içi bölümlerden bağlantı kuracak kapasitede değilim. zaten ben boone öldüğünde uyuz olmuştum. bu kadar uzatacaklarını bilseydim erken grev yapar izlemezdim şu diziyi. "they took my son michael" götoşu bile daha fazla yaşadı. gül gibi insanları nasıl da harcıyorlar gözlerini kırpmadan ayol.
    bir de içimde kalmasın diye şunu belirtmek isterim.* burda hep irdelendi. başlığı bile açıldı. lost dizisinde bir türk karakter olsa ne olurdu üzerine... bir tanecik fitne fesat kaynana karakteri koysalardı olan gizemin orta yerine edilmez miydi sorarım size. bir kere eline geçirdiğini çalı dibi, mango ağacı arkası, dere kenarı, temple ıydı mağarasıydı her yerde fişekleseydi iki bilemedin üç sezonda bu iş tamamdı. herkes birbirine bir düşerdi ne locke kalırdı ne ben linus.

    --- spoiler ---
  • artik karakterlerin her birini arkadasim gibi sevdigim alistigim, bana cocuklugumda okuyup cok etkilendigim define adasi, esrarli ada, iki yil okul tatili, kepce adasinin esrari, macera tuneli gunlerine, yuz defa izledigim indiana jones, back to the future gunlerime goturdugu icin, sikisikiya bagli oldugum dizidir. hele son zamanlarinda jacoblu sahnelerde raiders of the lost ark benzeri bir theme calmakta ah ah!

    --- spoiler ---
    bazi fikirlerim hemen cokmekte ama yazmadan edemeyecegim. misal kate dayanamaz, antin kuntin ne yapar eder, illaki sawyer in arkasindan deniz magarasina gelir demistim, feci yanildim. tintin geri donmus. ama olsun yeni tahminlerim: (bu basliga yazan , yazarlardan ilham alarak ve affiniza siginarak belki tekrar ederek)

    -tapinak halki, sayidi canlandirani pinar zannediyorlar. halbuki sayidi dirilten jack. jackin healer oldugu daha once yazilmisti. charlie yi ipten alip diriltti ilk sezonda. hatta karisini da mucizevi sekilde tamir etti. gunesin oglu esteban gibi birsey jack. special. ama man of science oldugundan farkinda degil.

    -jacob, ilanayi sargilar icindeyken ziyaret ediyor. sahneyi goruntu olarak hatirlamiyorum ama acaba ilana faceoff yapan tanidigimiz biri mi?

    -yine cok iyi hatirlamiyorum ama jinin babasi ve annesi de sanki jinin dogumu ve yetismesiyle ilgili saibeli bilgiler vermislerdi, yani jin oldukca guclu bir aday.

    nacizane son yorumlarim: dunyadaki butun yeniyetmelerin sirf lost dizisini cozebilmek adina korece ogrenmeye kalkmasini ve korenin bu kadar populer olmasini bir turlu hazmedemeyen japon yetkililer en sonunda parayi bastirip ya da kapitulasyonlar vererek diziye zorla japonca konusmakta direten dogen karakterini sokmuslardir. o diilde japonun tercumanina yoko ononun kocasi john lennonun adini vermeleri ve tipini de ayni ona benzetmeleri guzel espri olmus

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    bu da baska bir tahmin. men in black ve jacob ayrilmaz ikilidir mecburen. men in black duman oldugu jacob da ates oldugu icin. jacobun ana maddesi atestir yani , o yuzden suya dalar gibi atese daldi. ilana da kullerini topladi. biri var olmadan digeride varolamiyor.

    --- spoiler ---

    kariyerimi yedin lost!!!
  • hurley. bu kadar. lost yoktur hurley vardır.
  • --- spoiler ---

    6x5'te jack kaç yaşında apandist ameliyatı olduğunu hatırlamıyor. bölümün başında, finale böyle kısa bir süre kalmışken sahnelerde vurgulanan şeyler artık zaman doldurmak için koyulan diyaloglar değil bence. apandist ameliyatını kaç yaşında olduğunu hatırlayamayan jack, aynı şekilde dogen'in çok gereksiz bir şekilde david'in kaç yaşından beri piyano çaldığını sorması sonucu onu da bilmediğini söylüyor. bu hatırlamama bence baba-oğul iletişim sorunundan kaynaklanmıyor. bölüm içinde iki kez, gereksiz sayılabilecek sahnelerde bu olay gözümüze sokuldu gibime geldi. ha niye bunu yaptılar? paralel yaşamlar iyi güzel ama bu paralel yaşamların birbirlerine direkt etkileri var gibi. yani bomba patlaması, desmond'un anahtarı çevirmesi, adanın taşınması, oceanic 6'nın zamanda atlama yaparak tekrar adaya dönmeleri gibi sebepler veya başka sebeplerin jack'in paralel yaşamında etkisi var. bu hafıza problemine dikkat çekmek istediklerini düşünüyorum. o kate'in taksiyi kaçırdığında jack'e baktığı zaman yüzünde oluşan gariplik de bir diğer ayrıntı bu düşüncemde.

    david'in annesi gösterilmedi. jack ile araları bozuk, bir de şehir dışında dendi. bu anne de bizim takımdan biri çıkacak heralde. beklenilen kişiler de çıkabilir, gayet yan bir karakter de çıkabilir.

    çok basit açıklaması olan olaylara fazla anlam yüklemiş olabilirim, çünkü altıncı sezona kafam daha basamadı. artık teori okumayı da bıraktım. şurada kalmış iki ay, giderim doğru bir teori okurum falan ne gerek var altı yıllık romanın sonuna gelmişken son yirmi sayfayı çevirip kitabın sonunu okumaya.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap