• babam yapardı emekli olmadan önce, emekli olunca banka kartını anneme vererek aradan tamamen çekildi..
  • acilin, benim bu. 12 yillik evliyiz. kemer'de garsonluk yaptigim yillarda tanismistik. o zaman 186 boyunda, kumral, babyface ve guzel rus aksanim var. gelen her rus'un kalbini caliyorum, istisnasiz. kadina en doydugum yillar. ankara'da turizm otelcilik okuyorum o yillarda... ozguven tavan, kimsin deseler verecek bir cevabim varmis gibi. tabii hersey o adamin kizinin turkiye'ye gelmesine kadardi.

    gunduz servisindeyim. bir kadin parmagiyla gel yapti bana. hemen gittim yanina. efsane bir guzellik. ama isim bu, yavsamak degil. zaten kendimi agirdan satiyorum. yanina gittim, hosgeld diye kaldim, "bana pinacolada getir!" dedi. tabii diyerek arkami dondum. yanindaki iri kiyim rus'un belalisi tipli (sarisin olmayan, beyaz ten, siyah sac) adama sormayi unuttum. hemen arkami dondum, afeders... diye kaldim. oyle bir bakis atti ki hemen donup bara kostum. benim vardiya bitiyor, belaya bulasamam oglen vakti dedim. hemen ickisini getirdim, odama gecip dinlenmek uzere ayrilacaktim ki, eliyle bir kac metre uzagi gosterip orada bekle dedi. bes yildizli otel. kimseye atar tutar yapamazsin. orada tirt bir ogrencisin. ailem ben 13 yasindayken trafik kazasinda oldu, beni teyzemler buyuttu. onlarin durumu da benden kotu. isimi seviyorum ama isime de mahkumum. neden diyemeden gectim beklemeye basladim.

    beni cok hafif arada kontrol ediyor anlik bakislarla. hayatimda boyle birseyle karsilasmadim. ne yapacagim, ya manyak misiniz diyemedim. bir iki dakika gecti, pardon diye konuya girecekken oyle bir bakis atti ki. kaldim. neyse ki kahvalti sonrasi saatler oldugundan ortalik sakin. baska musteri cagirsa sictim oracikta. ozetle tanismamiz boyle oldu.

    o zamanlar telefonlar kontorlu, tl yukleme falan yok. haftada 100 kontor alip teyzemi ariyorum. uykum da acildi zaten bari carsiya gidip gece vardiyasi oncesi islerimi halledeyim dedim. otelde mesai cok garip isler. otelci okusa surayi sasirmaz. o parlak yerlerin icinde sizi oyle bir somururler ki, insan kendinden o kadar faydalanabilse, nobel alir. o yorgunlukla ve uykumun acilmasiyla carsiya inmek icin dolmus bekliyorum otelin az ilerisinde. otelden cikan siyah bir jeep gecti. gurcistan plaka, unutmuyorum hic. sonra geri geldi. icerideki belali hatun. arabada uc adam daha. hepsi de kgb ajani gibi, tehlikeli tipli rus abi ve ondan iki tane daha varmis. yok efendim falan desem de abla bir bakti ki, arabanin arkasina baglayip iple cekseler tesekkur edecegim. o derece. carsiya biraktilar beni. ama o ozguvende bir sarsilma. yasim daha 19. turist gelir, herkese attigin laflarla kandirir, yataga goturursun. kafa bu. gercekler bu sefer o degil.

    odama dondum. uyurken hayalim bu hatun. kafaya taktim ama nasil bilmiyorum. o beni alacak, baska yolu yok, bu artistigi yatakta gorelim bir de dedim, siritarak uyudum. saatim gelince de bar bolmune gectim, bekliyorum. saat 21:00. ortalik sakin. bir fransiz emekli coft, iki de ingiliz aile var. daha avim yok ortada. 22:00... yok. 23:00... yok. saat oldu 02:00. umidi kestim. kimi gotururum diye kesiyorum. bardakilerden biri de bizim okuldan, stajda orada. ona su hatunu kes falan laf atiyorum. derken sag ilerimden o ses. barda yalniz oturuyor. sert bir icki aldi. yudumladi. bana bakmadi bile. musteri seninle oynamazsa, yapacak birsey yok. oyle top sana gelmezse, sen topa gidersin yok. baska hatunlara atlarim kafasindayim. bizim hatun bana bakmiyor bile... gidip barda baska oturan musterilere bir isteginiz var mi falan diyerek muhabbete girip gulusuyorum falan, neymis bunu kiskandiracagim. neyse bir hatunu goturecegim belli oldu. bosanmis, kocasini terk edip yalniz basina tatile gelmis bir alman. kafasi da guzel. barmen arkadasa mesaji caktim. oyle birsey yapacak ki, uyutmasin ama kafa patlasin. derken bizimkisi barmene seslendi. kimse gormedi. hemen kosup gittim yanina. gulumsedi, bizimkiler de o sirada fark ettiler. maden suyu aldi. kalkacak belli ki. tesekkurler dedi gonderdi beni. yarim saat sonra kalkti, yururken cantasindan birseyler dustu kagit gibi. hemen pesinden kosup, buyrun diye uzattim. cok net ve sert bir ifadeyle suratima bakip, "2289'a gelirsin, ya da gecenin kaybedeni olursun" dedi. donup kaldim.

    bir saat sonra servis bitti. arkadaslara idare edin dedim. temizlige kalmadan hemen odama kostum. dus falan. ama bizim musterilerin kaldigi yerlere gitmemiz kesinlikle yasak. issiz kalabilirim. cok korktum. cok dusundum. hayatimin donum noktasi olacagi belliydi. sikerler dedim, gectim. asansore bindim. kalbim gup gup atiyor. kameralara bakan guvenlik bizi tanimaz. kata sorunsuz ciksam yeter. odanin kapisina geldim. hic dusunmeden caldim. o gecen sure sanirim uc yildi. kapi acildi. seks tanricasi beklerken, siradan kiyafetli bir kadin cikti. bardakine ore daha rahat bir kiyafet ustunde. suit oda. icerimgecip oturdu. ben de oturacakken bir bakti ki oturamadim. artik cok sikilmistim sert bakistan. odadaki musteri esyalarindan zenginlik akiyor. butun bavullar acik, iclerinde cesit cesit dagilmis kiyafetler sadece biri kapali.

    hikayemiz boyle basladi. suan esim cagirdigi icin yazmaya devam edemiyorum. ilginenen olursa baska bir entryde sebeplerini aciklayabilirim, neden esime maasimi veriyordum.

    ozetle hikayem boyle basladi. gelen mesajlar ustune devami (bkz: #56237814)
  • benimdir
  • güzel bir şeydir, karşındakini çok mutlu eder keza önemli olan seni mutlu etmesidir sen de mutluysan o iş sonsuza kadar sürer
  • maaşını kumarda, eğlencede harcayan adamdan iyidir.
    yav hanım, sen de abartma artık ocağıma incir ağacı diktin be mübarek.
    (bkz: düşün ki o bunu okuyor)
  • kayyum atanmıştır.
  • çok makul bir hareket yapıyordur. şimdi o düşünsündür. ben kaç kere teklif ettim de kabul görmüyor. mis gibi ufak harçlığını ayır. evin geçimini sen düşünme.
  • babamdır. annemin tutumluluğu sayesinde tek memur maaşıyla 3 çocuğuna da üniversite okutabilmiş, iyi sayılan bir muhitten ev alabilmiştir. işin derinine indiğimizde mevzu özgür olamamaksa, benim gördüğüm ailesine daha iyi bir hayat sunabilmek için yıllarca çalışıp didinen bir adamın büyük fedakarlığıdır.
  • ben(d)im bu. çok müsrif birisi değilim ama yine de hesabını bilen bir eşim olduğu için maaş kartım ile sadece 1 adet olan kredi kartım kendisinde. ben her gün rutin bir şekilde işten eve, evden işe gittiğim için dışarıda ekstra harcama yapacak bir durumum olmuyor. bir nevi 'haftalık' alıyorum eşimden*. dışarıda dostlarla veya başbaşa yemeğe gittiğimizde hesabı eşim ödüyor. taksiye biniyoruz parayı eşim ödüyor. mağazaya giriyoruz alışverişi eşim ödüyor. sevgililik zamanlarının tam tersi*. yalnız, internet bankacılığı kontrolleri* bende. ne oluyor, ne bitiyor görebiliyorum.

    yalnız şunu özellikle belirteyim. 2010 başlarında mortgage kredi faizlerinin en dipte olduğu ve piyasanın en civcivli olduğu zamanlarda eşimin cesareti sayesinde krediye girdik. hesabı kendisi tuttuğu için hem krediyi ödedik, hem kenara para koyduk. 8 senelik krediyi 4.sene sonunda toplu ödeme ile kapattık. işte tüm bunlar hesabını bilen eşim sayesinde oldu. bana kalsaydı ben o zamanlarda krediye giremez, hala kiracı olarak oturuyor olurdum.

    edit: 2017 itibariyle boşandım.
    edit: boşanma ile ilgili herhangi bir soru sormayın.
  • (bkz: kayyum)
hesabın var mı? giriş yap