• bahçesindeki turunç-portakal ağaçları ile bana memleketimi hatırlatan.

    kendisi şöyle dursun, beni parça parça eden bir anımı anlatayım.
    bir ağustos günü, güney ispanya güneşi başıma geçmesin diye mezquita'nın bahçesindeki portakal ağaçlarını karşıma alacak şekilde oturdum, elimde dondurma kasesi bir nebze olsun serinlemeye çalışıyorum. millet siesta vakti deyu arazi olmuş.

    futbol kıyafetleri giymiş 2 kişi, pısır pısır konuşarak yan tarafıma oturdular. yaşlı olan gayet sağlam maç havasına girmiş, yanında genç olan ise şort yerine kot pantalon ile gelmiş. yaşlı olanın yüzünde bir karamsarlık, genç olanda ise bir koyvermişlik var. yaşlı olan habire söylenip duruyor ispanyolca, diğeri de bıyık altından gülüyor; bunu farkeden yaşlı adam diğerinin ensesine bir tokat patlatıyor. tokatı yiyen genç gülerek ayağa kalkıp önümde durdu,elimdeki dondurma kasesini işaret ederek, kötü bir ingilizce ile "bu kötü bir dondurma" dedi. hafif çatlak olduğunu düşündüğünüz, saf, aklından kötülük geçmeyen insanlar vardır, bu çocuk ta tam o karaktere oturan birisi. yanıma oturdu, laf lafı açtı.

    yaşlı olan bir dondurma ustası imiş, kurtubayı hiç terketmemiş, kendisi ise çıraklık yapıyormuş onun dükkanında.her gün siesta vakti burada toplanıp, futbol maçı organize etmeye çalışırlarmış, ama pek gelen olmazmış.sıcak yüzünden herkes evine çekilirmiş, ama usta hergün gelip burada insanları toplayıp maç yapmak istermiş. herkes geleceğiz dermiş ama kimse gelmezmiş.dalga geçerlermiş ustası ile fakat usta yine de hergün kıyafetlerini giyip burada beklemekten vazgeçmezmiş.nereden geldiğimi sordu, türkiye deyince güldü, kafasını yukarı kaldırıp "umarım bir gün ben de senin ülkeni görebilirim" deyip kalkıp tekrar ustasının yanına döndü.

    pablo usta ve çırağı sergio; modern bir don kişot ve sanço panza uyarlaması.
    http://tinypic.com/r/2bp82x/8
  • cordoba'da bulunan mimari yapi gunumuzde sehrin katedrali olarak kullanilmaktadir. yani pek bir camiligi kalmamistir. zaten minaresi de can kulesi olarak kullanilmaktadir.
    bir baska husus, "prince of persia" serisinden herhangi birini oynamis olup da bu yapinin icerisine giren kisilerin tuylerinin diken diken olacagidir. cok etkileyici bir mimari.
  • güzellik konusunda elhamra sarayı ile yarışabilecek harika. sabah 8:30 - 10:00 arasında ücretsiz gezilebilmekte..
  • ispanya'nin kurtuba (cordoba) sehrinde, emevilerden kalma, kirmizi beyaz suslemeleriyle cocuklugumuzun cubuk seklindeki sekerlerini andiran tuhaf bir gorunuse sahip cami. ayni zamanda dunyanin 3. buyuk camisiymis (camii - camisi sorunsali gibi bir baslik var midir sozlukte , acmak gerekir mi sorusu geliyor burada akla ama kanimca bu konuyla ugrasmak fuzuli bir is olacaktir ve konuyu trt spikerlerine birakmak daha yerindedir.)

    ispanyolca cami demektir ayni zamanda, tahmin edilebilecegi uzere "mescit"ten evrilmis bir sozcuk olarak.
  • endülüs bölgesi'nin en can alıcı eserlerinden birisi. guadalquivir nehri'nin kenarına konuşlanmış bu muhteşem cami ispanya tarihine ışık tutuyor. cami nehirle öylesine bütünleşmişki kendimi bir anda masal diyarında gibi hissettim. içeri girdiğimde gördüğüm kemerlerle bağlanmış sıralı sütünlar, bende bir anda prince of persia etkisi yarattı. o an karşıdan iki üç tane kılıçlı eleman gelse eyvallah der geçerdim. içerisini gezmeden önce açıkçası buranın kiliseye çevrildiğini bilmiyordum. kilise hali çok yapmacık geldi bana bilmiyorum istanbul'a gelen yabancı turistler de ayasofya cami'sini gezerken aynı hisse kapılıyor mudur? cami içerisindeki endülüs emeviler'inden kalan eserleri daha çok merak ediyordum ama o döneme ait birkaç mihrap dışında fazla bir şey saklanamamış. saklanıyorsa da orada sergilenmiyor. yine de o mihraplar, bir zamanlar ispanya'da müslümanların yaşadığının kanıtı gibi orada öylece duruyor. hal böyle olunca türk insanının ispanya'ya olan ilgisi ve sıcaklığı bir kat daha artıyor. endülüs bölgesi'ni gezmek isteyenler sevilla şehrinden günübirlik olarak trenle burayı ziyaret edebilirler. zira cordoba'da mezquita dışında çok önemli bir eser yok. cordoba'daki zamanınızı sadece mezquita'ya ayırın derim.
  • recuerdos de mi tierra adlı 1979 tarihli tek bir albüm çıkarmış ispanyol senfonik progressive rock grubu. inanılmaz sağlam ve kompleks müzikal yapıyı, lokal endülüs müziğiyle o kadar güzel bir araya getirmişlerdir ki benzeri yoktur yaptıkları müziğin.
  • turunç ağaçlarıyla kaplı, çakıllı bir zeminden oluşan bir avluya sahip, minaresinin artık çan kulesi olarak kullanıldığı camiden dönme katedral. direkt olarak türkçeye çevirirsek; cami katedral.
  • aya sofya ile farkli yonlerden de olsa ayni kaderi paylasan eski cami yeni katedral.aya sofya'nin kiliseyken camiye, mezquita'nin camiyken kiliseye donusturulmesi, bu essiz iki dunya mirasina ayri bir onem katmistir.
  • flamenco rock ve progressive rock arası bir tarzları olan 70lerin sonunda faal olan bir ispanyol grup. tek albümleri olan recuerdos de mi tierra yetmiyorsa, benzer bir müzik yapan grup için: medina azahara'nın paseando por la mezquita albümünü dinleyebilirsiniz.

    ayrıca ispanyolca cami manasına gelmektedir.
  • nefis bir ispanyol progressive rock grubu.
    recuerdos de mi tierra özellikle hoş bir albüm.
hesabın var mı? giriş yap