• oltayla tutmak gerçekten sabır ve gayret gerektirir. oltaya gelebilmesi için gereken şartlar genellikle gece ve gürültü olmamasıdır. zekası onu tutmanızı zorlaştıracak kadar fazla olduğundan, oltanın ucuna geldiğinde kendisiyle oynamamakta fayda vardır. genelde oltanın ucuna geldiğinde iki ufak dokunuşla oltayı yoklar. işte olay burda başlar. eğer misina elinizdeyse gergin tutmayıp biraz suya salmakta fayda vardır. ancak tamamen salmamak gerekir. artık ip gergin olmadıgından mırmır sizin hareketlerinizi hissedemez. kısa bi sure mevcut durumu korumak gerekir. eğer yemi yeme niyeti varsa ağzına aldığı yemli iğneyi kendiliğinden yutar. artık siz de oltada ya bir ağırlık ya da tamamen boşalmış bir ip hissedersiniz. misinayı çekme vakti gelmiştir. afiyet olsun...

    genelde 3-4 lü gruplar halinde olurlar. eger birini tutabildiyseniz hiç vakit kaybetmeden oltanızı tekrar aynı yere atarsanız faydalı olur.
  • üzerindeki enine ince çizgilerle tanınan, dudağı kalın, başı biraz sivri olan balık türü.
    tutması eğlenceli, yemesi de lezzetlidir.
  • mırmır, sparidae familyasının göze hoş görünen balıklarından birisidir. ortalama boyu 25-30 cm olan, 60 cm e kadar ulaşabilen bir kumluk alan balığıdır. esasen taş balığı olan sparidae üyelerinin içerisinde belki de ömrünün büyük kısmını kumluklarda geçiren 1-2 türden birisidir. vücudu yuvarlağa yakın elips şeklinde ama karagöz, mercan kadar yuvarlak olmayıp uzun bir buruna sahiptir. gözleri normal boyda, ağzı biraz aşağı doğru dönük olup geniş ve kalın körüklüdür. çenelerinde ezici ve öğütücü dişler bulunur. rengi gümüşidir. sırtından aşağı doğru neredeyse karına kadar inen koyu kahverengi-füme renkli çizgiler bulunur. ayrıca alın kısmı başta olmak üzere vücudunun büyük kısmı pembemsi ışıltılarla janjanlıdır. kuyruk yüzgeci iyi gelişmiş olup balığa çeviklik ve hız kazandırır.

    mırmır tüm denizlerimizde bulunur ama en yoğun yaşam alanı marmara denizi'ndedir diyebiliriz. ilk baharda yumurtlar, mayıs ayından itibaren kıyılara yanaşmaya başlasa da kıyıya en yakın olduğu dönemler temmuz-ekim aylarıdır. sular soğumaya başlayınca yeniden daha açıktaki kumluklara döner. herhangi bir akademik veri bulamasam da bir kısım sürüler de tipik göç hareketleri yapmaktadır diye düşünüyorum, avlarımdan çıkardığım sonuçlardan birisi de budur. açık kumluklarda ekim ayında bir akşam üstünde neredeyse 20 mırmır tutup da ertesi gün hiç tutamayınca, ve tekrar ertesi gün bereketli geçince sürüler ile karşılaşmakta olduğumu düşündüm. bir hafta sonra da balık tümden kesilince bunu da göç hareketlerine yorumladım.

    saldırgan ve avcı bir balık olmayan mırmır balıkları karides, yavru balıklar, deniz minareleri, sülina, kum kurtları, kaya kurtları gibi besinleri tercih etmektedir.

    avcılığı:
    mırmırın yaşam alanları kumluklardır dedik ancak; bunlar genellikle çıplak uzun bomboş sahiller değil, kenarları kayalık ve yosunluk, biyolojik dip çeşitliliği olarak zengin, bereketli koylardır. buraları daha çok sever. ara ara bu tip koyların kayalık uç kısımlarında da bereketli av verir. hele de küçük çakıl taşlarıyla örülü sahillerin kenarlarındaki kayalıkların aralarında bulunan kum havuzcuklarına bayılır, buralarda günün her saati bereketli avı yapılabilir. kayalık yakınlarında yapılan avlarda ilk olarak dip yapısının yosunluk olup olmadığına bakınız. eğer hedeflediğiniz kumluk bölgenin yakınlarında yosunlu kayalık, midyelik mekanlar varsa benim tavsiyem kırmızı kaya kurdu kullanmanızdır. bu tip yerlerde bu kurtlara alışmış olan mırmır oltanıza daha büyük iştahla saldıracaktır.

    bahsetmiş olduğum kayalık civarı kum havuzlarında ya klasik yemli dip takımları ya da gezer kurşunlu tek köstekli oturtma takımları kullanınız. ama eğer av bölgeniz düz ve kumluk, kırmalık sahil şeridi ise bu sefer çift kurşunlu takım kullanınız. örnek olarak vermek gerekirse; diyelim oltanıza 100 gram kurşun takmak istiyorsunuz, o zaman kabaca; 75 gram kurşunlu yemli takımınızın tepesine bir de 50 gram gezer kurşun takınız (en yukarıdaki fırdöndünün üzerine). bu hem dipten yemlenmeyi seven mırmır için takımın tamamen dibe yatması anlamına gelir hem de akıntılı suda çift kurşunla dibe oturan takım köstekleri iyi çalıştırır.

    eğer aksiyon seviyorsanız şunu da deneyebilirsiniz; canlı teke (takım aksiyonlu olacağı için çift teke takmak daha garanti olacaktır, biri ölür ve sabit kalır diğeri düşse bile takım avcılığını kaybetmez) veya canlı kurtu usulünce gezer kurşunlu, sonrasında 50-75 cm köstek bulunan takımın iğnesine (sapında çift tırnak olanlardan) takılır ve ileri atılır. takımın boşluğu alındıktan sonra olta makineyle değil, kamışla kısa ve ani olarak 20 cm kadar çekilir ve beklenir, bu sırada boşluk oluşmuşsa boşluk alınır, sonrasında hafifçe 40-50 cm kadar sarılır ve beklenir. nihayetinde tekrar hafifçe zıplatılarak bu işlem kıyıya kadar devam ettirilir. çekişlerden sonra yapacağınız duraklamalarda mırmır bölgede var ise kesinlikle atlayacaktır. kıyıdan düz kumluk şeritlerde yapılacak en başarılı avlar tekneden karaya adapte edilmiş bir levrek avcısı olan bu "karides dip sürütmesi" yöntemiyle gerçekleştirilecektir. yem sarfiyatı sürtünmeden dolayı fazla olsa bile tutulacak balık sayısı ve iriliği de ona doğru oranla artacaktır.

    tekneden kullanılması için tarif edeceğim takım ve avcılık da şöyledir;

    ufak boy boncuklu üçlü fırdöndüye iliştirilmiş iki köstekli (takriben, 40 cm civarı ama akıntı az ise daha kısa, çok ise daha uzun) yemli takım hazırlayın, iğneler kurt takmaya elverişli, çift tırnaklı, bronz dövme (örneğin mustad baitholder 4 numara) olsun. kurşununuzu mavruka (çift tarafı delikli) seçin, alt gözüne bir adet 20-25 cm köstek takıp bunu da iğneyle donatın. en üstteki kösteğinizin köstek boyuna göre, köstek boyunun bir 50 cm daha üzerinden kaliteli bir fırdöndü takın. bu fırdöndünün yukarısına da takımınızın tamamen dibe yapışması için bir adet uygun ağırlıkta (mavrukanız 75 gram ise gezeri 50 takın mesela) gezer kurşun takıp (fırdöndü-gezer kurşun arasına stoper takmak düğüm sağlığı açısından iyi olacaktır) takımı tamamlayın. eğer çok akıntı var ise ki koy içi kumluklarda akıntı fazla olmaz ama su sığ ve deniz çok dalgalı ise iğnelerinizin 3-5 santim üzerine (kurtun boyuna göre değişir bu mesafe, kurtu misinaya kadar yürütme ihtimaliniz olduğu için) minik kıstırma takın ki dibe daha iyi otursun. burada unutmayın ki; dalga ve akıntı çok değilse kesinlikle iğne üzeri kıstırma kullanılmaz, yoksa köstekler hemen bedene sarar. çok durgun sularda ise mavruka kullanılmaz, gezer kurşundan sonra 50 cm ileri tek iğne takıp akış yapabilirsiniz.

    teknenizi kumluk bir mekanda akıntıyla akışa bırakın, oltanızı boru kurdu, kaya kurdu, kum kurdu ya da teke ile yemleyip ilk önce mavrukayı yavaşça ileri doğru akıntıya bırakın, ardından kontrollü biçimde gezer kurşunu bırakın, mavruka dibe dokunduğu an oltayı koyvermeyi durdurup bir süre bekleyin ve gezer kurşunu öyle oturtun. akıntıyla dipte sürüklenen oltalarınıza varsa iri boyda mırmırlar yapışacaktır. ara sıra oltayı 20-30 santim bilek hareketiyle hareketlendirmeniz, hem yemlerin gözükmesini sağlayacak, hem de kurşunlarınızın kumda oynamasıyla son derece meraklı olan mırmır bir nevi "agaşon" tekniği ile oltanıza doğru yaklaşacaktır. çünkü mırmır kumdaki oynakları "aman da kurtlar oynuyor" zannıyla değerlendirir ve merakına yenik düşerek derhal oltaya yaklaşır... bu teknik ile bulunduğunuz yerdeki en iri mırmırları tutabileceğinize inanıyorum. ben öyle yapıyordum.

    son not olarak: bu takımın püf noktası akıntıya göre köstek boyu ve kurşun ağırlık kullanımında doğruyu bulmaktır. 1-2 farklı takım denemesiyle bunu çözebilirsiniz. dibe oturabileceğiniz minimum kurşun ağırlıkları kullanmanız takımınızı daha sağlıklı çalıştıracaktır.

    ekonomik değeri;
    profesyonel balıkçılık için çok önemli bir tür değildir ancak amatör balıkçıların en sevdiği balıklardandır. orta derecede ekonomik değeri vardır. eti beyaz ve lezzetlidir. bilhassa sonbaharda ızgarada biraz zeytinyağı terbiyesiyle yatırıldığında tadına doyulmaz.

    not: miras değil, alın teri
  • alti ustu baliktir, panik yapmaya gerek yok. afiyetle yiyiniz
  • mırmır balığı için aklımda 2 şey var. mırmır diye ülkemizde 2 balığa da dendiğine şahit oldum. biri mercan balığının biraz daha farklı türüne, bir diğeri de deniz yılan balığı türünden olan mığrı balığına. mercan türündeki mırmır bizim saygıyla karşıladığımız balıktır. altı üstü balık değildir. afiyetin ta kendisidir. limon dökülmez.
  • bütün kedilerime koyduğum yegane isim.
  • eskilerde antalya kıyılarında pek bol çıkan balık idi. yıllar geçtikçe bizim büyümemize paralel büyüyeceğine boyu gittikçe küçüldü, küçüldü, şimdilerde kayboldu mu bilmem.
    büyüğüne eşek mırmırı derdik. sabah şafak sökerken antalya da sandalla çıkarken balığa, kıyıdan henüz açılmışken sığ suya salladığımız oltalara şansımız varsa eşekleri takılırdı.

    sonra bir yaz gözlükle dibine bakıyordum denizin. bir mırmır yavrusu beni görünce korkup kuma gömülüverdi. ben de daldım dibe doğru, elimi de kuma sokup yakalayıverdim balığı. kıyıya getirdim kendimle. deniz yarı belimde oturdum dalgaların henüz patladığı o çizgiye . avucumu açıp baktım balığa. dokuz, on yaşlarındayım, balığı bilmem. sonra saldım denize onu. elime gelen ilk ve tek balıktı.
  • kedi kumu markası. migrosta satılıyor.
  • bu günlerde kendini göstermeye başlamış balıktır.
  • ege denizinde temmuz-agustos aylarinda sikca gorulur. ozellikle sabah 7 civari zipkinla giriyorsaniz kumluk alanlarda bolca avlayabilirsiniz. tabi ki de el kadar olanlardan bahsetmiyorum, her 4'lu surude mutlaka bir babafingoya rastlarsiniz.
hesabın var mı? giriş yap