• bir motosikletli olarak, hakikaten kaldırımdan giden tiplere uyuz oluyorum. bunu her ne şekilde olursa olsun savunmalarına da.
    en düşük seviyede motosiklet eğitimi almış olup kaldırımı savunan da var, kıtalararası yolculuk yapmış olup savunan da var.

    kasksız kullananlar da ayrı. "banane benim canım" falan diyemezsin arkadaş, tamam hadi senin canını senden fazla düşünen yok. ama yolda her an her şey olabilir, kasksız kullandığın zaman gözüne başına, kıçına orana burana her şey kaçabilir. dikkatin dağılabilir. bi' kazaya sebebiyet verebilirsin.

    turing'in motosiklet eğitimine kasksız gelmiş olup, "abi siz kask vereceksiniz ya zaten" denildiğini duymuşluğum var.

    sözün özü bu tiplere söyleyecek iki
    çift lâfım var: motosiklet ve motosikletli imajına en çok sizin gibiler zarar veriyor. sonra medya, işte ne bileyim insanların önyargıları filan geliyor.

    sonuç olarak tanımlarsak, motosiklet sürücüsü demeye bin şahit isteyen yaratıkların, yaptıkları binbir türlü salaklıklardır, bu antipatinin sebebi.

    başlık aslında öyle olmalı: motosiklet özentilerine duyulan antipatinin sebebi.

    çünkü gerçek bi' motosikletlinin antipati toplaması mümkün değildir. olsa olsa başkalarının kıskançlığı olur o.
  • motorla artislik hareketler yapmaları başı çeken sebeptir.

    edit: genç motorcular rahatsız
  • motorsikletlilerin ne olduklarına karar verememelerinden kaynaklıdır.

    öncelikle (bkz: bu dahil bütün genellemeler yanlıştır)

    motorsikletli kişisi motorsikletin bir taşıt olduğunı otomobiller gibi şeritte ortalayarak gitmesi gerektiğini iddia eder. kendisine yaklaşan, şeridi ihlal edenlere köpürür. buraya kadar herşey normal. ancak aynı motorsikletli kişisi birden taşıt iddiasından vaz geçeri kırmızı ışıkta bisiklet gibi yol boşsa geçer, şerit ihlalini unutur. yanyana iki şeritteki iki aracın ortasından geçmekte bir sakınca görmez.
  • araç her yere girebiliyor diye her boşluktan faydalanmaya çalışmaları,
    ters yön mers yön aldırmadan yaradana sığınıp her kuralı ihlâl etmeleri,
    kaldırımları otoyol misali kullanmaları yetmiyormuş gibi bir de yürüyenlere "çekil lan"vari korna çalmaları,
    ön kaldırıp insanların hayatlarını tehlikeye sokmaları,
    trafikte araçlar arasından ilerleyip kırmızı ışığa kadar gidip sağa sola baktıktan sonra basıp gitmeleri,
    kavşaktan değil yol aralarındaki yaya yolundan dönüp karşı tarafa geçmeleri...

    gibi daha bir sürü sayılabilecek sebeplerdir. diğer araçların onlara saygı duymamaları bundandır.

    ama en güldüğüm şey ise; kaskı koluna takmış havalı havalı ilerliyorken, karşıdan polis geldiğini görünce omaha sahilindeki amerikan askeri gibi apar topar kaskı kafasına takıp siper almaya çalışma halleridir. bak yine güldüm hatırlayınca ahahah.
  • ne antipatisi yahu, candır onlar..
    (bkz: sons of anarchy)
  • 90'lı yıllarda emrah'ın seren serengil'le oynadığı (bkz: yasak sokaklar)adlı bir tv dizisi vardı. fakir emrah bir şekilde zengin seren'i ayarlayıp kendine aşık ediyor ve birbirlerini çok seviyorlardı. seren'in bunu kaldıramayan zengin ve züppe arkadaşları emrah'ın çalıştığı tamirhaneyi motorlarla basıp emrah'ı dövmüşlerdi. motorlarla bir halka oluşturup zincirlerle emrah'a vuruyorlardı. işte o donem o diziyi mecbur seyreden orta ve fakir kesim emrah'la özdeşim kurup şu an bütün motor kullananları zengin ve züppe tipler olarak değerlendirip antipati duyuyorlar.
  • her ne kadar motosikletlilerin çoğu kabul etmese de, haklı ve geçerli sebeplerdir.

    yılın 8-9 ayı her gün işe motosikletle gidip gelen bir motosiklet kullanıcısı olarak yazıyorum. istanbul'da yaşıyorum. evim anadolu yakasında, iş yerim avrupa yakasında.

    motosiklet sürücüleri için zaten kurallar konusunda belli başlı esneklikler ve denetime tabi tutulmayan hususlar var. emniyet şeridi kullanma, hız sınırlarını aşma, şerit dışı sürüş, plakası olmayan motosikletler, kasksız kullanan motosikletçiler ve artçıları, motosikletlerin ruhsata işlenmeden şeklinin/renginin ve bütünlüğünün değiştirilmesi gibi konular zaten büyük oranda denetim dışı. ama bizim motosikletli arkadaşlarımıza bakıyoruz, bunlara rağmen yetinemiyorlar. o kadar ayrıcalıklı hissediyorlar ki kendilerini, aşağıda saydığım maddeleri sanki hakmış gibi görüyorlar.

    1-istedikleri herhangi bir yere motosikletlerini park etmek
    2-kaldırımı yol haline getirmek
    3-kaldırımda konvoy oluşturmak
    4-kaldırımda yürüyen yayalara korna çalmak
    5-trafik ışıklarına uymamak
    6-yan aynaları kullanmamak hatta o kadar gereksiz bulmak ki, aynalar içe katlanmış bir şekilde trafikte yol almak
    7-trafiğin akış yönünün tersine yol almak
    8-dünya üzerindeki herkes ve her araç kendisine yol vermek zorundaymışçasına korna çalmak
    9-sigara içerek motosiklet kullanmak
    10-bir elde telefonla konuşarak motosiklet kullanmak
    11-bir elde telefonla uğraşarak/yazarak/ekranına bakarak motosiklet kullanmak
    12- araçları aşırı yakından takip etmek

    bu listeye yazmayı unuttuğum eksikler olabilir, ama katiyen fazla ya da abartı bir madde maalesef yoktur. üstelik tüm bunlardan bir motosiklet sürücüsü olarak rahatsızlık duyuyorum. yani herhangi bir empati eksikliğinden bahsedilemez. her gün kullandığım güzergahta, yolun dar olmasından ve trafik yoğunluğundan dolayı trafiğe de takılan ender motosikletlilerden olduğumu da belirteyim. otomobillerin 1 saatte geçtiği bir yolda ben trafiğe takılıp en fazla 5 ya da 10 dakika etkilenirken, o kadar dahi beklemeye tahammülü olmayan motorlu arkadaşlar kaldırımlarda vızır vızır yol yapıyorlar.

    şunu bir kere aklınıza sokun arkadaşlar: motosikletle kaldırıma çıkıp ordan sürmek ciddi derecede saygısızlık, kabalık, hayvanlıktır. kaldırımda motosiklet sürmenin hiç bir açıklaması veya mazereti olamaz. trafik ışıklarına uymama konusunda motosiklet-otomobil ayrımı yapılamaz. belki motosikletlerin emniyet şeridini kullanmaları gibi kimseye ve hiç bir şeye -neredeyse- etkisi olmayan konularda müsamaha gösteriliyor olabilir fakat bu gibi iyi niyetli uygulamaları kendine hak gören motorcu haddini aşıyor demektir.

    show tv idi sanırım, bir haber yapmıştı, "kaldırımlarda motosikletli terörü" diye. aman allahım, sosyal medyada motosikletli arkadaşlar nasıl tepki nasıl tepki! "ben yaz kış hava şartlarına maruz kalıyorsam, o kadar da kaldırımdan giderim" diyenler mi, "sen arabanın içinde klimayla serin serin giderken ben güneşin altında motor üstündeyim" diyenler mi, "trafiğe takılmamak için motora biniyoruz" diyenler mi, "vay terörist demişsiniz, kaldırıma park eden otomobilleri görmüyorsunuz" diyenler mi, ne ararsanız var ama, "arkadaşlar kaldırımdan sürmek yanlıştır" diyen yok. sürekli tekrara düştüğümden eminim, defalarca kez yazılmıştır, söylenmiştir ama arkadaşlar, siz daha kaldırımdaki yayaya, önünüzdeki motosikletli arkadaşınıza saygı göstermiyorsunuz, kimden neyin saygısını bekleyeceksiniz?! toplumda yavaş da olsa bir motosikletli hassasiyeti gelişiyorken, inanılmaz antipatik bir topluluk olma yolunda hızla gidiyor motosikletliler.

    not: motosikletliler de toplum ortalamasının dışında değerlendirilmemelidir. toplum budur. "aralara giriyorsunuz!" diye konuşan neredeyse tüm otomobil sürücüleri, fırsat gördükleri ve araçlarının sığdığı her boşluğa, her araya zaten girmektedirler. kaldırıma çıkabilseler, en önce otomobil sürücülerinin de çıkacağından eminim. zırvalamam bu kadar.
  • kiskaniyorum ben sahsen
  • tenzih ederim.

    çomaristan doğumlu moto kuryelerin alayının amk fakat.

    arz ederim.
  • türbanlılardan sonra en büyük mağduru oynamaları. kafaya türban ya da kask falan geçirince mağduriyet default olarak geliyor galiba.
hesabın var mı? giriş yap