• (bkz: masumiyetin intiharı) filminden araklanmış türk filmidir.
  • yönetmenliğinde deniz gamze ergüven'in olduğu 2015 yapımı filmdir.
  • (bkz: turklere sorulan salak sorular) var ya... turkler boyle filmlerle sesini duyurdugu surece sorulmaya devam edilecek.

    ayrica tanim: turk yonetmen tarafindan turk oyuncularla bir turk temasini turkce isleyen, fransiz oscar adayi.

    edit: oyle anlasilmis ama filmin başarısızlığının sebebi turkiye'yi kotulemesi demek istemedim, zira hepimiz cok iyi biliyoruz neyin ne oldugunu. kotu olan bu unsurlarin cok egreti bir sekilde, vasat bir senaryo ile dillendirilmesi ve pek umut vaad etmeyen bir sinema teknigi. ve itirazim; onca guzel ve illa toplumsal mesaj kaygisi tasimayan film varken ** bu filmle dunya capinda une kavusmak.
  • kötü film. böyle düşünmemin sebebi, ay biz böyle değiliz, bizi kötü gösteriyorlar diye düşündüğümden değil. -ki beğenmeyen çoğu kişinin de gerekçesinin bu olmadığını düşünüyorum.- bu topraklarda ya da herhangi bir yerde filmde anlatılanlar/benzerleri/çok daha fazlası yaşanıyor zaten, buradaki olmamışlık anlatımın yapaylığından ileri geliyor. anlattığı hikaye ile hissettirmesi gerekenleri, okul müsameresi tadında direkt bir yolla izleyiciye sunması çok itici. film boyunca, yaraya parmak basacaz diye o parmağı gözümüze soktular resmen. yoksa keşke kadınlarla ilgili daha çok film yapılsa, keşke evlerin kapıları ardında olan biteni yüzümüze tokat gibi çarpacak, toplumun iki yüzlülüğünü gün yüzüne çıkaracak nice film çekilse. ama niyet yetmez, hakkını da verebilmek lazım. aksi takdirde içinde anlattığı hikayenin çıkış noktasının naifliği ve haklılığından beslenmekten başka bir şey olmuyor yapılan.
  • "nasıl lobi yapılır"ın kitabını yazmış film...
  • çok güzel ve özel olmuş türk filmi. her bir oyuncu tebrik edilesi bir oyunculuk sergilemiştir. ayrıca filmin ana tema müziği yürek burkan cinsten.
  • toplumun ahlaki baskısını; inançtan, ajitasyondan uzak bir şekilde o bildik çukurlara düşmeden, mekanı ve çevreyi de anlatmak istediğinin önüne geçirmeden ''masumiyeti'' çok yalın bir şekilde bize anlatan film olmuştur.
    --belki hepimiz! mustang filmini: türkiye topraklarında bir fransız esintisi olarak belletebiliriz ya da -bu bize ait değil, -biz bu kadar kötü değiliz, -zorla evlendirilme eskidendi -artık günümüz modern türkiye`sinde! bunlar olmuyor diye de eleştirebiliriz ama filmin o evrensel dilini asla ve asla göz ardı edemeyiz--
  • türkiye'de en tehlikeli kesimin muhafazakar gibi görünüp her türlü değerleri çiğneyen insanlardan oluştuğunu gayet başarılı bir şekilde seyirciye aktaran bir film olmuş. bu kadar, bunun dışında pek bir numarası yok gibi. oscar'a aday olması bile bir mucize.

    filmde bazı mantık hataları hali hazırda defalarca yazılmış. çok fazla değinmeden tekrarlamak isterim:
    - kardeşler kasaba gibi bir ortamda biraz fazla 'düzgün' bir türkçe kullanıyorlar. tamam yabancılara yönelik çekildiği besbelli fakat ülkemizin en vahim sorunları tematize ediliyorsa dil ve özellikle diyalogların doğallığına daha da özen gösterilmeliydi.
    bu durumda filmin türk halkının dikkatini çekmek yerine batının beğenisini kazanmayı öncelik bilmesi şahsen yönetmenin ve yapımcıların samimi olmamalarını düşünmeme neden oldu.
    - ayrıca babaanne neden torunlarına ev işlerini kendisi öğretmek yerine mahallenin kadınlarını topluyor?

    teknik açıdan çok başarısız buldum filmi. fakat değindiği konular itibariyle yine de saygıyı hakkediyor. 'o kadar da kötü bir ülke değiliz' hissini uyandırdığını biliyorum ama sorun da bu değil mi? keşke 'o kadar' yerine 'hiç' diyebilsek..
    ama var işte..
  • turkiye nin en fazla onemsenmesi gereken konularindan birini bence cok vasat bir senaryo ile beyaz perdeye aktarilmis hali. film yonetmenin kucukken sahit oldugu bir olayi uyarlamasi ile basliyor ancak sonrasinda o kadar kopuk bir senaryo var ki filmde verilmek istenen mesaja odaklanamiyorsunuz. goruntuler kizlarin mahsumiyetine odaklanma cabali ancak yetetsiz, cok karmasik bu konudaki her noktaya deginilmek istenen ama basaramamis bir film. (bkz: halam geldi) yi izledigimde daha net bir duygu icerisindeydim ancak bunda oyle olmadi. bu tur filmler cekilmeye devam etmeli tabiki, ama arada kalan o izleyiciye ulasip onu da rahatsiz edebilecek bir sey izletmek bence onemli.
  • aslında hep gözümüzün önünde olan (yaşanan), erkek egemen ülkemizde gelenek görenek deyip susulan yok sayılan ama üzerine saatlerce konuşulması gerekenleri anlatan film.
    tabi anlayana bilene, empati kurabilene.
    türkiye böyle değil, yok bizi böyle mi tanıtacaklar, falan filan. evet efendim gayet de böyleyiz. iki bacak arasından öteye gidemiyoruz. niye fransa'nın oscar adayı olduğunu da gayet net anladım (biz de bunu destekleyecek yapımcı çıkmaz da ondan). bağnaz geldik bağnaz gidiyoruz.
hesabın var mı? giriş yap