• --- spoiler ---

    2009 yapımı nick cassavetes filmi. başrollerde cameron diaz, abigail breslin, walter raney, sofia vassilieva, heather wahlquist, jason patric, evan ellingson ve alec baldwin var. lösemi hastası bir genç kız ve ona böbreğini vermesi için ailesi tarafından zorlanan kardeşini (senaryoya göre aslında bu kızın doğumu bile planlı ve ablasına yardımcı olabilmek için) konu alan acıklı bir film. aile arasındaki anlaşmazlık filmde hukuki bir vakaya dönüşüyor. cameron diaz'a 2009 yılı alma award'da en iyi aktrist dalında bir adaylık getirmiş vasatın üzeri bir yapım. bence filmdeki en etkileyici sahne, diaz'ın kanserli kızına moral vermek için anlık bir kararla saçlarını kazımasıydı. filmin yıldızı ise, kuşkusuz little miss sunshine'dan beri dikkatle takip ettiğim abigail breslin'di.

    http://www.imdb.com/title/tt1078588/

    --- spoiler ---
  • geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın duygusal, ağlatacak cinsten bir film önermemi istemesi üzerine aklıma gelmiş, adamı çarpan film. benim için çok daha çarpıcıydı, çünkü ilkokulda lösemiden arkadaşımı kaybetmiştim, kız kardeşi vardı filmde anna'nın üstlendiği rolü üstlenmesi için dünyaya getirilmiş... bu film onun hikayesiydi resmen. kitabını okumak istemişimdir hep, bir kere almayı istediğimde korkunç kapak tasarımı vazgeçirmişti, daha sonra da kitabın en büyük spoiler'ını yediğimden -filmde kitabın sonu değiştirilmiş- hevesim kaçtı. ama okuyacağım yine de bir gün.

    huzur içinde uyu büşra...
  • bugün okulda boş derste açıp izlediğim film olmayan ingilizceme rağmen ingilizce altyazı ile açtım ve bazı yerleri tam anlayamasam da film bitişinde gayet duygulandım ve etkilendiğimi hissettim
    --- spoiler ---

    kız arkadaşlarımın şiddetle tasviye ettiği bir filmdi ve film süresince salya sümük ağladıklarını söylemişelerdi ben ise sadece kate'in sahilde mutlu olduğunu gördüğümde gözlerim doldu. belki sınıf ortamı olduğundan çok hissedemedim ama duygulanıyım ağlıyım diyen arkadaşlar kaçırmasın

    özellikle şu küçük kız kardeş çok hoşuma gitti mahkeme sahnesinde bayıldım çocuğa

    son olarak bizim kate yani sofia vassilieva nasıl 17 yaşındaymış amk o zaman 10 yaşında desen inanırım bide "i did it" diyince dedim noluyor hastalıktan sararıp solmuştur tabi garibim baktım şimdiki haline fena olmamış ehehueu
    --- spoiler ---
  • yillardir izlemeyi erteledigim film. bu tarz filmler, yani içinde aile-hastalik olan filmler beni biraz korkutuyor, çok fazla etkileniyorum, o yüzden izlemek için bayagi cesaret toplamam gerekiyor. 4 gün önce indirdim filmi, ve bu gece nihayet izledim. elbette agladim, gece gece mahvetti. su an sahneler aklima geldikçe yine agliyorum, en çokta taylor ve kate'li sahneleri, özellikle de o hastanenin organize ettigi geceye gitmelerinden önceki sahneyi, babayi. söylenecek fazla söz yok aslinda, harika film. oyuncular da müthis is çikarmislar, kate'i oynayan kiz özellikle müthisti.

    uyku falan kalmadi bende.
  • arada kendime işkence olsun diye böyle dram filmleri seçip izliyorum. bu gece de bunu seçmiştim. ama normalde bazı komikli sahneler olur, genelde en sonunda drama bağlar filmler ve ağlarız. bu film öyle böyle değil, tam 2 saat ruhunuzu hırpalamak için izleyebilirsiniz... ne gerek var derseniz, bazen insan ihtiyaç duyuyor kendi anormal dertlerine takılmış yaşarken daha makul dertlerin de var olduğunu hissetmeye. ben yüksek doz aldım iyi geldi...
  • gece gece ağzıma sıçıp bıraktı.

    "anna - ağrın var mı?
    kate - ağrı mı? benim hayatım ağrı..."

    içime işledi. anne olmak ne kadar zor. bir yerde vazgeçmek zorunda kalmak, bırakmak, gitmesine izin vermek ne kadar zor. kate olmak ne kadar zor. anna olmak ne kadar zor....

    kanser hastası yakını olan izlemesin bu filmi.
  • izlediğim en iyi dram filmlerinden direk zirveye oynar.

    filmi ikinci izleyişimde de ağlamıştım. yine izlesem yine ağlarım. hatta bu entariyi girerken bile gözüme o hasta kızın annesine (bkz: cameron diaz) o masum bakışı kaçtı. işte öyle bir film.
  • beni sinirden sinir etmiş bir kitaptır. insanın kendisini sorgulamasından ziyade yapılan büyük haksızlığı ve adaletsizliği okuduğunuz bir kitaptır. filmini izlemedim çünkü ekrana tükürürüm diye korkuyorum.

    --- spoiler ---

    şu güne kadar okuduğum en bencil anne karakteri olan sara fitzgerald ile tanışmamı sağlamış bir kitaptır bu. eminim bir çok insan kitabın sonunda ağlamıştır üzüntüsünden anna'nın ölümü üzerine. ben sinirden, hırstan ağladım. kitap boyunca tek çocuğunun sağlığını takıntı haline getirmiş ve onun için iki çocuğundan vazgeçmiş bir anne okudum. sevgisiz ve ilgisiz iki çocuğun ne kadar sevgiye aç olduklarını okudum sayfa sayfa. ilgi çekmek için olur olmaz şeyler yaptıklarını gördüm. ve bu kitabın tek kaybedeni zavallı anna'nın bir de kitabın sonunda öldürülmesini kabullenemedim. ve dedim ki sara istediğine ulaştı, sevgili kızı kate'i yaşatmak için doğurduğu anna'yı iliğine, böbreğine kadar sömürerek emeline ulaştı. bu kitap gerçekten sinirleri zorlayacak kadar haşin. bir de kitabın sonunda sara'nın ne kadar üzüldüğü falan anlatılmış ya yazar insanı çileden çıkartmayı başarmış sağolsun seviyorum kendisini. bence insanlar adaletsiz davranacaksa asla tek çocuktan fazlasını yapmamalı.

    --- spoiler ---

    edit: filmde neden sonunu değiştirdiklerini bir türlü anlayamadım. çok klişeydi.
  • ayakları yere kitabından daha çok basan filmdir. kitaptaki erkek kardeş, yargıç - avukat ilişkisi, baba ve eski sevgilisi, son kesinlikle gerçek hayata uygun değil. olabilir ama çok yapay.

    film belki biraz yavan ama hayat da öyle değil mi?

    not: en son on yıl kadar önce dancer in the dark'ta bu kadar ağlamıştım.
  • beni çok ağlatan filmdir.
    ama--- spoiler ---

    küçük kızın donör olmaktan vazgeçme isteğinin ablanın başının altından çıkması beni sinir etti.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap