• zamanında mikrofonu kapan ve eskaza kayıt alan her kişinin profili olduğu site. bir dönem facebooktan daha prestijli idi.
  • new myspace'in ortaya çıkması ile oturum açamamaya sebebiyet veren sitedir. ne e-postamı tanıyor ne de url'mi... e-posta için kayıtlı olmadığını söylerken, url için ise hata oluştuğu iletisini veriyor. eski sistemde de giriş yapamıyorum. oysa sayfamın adresini yazdığımda kuzu gibi orada yattığını görerek delirmekteyim...

    utangaç edit: anlam bozukluğu.
  • new myspace tasarımını hiç beğenmediğim sosyal paylaşım sitesi.eski myspace kullanmak isteyenler için classic myspace seçeneği bulunmaktadır.bir an için bu seçeneğin 2008-2010 yılları arasındaki ara yüzü olan myspace zannettim malesef değil 2010-2012 yıllarındaki ara yüzü olan myspacedir. eski myspace geçmek için alttaki take me back to classic myspace seçeneğine tıklamanız yeterlidir.şuan için new myspace kullanan pek bulunmamaktadır.eğer myspace in eskisi gibi popüler olmasını istiyorlarsa
    2008-2010 yılları arasındaki eski tasarıma geçmelidirler bence.
    http://www.youtube.com/watch?v=p2z7go11gne
    http://www.youtube.com/watch?v=smheqackpco
  • geçen aylar içinde bir ara yeniden arayüzünü değiştirmiş. bu sefer o kadar değiştirmiş ki eski profilde olan şeyleri yeni profile aktarmak isteğe göre yapılan bir şey olmuş. bildiğin sıçıp batırmış yani. sadece üç-beş mesaja bakmak için girmiştim eski hesaba, o mesajları da bulamadım.

    edit: https://www.askmyspace.com/…-new-myspace/ba-p/38875

    şurda yazanlara göre yeni profile mesajlar hiçbir şekilde aktarılamıyormuş; yani tamamen ulaşılmaz haldeler. çok ilginç deneysel bir çalışma hakkaten.
  • inanılmaz riskli bir hamle olmuş yeni tasarım. aslında yönelim olarak feci kafa patlattıkları belli. ama uygulamada sıçmışlar.

    tamamen müziğe odaklı olması, yapının grooveshark benzeri kurulmuş olması iyice deneysel olmuş. ama hesap etmeye çalıştıkları şöyle bir artısı var grooveshark ve türevlerinden, grupların hepsinin birer profili var. eski myspace+grooveshark gibi düşünün. kaç kişi dinlemiş, kaç kere dinlenmiş, arkadaşları kimmiş, bunun hepsini myspace tutup gösteriyor. insanların alıştıkları bu yani. bir de insanların diğer alıştıkları grooveshark yapısı var. gidebilir harmanlayabilirsen.

    ama, yeni tasarımdaki data gösterimini yanlış yapmışlar, yapayanlış hem de. yani eskiden görmeye alıştığım profil bilgilerinin ve rakamlarının hiçbirini göremiyorum. herşey kaymış.

    eğer güzel pazarlanabilirse -ki sanmıyorum- bir ihtimal tutar, baya az bir ihtimal. denemişler işte.
  • "bulunduğun şehir" kısmına şehri yazmaya çalıştığında memleketin gudik ilçelerini bulabilen ancak normal büyüklükteki veya metropol denilecek şehirlerini bulamayan ve arama çubuğunda bunlar çıkmadığı için de haliyle bulamadığı şehri ekletmeyen site. location olayında feci sıçışlara geldiği açıktır.
  • tanrım: 2006-2009 arası altın çağını yaşamış, sosyal ağ kavramının ilk örneklerinden olan internet sitesi.

    özellikle facebook, twitter gibi ağlar çıktıktan sonra hızlı sönüşüne tanık olduğum, yıllar yılı her aklıma geldiğinde üzüldüğüm, acıdığım sitedir. ben olsam çoktaaan kapatmıştım dükkanı. neden-nasıl ayakta kalıyor? ne işe yarıyor diye düşünürdüm.

    az evvel yeni tasarımı görünce apıştım deyim yerindeyse. öncelikle azimlerine hayran kaldım. gezi mezi hikaye, direnişin tallahını göstermişlerdir. yeni tasarım (ağ olarak tutar-tutmaz orası ayrı) müthiş olmuş. şu anda tasarımda çağı yakalamış, temiz ve net karakter ve çizgilerle elegansın gözünü çıkarmış iki sosyal ağ var. biri google plus diğeri de bu.

    önceki rezaletten sonra yazarken bile elim zor gitse de; myspace tasarım konusunda g+'ı bile dövebilir. perfekto!

    (bkz: benton sans)
  • 2000'li yılların başında, sıklıkla kullanılan sosyal platform şeysi.
  • bir zamanlarin, en populer ve en cok ziyaret edilen sitesi.

    chris dewolfe ve tom anderson, çalıştıkları xdrive şirketi iflas ettikten sonra, kendi işlerini açmaya karar verir. eski şirketlerinden aşırdıkları 12 milyon e-posta adresiyle birlikte, responsebase adında e-posta pazarlama şirketi kurarlar. yıllardan 2001 ve online gizlilik ile ilgili kanunların daha gelişmemiş olduğu düşünülürse, e-posta pazarlama şirketleri, günümüzdeki gibi izinle e-posta pazarlama yapmıyor, daha çok spam türünden bir iş modeli ile hayatlarını sürdürüyorlardı. uzun lafın kısası, chris ve tom, spam işindeydi.

    internet üzerinden iş yapmalarına rağmen, programcılık konusunda bilgileri yok. yetenekli olduğu konu, bir şeyi nasıl pazarlayacaklarını çok iyi bilmeleriydi. kendi şirketlerini açmalarından kısa bir süre sonra, şirketlerini, daha büyük bir spam (ve dolandırıcılık) şirketi olan, euniverse’ye sattılar. euniverse’nin hizmetleri arasında casus kamera satmak, spam yollamak, botox alternatifi olarak pazarladıkları kırışıklık giderici krem satmak, e-kitap satmak (sattıkları kitapların içinde “bir insani nasıl hipnotize edebilirsiniz?” ve “boy uzatmanın yolları” gibi bilim dünyasını aydınlatıcı konular vardı) gibi “dürüst” hizmetler yer alıyordu. ama iş kolları içinde ki en meşhur ve önemli payı casus yazılım (spyware) konusunda yaptıkları çalışmalar alıyordu. hatta, kazaa diye bilenen meşhur p2p programının adware fonksiyonunu sağlayan da tom ve chris’in şirketini satın alan euniverse idi.

    chris ve tom’un kariyeri büyük bir kısmı spam, izinsiz reklam ve adware ürünlerini pazarlamak için topluluk yaratmak ya da bulmak ile geçiyordu. beraber çalıştıkları ilk şirket xdrive, eposta adresi ve kişisel bilgi karşılığı, ücretsiz bellek veren bir hizmetti. bir sonraki şirketleri responsebase’in ana görevi gereksiz ürünlerin e-posta kutularına yollanmasıydı. bir sonraki şirket euniverse (şimdi ıntermix adıyla biliniyor) ise bütün bu servisleri, büyük şirket çatısı altında toplayan ve işin çapını daha da genişleten bir şirketti. chris’in spam kariyeri döneminde öğrendiği en büyük ders insanların işlerine yarayacak ücretsiz hizmet karşılığında birçok kişisel bilgiyi hiç çekinmeden verdikleriydi. 2002 yıllarının sonlarına doğru, chris ve tom, euniverse’yi “spam 1.0” modelinden, “spam 2.0” modeline yükseltmek için fikir üretmeye başladılar. o dönemde en popüler sosyal ağ, friendster siteydi. chris ve tom, sosyal ağ türünden sitelerde büyük bir potansiyel olduğunu fark edip, kendi friendster benzeri sitelerini kurmak için çalışmalara başladılar. amaçları, friendster gibi popüler bir sosyal ağ oluşturup, euniverse ürünlerini pazarlayacak yeni bir kitle oluşturmaktı. friendster’in potansiyelini anlamalarından 10 gün sonra, kendi sosyal ağ sitelerinin ilk versiyonu hazırdı.

    ilk halka açıldığında yani ocak 2004’de, sitenin üyeleri, euniverse şirketinde çalışan 250 kişiydi. euniverse ceo’su brad greenspan şirket içinde 1000 dolarlık ödüllü bir yarışma başlattı: kim en çok üyeyi siteye getirecek?

    tom, arkadaşları arasında asosyal bilinen bir kişiydi. çok fazla arkadaşı yoktu. yarışma sonunda, yalnızca 20 kişi getirebildi.

    chris bir şeyin farkındaydı. bu yeni sosyal site için, bir hikaye gerekiyordu. “büyük bir spam şirketinin sosyal ağı” imajı onların lehine çalışacağından, bir çok şirketin başvurduğu bir halkla ilişkiler metoduna kullandılar: yalan haber.

    hikaye basitti... tom, kendi başına bu siteyi oluşturmuştu. yalan işe yaradı. medya ve sitenin ziyaretçileri, bu yalana inandı. siteye üye olan herkes, otomatik olarak tom’un arkadaşıydı. kendini asosyal olarak niteleyen tom, bir andan binlerce kişinin arkadaşıydı ve sitenin ilk başkanıydı.

    siteye daha fazla üye kazandırmak için, bu yalan dışında başka ilginç metotlar da kullanıldı. friendster’in çok meşhur bir üyesi vardı. bu “tavşan kız”, tom ve chris ile görüştü ve friendster’dan, tom’un sitesine geçmeyi kabul etti. bir anda bu haber büyük bir yankı yarattı çünkü internetteki her büyük gelişmenin temeli olan seks, bir kez daha işliyordu. sanal şöhret, seksi tila tequila, artık chris ve tom’un sitesindeydi. universe’nin 50 milyona yakın eposta adresi vardı. herkese bir eposta yollandı ve siteye üye olmaları istendi. karşılığında da insanlara, tila tequila gibi bir kişiliğin olduğu platformu paylaşma şansı verdi... ücretsiz.

    buraya tom ile ilgili küçük bir parantez açacağım... tila tequila’yi seçen ve bu ilginç pazarlama fikrinin sahibi tom’du. tila tequila gibi asya kökenli kızları sevmesinden mi yoksa asosyal olduğu için bilgisayar başında oturup, hayatını asyalı çıplak kızlara bakarak geçirmesinden mi bilinmez, tom kendisine ait bir porno siteyi de yan proje olarak devam ettiriyordu. sitenin ismi asya takımı idi. kapa parantezi.

    bu yeni sosyal ağ sitesi, eposta hesabınıza bakıp, adres kitabınızda kayıtlı isimlere üyelik öneren eposta gönderme fonksiyonu kullanan ilk siteydi. şimdi, artık bu fonksiyon, hemen hemen her sosyal ağ sitesinde var. bir başka önemli fonksiyon ise, müzik grupları, organizasyonlar ve şirketler bu sitede profile oluşturabiliyordu. hatta, isterseniz, sahte isimle hesap bile açabiliyordunuz. rakip friendster’da (ve diğer sosyal ağ sitelerinde) bu mümkün değildi.

    halka açılmasından 1 ay sonra, yani şubat 2004 yılında, tom ve chris’in sitesi 1 milyon üyeye ulaştı. hızlı programlama ve çabuk büyüme, bir dolu sorunu da beraberinde getirdi. bu sorunların bazıları, şans eseri, fonksiyona dönüştü. örneğin, profil sayfalarında html ile profil oluşturma tamamen bir yazılım ihmalkarlığı ile başladı ama kısa zamanda çok popüler bir fonksiyon haline geldi. her üye, profil sayfasını kendi web sitesi gibi tasarlayabiliyordu. üyeler, kendi seçtiği renkler, değişik arka plan resimleri, duvar kağıtları ile kendi profil sayfalarının tasarımcılarıydı. trafik daha da artı. her gün, 23,000 kişi üyelik kaydı yapıyordu. ocak 2005 ayında site 10 milyon üyeye ulaştı. tom ve chris ve siteleri, hemen hemen her teknoloji makalesinin ana konusuydu ve sitenin ismi myspace olarak biliniyordu.

    “sosyal ağ” kavramı her geçen gün daha da çok konuşuluyordu. 2004 yılında, yeni bir site daha bu terimin içine girdi: facebook. şubat 2005’de tom ve chris, facebook’un üniversitelerde popüler olduğunu duyunca, facebook’un ceo’su mark zuckerberg ile facebook’u satın almak konusunda konuşmaya başladı. mark zuckerberg, facebook’un fiyatının 75 milyon olduğunu söyledi. tom ve chris, pahalı fiyatı pahalı buldular. bu tom ve chris’in facebook’u almak için yaptıkları son görüşme değildi. kasım 2005 yılında son kez aynı konuyu konuştular... bu sefer zuckerberg’in facebook için biçtiği rakam 750 milyondu.

    myspace’nin popülerliği, geleneksel medyanın da gözünden kaçmamıştı. kendilerine internet döneminde yeni bir soluk bulmaya çalışan geleneksel medya şirketlerinde biri olan news corp. (medya imparatoru rubert murdoch’in şirketi), myspace’i almak için ıntermix (eski ismi ile euniverse) ile konuşmalara başladı. tom ve chris’in bu gelişmelerden haberi bile yoktu. myspace, tom ve chris’in projesi olmasına rağmen, her ikisi de ıntermix için çalışıyorlardı ve dolaysıyla, myspace, ıntermix’in malıydı. news corp, ıntermix'e 580 milyon dolar ödeyerek, myspace’i satın aldı ve böylece spamci ıntermix’in attığı son kazık, çalışanları tom ve chris için oldu çünkü 580 milyonun küçük bir kısmı tom ve chris’e gitti.

    birçok kişi, news corp’a ait olan myspace’in eski büyümesini sürdüremeyeceğini düşünüyordu. aksine, myspace’in büyümesi daha da büyük bir hızla devam etti. nisan 2006’de 13 milyona ulaştılar. artık, her gün 170 bin kişi üyelik oluşturuyordu myspace’de. haziran 2006’da aylık trafikte, google’u geçtiler. temmuz 2005’de 54 milyon üyeye ulaştılar ve kasım 2006’da dünyanın en yüksek ziyaretçi trafiğine sahip olan site haline geldiler... açılmasından yalnızca 35 ay sonra.

    chris ve tom, time dergisinin 2006 yılının en etkili insanları arasında yer aldı. sitede birçok ünlü de vardı: rem, nine ınch nails, jay-z, madonna ve borat. ayrıca, myspace, kendi ünlülerini de yarattı: forbidden, katherine lester ve jeffree star. google, myspace’in resmi arama motoru olmak için, 300 milyon dolar ödedi.

    her şey yolunda gidiyor.... gibiydi.

    myspace’in kontrol edilmez büyümesi ve popülerliği sonunu hazırlayan sebeplerden biri haline geldi. sorunlar başladı. site yavaşladı, hata vermeye başladı, yeni teknolojilere adapte olmakta zorluk çekti ve eski üyelerini memnun etmek ile uğraşırken, yeni üyeleri çekmek için inovasyonda geç kaldı. bir zamanların açık, yenilikçi, kuralsız sosyal ağı, apısız, kapalı ve kurallı bir siteye dönüştü. teknoloji kısmında da büyük hatalar yaptılar. nisan 2008 yılında, az reklamlı ve daha sade ara yüze sahip olan facebook, aylık ziyaretçi trafiği ve üyelik sayısında myspace’i yakaladı ve haziran 2008’den itibaren, myspace’in üyeliği geriye gitmeye başladı. tom ve chris, myspace’den ayrıldı. onların yerine birçok değişik ceo denendi ama kimse 2-3 aydan fazla dayanamadı. ocak 2011’de yüzlerce myspace çalışanı işten çıkarıldı ve nisan 2011’de rubert murdoch, myspace’i satış listesine çıkardı. 2005 yılında 580 milyona aldığı, 2007’de 6 milyar dolar paha biçtiği myspace’i, haziran 2011’de justin timberlake’ye 35 milyon dolara sattı.
  • eski arayüzüne şuan dönsün facebook falan gram skimde olmaz tekrar kullanmaya başlarım.
hesabın var mı? giriş yap