• bu seneyi görmeden karar vermemek lazım. son yılların en iyi nba sezonu geliyor.
  • normal sezonlarda zaten keyif alabileceğin maç sayısı az çok bellidir, asıl olay playofflarda başlar. ancak bu sene özellikle batı konferansında kimsenin yeri garanti olmadığı için çok çekişmeli bir normal sezon izleyeceğimizi düşünüyorum. bu sayede superstarları dinlendirme alışkanlığı da bir nebze olsa azalacaktır sezon içerisinde. ayrıca kendilerini kanıtlamak isteyen genç iskelete sahip takımlar da (bkz: new orleans pelicans) favorileri zorlayıcı unsur olabilirlerse nba severler adına gece yarısı uyanmak için ekstra bir motivasyon kaynağı olacaktır.
  • paul george’un savunmasina laf ediceksen bence de izleme sen.

    harden’a gelince, harden’i savunmak imkansiz degil, playofflarda pek cok defa savunuldu. ama yine de her takim icin cok ciddi bir tehdit, bu yuzden bu sene kimin alacagi pek belli degil; bu da bu seneyi ozel kiliyor.

    lebron ve davis

    harden ve westbrook

    george ve kawhi

    cj ve lillard

    zion

    ante

    luka ve porzingis

    mike conleyler falan baya saglam geliyor bu sezon.

    normalde her sezon 7-8tane superstar yanlis takimlarda kendilerini harcarken bu sezon bu sayi 1-2.

    mesela kemba gecen sezon bok gibi charlotte’da bir seyler yapmaya calisiyoken bu sene tam da takiminda. ayni sey anthony davis, porzingis, kyrie, mike conley icin de gecerli.

    bir tek towns ve butler’dan silik bir sezon bekliyorum, bunlarin disindaki kidemli superstarlari saymiyorum; chris paul, kevin love, rose, carmelo.

    bu sezonun tek kaybi benim icin anthony towns’tur hatta, butler bile degil, bellllkki siakam.

    towns soyle bi spurs’e gitseydi aslinda cok dehset olabilirdi, kismet degilmis.

    bu sezon guzel olucak arkadaslar, bana sempatik gelen takimlar da los angeles laker ve houston rockets.
  • eskiden her takımda bir süper star olurdu. 2 tane süper starı olanda şampiyonluk adayı olurdu. bu sene özelinde ise nba'de kartlar yeniden dağıtıldı. takımlar daha dengeli ve oturaklı oldu. üstelik takımların yeniden kurulmuş olması ve uyum sorunları her maçın önemini artırıyor.

    çift starlı takımlar :
    golden state : stephen curry + draymond green ( klay'ın döneceği tarih belli değil)
    lakers : lebron james, anthony davis
    clippers : paul george - kawhi leonard
    brooklyn : kevin durant, kyrie irving
    dallas : luka doncic, kristaps porzingis
    houston : james harden, russell westbrook

    takım oyunu oynayan ekipler
    utah jazz : donovan mithcell, rudy gobert
    boston celtics : jayson tatum, jaylen brown, kemba walker, enes kanter
    denver nuggets : nikola jokic, jamal murray
    indiana pacers : victor olodipo, myles tuner, malcolm brogdon, tj warren
    miami : jimmy butler, goran dragic
    spurs : demar derozan, lemarcus aldridge, derrick white

    taş gibi takımlar :
    milwakuee bucks : giannis antentounmpo, eric bledsoe, brook lopez, kriss middleton, robin lopez
    portland : damian lillard, cj mccollum, jusuf nurkiç, hassan whiteside, rodney hood
    sixers : al horford, ben simmons, joel embiid, josh richardson, tobias harris

    merak edilen takımlar
    new orleans : brandon ıngram, lonzo ball, josh hart, jj redick, zion williamson, jrue holiday
    minnesota : karl antony towns, jarrett culver, andrew wiggins, jeff teague
    newyork : kevin knox, rj barrett, dennis smith, julius randle, elfrid payton, frank ntilikina
    sacramento : harrison barnes, de-aaron fox, buddy hield, bogdonovic, harry gilles, marvin bagley
  • puhahahahaj, adam nba maçlarının keyif vermemesini ülkenin içinde bulunduğu şartlara bağlamış, yani akp nba'i de bitirmiş çok şükür, bu kadar mı mutsuzsunuz olum :))
  • harden hasar almış gözüyle oynadı. curry çıkan parmağını yerine takıp maça devam etti. hadi parmak neyse ama rondo aynısını dirseği çıktığında yapmıştı. paul george tamamen ortadan ikiye kırılan bacak kemiğini iyileştirip döndü.

    ama şu nostaljik bunaklara göre şuanki lig çok yumuşak, oyuncular çok kırılgan. he dede he. şuan nba tarihinde sakatlıklar hiç olmadığı kadar sık ve şiddetli yaşanıyor ve bu manyaklara göre fiziksel basketbol yok.
  • sakatlığın oyunun sertlik seviyesini veya oyundaki mücadeleyi göstermediğini bilmeyen, muhtemelen doğru dürüst spor yapmamış tiplerin "hayır nba inanılmaz iyi" dedikleri başlık.

    rakibinin kılı sana dokunmuyorken hayatını bitirecek bir sakatlık yaşayabilirsin. şu anki oyunu beğeniyor da olabilirsin, hiçbir itirazım yok. fakat bir şeyi savunmak için saçmalamaman lazım biraz.

    kendi kendine koşarken bile ciddi derecede sakatlanabilirsin. bana oldu mesela. sert bir maç bile değildi. ne diyeceğiz o zaman? "çok sert koştu" mu?

    ben yukarda fikirlerimi yazdım. oyunun bana niye keyif vermediğini sebepleriyle anlattım. buraya gelip de "romantikler", "fanatikler" ya da "jordan fantazisi" yazmanız bir şey ifade etmiyor.

    ben de şu şu yüzden oyunu izlemekten gayet keyif alıyorum, katılmıyorum dersin biter gider.
  • bu bence biraz da türk kanallarının ve berbat spikerlerin yarattığı bir olgu, aynı maçı türkçe anlatımla izlemek ile ingilizce izlemek arasında ciddi fark var...
  • zulüm 84 te başladı,

    hoş o zamanlar cahildik ve bunun farkında değildik.
    kaldı ki basketbolun en güzel oynandığı zamanda seyretmeye başlamıştık nba'i.

    bir tarafta takım oyunu hızlı oynayan show time lakers'ı, diğer tarafta ise set oyununun savunmanın sertliğin yakımı celtics'i seyrediyorduk.

    barkley gibi bir anomali, wilkins, jordan gibi atletler, dev ve efektif pivotların zamanıydı.

    70 lerdeki kara dönemden sonra bird ve magic önderliğinde nba toparlanmış ve hızlı bir şekilde yükselişe geçmişti. yükseliş iyiydi de globalleşmenin hemen başında basketboldan ve spordan zerre kadar anlamayan ama bu sporun çok iyi pazarlanabileceğinin farkında olan bir adam ligin başına geçti.

    geçti ve geçer geçmez ilk final serisinin ratinglerini arttırmak için hakemleri kullandı.
    larry bird verdi veriştirdi stern'e, 90 larda 2000 lerde olsa o kadar hakaretten sonra bird'ü ligden atardı ya, o günlerde ligin en büyük yıldızı hele beyaz yıldızı ile takışması henüz gücü dahilinde değildi, hakaretlerini duymamış gibi yapıp ortadan kaybolmuştu. ne de olsa bird ile takışması başkanlığının 2. senesini görmesini engelleyebilirdi.

    şu anda oynanan basketbolu 80lere benzetmeye uğraşıyor silver çünkü o dönem basketbolun en iyi oynandığı dönemdi, mücadele hız (harden'nın hasarlı gözüyle oynadığını iddia eden ergenin biri o dönemki hızı takımlar yoruluyor o yüzden hızlı oynuyorlar diye açıklamıştı)

    bir sürü kural değişikliği ve yok edilen savunma ile anca sekselerin temposuna yaklaştı nba.

    tempo önemli her sporda tempo ne kadar yüksek ise o spor o kadar eğlenceli olur, bakmayın sizi ergenlerin ben cuk atılan üçlüğü seviyorum demesine bu türler ucuz yıldızımsı fanboyudur başka bir şey değil.

    peki şimdiki oyuncular o kadar iyiler ise neden tempoyu arttırmak ve daha çok sayı olmasını sağlamak için durmadan hücum lehine kurallar koyuluyor. niye 90 lardan beri bir tane bile savunmaya fayda sağlayan kural konulmadı ?

    bu kadar savunma zorlaştırılmışken cidden harden'ın falan 80-90 larda böyle kıçını başını sallayıp faul alabileceğinin düşündüren şey nedir bu ergenlere ?

    bu sene neredeyse 20 yıldır sürdürdüğüm league pass üyeliğimi yenilemeyeceğim çünkü sezon maçları sirk soytarılığına döndü.

    mücadele yok yıldız korunması aldı başını gidiyor, zaten o korunmayı play off ta bulamayan yıldızların (westbrick - harden vs) düştükleri durumlar ortada, hoş bir kaç sene içinde o korumayı silver play offlara da kaydıracak çünkü forma satışları mücadeleden eşitlikten çok daha önemli.

    nba'i ilk seyrettiğimizde söylenen bir laf vardı, kan yoksa faul de yok. nba'in en önemli özelliği inanılmaz sertliği idi. kemba walker şimdi fiba basketbolu için bunu söylüyor, bizden çok daha sert oynuyorlar diye.

    çünkü şimdinin yıldızları sert oyun görmedi her kapı önlerine açılıyor, her şey onların daha rahat sayı atmaları için, bu mantık sayesinde futbolun da nba'inde içine etti yönetenler. eğer zorluk görmüyorsan karşında, ne karakterin gelişir ne de kazandığın başarının bir değeri olur.

    bird lisedeyken 10-15 bin kişiye oynuyordu o kadar büyük bir yıldızdı, üniversiteye gitmediği yıl çöpçülük yapmıştı, şimdi lise oyuncuları reality şovlardan çıkmıyor, espn rating kaygısı ile davar ball ve yeteneksiz çocuklarını pazarlamaya çalışıyor.

    nba yada nfl hakkında kötü yazan yazarlarını kovuyor, her şey toz pembe her şey süper nba ve nfl'de, hadi bizim yandaş basın bile espn'in yanında masum kalır o derece.

    nba maçları keyif vermiyor çünkü ben mücadele ve kahramanlar istiyorum,
    oysa nba maçlarında şimdi sadece korkaklık ve soytarılar var.
  • doğru bir önermedir. takımlar kaliteli, oyuncular yetenekli ama maçların gerçekliği yok artık. şurada bile "normal sezon maçlarını çöpe at" yazan var, halbuki çok değil 10-15 sene önce o maçlar son derece kaliteliydi. 2015'le beraber curry ve arkadaşlarının lige getirdiği tempo ve bu tempoya uyum sağlamak için takımların optimizasyon kastırması normal sezonun canına ot tıkadı. şöyle düşünün, en son merak edilen normal sezon 2015-2016, o da 73-9'luk rekor sezonu. ondan beri merak eden var mı normal sezonu? bu belki sadece kevin durant transferine mal edilebilir ama durant transferi olmasa, harrison barnes takımda kalsa da bu olurdu. takımların o warriors'la başa çıkabilmesi için %110'larını vermeleri lazımdı çünkü. bu %110'u 1.5-2 ayda vermek için birçok normal sezon maçı gözden çıkarılmaya başlandı, bu da ligi bozdu. şimdi takımlar yeniden karıldı ama bu optimizasyon modası bitmeyecek. bu sefer de güçlü takımlarla daha iyi başa çıkmak için optimizasyon yapılacak, sezon sonunda sağlam bir sıralama için yapılacak. bu süreyi 1.5-2 ay yerine 3 aya çıkarma lüksüne sahip oldu takımlar, onun dışında gene aynı senaryoyu izleyeceğiz.

    sırf bunlar yüzünden abd milli takımı dünya yedinciliğinde kalmadı mı zaten? sırf bu optimizasyon, maksimum verim çılgınlığı yüzünden dünya kupası'nda antetokounmpo, jokic gibi isimler paspas olurken mills, scola gibi adamlar parlamadı mı? nba oyuncularının en sükselileri döküldü çünkü takımları o yıldızların en iyi özellikleri üzerine takımı kurarken milli takımda daha komple bir oyun sergilemeleri gerekiyor. ne jokic denver'da savunma kastı, ne gobert jazz'da hücum, ne de antetokounmpo bucks'ta şut. öyle olunca da gobert ve jokic scola karşısında harap oldu. antetokounmpo da, nba'in en değerli oyuncusu olan antetokounmpo da, yunanistan'ın elendiği çekya maçında döküldü. abisi thanasis tam anlamıyla kazma olsa da panathinaikos'ta daha komple bir oyun sergilemek zorunda olduğu için o kader maçında giannis'ten 10 gömlek fazla oynadı mesela. top kaptı, üçlük attı, birebir savunma yaptı olanca kazmalığına rağmen, bir ara yunanistan'a turu getirecek farkı bile sağlamıştı. ve şuna da eminim ki bucks maçlarını izleyen basketbolseverler 1 ay sonra thanasis antetokounmpo başlığına "torpilli kazma" yazacak. ama mesele thanasis'in torpili falan değil, mesele nba takımlarının artık ellerindeki malzemeyi çok iyi kullanması. o kadar iyi kullanıyorlar ki bu sistemlere maksimum verim sağlayan oyuncular yıldız oluyor artık. bu oyuncular da verim sağladıkları alanlarda çok fazla gelişiyorlar ama her alanda kendilerini geliştirmedikleri için defolarını uluslararası maçlarda görüyoruz. bunun en iyi örneği de 2016 olimpiyatları'ndaki abd-avustralya maçıydı. fenerbahçe'de dünyanın küfrünü yiyen 34'lük david andersen demarcus cousins-draymond green-deandre jordan pota altıyla kedi-fare oyunu oynamıştı o maçta. işin buraya gideceği esasında o maçtan belliymiş.

    her şeyi geçtim, ligde artık 3&d diye bir kavram var ve kimse bunu yadırgamıyor. 3&d ne demek ya? üçlük at+savunma yap. bitti. bunu yapıyorsan yaptığın yere bağlı olarak all-star dahi olabiliyorsun. (bkz: klay thompson) böyle saçma sapan şey olur mu ya? bugün ligde 4 defa all-star seçilen bir şutör gard potaya penetre edemiyor, top yönlendiremiyor. bunu 10 sene önce deseniz eminim herkes küfrederdi. dwyane wade'in, vince carter'ın, kobe bryant'ın, brandon roy'un temsil ettiği pozisyonun kaderi bu şu an. buna ek olarak defansta aşırı caydırıcı oldukları gerekçesiyle kontrat alan basketbol fakiri adamlar var şu an. hassan whiteside, deandre jordan gibi adamlar eskiden olsa 12.adam olabilecekken bugün all-star payesi kovalıyor. daha da değinmek istemiyorum bu konuya, nba'in şu an belki de en büyük yarası bu.

    nba zevk vermiyorsa bundan dolayı zevk vermiyor. yıldızlar dahi kendilerini komple hale getirmiyorlar artık. eskiden nba yıldızı dediğin adam avrupa'nın da içinden geçerdi mesela. (bkz: andrei kirilenko) ve işin ilginci kirilenko asla müthiş bir yıldız olmadı, all-star düzeyi ile bir tık altı arasında gidip gelen bir oyuncuydu. nba yıldızları işte o derece üstündüler. ama şimdi o klasmana yakın olan nikola vucevic'e bakıyorsun, kirilenko 5 kat daha iyi oyuncuydu. adam eurobasket 2011'de makedonya'yı pero antic ve vlado ilievski ile avrupa dördüncüsü yapan bo mccalebb kadar bile oynayamıyor milli takımında, nba'de all-star olan adamın minimum ikinci tura sırtlaması lazım halbuki. (esasında cedi'ye yüklenilmesinin sebebi de bu.)

    neyse umuyorum ki bu sezon daha komplşke bir basketbol izleriz. umarım dandik geçen dünya kupası'ndan güzel dersler alınmıştır da 1 boyutlu oyuncular yerine daha fazla şey yapabilen ve basketbolu tam anlamıyla oynayabilen isimlerin olduğu bir nba sezonu izleriz.
hesabın var mı? giriş yap