• breaking bad'in meshur better call saul lakapli saul goodman'i dizinin sonlarina dogru bu eyalete yerlesiyordu. neden ozellikle bu eyaleti sectiler diye gercekten merak ediyordum ki nebraska ismiyle cekilen ve su an hasilat rekorlari kiran amerikan filminde karakteri canlandiran bob odenkirk'i gorunce taslar yerine oturmus oldu.
  • sideways ve the descendants filmlerinin senaryolarıyla iki oscar ödülü kazanan yönetmen alexander payne'in yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerini bruce dern, bob odenkirk ve will forte paylaşıyor.

    neden siyah beyaz olduğunu anlayamadığımız filmde,iyiden iyiye yaşlanmış woody grantin piyangodan kazandığı büyük ikramiyeyi almaya nebraska’ya yirmili yaşlardaki oğluyla gidişi anlatılıyor.
    ''-bruce dern cannes’da en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandı.''

    filmin türkiye vizyon tarihi:14 şubat 2014
  • amerikan'ın konyasından ziyade yozgat 'ıdır. baya bir filmde taşak geçildiğini gördüm burayla.
  • (bkz: ken parker)
  • sıkıntısı minimal kahkahası büyük film.

    alexander payne’in alışıldık biçemi gereği, komedi muamelesi yapmasanız da bir müddet sonra gülmeden duramayacağınız bir film nebraska. baba oğlun her insan gibi ufak ve çaresiz yaşamlarının yüzümüze vurmasıyla, acı bir gülümseme ve sevecen bir kahkaha kırmasına evrilmiş bir gülüş.

    --- spoiler ---

    nebraska trajedi olarak noktalanacak bir yol hikâyesiyken anlayışlı bir oğlun dokunuşuyla mütevazi bir başarı hikayesine dönüşüyor. başarı hikayesi, çünkü herhangi bir başka türlü başarının da bu kısa başarı turundan öte geçerliliği yok.

    ailevi duygular açısından tutuk ancak ölümün üstüne fırlattığı bunalımı kuvvetli woody grant, oğullarına bizim gözümüzde bir yolculuk anısından fazlasını bırakamamış olabilir ancak elde ettiği maddi imaj, varoluş krizini birkaç mahalle boyunca erteleyebiliyor.

    --- spoiler ---
  • the big bang theory'de ki penny'nin (kaley cuoco) doğum yeri.
  • 86. oscar ödüllerinde (2014) 6 dalda aday olmuş film. kategorileri şu şekilde:

    en iyi film
    en iyi yönetmen - alexander payne
    en iyi erkek oyuncu - bruce dern
    en iyi yardımcı kadın oyuncu - june squibb
    en iyi sinematografi - phedon papamichael
    en iyi özgün senaryo - bob nelson
  • kirsal bolge insanin hayatini olaganustu dogalligiyla anlatisi, nebraska bozkirlari ve yol cekimleri bana acaip bir zamanlar anadolu'da yi hatirlatti. guzel az kalir olaganustu bir film. her'i yeni izlemesem uzun zamandir bu kadar iyi film izlemiyordum derdim. gercekten ozellikle abd sinemasinda boyleleri az.
  • çok yaşlı ve odaklanmakta problem yaşayan bir insanın posta kutusuna ''1 milyon dolar kazandınız, bize gelip paranızı almalısınız.'' tarzında bir mektup gelir. küçük oğluyla ödülü almak için yolculuk ederken eski kasabasını, akrabalarını ve eski arkadaşlarını ziyaret eder. yaşlı bir insanın eski anılarını irdeleyen bir hikayedir.

    amerika diyince aklımıza büyük şehirler, eğlence ve para gelir. ama bu tür filmler popüler kültürün bize dayattığı amerikan rüyasını yerle bir eder ve çoğu amerikalının kırsalda yaşadığı gerçeğini gösterir. o kadar özenilmemesi gereken bir durumdur amerika. bir an da olsa amerika kırsalında çok küçük bir kasabada doğmuş olsaydın yaşayabileceğin hayatı ve çevrendiki dünyanın ne kadar da küçük olacağını gösterir bize.

    insan yaşlandıkça hayattan beklentileri ve amaçları da küçülüyor. bi seviyeden sonra çocuklarını düşünüyorlar. bunu ailemden de biliyorum. woody'nin de böyle bir hikayesi var. ayrıca karısı kendinden çok daha dinç durumdadır. ailedeki tek akıllı insan olduğunu bile iddia etmiştir.

    amerikan kültüründe hangi bölgede olursa olsun insanların arabalara çok fazla önem verdiğini ve bunlar hakkında devamlı konuştularını gösteren film. history channel belgesellerinde bunu görürüz. insanlar hep arabalarından bahseder. araba değiş tokuşu için gelirler. gelir seviyesi düşük insanlar bile iyi bir arabaya sahip olmak isterler. kapitalizmin içini emdiği bir toplumda araba sahibi olmak ya da iyi araba sahibi olmak önemli bir şeydir. çünkü kapitalistler senden birşey koparmak isterler. sana gurur ve iyi olma hissi verir karşılığında senden sadece para ister. yavaş yavaş beynini emer. e ben kapitalizmin içinde değil miyim? evet öyleyim ama beynimi emmelerine fırsat vermemeye çalışıyorum. gelişmemiş ülkelerde olan bir şeydir bu*. kapitalizm gelişmemiş ülkelere dokunarak onlara istedikleri şeylere yönlendirir. telefonunun iphone ya da samsung'dan başka olamaması gibi. olursa insanların '' nokia alınır mı abi ya bu devirde. nokia 10 yıl önce bitti.'' demesi gibi.

    --- spoiler ---

    kore savaşı'ndan çıkmış bir insanın kasabasına döndükten sonra bütün hayatı değişmiştir. artık hayattaki hiçbir şey onu etkilememektedir. herşeye varsın gitsin gözüyle bakmaktadır. filmde savaş teması çok işlenmedi ama biraz karakter incelemesi yaparsak çıkarımı yapabiliriz.

    savaştan sonra atölyesinde insanlardan pek beklenti içinde olmadan yıllarca çalışmıştır. hiç takdir beklemeden. ve göz önünde olmayı istememiştir. eski kasabasına döndüğünde insanlar milyoner olduğu için woody'e yıllardır olmadığı kadar iyi davranmaya başlamıştır. karaoke salonunda woody'nin alkışlanma sahnesi vardır. ayağa kalktığında suratındaki gülümsemeyi hissedebiliriz.

    hastalığından bahsedilmese de yaşlılığın en büyük hastalığı alzheimer olduğunu düşünebiliriz. odaklanmada çok fazla problemi olmaktadır. oğlunun bir şeyi 2 defa söylemesi ve 2.sinde tekrar sabırla tekrar etmesi de garip hissettirebilir sizi. sonuçta insan kendi ailesini düşünüyor.

    ayrıca film black comedy ögelerini fazlasıyla hissettiriyor. özellikle kuzenler arasındaki diyaloglar. bir an coen brothers filminde gibi hissetmedim değil. filmin siyah beyaz olması da kendinizi woody'nin oğlu değil de woody'nin kendisinin perspektifinden baktığımızı düşündürüyor. oğlunun çok daha fazla konuşması ve rolü var ama sonuçta başrol bruce dern. siyah beyazlık yaşlılığı ve kayıp hafızayı simgeliyor. woody'nin çocukken kaldığı eve gitmesi anılarını çok fazla güçlendirdi. orada hafiften renklenme beklemedim değil. olsaydı anlık bir renklenme müthiş bir etki bırakabilirdi.

    akrabalar woody'nin abisinin evine toplandığında konuşulacak birşey olmadığında araba muhabbeti döner. kültür seviyesiyle ilgili amerika'nın iç kesimleri hakkında bilgi edinebiliriz. yani okuyamamış taşra insanlarının dünyanın en gelişmiş ülkesinde dahi olsalar kültür seviyelerinin benzer olduğunu görebiliriz. hafiften üniversite ortamında 5-6 erkek toplanınca araba muhabbeti çevirmesi gibi. benim pek alakam olmadığını öğrendiklerinde nasıl ya gibisinden tepkiler vermesi gibi. kültür seviyesi belli gruplarda benzer muhabbetler dönüyor.

    küçük yerlerde 2li duygusal ilişkilerin nasıl da kolay ve göz önünde olduğunu görürüz. dediğim gibi insanların bakış alanları küçük. bu da beni üzen ve insanların yerine kendimi koyan diğer bir ögeydi.

    filmin sonuyla ilgili, prize winner şapkası woody'nin cidden ödülü kazandığını hissettirdi. o yaştaki bir insanın ihtiyacı olan biraz eski anılar ve 1. dereceden bir akrabadır. kasabada truck'ıyla kasabada tur atması yıllardır yapması gereken gururlanmayı geç de olsa gerçekleştirmiştir.

    müziklerinden bahsetmeyi unutmuşum taşra hikayesinde country olmadan olmazdı zaten. 3 farklı şarkı varmış***. cidden 3ü de birbirinden hoş. filmin içine girme isteği doğuruyordu.

    --- spoiler ---
  • bruce dern'in muazzam oyunculuğuyla şaha kalkan ama herkese hitap etmeyen türden bir film.
    ben bayıldım o ayrı.
hesabın var mı? giriş yap