• telefon numarası sanırıma, aramasını beklersin, beklersin, sadece beklersin.
  • beresidir.
  • babamın ölümünün ardından daha 7 yaşında olmama rağmen beni traş bıçağı çok hüzünlendirmişti..üzerinde sakalları vardı ve uzun süre herkesten habersizce sakladım
  • yokluğu. sürekli aynı evde yaşadığınız bir kişinin yokluğu en ağırı. bazen kapı açık oluyor,unutuyorum öldüğünü. ceketini ben aldım,üşüyünce giyiyorum. ama kokusu geçti. telefonu bir de sanırım,kimseye elletmezdi,şimdi bir çekmecede öylece duruyor. çok özledim.
  • telefon numarası
    öldüğü zaman telefon numarasını silememistim. bugün whatsapp listesine bakarken farkettim, o ismin yanında tanımadığım bir adamın fotoğrafı vardı. o numarayı artık başkası kullanıyor ama ben yine de silemedim.
  • yemeksepeti'ndeki ev adresi.
    minik bir surpriz olsun diye siparis ettiginiz bir yemek, yillar sonra gordugunuzde hayati sorgulatabiliyor.
  • her zaman oturduğu koltuğun artık boş kalması.
  • dedemin kasketleri

    "biri ölür üzülmezsiniz, sonra sandalyeye asılı hırkasını görürsünüz, o hırkanın duruşu kalbinize oturur." (bkz: nuri bilge ceylan)
  • (bkz: tesbih) her daim cebimde.
  • cüzdan. babam vurulduğunda cebinde olan.

    cüzdanın içinden çıkan, yamuk yazısıyla anneme yazdığı bir türkünün sözleri aslında daha da hüzün veren;

    " gül yüzlü sevdiğim ecel kapımı
    çalmayınca gönül vazgeçmez senden
    ruhuma kastedip tatlı canımı
    almayınca gönül vazgeçmez senden"

    bir daha böyle bir sevgiye sahip olamayacağının bilincinde olan bir kişi için geride kalan her nesne yeterince hüzün verici aslında.

    edit: imla.
hesabın var mı? giriş yap