• oglum. my son.
  • sucul, yılan benzeri amfibi tür, toprak altında kalmış su kanallarında yaşar ve tamamen kördür. ortalama olarak 20-30 santimetre boyundadır. evrimsel süreçte neredeyse hiçbir işe yaramayacak kadar körelmiş, kolayca kırılabilecek uzuvlara (kollara ve bacaklara) sahiptir. kollarının ucunda üç adet, daha da körelmiş olan bacaklarının ucunda ise iki adet parmak bulunur. olmların deri renkleri, yapıları ve dokunulduğunda verdikleri his, aynen insan derisine benzer, bu sebeple kimi zaman "insan balığı" olarak bilinirler ve "deniz kızı" gibi birçok köy ve kasaba efsanesine kaynaklık etmişlerdir. türün hem balıklar gibi solungaç yarıkları vardır, hem de karasal sürüngenler gibi akciğerlere sahiptirler. ancak akciğerler çok nadir kullanılır, daha sıklıkla solungaç yarıklarına başvurulur. gözlerinin üstü kalın bir deri tabakasıyla kapanmıştır. bu tabakanın altında gözlere ulaşmak mümkündür; ancak bu gözler çalışmamaktadır. bu da, evrimsel süreç içerisindeki körelmenin en canlı örneklerinden biridir. bu gözlerin, tıpkı en ilkel atalarda olduğu gibi sadece ışığın varlık-yokluk durumuna tepki verebildiği düşünülmektedir, görme işlevini kesinlikle yerine getiremez (halbuki neredeyse tam olarak gelişen bir göz yapısı bulunmaktadır; sadece evrimsel süreçte körelmiş ve kullanılamaz bir hale gelmiştir). olmların birincil duyu organları koklama ve duyma organlarıdır.

    genel olarak italya, slovenya, hırvatistan ve herzegovina'da bulunurlar.

    (bkz: proteus anguinus)

    kaynak: evrim agaci
  • (bkz: dude) sözcüğünün dilimizdeki versiyonu.
  • mağaralardaki su birikintilerinde yaşayan, gözleri derisinin altına gömülü, gövdesi yılana, derisi insan tenine benzeyen suda yaşayan bir canlı türüdür.

    bu canlılara mağarada yaşadıklarından dolayı mağara semenderi, su semenderi, derisi insan tenine benzediğinden dolayı da insan balığı denilmektedir. bilimsel adı ise proteus anguinus'tur. solungaçları, ön ve arka bacakları bulunan olmlar, 20 ile 30 cm arasında değişen bir uzunluğa sahiptir. yemek yemesi, üremesi ve uyuması su altında gerçekleşir.

    olmların larva iken normal gören gözleri 4. aydan sonra görme yetisini kaybetmeye başlar. olmların bir alt türü olan siyah olmların gözleri ise diğer türlerine göre daha iyi görür. genel olarak olmların koku ve işitme duyuları gelişmiştir. uzun süre ışığa maruz kaldıklarında ise renkleri kararmaktadır.

    nesli tükenmekte olan olmlar; slovenya, hırvatistan, bosna hersek ve italya'da yaşar.

    1689'da ilk kez olmları tanıtan yöresel doğa bilimci johann weikhard von valvasor, olmların slovenya'daki yerli halk tarafından ejderhanın çocuğu olarak bilindiğini söylemiştir. olmlara 1768'de bilimsel ismini* veren ise josephus nicolaus laurenti'dir.

    insanlar olmları alıp evlerinde akvaryumlarda beslese de bence akvaryumda beslenecek bir hayvan değildir. tamam sevimlidir, tatlıdır ama evlerimize konuk etmek yerine doğal ortamlarında bırakmak en doğrusudur.

    son olarak da bu sevimli hayvana bakalım.
  • bilimsel adı proteus anguinus olan su semenderidir.
    bu canlımız allahü teala tarafından bir tasarruf timsali olarak yaratılmıştır. ne elde ne ayakta ne de adam akıllı bir deride gözü vardır zira gözü yoktur. bu nadide canlımız nasolsa avrupanın muhtelif karanlık mağaralarını kendime mesken edinmişim gözü napıcam olm diyerek göz bile rica etmememiştir tanrıdan. yalnızca organlar konusunda değil bir kuru ekmeğe tamah etmesiyle de gözleri yaşartır. 10 * yıl boyunca allah rızasına oruç tutabilir nitekim çok zor durumlarda kaldığında kendi hücrelerini reabzorbe edebilme yeteneğine sahiptir.
    bir de afedersiniz penise benzer kendileri. adeta tanrının freudyen el sürçmesidir.
    tüm bu çilekeş tavrına rağmen yaşadığı bölge olan adriyatik ülkelerinde şerefsiz ejderhaların yavrusu oldukları rivayet edilir, fakat herkes bilir ki ejderhalar altınlarlara karşı olan açgözlülükleri nedeniyle allah katında üç kuruş değeri olmayan canlılardır, nitekim nuh tufanından sonra yeryüzünden silinmişlerdir.
    zaten olm da adını bu dedikodulara karşı verdiği "nalaka olm" tepkilerinden alır. fakat adriyatik civarındaki ülkelerdeki insanlar italyanca, hırvatça gibi diller konuştuklarından "nalaka olm" cümlesini anlamamış ve bu hayvan kendini tanıtıyor sanmışlardır, onlara aşkolsundur.
  • telaffuzunda dikkat gerektiren hitap
    "bana olm mu dedin lan sen ?"
    "anamı mı siktin de ben senin oğlun oldum"
    şekliyle g3 piyadeye mermi sürdürülebilen hitap

    vuracaklardı az daha kendilerini
  • ks. object linking and mandrake, yeminle soyluyorum..
  • konuşmalarda kelimeler arasında, karşıdaki kişinin dikkatini çekmek amaçlı olabileceği gibi ağıza takılmış bir laf olması yüzünden de kullanılabilen oğlum lafının tam telafuzudur.
  • olm yok lan. kişisi. severim.
hesabın var mı? giriş yap