• orwell'ın; holodomor'u nasıl palanladığını, yunan komünistleri nasıl göt gibi ortada bıraktığını, ispanyol anarşistlerin kıyımına nasıl göz yumduğunu, prag baharı'nı nasıl bitirdiğini, imre nagy'ı neden astırdığını, percentages agreement'ı neden imzaladığını açıklayan liste. ulan orwell benim amcam değil dayım değil, eğer gammazlık yaptıysa tabi ki eleştiririm, eleştirelim ama koskoca sscb'nin, stalin'in yaptığı hayvanlıklara da ses çıkarabiliyor musun? yoksa "ama kızılordu olmasa nazileri yenemezlerdi ki" sığlığında hareket etmeye devam mı edeceksin? sanki insanlık ve dünya barışı için savaştılar almanlar'la ki hitler'in sovyetler'e saldırmadan bir gün önceye kadar, sovyetler'in almanya'ya trenlerle lojistik destek gönderdiği biliniyor (bkz: apocalypse the second world war). ama o emperyalist yayın organı national geographic belgeseliydi, tüh unuttum.

    orwell'ın eserlerinde ben bir komünizm yergisi görmedim. onun eleştirisi merkeziyetçi, otoriter, despotik bir ideolojiye karşıydı, bil bakalım hangisiydi? bunun dışında eğer bir gammazlık durumu varsa gözümde bir insan, bir entellektüel olan george orwell'ın değeri düşer ama gene de yazdığı o eserler, kendisini gözümde stalin'den de, kruşçev'den de katbekat yükseklerde tutmaya yeter de artar. demek istediğim buydu, belki elli belki yüz kişiyi gammazladı diye birisini eleştirebiliyorsak, milyonlarca insanın hayatıyla oynayan(bunları yaparken de dünyadaki solun lideri olan) birisini veya birilerini daha fazla eleştirmemiz gerekmez mi? ortadaki ironi yeterince açık bence ama hala sen bunları eleştiren insanlara "işçi sınıfını ezen, burjuva köpeği" diyorsan sonun sovyetler'e benzer.

    not: rockefeller'ın torunu.
  • beni epey duygulandırabilen de bir liste. artık dayanamıyorum, pek ölçülü olmadı ama naçizane şöyle bir şeyler karalayıverdim emperyalist uşağı orwell'a ithafen:

    be hey muhbir

    ne ararsin stalin ile aramda!
    sen kimsin ki ispanyol anarşistleri sorarsın?
    hakikaten gözün yoksa burjuvazide,
    ne diye mi5'in kanişliğini yaparsın!

    gammaz iken mümkün müdür troçkist'lik?
    yatıp kalkıp stalin'e dua et.
    senin gibi muhbirlerin yüzünden,
    devrimden de soğuyacak bu millet.

    ikinci dünya savaşı'ndaki hali sakın unutma,
    stalin'e dil uzatma sebepsiz.
    sen anandan yine çıkardın amma,
    baban hans mıydı rocco muydu bilemezdin şerefsiz...
  • kapitalizm'e stalin kadar yardımı dokunmamıştır bu listenin. tekrar ve lütfen (bkz: percentages agreement). adam kalkmış, yüzbinlerce kişi ondan yardım beklerken, kapitalizmin ağa babası olan churchill ile ülkeleri teker teker bölüşmüş ve insanları kaderini terketmiş, sen hala 40-50 yazarın derdindesin, yine ve lütfen (bkz: yunan iç savaşı). bu ahval ve şerait içinde sen hala türünün en kokuşmuş örneği olan bir ülkeyi ve diktatörü savunup, milleti kapitalist, emperyalist diye eleştirirsen, muhattapların "sen kimsin" demez mi sana? sen bir sistemin daha yüksek idealler üzerine kurulu olduğunu öne sürüyorsan, eleştiride eşitlik veya tölerans bekleyemezsin. dünyanın en kolay şeyi amerika'yı, ingiltere'yi eleştirmek ama ben nasıl eleştireyim bu adamları, zaten baştan kapitalist olduklarını, insan değil para odaklı bir sistemlerinin olduğunu, dünyanın siklerinde olmadığını kabul ederek işe başlamışlar. sen şimdi gidip bunlara "ama sen kötüsün" dersen, "ben zaten iyi olduğumu iddia etmedim ki" demez mi? peki senin sözde "üstün idealler" üzerine kurulu ülkene bakalım insanlık için neler yapmış? 10 milyon vatandaşını aç bırakarak öldürmüş(holodomor), iki iç savaşta da yüzbinlerce yardım bekleyen komünist ve anarşistin ölümüne göz yummuş(ispanya ve yunan iç savaşı), reform yapacak diye bir başbakan astırmış(imre nagy), bir ülke işgal etmiş(çekoslovakya); hakikaten şahane. ingiliz bir yazarın yapabileceği en büyük kötülük, stalin'in gulaglarda yaptırdıklarının milyonda birisi bile olamaz. sen git önce kokuşmuş ideallerini eleştir, ingiliz bir ajanı eleştirebilecek milyonlarca insan var zaten.
  • hazırlanmasını -ki hazırlandıysa- hiç bir şey haklı çıkaramaz. orwell'ın nasıl bir halet-i ruhiye ile böyle bir işe kalkıştığını bilemiyorum. haklı çıkarma derdinde filan da değilim adamı. böyle bir listede emeği geçmişse de, rahmetlinin ne kadar umrunda olur bilmiyorum ama, yazıklar olsun diyorum kendisine. lakin yaptığı onca şeye rağmen hala stalin'i sevenler ve kollayanlar varsa, ben de sırf 1984 gibi bir romanı insanlığa kazandırdığı için bu adamı seviyorum ve sevmeye devam edeceğim. olay bu kadar basit. sen hala holodomor kendi içinde tartışılabilir falan diyorsan zaten sözün bittiği noktadır orası. holodomor'u tartışmakla, holocaust'ı tartışmanın arasındaki nüans nedir mesela? stalin'in savaşı kazanmış, yediği nanelerin hitler'inkiler gibi afişe edilememiş olması mı? bir de "prag baharı'nı stalin'e yüklemişler ahah" denileceğini bildiğim için bak ne yazmışım: "...koskoca sscb'nin, stalin'in yaptığı hayvanlıklara da ses çıkarabiliyor musun?", hatta yetmemiş, "kendisini gözümde stalin'den de, kruşçev'den de katbekat yükseklerde tutmaya yeter de artar." demişim. zannedersem şair ilk cümlede stalin'le birlikte sscb'ye(ki prag baharını sonlandıran ülkedir kendisi), ikinci cümlede ise stalin'le birlikte kruşçev'e(ki prag bahar'ı sonlanırken sscb'nin lideriydi kendisi) saydırmış. hoş, tarihin en büyük "sosyalist" ülkesinin "kardeşlik, eşitlik, refah" düsturlarıyla ortaya çıkıp 10 milyon vatandaşını "aç" bırakarak öldürebildiği(ama kendi içinde tartışılabilirmiş bu olay?) bir dünyada, kırk-elli kişiyi gammazlayan sözde troçkist yazarların yaşamış olması çok mu tuhaf?
  • tarihin ne kadar güzel çarpıtılabileceğini gösteren de bir listeymiş. "...kızıl ordu'nun da gücünün belli sınırları olduğunu ve hem nazi almanyasıyla savaşıp, hem yunanistan iç savaşı'na destek yollayıp, hem de öte bir yandan britanya ile çatışamayacağı gerçeğini bilerek göz ardı ederler." cümlesini duymamıza vesile olduğu için de buradan orwell'a üç kulhü bir elham'ımı yolluyorum. yunan iç savaşı kaç yılları arasında sürmüştür? 1942-1949. peki nazi almanya'sının yenildği tarih kaç? 1945. demek ki stalin yunan komünistlere yardım etmek istese, 1945-1949(4 yıl eder) yılları arası ona kalıyor. ama edemez. niye? niyesi şu ki büyük devrimci, übermensch stalin, orwell'ın sadece muhbirliğini yaptığı bir sistemin lideri olan churchill'le yüz karası bir anlaşma yapmış ve yunanistan'ın kontrolünü ingiltere'ye devretmiş. hiç kimse güç dengeleriydi carttı curttu demesin, yugoslovya çok mu güçlüydü de yardım etti yunanlar'a be kardeşim? stalin yunan komünistlere yardım etmediği gibi, hiç bir zaman yardım etmeyeceğini de belirtmiyor; "bize stalin yardım edecek" diye bekleyip, tito'yla da papaz olan komünistler bir güzel kıyılıyor. konuya vakıf değilseniz, bu bkz'ı kaçıncı kez verdiğimi bilmiyorum ama (bkz: yunan iç savaşı), ha iflah olmaz bir stalinist'seniz ve "stalin neylerse güzel eyler" diyorsanız orasını bilemem. bu arada şu "stalin olmasa naziler yenilmezlerdi" lafını hala söylemek nazıl bir yüzsüzlük anlayabilmiş değilim. sscb, naziler sscb'ye saldırmadan bir gün evveline kadar almanya'ya trenlerle lojistik destek göndermedi mi? onu da geçtim yakın tarihte, eski rus içişleri bakanı(anatoly kulikov), stalin'in hitlere düzenlenecek iki suikasti önlediğini açıklamadı mı? nedeni de hitler'in yerine geçebilecek kişinin ingiltere ve amerika'yla barış yapmasından korkmasıymış. görüldüğü üzere stalin'e bok atmaya çalışan yok, adam zaten boka bulanmış.
  • yirmi milyon insan kaybının, 1942-1949 yılları arasında yunan komünistlere yardım edilmek istendiğinde çok mühim ama savaşın sona ermesinden çok da uzak olmayan 1950 yılında, amerika'yla sidik yarıştırmak için kore savaşı'na taraf olmaya gelindiğinde "önemsiz" olduğunu gösteren liste(bu arada yüce stalin sadece 10 milyon vatandaşını aç bırakarak öldürebilmiş bir şahsiyettir, yardım etmek istese 20 milyon can kaybını mı takardı?).

    amerika ne kadar emperyalistse, sscb de o kadar emperyalistti. yeri geldiğinde hitler'e yardım etti, yeri geldiğinde churchill'le ülke bölüştü ama stalinistler öyle bir anlatıyorlar ki sscb'yi, sanırsın ki atlantis anasını satayım. amerika "özgürlük, demokrasi" kisvesi altında nasıl ki ülkeleri sömürdü, kullandı, işgal etti; sscb de "komünizm, kardeşlik, enternasyonalizm" kisvesi altında bu bokları yedi. bu kokuşmuş sistemi bu hale getiren kişi de stalin'di. şimdi hala birileri kalkıp orwell'ın muhbir olmasının, sscb'yi aklayabileceğini düşünüyor. sanırım zihinleri şöyle çalışıyor: "orwell emperyalist uşağı bir muhbirdir, aynı zamanda orwell stalizm'i eleştirmiştir; demek ki orwell'ın eleştirileri yanlıştır, çünkü o bir muhbirdir. yaşasın stalinizm." bu şekilde biraz daha kıvırtmaya devam ederlerse uzay-zaman bükülecek haberleri ola.
  • orwell'in ingiliz devletine komünistlerin isimlerini vermesi ahlaksızlıktır; savunulacak bir yanı yok, savunan da yok zaten. bunu bir yana koyalım. ama stalinistlerin bundan ahmakça bir çıkarımla gayretkeşlik içine girmesi acınası bir durum. ne yani orwell'in ingiliz devletine komünist ihbar etmesi ahlaksızlığı, stalin'in faşist bir diktatör olduğu gerçeğini değiştiriyor mu? devrimcileri kendisinin katlettiği yetmez gibi bir de gestapoya teslim eden stalin'in her yaptığını savunan müritleri, orwell'in listesiyle ilgili ahkam kesmeye kalkmasınlar. asıl etik olmayan budur. önce savunduğunuz bataklıkla bir yüzleşin siz.

    emperyalistlerle masaya oturup da ülkeleri paylaşan bir devletin masanın öbür tarafındakilerinden bir farkı olduğunu savunmak nasıl bir körlüktür. abuk sabuk meşrulaştırma çabalarına gireceğinize bunun ahlaksız, halk düşmanı bir şey olduğunu kabul edin. ekim devriminden sonra lenin'in yaptığı ilk işlerden biri, çarlık rusya'sının gizli paylaşım pazarlıklarını ifşa etmekti. sen kalkmış burada bir de utanmadan devrimcilik adına bu rezillikleri savunuyorsun. "stalin, yunan devrimcilere yardım edememişmiş...." ne yardımı ya. okuduklarını anlamıyorlar galiba. stalin, sahibiymiş gibi yunanistan'ı churcill'e hediye etti; karşılığında da yugoslavya'yı alacaktı. ama ikisi de iki ülkenin halkından, devrimcilerinden sıkı tokat yediler.

    şimdi başka bir bağlamda bir tartışma olsa, bunlar "toprak işleyenin su kullananın" diye sosyalistçilik oynamaya kalkarlar. ama böyle somut konular gündeme gelince zurna zırt diyor işte. tutup da sb'nin emperyalistlerle paylaşıma oturmasını savunurlar.
  • stalin'le çok alakası olan listedir. tutarlılık iddian varsa ve bu listeyi eleştirmek istiyorsan, önce stalin'in listesini(percentages agreement) eleştirebiliyor olman gerekir. yüce efendin, onbinlerce yunan komüniste(aris velouchiotis'e selam olsun) yardım etmediği gibi, bu adamların ülkesini o çok eleştirdiğin kapitalizmin simgelerinden churchill'e peşkeş çekmişse, gerçek bir komünistin, solcunun hadi siyaseti geçtim tutarlı bir adamın, bir tito kadar bile olamayan stalin'e lanet okuyor olabilmesi gerekir.

    stalin'le çok alakası olan listedir. herkes birilerinin derdinin, kırk-elli tane yazar değil de(bir de "listede troçkist yazarlar da vaar ama..." denilmesi yok mu, eh yani, sanki troçki'nin kafasını meksika'da stalin parçalatmadı?), stalin'i bu dünyada en edebi şekilde itin götüne sokan orwell'ı karalamak olduğunu anlamaktadır. stalin hayranlığından "holodomor kendi içinde tartışılabilir" diyen zihniyetten ne beklersin ki? almanya'daki "holocaust kendi içinde tartışılabilir" diyen dazlaktan farkı var mı? var efendim, en azından o dazlak hümanist numarası yapmıyor.
hesabın var mı? giriş yap