• doğru bir tespittir. istanbul'un topkapı sarayı haricindeki en önemli sarayları 19. yüzyılın ikinci yarısında, osmanlı devleti hem siyasi hem ekonomik olarak çok ciddi bir darboğazdayken yaptırılmıştır.

    çırağan sarayı : 1863 yılında sultan abdülmecid zamanında yapımına başlanmış, ekonomik sebeplerle inşası yarım kalmış, 1871 yılında sultan abdülaziz döneminde tamamlanmıştır.

    yıldız sarayı : esasen 19. yüzyılın başında sultan 3. selim döneminde başlanmış, 2. mahmud, abdülmecid ve abdülaziz dönemlerinde devam edilmiştir. 2. abdülhamid tarafından ise osmanlı devleti'nin ana sarayı olarak kullanılmıştır.

    beylerbeyi sarayı : 1861-1867 yılları arasında sultan abdülaziz tarafından yaptırılmıştır.

    dolmabahçe sarayı : 1843-1856 yılları arasında sultan abdülmecid tarafından yaptırılmıştır.

    bütün bu şatafatlı saraylar içinde hikayesi en trajik olan dolmabahçe'dir. zira, bu dönemde osmanlı kırım savaşı'ndadır, askere gıda, yiyecek ve silah lazımdır. bunun için abdülmecid batıdan milyonlarca altın borç alır. ama bu altınların büyük kısmı dolmabahçe'nin yapımında kullanılır. 5 milyon altına mal olan saray için bir dönem memur maaşları dahi ödenemez hale gelmiştir. bazı tarihçiler tarafından dolmabahçe sarayı için harcanan paraların osmanlı devleti'nin ekonomik olarak mahvına sebep olduğu ve çöküşünü hızlandırdığı söylenmektedir.

    ha sarayların hepsi mimari harikasıdır ve müthiş eserlerdir, o ayrı.

    edit: daha bunlara, çoğu sultan abdülmecid zamanında yaptırılan ıhlamur kasrı, küçüksu kasrı, adile sultan sarayı gibi eserleri eklemiyoruz.
  • bu konuda, adını hatırlayamadığım bir tarihçinin güzel tespitleri var.

    söz konusu kişi, roma imparatorluğu ve osmanlı imparatorluğu'nu kıyaslıyor. her ikisi de, entellektüel düşüncenin ve kültürün tavan yaptığı uygarlıklardan geliyorlar. osmanlı imparatorluğu selçuklular'dan, roma imparatorluğu ise antik yunanlılar'dan.

    her ikisi de ordu ve devlet yönetimi konularında çağlarının üstünde yöntemlere sahipler. yine her iki imparatorluk da, görkemli ve "büyük" yapılar yaptırıyorlar. roma imparatorluğu her yanı devrin en büyük arenalarıyla, ve tapınaklarıyla donatıyor. osmanlı imparatorluğu da devrin en büyük ve gösterişli camileriyle, saraylarıyla...

    buna karşın, hem roma imparatorluğu, hem de osmanlı imparatorluğu bilimsel ve kültürel alanlarda kayda değer bir gelişme göstermiyorlar. roma imparatorluğu döneminde hiçbir zaman antik yunan devrinin bilimsel ve kültürel seviyesine ulaşılamadığı gibi, osmanlılar da asla selçuklular kadar bilimsel ve kültürel eser bırakamıyorlar.
  • bi nevi azgın teke sendromu. giderayak bi şov, bişeyler.
  • padişah ve sadrazamların, efendim yok balkanmış, yok kafkasmış, akdeniz'in türk gölü olmasıymış, ayaklanmalarmış hepsini bir anda siktir edip, koy götüne rahvan gitsin atarında içine girdikleri psikolojinin sonucudur.

    (bkz: lale devri)
  • düşünmeyen sorgulamayan kitle için biz ne kadar güçlüyüz imajı.
    garip osmanlı tabası gerçeği ancak ruslar yeşilköye gelince anlamıştır.
  • son vergi düzenlemesi haberleri yüzünden halk ağır vergiler altında eziliyordu esprisi yapıyoruz ancak aynı durum osmanlı devletini yıkıma götürmüştü. şimdi metal yorgunluğu, beştepe, yazlık saray filan desem gg olur belki. neyse, şunu da şuraya bırakayım.

    (bkz: #21479422)
  • osmanlının bu ülkeye yaptığı en büyük zarar batılıların bu ülkenin arkeolojik eserlerini kaçırmasına göz yumması olmuştur
  • kırım savaşı'nın sonucudur. bu savaş sonucunda osmanlı yönetici sınıfı medeni, kültürel, teknolojik vs. her alanda geri kalmışlığı bir tokat gibi yüzlerine çarpar. ardından birden bire panikleyen bu beceriksiz sınıf ingiltere fransa gibi dönemin süper güçlerinden aldığı devasa borçları da gelişmek yerine harcayacağına beylerbeyi sarayı gibi gereksiz şeylere göz boyamak için boş yere heba etmişlerdir.
hesabın var mı? giriş yap