• bir hafta önceydi sanırım. ablamla kuaförden çıkmış, eve gitmek için taksi çevirmiştik. bindik taksiye, yeri söyledik, taksi devam ettikçe biz de yolu tarif ediyoruz. evin yakınlarına geldik, taksi şoförü aniden kırdı direksiyonu ve bir u dönüşü yaptı. sıkıca tutundum ablamın koluna ama batırdım tırnaklarımı yani. gittik dedim, kaçırılıyoruz, aklımdan tecavüze uğrasak bile öldürmesinler düşüncesi geçiyor, her ihtimali yazıyorum. ablam nereye gidiyorsunuz diyince taksi şoförü burdan değil miydi diye sordu, hayır bir sonraki sokaktan dedi ablam. ama ben o kalbimin çarpıntısını evden içeri girene kadar geçiremedim. ablam bir hafta boyunca hatırlattı bana, nasıl korktun manyak diyerek. bu sabah özgecanın haberini gösterdim, bak dedim. taksi değil ama minibüs. hem de toplu taşıma aracı güya. defalarca yalnız kaldım minibüslerde, cep telefonumun ekranında 155 yazılı halde. minibüsçüyle göz göze gelmemeye çalışarak. taksilerin hep plakasını aldım, taksi şoförleriyle hiç sohbet etmedim. sohbeti nereye götüreceğini bilemezdim çünkü. sabah anneme de gösterdim, bak dedim kaçırılsak öldürülsek kimsenin haberi olmayacak. napsın kadın, dua etmeden çıkıyorsunuz dedi, bi dua etseniz dedi. anne dedim, kötülük dua, tanrı vs dinlemiyor. istediğin kadar dua et, hiçbir işe yaramıyor. ciddi manada özgecana yapılanı aklım almıyor, alamıyor. düşünüyorum, bu taksilerde, minibüslerde yalnız kalma fobimi atlatmıştım ama şimdi yeniden nüksedecek. artık anlıyorum ki biz bu ülkede hiçbir zaman güvende olmayacağız, hiçbir zaman kimseye güvenemeyeceğiz. çok yazık oldu özgecana, yazık kelimesi bile hiçbir anlam ifade etmiyor. öldürülen kadınlar için tüm kelimeler kifayetsiz kalıyor. geçen gün gördük, sokağın ortasında bıçaklıyordu adam kadını. o kadının bacaklarının çırpınışı gözümün önünden gitmiyor. haa zannedilmesin ki bu sözlükte kadınlara çok iyi davranılıyor. açın bakın türk kızı başlığını, kim var yapıcı şekilde eleştiren? kim var kadının gerçekten kendisine güvenmesini sağlayacak şekilde söz eden? biz ister miyiz böyle olalım, ister miyiz manyak gibi davranalım? çok yazık oldu, çok anlatılamaz oldu, kifayetsiz kaldı her şey.

    tanım: gencecik yaşta, hayatının en güzel zamanında katledilen kadın.
  • haberi bir arkadaşım vasıtasıyla gördüm, bu kızcağıza kıyan suphi altındöken denen yaratık arkadaşımın ilkokul arkadaşıymış ve kızcağız haliyle şok olmuş. haberi okumamla elim ayağım titredi!

    bu insanlarla selamlaşıyoruz. bu insanların kullandığı dolmuşa, minibüse, otobüse biniyoruz. bu insanlarla yan yana yaşıyoruz.

    ben sokakta hep "şu an kaç tecavüzcünün, pedofilin, sapığın arasından geçiyorum acaba?" diye düşünürüm. ben feministim ya, böyle düşündüğüm için erkek düşmanıyımdır, paranoyağımdır, abartıyorumdur. tabii tabii, benim eve dönerken otobüste yalnız kalırsam diye tedirgin olmam tamamen benim kezbanlığımdandır, "şeftali gibin amcığımı sikicekler" paranoyamdandır. elbette "her erkek" öyle değildir ama ben o şoförün izbe bir yere çekip bana tecavüz etmeyeceğinden nasıl emin olabilirim bu ülkede? verilen ağır cezalar mı var sanki? takım elbise giyip iyi hal indirimi, saçımın teli/pantolonumun rengi/ayakkabımın topuğu yüzünden tahrik indirimi alan sanıklar mı korkacak tecavüzün cezasından?

    bu kızın adının altında ağlayan ikiyüzlü pezevenkler vicdan mastürbasyonları bittiğine göre şimdi gidip "otobüste yanına oturulunca tedirgin olan kezban", "gece dışarıda yürürken yol sorulunca kaçan kezban" ve bilumum "x yapan kezban" başlıklarını doldurmaya devam edebilirler!

    çünkü biz anamızın karnından böyle çıktık! haşa, bizi bu ülkenin erkeklerinin yaptıkları bu hale getirmedi!
  • sözlükten bazı arkadaşlarım bilirler, iki tane kızım var, büyüğü sudeniz işte, 7 yaşında.
    evden çıkacağı zaman ne giyeceğine karar vermek için bir on, on beş dakika düşünür. gelir sorar, baba bu oldu mu falan diye. yedi yaşında bir kız çocuğu güzel görünmek istiyor. kimseye kuyruk sallama derdi yok. sevgilisi yok. fingirdeşmeye değil cimnastiğe, yüzmeye falan gidiyor.

    şimdi kızım büyüyor, büyüyecek daha. sürekli büyüyor, kaygılanıyorum. ergenliğinden itibaren maruz kalacağı şerefsizlikleri düşündükçe elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemiyorum. biliyorum, öngörebiliyorum tacizin hangi boyutlarıyla karşılaşma ihtimali olduğunu.

    özgecan' da yedi yaşındaydı bir zaman. çantasında biber gazı taşıyacak kadar tanımıştı içinde yaşadığı ahlakı yüksek, bununla övünen toplumu. olmadı. olamadı. yaşayamadı daha fazla.

    sizler, kadınların gönlü olmasa süslenmez diyenler, sizler dişi köpek kuyruk sallamazsa diyenler, sizler evinde otursaydı ne işi var üniversitede diyenler; hepiniz katilsiniz. hepinizin elinde özgecan'ın kanı var.
    bunu bilin de, yine ne diiyorsanız demeye devam edin.

    benden uzak durun, ailemden uzak durun, sevdiklerimden ve onların ailelerinden.
    inandığınız her neyse belanızı versin. o allah değil bence. sahiden inandığınız bir şey varsa tabii.
  • içim acıyor kaç saattir. söz söylemeye utanıyorum. ama bakıyorum olan vahşet hakkındaki yorumlara;

    orospu çocuğu saldırganlar
    anasını siktiklerim
    sikeceksin bunların belasını
    aynısını anasına bacısına yapacaksın
    ...

    sikmenin cezlandırma ve iktidar aracı olmaya devam ettiği yurdum erkek -eril- bakış açısı, işte bu tecavüz kültürünü nasıl beslediğini farketmeden tepkilerin merkezinde yer alıyor, bu tecavüzcü bakış açısını üretmeye devam ediyor.

    eğer gerçekten özgecan'ın uğradığı vahşete tepkiliyseniz, gerçekten bu ülkede sadece kadın olmaktan sebep uğradığımız tacizlere, tecavüzlere, cinayetlere karşıysanız, erkeğin sikini silah olarak kullandığı bu eril ve cezalandırıcı dili bırakın. sikmenin üstünlük belirten, kadın olmanın sikilen olmaktan sebep aşağılandığı küfürleri bırakın. orospuyu, orospu çocuğunu küfür olarak kullanmayı bırakın.

    dilimiz algımızı oluşturur. tüm ülke sikmekten gurur, güç çıkardığımız sürece, bir yerlerde erkekler, kadınları sikerek kendilerini güçlü hissetmeye, öldürerek iktidarlarını ispatlamaya devam edecek.

    elimizden gelen her şeyi yapmadığımız sürece, tüm bu vahşetlerde suç ortağıyız.
  • önce kanım, haberi okuyunca gözüm doldu. nur içinde uyumasını dilediğim gencecik kız.

    yav bu nasıl coğrafya lan. tüm sülalesini siktiklerimi salacan orta doğuya, birbirlerinin kafalarını kesecekler. kafa kesenlere de yapıştıracan bombayı. lan nefretimi sinirimi atacak cümle bulamıyorum ya.

    öğrenciymiş kız. çoluğumuzu çocuğumuzu okusun diye bir yerlere de gönderemiycez, az kaldı. bu ne olm! tecavüz kan vahşet... yakmaya çalışmışlar...

    bunların sikini kesecen ağzına dikecen. aksini iddia edenin de götüne kazık sokacan.

    islah olmaları imkansız, gebertmeden önce günlerce acı çektireceksin.

    yok arkadaş. alamadım sinirimi. soyunu sopunu siktimin evlatları.
  • suphi hem tecavüzden hem cinayetten ağırlaştırılmış müebbet aldı. şimdi fatih ve necmettin'in cezalarını görelim.

    2. fatih de hem tecavüz hem cinayetten ağırlaştırılmış müebbet yedi.

    3. baba necmettin de cinayetten ağırlaştırılmış müebbet yedi.

    her üç sanık da indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet aldı. kamuoyu baskısı yoluyla böyle örnek bir karar çıkması sağlandığını unutmayın. evet, özgecan geri gelmeyecek, bu çok acı ve ne yapılırsa yapılsın ailesinin üzüntüsü asla geçmeyecek. ama şu sanıkların "saygın tutum, takım elbise giydi, hakime bağırmadı" falan diye indirim alması emin olun ailesine çok ama çok koyardı, en azından böyle incitici bir durum yaşanmadı. herkes bu davayla ilgili o kadar ses çıkardı ki, hiçbir hakimin bu davaya indirim uygulamaya götü yemezdi. kamuoyunun gücü tam da bu işte... her tecavüzde bu kadar kamuoyu baskısı yaratabilirsek, mağdurlar en azından adaletin işlediğini görür, cezalar da caydırıcı olmaya başlayabilir belki.

    justitia'nın zaferini görebildiğimiz ender günlerden biri oldu bugün. özgecan için, kadınlar için de adalet!
  • sabahtan beri kız kardeşinin dün facebook sayfasında yazdıklarını okuyorum.

    "kız kardeşim kayıp, 160 boylarında, yeşil montu var, görenler lütfen haber versin" deyip fotoğrafı paylaşmış.
    bugün haberini aldı. tecavüze uğrayıp bıçaklandığı, daha sonra da cesedinin yakıldığı haberini.

    26 yaşındayım. babamı birkaç sene önce kaybettik. 20 yaşında bir kız kardeşim var.

    dayanamadım, insan aklı ya, bir an bu senaryoya yerleştirdim rolleri.

    bir babayı, bir anneyi, bir abiyi, ablayı, kardeşi kim durdurabilir? ne durdurabilir? beni kim durdurabilirdi mesela? neden durdurmak isterdi ya da?

    bir babanın o insanları polisten önce bulup gebermek için yalvartacak kadar acı çektirmesini şu entryi okuyanlardan kaç kişi gerçekten istemez? bir düşünün, şu an önünüzdeki 3 sandalyede bağlı halde bulunmalarını gerçekten arzulamaz mıydınız? tek tek dişlerini sökmeyi, acı çığlıklarını duya duya tırnaklarını yerinden çıkarmayı hayal etmez miydiniz?

    ben ediyorum. nasıl ki zalimler için yaşasın cehennem diye bir söz varsa, ben de bu canilere, dünyadaki tüm canilere hak ettiklerini verebildiğimiz bir cennet hayal ediyorum.
  • dünya güzeli bir kız (fotoğrafı haberde)
    annesinin özgesi, babasının canı
    özgecan.

    haberin detaylarını okuyamadım, kalbim ve gözlerim dayanmadı. işteyim şu an, yazmaya bile vaktim yok. ama sıçmışım işine gücüne lan. ne istiyorsunuz olm kadınlarımızdan, kızlarımızdan, hayvan bokları. edecek küfür bulamıyorum. cezanız idam filan değil sizin, kısasa kısas şart. sizi, bağırsaklarınız dışarı çıkana kadar eşeklere siktirip kısık ateşte yakmak gerekiyor. bunun dışındaki hiçbir ceza söndürmeyecek içimdeki şu hissi.

    özgecan'ın annesi annem, babası babamdır şu saat itibarıyla.

    nefret ediyorum bu bok artıklarıyla aynı ülkede yaşamaktan, aynı kimliği taşımaktan.
  • minibüste kan izleri olduğu için göz altına alınan fatih gökçe'nin profil fotoğraflarının birinde başka birisi bir yorum yazıyor:

    "fatma gül'ün suçu neymiş? detaylıca seyrettiniz mi? :) "

    tarih 07.02.2015 yani 6 gün öncesi...

    screen shot aldım gerekirse diye...

    buyrun bu da ekran alıntısı:

    http://tinypic.com/view.php?pic=2ng92c7&s=8

    ekleme: bu arada ilgili fotoğrafın başlığı da...

    "x,y z ile pınarbaşı merkez'de fatma gül'ün suçu ne izliyor"

    bu da bahsettiğim kısım:

    http://tinypic.com/view.php?pic=1920p&s=8

    gerçekten de oturup dizi izlemiş olabilirler o anda. ama eğitimsiz bir topluma bunları sunarsan (yani bir bakıma normalleşmiş bir şeymiş gibi sunarsan) bundan alacağın geri dönüşte işte bu kadar olur...

    bu cinayette

    filmlerdeki sigara sahnesini sansürleyip, fatma gülün suçu ne gibi kadına şiddeti ve tecavüzü normalleştiren dizileri yayınlayan rtükten tutun da

    o diziyi çeken insanlara

    o diziyi yayınlayan kanala kadar herkesin

    ve o diziyi izleyip reyting almasını sağlayan bizlere kadar

    herkesin suçu var...
    adam kalkmis o diziyi izlemis ve 3 gun sonra bir kiza tecavuz edip onu oldurup sonra yakmis...

    ki buradaki "fatma gulun sucu ne? izliyor" yazisinda bir baska olaya atifta bulunuyor olmamasini diliyorum.
  • babası yerine koyduğumda haberini okurken kahroldum. kızımın yok yere öldürülmesini hazmedemedim, yakılırken, ölürken canının nasıl yandığını düşünüp kendi kendime eziyet ettim. başıma ağrı girdi resmen.

    ancak ölen kişiye hissedeceği acıma ve üzülme dozajını, kurbanın güzelliğine göre belirleyen insanlara bir kaç lafım olacak;

    ceza yöntemleri suçları işlemeye engel olmuyor malesef. idam geri gelsin, kastrasyon cezası uygulansın diyince tecavüz suçu da dahil olmak üzere hiç bir suçun önüne geçemiyorsunuz.

    bir de unutmadan, suçluya/katile o.çocuğu demek de sorunları çözmüyor.

    akıllı toplumlar, suçu ortaya çıkaran sosyolojik olguları inceler, diğerleri ise ceza yöntemlerini. asalım mı çüklerini mi keselim demek sanırım en basit vicdan rahatlatma yöntemi. yazık güzel de kızmış demek en büyük suç aslında. böyle devam.
hesabın var mı? giriş yap