719 entry daha
  • kimseye hesap verme zorunluluğu olmaması. yaşadığın evden, çalıştığın işten, yattığın yataktan "tamam" dediğin anda vazgeçebilme lüksünün olması. gecenin onikisinde sokağa kendini atabilme rahatlığı. iki duble atabilecek ruh halinin olması. kadıköy - beşiktaş arasını vapurla geçme şansı. nisan ayında sırf rengi müthiş olduğu için kar botu ile yürüyüşe çıkma güzelliği ve bunun gibi onlarca şey benim adıma. üstelik çok ufak maliyetlerle hepsini yapabilmem.

    mesela eskiden kariyeri çok önemserdim. sonra "yemişim kariyerini kafam güzel olsun la!" diyerek iş değiştirdim. daha az param ve daha çok vaktim var. bu bir şekilde işe bağlanmamı da engelliyor. "zaten üç kuruş kazanıyorum, kimseye boyunumu bükemem. ben her istediğim anda bu maaşı veren bir yer zaten bulurum yahu!" modunda efelenmelerim çok hoşuma gidiyor. kariyer sahibi sevimsizlerle tanıştıkça eski algılarım da yıkıldı.

    mesela eskiden köprüden geçerken trafiğe lanet ederdim şu anda manzaranın tadını çıkarıyorum. kendimi "geç kaldım" diye gererek hiçbir şeye ulaşamadığımı farketmiş olmalıyım.

    mesela eskiden en kısa yoldan nası gideceğim diye düşünürdüm artık vapurla karşı yakaya geçme derdine düştüm. deniz her şeyiyle beni rahatlatıyor.

    mesela eskiden uyumlu, hoş, güzel giyinmem önemliydi artık kıyafetlerin sadece oramızı buramızı örten paçavralar olduğunu fark ettim. o kıyafetlere harcadığım paralara acır hale geldim.

    mesela eskiden yaşadığım evin içi çok önemliydi artık evi otel gibi kullanıp hiç önemsememeye, hayatın sokaklarda olduğunu kabul etmeye başladım. hayatımı bok götüreceğine evi bok götürsün diyorum, geçiyorum. otuz yıl sonra aman ne güzel, ne düzeni bir evde yaşıyordum demeyeceğim ama anılarımı hatırlayıp mutlu olacağım.

    işte bunlar hep özgürlük sevgisinden. hayatım nasıl değişmiş lan. şaşırıyorum kendime.
1315 entry daha
hesabın var mı? giriş yap