• a$iri derecede tahmin edilebilir, ilk yarisinda biten; aki$inda kopukluklar olan, izlerken mevzudan kopartan, dinamizmden yoksun, bayik, rezalete yakin film. ayrica adam ba$i 10 ytl alan konak pier cinebonus'un vcd kalitesinde goruntusu de filmin sari agirlikli tonlarini yerle bir etmi$tir.
  • konu güzel,film temelde inanç üzerine kurulu.inanmak ve inandığını yaşamak...
    ama senaryoda kocaman delikler var.oyunculuklar da çok haz vermedi bana açıkçası.özellikle de julian mcmahon,bence christian olarak kalmış filmde.ne sevgisi ne dürüstlüğü inandırıcı değil.belki de bu yüzden pek etkilemedi film beni.
    premonition türk asıllı bir yönetmeni hollywood'da desteklemek ve görmek için bile izlense fena bir film değil.klişeleri elbette var ama her film kadar.
  • evlerden ırak olması gereken bir filmdir.
  • tek güzel yanı afişi olan film. ha, onun da filmle pek bir ilgisi yok gibi geldi bana, orası ayrı.
  • sıradışı olacakken saçma olmuş film.

    kahramanımızın mutlu bir evliliği ve kusursuz bir yaşantısı vardır. ancak birgün sıradışı bir günün sabahına uyanır. çünkü yaşadığı bir günün öncesine dönmüştür. ve biliyordur ki çok sevdiği kocası çarşamba günü çlecektir. artık hayatını iki boyutlu yaşamaktadır, bir gün geçmiş bir gün gelecek.

    kocasının ölümünü engellemeye çalışacaktır. ancak bu sırada kocasının o kaza günü onu bir başka kadınla aldatacağını öğrenir. bu gerçek onu yıkar. şimdi iki seçeneği vardır; ya kocasının araca binip gitmesine ve ölmesine izin verecek yada onun ölümünü engelleyecek ancak ihanete uğrayacaktır.

    ihanet fikri onu çok üzer ve önce kocasının ihanetini görmektense ölmesini engellememeyi düşünür. ancak sonra sevgisi ağır basar ve kazayı engellemek için peşinden gider. sonra ne kadar doğru bir karar verdiği ortaya çıkar çünkü kocasının onu çok sevdiği ve ona ihanet etmekten vazgeçeceği anlaşılır.
  • bayik otesi bir film.
    boyle gizemli filmleri seven ben, izlemenin ciddi anlamda zaman kaybi oldugunu dusunuyorum.

    sandra bullock un donuk oyunculugunu zaten sevmem, ustune bir de filmdeki yasanan seylere verilen tepkilerin dogal olmayisi... olum haberini getiren polise verilen cevaplardan tutun, kizinin suratini ilk kotu gordugu ana, vs..

    edit : evet, afisten etkilenenlerdenim ben de.
  • kader döngüsü üzerinde kafa ütülemeye devam eden filmlerden birisi daha. taze taze izlemiş olmamla beraber şöyle bir tv kumandası sallama yöntemi gibi spoiler vereceğim :

    spoiler

    bir çok filmde görüyoruz, kader dedğimiz şeyi değiştirmek mümkün değil. tamam bunu anladıktan sonra peki ya kaderinin nasıl olacağını biliyorsan ve elinde bal gibi değiştirme imkanı varsa ve sen yinede armut gibi hatalar yapıyorsan o değişmezlik değil salaklıktan öteye gidemeyen bir durum oluyor. neden : "sargonnas" nicki yazarımızın da değiği gibi "çöpe attığın kağıdı yaksana be kadın".

    ayrıca nedendir bilmiyorum, bizim meşhur seksi erkek julian mcmahon un bu filmde hiç bir sevişme sahnesi yok. allah allah diyorum ne zaman düdükleyecek sandra ablamızı diye bekliyorum ama yok. sen git nip tuck dizisinin süper sevişken erkeği "dr. christian troy" al oynat ama seviştirme. yönetmenlere burdan kafanız mı iyiydi filmi çekerken" diye sormak gerekir.

    filmde ara ara "peter stormare" görüyoruz ama çok fazla değil. olsun adamın ses tonu bile filme ayrı bir hava katıyor, lezizleştiryor.

    yani kısaca ; cast a bakıpta binbir umutla izlenecek bir senaryoya sahip değil. vasat değil ama güzelde değil. arada derede bir yerlerde kalmış, bir kaç yıl sonra kimsenin hatırlamayacağı konumda bulunan bir film. unutulmaz ise bu da oyuncuların popülerliğinden olur bu kadar.

    spoiler
  • konusu gereği karışık ve biraz da saçma olmasını öngördüğüm ve yanılmadığım, ne var ki sonrasında bana yine de 'hayat bekletmeye gelmez' gerçeğini hatırlatan film. etkilendiğim ve kararlarımı etkilemiş olan bir film.
  • vakit kaybı, boş zamanı olanların bile izlememesi gereken film.
hesabın var mı? giriş yap