• bildik, tanıdık, güvenli, düzenli, eli ayağı düzgün bir insan evladıyla sevişilecekse göz ardı edilebilir bir tedbirdir. başkaca doğum kontrol metodları tercih edilerek istenmeyen gebeliklerden korunulabilir. lakin halk arasında tek gecelik ilişki daha da halk arasında kaçak et kesimi adı verdiğimiz hadise söz konusuysa mutlak suretle yaşamsal önemi olan bir zımbırtıdır. neçe atın ölümü arpadan olsun adamları hepatit b, hepatit c, frengi, herpes, aids gibi zührevi hastalıklardan muzdarip olup pişmanlıklar içinde kıvranmaktadırlar. ganyan bayiinin ordan nedim dayının bir aforizmasıyla konuyu bağlamak isterim: unutma sana bile veriyorsa, herkese veriyor olabilir!
  • bak güzel kardeşim, olayı sana güzelce açıklayayım:

    - sevişmek güzel bir şey. gerçektende güzel. hatta mükemmel. hatta kainatın en keyifli şeyi falan olabilir, bilmiyorum. neyse. şimdi tabii bunun bütün keyfini ortaya koyan şeyler de partnerlerin oldukça hassas noktaları arasındaki ciddi proksimite, yakınlık. okey. yani hani şimdi erkek erkeğe, kadın kadına, erkek kadına. hiç farketmez, temel dinamik aynı. yani atıyorum insan oğlu "ter" ile de hastalık ve ne bileyim dna aktarabilen bi canlı olsaydı muhtemelen bütün vücudumuzu alüminyum folyoyla sarıp sevişecektik. muhtemelen de 1 nesil sürecek bir ırk olacaktık çünkü kimse sevişmeyecekti yani. tatsız tuzsuz. yani sana katılıyorum sevgili sevişmek isteyen dostlarım: bence de ten tene değecek.

    - e bu kadar güzellemenin ardından dev bir fakat gelecekti değil mi? ahanda gelsin: fakat! şimdi bu sevişme eyleminin tek gecelikler kısmını hiç tartışmıyorum bile, yani daha önce tanımadığın insanla korunmadan sevişiyosan ya gerizekalısın ya da başka bişey. ona hiç girmeyeceğim. ben bildiğimiz old school güzel sevgililerden, partnerlerden, söz edeceğim.

    - şimdi önce sen sevgili erkek hemcinsim. daha önce de yazmıştım tekrar yazayım. o pipinin kontrolünü elinde tuttuğunu zannediyosun di mi? sen tam orgazm olurken dışarı çıktığında partnerinin vajinasının senin spermlerinden tamamen kurtarılmış olduğunu falan da zannediyosun sanırım. bilmiyorum. ama durum öyle değil. varan 1: ihtimaller her ne kadar görece düşük olsa da partnerini dışarı boşalarak da hamile bırakabilirsin. nasıl mı? tabii ki sexual arousal ile birlikte salgılamaya başladığın kayganlaştırıcı sıvı sayesinde. bu sıvı içinde eser miktarda sperm barındırıyor. ve bu spermler gaayet de yumurtalara ulaşabilir, hatta öyle azimlidirler ki o yumurtalığı delebilebilirler. sonra ağlarsın oturup. malum, matematikten, ihtimallerden söz ediyoruz. limit 0'a gitse de hiç bir zaman 0 olmuyor.

    - sonuç 1: şimdi sen o siktiriboktan naneyi takmak istemediğin için (ki hiç birimiz istemiyoruz, hepimiz nefret ediyoruz. nefret etmeyen 1 tane aklı başında adam bulamazsın bence) senin zavallı partnerin sürekli bir gerginlik altında kalabilir siz sevişirken. son tahlilde senin rahmine bir zigot düşmüyor. onunkine düşüyor. o bütün medikal iğrençliklere, haplara, yok kukusundan içeri sokulan elektirik süpürgelerine katlanıyor ve tüm bunlar yetmezmiş gibi bu olaylar neticesinde alt üst olan hormonlarla birlikte günümüz modern hayatında yaşama tutunmaya çalışıyor. sen evine gidip otuzbir çekiyosun ama, gayet gülüp eğleniyosun falan. sana giren çıkan yok. hiç düşünmüyo musun bunları? yani sevgilim dediğin kadını şu riskin altına sokuyosun, öyle mi? cidden mi? sevgilin olmasına gerek yok, fak badin de olabilir. en nihayetinde birbirinizin yüzüne bakan, özel anları birlikte yaşayan insanlarsınız. ona da mı bir ehemmiyet vermek yok? yok mu lan?

    - peki. dedin ki var. ben kullanmıyorum, ama derdin gebelikse sevgili malganis, benim partnerim korunuyo. yarak korunuyo. neyle korunuyo allasen? spiral ile mi? hap ile mi? neyle lan neyle? biz senin götünden içeri bi spiral soksak, onla yaşasan hoşuna gider mi? tüplerini bağlatsak (erkekçesi vasektomi mi ne boksa) hoşuna gider mi? bi daha asla çocuk sahibi olamayacak olduğunu bilerek yaşayacak olmak falan. hoşuna gider mi lan? gitmez di mi? gitmez. evet. veyahut sırf senin sevgilin o naneyi takmak istemiyor diye seni hormonal dengesizliklere, sivilcelere, şişen mişen bir vücuda ve daha envai çeşit iğrenç reaksiyona maruz bırakan bir hapı nerdeyse her allahın günü almak zorunda kalmak hoşuna gider mi? her gün vücüduna aldığın bir kimyasal. 1 gün, 3 gün, 1 ay, 10 ay, yıllar... bu ne lan? gitmez di mi?
    - sonuç 2: sıçmışın sen zaten. biliyorum, partnerin de hoşlanmıyor prezervatiften. sevmezler tabii. kim bir plastiğin vücüdüna girmesini ister ki. hak veririm. istemiyor olabilir. bir iki kere daha "tekrar düşün istersen" diye üsteleyebilirsiniz belki. ha illa yok diyosa, bu onun vücudu onun kararı, diyecek bişey yok. ama o da rahatsızlık duyuyorsa bütün bu durumlardan...

    yapmayın dostlar. etmeyin. vallahi bak. sevişin, bol bol sevişin. ama güvenli sevişin. birbirinizin bedenine saygı duyun. kadınlar günlük hayatta her türlü iğrençliğe, aşağılanmaya, haksızlığa, önemsenmemeye vs. katlanmak durumundalar zaten bizim yüzümüzden. ulan bari sevişirken rahat etsinler, di mi? prezervatif konusunda kafanıza göre davranmayın, partnerinize danışın, ona göre hareket edin. mümkünse güvenli sevişin. hadi şimdi yatağa. hadi bakiym.
  • kullanmayı amatörlük, kullanmamayı marifet sanan yarrakkafalıların bulunduğu hadise. burada artislik yapması güzel de sonra hastanelerde rezil olmayın.
  • bir doğum kontrol metodur ve sağlıklıdır; ancak bırakın tene değecek muhabbetini demek "pırasa bir yemektir ve sağlıklıdır, bırakın şu mantı muhabbetini" demek kadar abukçadır. (pırasa yerine sevmediğiniz, mantı yerine de emekten zevk aldığınız herhangi bir şey koyabilirsiniz)

    sevişmekten alınan zevki %84 oranında düşürür. (burda da ben küsüratlı salladım)
  • sanılınanın aksine alınan hazzı sadece %5 azaltır.
    ben illa ki partnerimi hissetmek istiyorum, diyenlerin derdi, kendi keyiflerinden başka bir şey değil.
    öte yandan tek eşli değilseniz, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı şimdilik en iyi korumayı bu meret sağlıyor.
    doğum kontrolü için de, usulüne uygun kullanıldığında, yani bi 5 dakika içine gireyim sonra condomu takarım, denilmediğinde etkin bir korunma yöntemi. ama illa ki partnerinizi hissetmek istiyorsanız, erkeklere özel doğum kontrol iğneleri var. tabi bu da erkeklerin kullanmaya yanaşmadığı bir şey. oysa kadınların kullandığı doğum kontrol haplarındaki yan etkiler bu iğnelerde görülmüyor. ama erkekler, erkekliklerine halel gelecek düşüncesiyle bu iğneleri yaptırmayı asla düşünmezler.

    yani, prezervatifle sevişmek, kadınların kendilerini cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma ve istenmeyen gebeliklerden kaçınma yöntemidir.
    erkekler için durum, atın ölümü arpadan olsun, minvalinde olduğundan onlar için prezervatif şişirilip balon yapılacak bir oyuncaktır.
  • saglik mi zevk mi ikileminde kalip, sikerim boyle askin izdirabini diyip direkt olarak prezervatifi sikmek.

    (bkz: türkçe diye bir dil buldum çok güzel)
  • eğer bir kadınsanız ve söz konusu prezervatifin içi bir şekilde dolu değilse durumunuzun oldukça vahim olduğunu gösterir.
    eğer bir erkekseniz...himm...senin gibi erkek olmaz olsun be adam!
  • nefret ediyorum. ne sıcaklık, ne ten teması, ne ıslaklık, ne içerideki her dokuyu ayri ayri hissetme, ne pelvike temas var. ayrica içeri bosalmanin ve kasilmalarin hiçbiri yok.
    kadın doğum kontrol hapı kullansa psikolojisi ve hormonel dengesi bozuluyor üstelik libidosu düşüyor bunu hiç istemiyorum. prezervatif ise anlattığım gibi. güvenilir bir partnerle yumurtlama dongusunu takip ederek korumasiz cinsel ilişkiyi tercih etmekten başka çare bırakmıyor tıp. reglden sonraki 3 gün reglden önceki 5-7 gün atış serbest! erkekler icin doğum kontrol hapı ciksa fitil olarak bile kullanırım.
  • kauçuktan oluşan bir cisim ile birebir cinsel ilişkiye girmektir herhalde, zira prezervatif ile sevişmeyiz, sevişirken prezervatif kullanabiliriz; seviştiğimiz genelde kişi olur; yurdum erkekleri anadolunun bağrında değişik partnerler de bulabiliyorlar gerçi ama normalde beklenen ilk söylediğimdir.
  • gaz maskesiyle gül koklamaktır.
hesabın var mı? giriş yap