• "king'in bütün kitapları aslında tek bir hikayedir" gerçeğidir bu adamın varlığı.
  • belkisi falan yok the stand'de kendine minion yapacagi adamlardan birini hapisten cikartirken kendini tanitmak icin "pleased to meet you i hope you guess my name" der (anlayana) (bkz: sympathy for the devil)
  • stephen king'in cogu romaninda boy gosteren karakter.
    kotu adamdir, belki de seytanin ta kendisidir ve yok olmaz, oldugunu sanirsiniz ama o her seferinde geri gelir...
    karakter karsimiza ilk olarak mahser'de(the stand) cikar, daha sonra ejderhanin gozleri'nde (the eyes of the dragon) ve karakule serisinde (the dark tower) gorulur.
    king'in romanlarinda kullandigi r.f. kisaltmalarinin ve ramsey forrest gibi r-f turevi isime sahip karakterlerin hepsiinin ayni kisi olduguna dair bir soylenti vardir.
    for more info http://www.malakoff.com/skrf.htm
  • stephen king romanlarinda yeryuzune inip kotuleri kendine taraftar olarak toplayan, kotulerin bile bazen kendisinden korktuklari, kimilerinin seytanin kendisi oldugunu sandiklari ve kitap sonlarinda olumunden hic bir zaman bahsedilmeyen karakterdir. kitaplarinda genelde esmer tenli, yakisikli oldugu tasvir edilir ve okuyucunun seytan olup olmadigini anlamayip kafa yemesi icin insanlastirilmistir
  • kizil kral'dan daha korkutucu oldugunu düsündügüm karakter, yakisikli olsa da kapkara gözleri ve garip gülümsemesi ve sesiyle tüyleri diken diken eden biri..

    roland deschain'den alabildigine nefret etmektedir, silahsörün her gittigi yerde mütemadiyen biraktigi bir tuzak bulunur.. kara kule'den vazgeçmesini iiçin yapmadigini birakmaz, baslarda kizil kral'in istekleri dogrultusunda hareket ettigi düsünülse de, aslinda kara kule o'nun da takintisi haline gelmekte gecikmemistir.

    yüzyillarca hayatta kalmayi basarmis bir "sey" olarak en zayif yönü de bu yillarin kendisinde biraktigi kibir olacaktir.
  • stephen kingin cok sevdigi kotu adam. bircok romaninda ya da hikayesinde bir sekilde kullanir bu herifi. super adamdir, bende acaip severim. turlu turlu numaralar yapar, cok saklabandir* kendileri.... ama o kadar yeteneklerine ragmen bir turlu insanlarin neler yapabilecegine onceden kestiremez ve her seferinde bozguna ugrar. bunca yillik seytanlik deneyimine ragmen hala insanlari taniyamamis olmasi ayri bir merak konusudur. ya beyinsizin tekidir ya da cok unutkandir.
  • stephen king'in bir romanını okurken ona insanların bakmaktan rahatsız oldukları, dokunmaktan kaçındıkları, pis pis ve rahatsız edici şekilde gülen, esmer düzgün yüzlü bir adam tasvir edilirse o adam bu adamdır işte
  • --- spoiler ---
    the stand isimli mini dizide jamey sheridan'ın canlandırdığı karakter. ayrıca stephen king'in favori karakterlerinden biri. kendisi kara kule(dark tower) serisinin son kitabı kule'de mordred isimli örümcek-çocuk tarafından öldürülmüştür. ayrıca bu adamın en nefret ettiği kişi roland deschain olmakla beraber roland tarafından değil onun ve kızıl kral'ın(crimson king) ortak(?) oğlu tarafından öldürülmesine sinirlenmişimdir. ben roland'ın öldürmesini beklerdim. ama stephen king bu güven olmuyor ki.
    --- spoiler ---
  • mahşer (the stand) kitabında kendisi şu şekilde betimlenmektedir:

    --- spoiler 23. bölüm ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    "esmer bir adam olan randall flagg dar yolun iki yanından gelen gece seslerini dinleyerek, onu idaho'dan nevada'ya götürecek olan 51. karayolu üzerinden güneye doğru yürüyordu."
    ...
    "aşınmış topukları asfalt üzerine vurarak hızla yürüyor, ufukta bir arabanın farları belirecek olursa yol kenarına, gece böceklerinin dünyasına doğru geriliyor... araba onu fark etmeden yanından geçip gidince tekrar yola dönüyordu. arabanın sürücüsü belki yanından geçerken soğuk hava cebinden geçmiş gibi aniden ürperiyor, karısıyla çocuğu ayna anda kötü bir rüya görmüşler gibi uykularında huzursuzca kıpırdanıyordu.
    51. karayolu üzerinden güneye yürüyor, sivri burunlu kovboy çizmelerinin yıpranmış topukları her adımda asfalta vuruyordu; zımbalı kot pantolon ve kot mont giyen, yaşı belirsiz, uzun boylu bir adamdı. cepleri her mevsime, her nedene uygun, elli değişik türde birbiriyle çelişen edebi risaleyle doluydu. bu adam birine broşür verirse içeriği ne olursa olsun alırdınız."
    ...
    "kot montunun her cep kapağında birer rozet vardı. sağ taraftakinde gülen bir sarı surat, soldakinde ise polis şapkalı bir domuz vardı. altına, kan damlaları süzülüyormuş havası verilmiş kırmızı harflerle 'domuzunuz nasıl' diye yazılmıştı."
    ...
    "gözleri, gecenin sunduğu olasılıklarla neredeyse çılgınca bakıyordu. sırtında yıpranmış, eski bir izci çantası asılıydı. yüzünde karanlık bir neşe vardı, aynısının kalbinde de bulunduğunu düşünenler yanılıyor olmazdı. nefret edilecek ölçüde mutlu bir adamın suratıydı. korkunç bir yakışıklılığa ve sıcaklığa sahip, mola yerlerinde lokantalarda çalışan yorgun garson kızların ellerindeki bardakları parçalamasına, küçük çocukların üç tekerlekli bisikletleriyle bahçe duvarına toslamasına ve elleriyle dizlerine batan kıymıklar yüzünden annelerine koşmasına yol açan bir surattı. barlarda, maçlardaki hakem kararları yüzünden çıkan kavgaların sonunun kanlı bitmesine sebep olacak bir yüzdü."
    ...
    "dağılmak için bir yer arayan pıhtı, bir iç organa batmak için fırsat kollayan sivri bir kemik parçası, yerleşip büyüyüp habis bir ur oluşturmak için kendine uygun bir yer arayan yalnız, deli bir kanserli hücre gibiydi."
    ...
    "yüzünde, annelerin irkilip çocuklarını kucaklayarak evlerine çekmelerine, hamile kadınların erken doğum sancıları çekmelerine yol açan korkunç bir sırıtış vardı. ve daha sonra, grubun geri kalan birkaç üyesi polis tarafından yakalandığında tek söyleyebildikleri yanlarında birinin daha olduğu, yaşı belli olmayan, kimilerinin yürüyen ahbap (walking dude) kimilerininse öcü (boogeyman) diye çağırdığı, önemli olabilecek birinin daha bulunduğuydu."

    --- spoiler ---
  • the stand'in sinema versiyonunda kendisini matthew mcconaughey oynayacak.
hesabın var mı? giriş yap