• roma imparatorluğu o kadar büyüyor ki, tek başına tüm ülkenin imparatoru olan diocletianus, kavimler göçü ve barbar akınlarının da etkisiyle, bu büyük ülkeyi tek başına yönetmekte zorlanıyor. ülkenin yönetimini kolaylaştırmak için, imparator kendi kararıyla ülkesini doğu ve batı olarak ikiye bölüyor (ms. 293), ve tetrarşi sistemi kuruluyor. batı roma'yı 1 augustus, ve yardımcısı 1 sezar, ve doğu roma'yı 1 augustus ve yardımcısı 1 sezar yönetmeye başlıyor. toplamda 4 tane yönetici oluyor, tetrarşi adı buradan geliyor. bir kuşak bu yönetim iyi gittikten sonra, bir sonraki kuşak bu 4 yönetici (ve daha sonra onların oğulları) birbirine giriyor. ve galip çıkan 1. konstantin (konstantinopolis, istanbul'un kurucusu) tüm rakiplerini yenerek tek imparator oluyor, başkenti roma'dan byzantion'a (sonraki konstantinopolis, sonraki istanbul) taşıyor. öldüğünde 3 oğlu miras yoluyla ülkeyi bölüyorlar, batı roma iki oğluna kalıyor, doğu roma bir oğluna kalıyor. böylece iki imparatorluk artık birleşmemecesine ayrılıyor. batı roma kavimler göçü ve barbar akınlarına dayanamayarak ms. 476 yılında yıkılıyor. doğu roma ise 4. haçlı seferinde, 1204 yılında latinler (batı roma'nın ardılları) tarafından ele geçiriliyor, konstantinopolis (istanbul) yağmalanıyor, 300 bin olan nüfusu 30 binlere kadar düşüyor. artık bir daha toparlanamıyor, bir imparatorluktan ziyade bir şehir devletine dönüşüyor. nihai olarak da fatih sultan mehmet tarafından 1453 yılında tamemen yıkılıyor.

    ancak bundan ziyade, bundan çook daha önce olan; 500 sene hüküm süren roma cumhuriyeti'nin nasıl roma imparatorluğu'na dönüştüğüne, bir komutanın savaş şartlarında kendine verilen üstün yetkileri kötüye kullanarak (olağanüstü hal) cumhuriyeti feshedip, imparatorluğunu nasıl ilan ettiğini ve dikta rejimini nasıl kurduğunu bilmek gerekir. bu daha ilgi çekicidir. belki günümüz türkiye'sine de ışık tutar. belki tarihten ders çıkarırız.
    tarih ders almak içindir. zira fransa bundan ders alamamış, napolyon aynı buna benzer şekilde cumhuriyeti feshederek imparatorluğunu ilan etmiştir yaklaşık 1800 yıl sonra. ancak onların farkı imparatorluğu da yıkıp, yerine yeniden cumhuriyet ilan edebilmişlerdir.
  • roma imparatorluğu'nun çöküş nedenleri'ni elden geldiğince ıslah etmek, mümkünse ortadan kaldırmaktır.

    diocletian, geleneksel meşrutiyet* ile yönetilen roma imparatorluğu'nu önce mutlakıyet'e*, ardından da tetrarşi'ye geçirerek bunu sağlamak istemiştir.

    bunun için, yukarıdaki linklerde etraflıca tasvir edilen bir dizi öncül ıslahat yapmış ve hem pagan hem de son nefesine kadar gelenekçi latinlerden ve onların roma'sından kayda değer bir tepki almayınca; başta kendisi için tesis ettiği ve 9 yıl boyunca da şahsen yönettiği mutlakıyeti, biri kendisi olmak üzere toplam dört tetrark'a tahsis etmiştir. bu tahsisattaki amacı, ister askeri ister ekonomik ister kültürel tekel şekilde yönetilmek için çok geniş olan imparatorluk topraklarının; hem birbirinden farklı hem de mahallerine özgü kültürel, ekonomik ve askeri koşullarına uygun şekilde yönetilmesini sağlamaktı. aradığı şartlar ise "kurulu düzenin sürekliliği" ve "sürekliliği sürdürecek kadar imparatorluğa sadık yöneticiler" olmuştur.

    tetrarşi'yle "tek başına mutlak hakimiyet" usülünü bir nevi lağveden diocletian, sınırları oldukça genişlemiş ve tek başlılıkla yönetilmesi zorlaşmış imparatorluğu temel olarak batı* ve doğu* olarak iki kısma bölmüş; iki kısımda da birbiriyle eş birer hükümdar* bulunmasını, bu hükümdarların kendilerine ayrı birer payitaht ve (muhtemel bir durumda tahtı devralmaları için) resmi birer halef* seçmelerini sağlamış idi. hükümranlar olası bir iç savaşı engellemek için birbirleriyle evlilik yoluyla hısımlıklar da oluşturmuşlardı.

    yine de bu düzenin temelleri, tetrark'ların birbirleriyle iyi anlaşması gibi pamuk ipliğine bağlı bir gerekliliğin üzerinde yükseliyordu ve yeni bir kriz ihtimali her zaman mevcuttu.nitekim diocletian'ın emekliye ayrılmasından hemen sonra, tetrarklar birbirlerine girdiler ve imparatorluğu yeni bir iç savaşa sürüklediler.

    iç savaş sonrasında latin batı'nın* ve senatus romanus'un daimi hükmetme hırslarından, bağnaz gelenekçiliklerinden ve gelenekçiliklerinin maddeleştiği pagan yobazlıklarından bıkan 1. constantinus; imparatorluk'un tam anlamıyla diocletian'ın tetrarşisine hazır ve hevesli olmadığını görmüştü. yüzünü, artık iyiden iyiye çürümeye başladığının ayan beyan belli olmaya başladığı latin batı'dan çevirerek; bir zamanlar roma'ya bile can suyu vermiş olan doğulu grek kültürüne çevirdi. son tetrark olan licinius'u da önce hadrianapolis'te mağlup sonra da byzantium'da imha ettikten sonra, licinius'un son nefesini verdiği şehir olan byzantium kendisini ilk görüşünde kendisine aşık etti. aklındaki grekokratia fikrini bu şehirde hayata geçirebileceğini düşünen imparator, hazırlanmasına bizzat eşlik ve denetçilik ettiği planlarla byzantium'un ıslah edilmesini istedi ve şehir 324'ten 330'a kadar bizzat kendisinin planları doğrultusunda "roma imparatorluğu'nun doğu'daki yeni payitahtı" olarak hazırlandı.

    11 mayıs 330'da yenilenmiş şehrin açılışını hipodrom'da yapan imparator; açılıştan sonra sancta sophia* bazilikasında "payitahtlardan gayrı her şeyi ortak" olan roma imparatorluğu'na, doğu âmiriyeti'nin* payitahtı olarak bu şehri seçtiğini, yeni payitahta grekçe nea roma konstantinopolitana adını verdiğini ve ömrünün kalan günleri boyunca roma imparatorluğu'na buradan hükmedeceğini ilan etti. böylece kendisinin hem halkla kucaklaşmış*, hem grekokratia'yı hayata geçirmiş* hem de imparatorluğu ayakta tutmak için "birleştirici güç" olarak seçtiği hıristiyanlık'a iman edecek* yeni bir devlet* de kurmuştu.

    alakalı olarak bkz: constantinopolis/@braga ve romania/@braga
  • asıl sebep(amaç?) gotların şerefsizliğidir. ama işte böyle komşuna fitne fesat edersen seni de bölerler.
    (bkz: ostrogotlar)
    (bkz: vizigotlar)
  • (bkz: what the fuck)
hesabın var mı? giriş yap