• m.ö 27 itibariyle neredeyse 500 yıl sürmüş roma cumhuriyeti sonlanır ve roma imparatorluğu dönemi başlar. augustus açıkça bir imparatorluk ve monarşi makamı yarattı. lakin bunu cumhuriyet devam ediyor illüzyonuyla yaptı. bu sayede krallaştığı düşünülen sezar'ın başına gelen olaylar ve roma'da cumhuriyet ölüyor mü kaygısıyla bir karışıklık kaos yaşanmadı. roma halkı augustus'u cumhuriyeti yöneten aşırı güçlü bir lider olarak gördü, bunun kaynakları da var. augustus iyi bir yönetici olsa da, onun ardından bu sistem çok kez arıza veriyor. caligula, nero'nun ölümü, commodus'un saçmalıkları, imparator adaylarının birbirine girmesi, imparator ile senato arası gerilimler derken roma hiçbir zaman 500 yıllık cumhuriyet deneyimine tekrar dönmüyor. tam aksi olarak, augustus tarafından gücü büyük ölçüde düşürülen roma meclisinin daha da silikleştiği dominate dönemi başlıyor.

    başlıktaki soruya tek bir cevap verilebiliyor, o da romalılar aslında cumhuriyet sistemini bıraktıklarını dominate dönemine kadar düşünmediler. ya da hiçbir zaman o cumhuriyet şimdikinden farklı olarak halkın yararına değildi.
  • güzel bir başlık, güzel bir soru. açıkçası başlığı gördüğüm andan beri aklımı kurcalayan bir konu oldu. bununla ilgili okumalar yaptım ama kesin bir sonuca varamadım. yine de iyi kötü birşeyler karalamak istedim.

    roma'da cumhuriyet kısmen sezar'ın eylemleriyle, fiili olarakta augustus zamanında son buldu. burada ilginç olan senatörlerin sezar'a ilk önce diktatör ( önce altı ay sonra ömür boyu) yetkileri vermesi daha sonra da bir suikast sonucu öldürmeleri. yine ilginç olan cumhuriyeti kurtarmak için sezar'ı öldürmeleri, ama bırakın cumhuriyeti kurtarmayı, bu eylem cumhuriyet'in yıkılışını daha da hızlandırdı. sonrası malum, augustus senatonun gücünü kırıyor ve bir imparatorluk inşa ediyor. peki tekrardan cumhuriyet kurulamaz mıydı?

    1) "kandan korkmuş olabilirler"

    augustus'tan başlayarak son imparatora kadar hiç bir imparatorun cumhuriyeti tekrardan geri getirmek istediğini sanmıyorum. hiçbirinin öyle bir misyonu yoktu. eğer cumhuriyetçiler ayaklanma çıkarsalardı, öleceklerini biliyorlardı. çünkü böyle bir eylem muhtemelen kanla bastırılacaktı. iç savaş çıkması olasıydı. yani senato imparatorluk karşısında zayıftı.

    2) "en iyi sistem imparatorluk!"

    nihayetinde roma geniş sınırlara sahip bir devlet/imparatorluktu. belki de romalılar, geniş sınırlara sahip bir teşkilatın imparatorluk ile yönetilmesini daha uygun bulmuş olabilirler.

    bir çok imparatorun askerler tarafından indirildiğini biliyoruz. yani, günümüz jargonuyla darbe ile. peki askerler bir imparator'u devirdiğinde cumhuriyet'i ilan edemezler miydi? bu onların yararına mı olurdu yoksa zararına mı? bu her iki soruya da kötümser bir cevap vereceğim. roma'da askerler her zaman siyasi düzene saygı duymuşlardı ve sadık kalmışlardı.
    peki, imparatorluk içerisinde bazen iki kişinin aynı anda imparatorluğu yönettiği dönemler de olmuştu. bu, cumhuriyet dönemi ile karşılaştırınca bir benzerlik gösteriyor. cumhuriyet döneminde de iki konsil cumhuriyeti yönetiyordu. tabi tek bir farkla: cumhuriyet döneminde senato daha güçlüydü.

    gerçekten de senato imparatorluğu bir cumhuriyet olarak mı görüyordu? sanmıyorum. ben yine de iki durum üzerinde duruyorum:
    1) senatörler imparatoluk içinde karışıklık çıkmasından ve tabiiki de öldürülmelerinden korkmuş olabilirler.
    2) o dönem imparatorluk rejiminin daha iyi olduğunu düşünmüş olabilirler.

    ekleme: evet, senato krallık döneminde bir darbe/devrim yaparak cumhuriyet yönetimi kurdu ancak roma'nın krallık dönemiyle imparatorluk dönemi arasında dağlar kadar fark var. krallık döneminde askerler profesyonel bile değildi ve yönetimde etkileri yoktu bile. yine hatırlatmak isterim ki senato o zamanlar daha güçlüydü. ayrıca augustus cumhuriyet yanlılarını savaşta mağlup etti, bu cumhuriyet savunucuları için bir yıkımdı. augustus tarafından acı bir şekilde mağlup olmakla tecrübe edilen cumhuriyetçiler için bu yenilgi, belki de kulaklarında küpe olmuş olabilir.

    normalde tartışma forumlarını pek sevmiyorum. bu tip konuların daha ansiklopedik ve makale çalışmaları/okumaları ile öğrenilmesi taraftarıyım. ne yazık ki bu konuyla alakalı "bilimsel" bir şey bulamadım. ancak bu tartışma ile ilgili bir forum sitesi buldum.

    eğer göz gezdirmek isterseniz:
    https://www.quora.com/…-the-autocratic-roman-empire
  • din direkt bir sebep olmasa da geri cumhuriyete dönmesine engel olan etkenlerden birisiydi bence. dinler özellikle semavi dinler tek adam rejimlerine çok güzel zemin hazırlar. hazırladı da önce roma oradan bütün avrupa'ya orta çağı yaşattı hristiyanlık.

    ek olarak roma'daki cumhuriyeti günümüzdeki anlamı ile düşünmek de bence yanlış. roma'da senatörlük her sınıfın ulaşabildiği bir makam değildi. toplumun üst sınıflarından olmayanların senatör olduğu birkaç istisna hariç pek görülen bir durum değildi.
  • "çünkü, çok dilli, çok kültürlü, çok etnisiteli, dinsel olarak çeşitli ve bölünmüş bir mega devlet, ancak giderek artan, istilacı bir bürokrasiye hükmeden, emperyal bir despotizm ile yönetilebilir.

    ayrıca, bir avuç romalı aristokrat dışında hiç kimse, roma'nın en zengin 1.800 ailesinin, senatoya dönmesini istemiyordu. anakronistik olarak "cumhuriyet" diye tanımladığımız şey, bir mafya devletiydi ve senato onların akıl hocalarından oluşuyordu. bu akıl hocaları, bu mafya düzeninin başındaki kişilerin refahını sağlamak için, halka maliyeti ne olursa olsun, gereken her şeyi gerçekleştirmek için yarış içerisindeydi.

    augustus reformları başladıktan sonra, kimse principatus'u ortadan kaldırmak istemedi. gelenekselciler ve bizim anakronik bir şekilde "cumhuriyetçiler" olarak adlandırdığımız kişiler, principatus'u korumak, ancak, hükümdarın hanedan usulü aile içinde ya da ordu tarafından belirlenmesi yerine senato tarafından seçilmesini istediler.

    son olarak, principatus ve dominatus döneminde, romalıların, roma'yı bir cumhuriyet olarak görmekten vazgeçmediklerini de aklımızda bulundurmamız gerekir. aynı şekilde, anakronik olarak cumhuriyet dediğimiz dönemdeki romalılar da, roma'nın bir imparatorluk olmadığını düşünmediler. lucius tarquinius superbus sonrası tüm tarihinde roma, hem cumhuriyet hem de imparatorluktu."

    kaynak: r. graid dunbar/quora
  • beim şahsi fikrim güç odağının el değiştirmesidir. cumhuriyet döneminde güç senato elinde olmakla beraber ordu eyalet valileri aracılığıyla çok iyi dengelenmiş durumdaydı. bilirsiniz, hiçbir komutan lejyonlarını rubicon nehrinden geçiremezdi.

    imparatorluk döneminde ise ordu direkt imparatora bağlıydı, bu da yönetimde etkili kişilerin senatodan ziyade komutanlarda olmasına yol açtı. her ne kadar agustus iyi bir imparator olsa da arkasından gelen tiberius, caligula, neron gibi imparatorlar basiretsizlikleri nedeniyle komutanların daha da güçlenmesine sebep oldu. zaten caligula ve neronun darbe ile indirilmesi de bunu destekler nitelikte.

    bu yüzden imparatorluk sisteminin sürmesi en çok komutanlara yaradı ve bu sistemi devam ettirdiler. örneğin caligula öldürüldüğünde varisi de olmadığı için cumhuriyet sesleri yükselirken, kuzeni kekeme claudius bir perde arkasında saklanırken askerler tarafından bulunur ve apar topar imparator ilan edilir. ya da imparator vespasianus'un dört generalin savaşından galip çıkıp imparator olması da diğer bir örnek olabilir.

    zaten sonraki dönemlerde yeri gelir bir senede altı imparator değişir.

    işbu girdi akademik bir kaynağa dayanmamakta olup, tamamen şahsi fikrimdir.

    edit: bu arada augustus'tan hemen sonra gelen tiberius hem cumhuriyet yanlısı senato üyelerinden kurtulmak, hem de mallarına çöküp kasasını doldurmak için çok sayıda soyluyu ihanet ile suçlatıp öldürtmüştür. bu da cumhuriyet yanlılarının zayıflamasına sebep olmuş olabilir.
  • çünkü cumhuriyet yalnızca patricii ve equites gibi seçkin toplumsal sınıfların güdümünde, toplumsal tabanın taleplerinin ve sorunlarının "ikincil öncelik" olarak ele almasından ibaret. cumhuriyet dönemindeki siyasi karmaşaların temelinde tipik alt sınıf-üst sınıf çatışması yatıyor. patricii sınıfının 12 levha yasaları gibi pleb sınıfının siyasal haklar edinmesine onay verse de (daha doğrusu buna mecbur kalmıştır), gracchus kardeşler örneğinde olduğu gibi ciddi reform girişimleri sonu toplumsal karmaşa, iç savaş ve toplumsal önderlerin ortadan kaldırılması benzeri döngüye kapılıp gitmekteydi. caesar bu döngüyü kırmaya çok yaklaşmış bir politikacı olsa da (ki kendisi de benzer bir çatışma olan marius-sulla çatışmasından güç bela kellesini kurtarmış bir adamdır) çabalarının nihayetini halefi augustus getirmeye muvaffak olmuştur diyebiliriz. augustus'un reformları caesar'ın yaptıklarını tamamlamak şeklinde ifade etmiş olsak da nihayetinde yaptığı şey cumhuriyetin aşırı hantal bürokrasisini delmek adına pek çok makamın fiili gücünü ele almaktan ibarettir. ancak kendisi yetkileri eline alırken yetkilere karşılık gelen makamları lağvetmemiş ve cumhuriyet sanrısı roma'da bir müddet daha devam etmiştir. cumhuriyet sanrısı sürüp giderken roma içerisinde imparator, patricii sınıfının gücüyle oynamaya muvaffak olabilen, halkın sorunlarına doğrudan çözmeye yetkili, lejyonların zafere taşımakla yükümlü bir yarı-ilahi konumdaydı. claudius, nero, caligula gibi ciddi problemli insanların imparator olması ve dört imparator yılı gibi vakalar ordu-senato çekişmesi olarak algılandığından ve toplum tabanına dek sirayet etmediğinden cumhuriyetin restorasyonu gündeme gelmemiştir. roma için herşeyin değiştiği ve sistemin tam anlamıyla sürdürülemez hale gelmesi severus alexander'in ölümü ile başlayan üçüncü yüzyıl krizi ile tarihlenir. roma'nın üçüncü yüzyıl krizine nasıl sürüklendiğini açıklamayacağım zira evvelden bu yapıldı (bkz: batı roma imparatorluğu'nun çöküş nedenleri)
  • ekşi şeyler'e giren, quora soru forumundan çevrilen yazıya katılmıyorum. çoğu tarihçinin cumhuriyet dediği augustus öncesi döneme cumhuriyet denmesine anakronistik deyip yanlış buluyor. lakin cumhuriyet dönemine mafya sistemi diyerek aslında "anakronistik" hatanın zirvesini kendisi yapıyor. net çelişkidir bu. günümüze kadar gelmiş roma hukukunu yaratan adamlara mafya denir mi lan?

    roma döneminde uzmanlaşmış birçok tarihçinin yazısını okudum inceledim uzun zaman. roma cumhuriyetine mafya diyen ilk bunu gördüm. roma cumhuriyeti neye göre mafya devletiymiş. senato kumarhane mi açıp mı işletiyormuş, ya da galya'ya kadar uyuşturucu trafiğini mi kontrol ediyormuş senatörler. mafyaysa da hangi mafyaya benziyor, sicilya mafyası gibi aile teması üzerinden mi gelişiyor romalı soylular, ya da amerikan mafyası gibi gerekirse roma hukukuna karşı yasadışı olarak halka zorbalık şiddet mi yapıyorlar.

    quora'da verilen cevaplarda, bu cevaba kıyasla daha çok olumlu oy almış diğer yorumlardan birini çevirip koysaydınız daha iyiydi. açılan bu başlığın konusu hakkında daha boş bir zamanımda uzunca bir entry yazmayı düşünüyorum. ayrıca tarihi forum sitelerinden öğrenmeyin.
  • bunun asıl nedeni, jül sezar'ın senatoda öldürülmesidir. imparatorluklar ve diktatörlükler güçle, cumhuriyetler ise güven ile yürütülürler. jül sezar'ın korumasız bir şekilde gittiği senatoda öldürülmesi, ardıllarına güç kullanmaları için sebep verdi. bu güçle senato yozlaştırılınca da imparatorluk güvence altına alındı. senato bir kez kanla kirlenirse, onu temizlemek çok olur. cumhuriyeti korumak için hayatlarını adayanların, onu yok edecek süreci başlatmaları, en büyük ironilerden birisidir.
hesabın var mı? giriş yap