aynı isimde "şahsiyet" başlığı da var
2132 entry daha
  • kalite çıtasını yükselten bir türk dizisi. senaryosu, oyunculukları, çekimleri gayet başarılı. diyaloglara çalışılmış, karakterler yere sağlam basıyor, senaryo olası yabancı seyirciyi kültür şokuna uğratmayacak biçimde kurgulanmış ki zaten 3-4 dilde altyazısı da var. sıkılmadan bitirebildiğim tek türk dizisi diyebilirim. izleyin, cidden.

    --- spoiler ---

    öncelikle karakterlerden bahsedecek olursam, dizide irrite olduğum tek karakter şebnem bozoklunun canlandırdığı zuhal karakteri. iticilikte skyler white'la yarışır bu karı. hikayesine uydurulmuş tamam ama gıcık.

    dizide sanki onlarda olsun diye konulan ergenler, mahle de gördüğümüz tırreklerden değil belki ama kadıköye veya sosyal medyaya bakılırsa geriden gelen yeni jenerasyonu tasvir etmesi açısından, en azından üzerine kafa yorulması gereken bir karakter grubu.

    cinsiyetçi, mutsuz, asabi polisler... her ne kadar ilk bölümlerde "bu ne klişedir yarabbi" desem de, başkomiser tolganın final bölümünde yaptığı veda konuşması, sefa ve firuz'un meslekten kaynaklanan ailevi problemleri sürekli burnundan soluyan bu tipleri makul karşılamamı sağlayabildi. bunun dışında firuz'un finaldeki rolününün bayağılığını sanki alelacele diziyi bitirmek istiyorlarmış gibi değerlendirmemek elde değil.

    agah beyoğlu... abi isim özel (agah uyanık demek, yani her şeyin farkında olan), karakter mükemmel, oyuncu şahane... ben kimim mk...

    nevra... ah nevra ahh. bu ne biçim polis, olmamış bu derken taşlar yerine oturunca hazırola geçirttin. tamam iyisin, hoşsun da ne buldun bu uyuz, sırtı sivilceli ateş’te. ayrıca taciz mağduru bir kadının böyle bir senaryoyla zoru görüp kendini ateş’in kollarına atması çok acımasız çoook… üzdünüz, neyse… cansu dere’nin o meşhur soğuk, yabani yüz ifadesi ancak böyle bir karakterle uyumlu olabilirdi. aşk kadını değilim, benim psikolojik sorunlarım var diye fısıldıyordu.* resmen kadına özel karakter oluşturmuşlar. beğenmeyenler de çükümü yesin. bir de bu kadın o evi nasıl aldı. çok para değil midir. ne yalan söyleyim ben her gördüğümde aklıma bu geldi. lanet olası fakirlik…

    bunlar haricinde bazı karakterleri daha çok görmek isterdim. mesela ilk öfke patlaması geçirdiğinde beraber meyhaneye gittiği eleman, mümtaz… mümtazla iki rakı masası muhabbeti etselerdi fena olmazdı. bir de vural ve cemil’ e acılı bir ölüm ısmarlasınlar isterdim. gariban nazif abla bile can çekişe çekişe öldü bu piçler tek atışla gitti.

    dizinin jeneriği, müzikler, mavi-kırmızı tonları falan kimin elinden çıkmışsa aferim ona. işini iyi yapan bir arkadaş belli ki. sıkılmadan 1 dk jenerik izletmek/dinletmek her babayiğidin harcı değil.

    diziyle ilgili en çok eleştirilen husus, sonuca bağlanmayan ucu açık noktalar. buna katılmıyorum çünkü öncelikle bu tarz diziler fazla uzatılmaz. ayrıca tutarsızlık olmadığı sürece ucu açık olaylar seyircinin hayal gücüne bırakılır. bazı hususlarda hak vermemek elde değil ama bunları da olumsuz anlamda eleştirecek pek kulp bulunamamasına bağlıyorum.

    samanlıkta zincirle esir tutulan kızın akıbetinin bilinmemesi, yine örneğin yüksek devlet kademesinden olayı örtbas etmek isteyenlerin kim olduğunun gölgede kalması hususu falan eleştirilebilir belki ama bana kalırsa günlük hayatta sıklıkla karşılaştığımız bu tür durumlara işaret ederek (gönderme vaaar) hikayeye seyirciyi de figüran etmesi yönüyle isabetli bir seçim olarak görüyorum.

    --- spoiler ---

    ya o bu değil de ilk kez, akşamdan akşama bölümlerini izlediğim bir türk dizisi günaşırı aklıma düşüp sigara yaktırıyor.

    ah onur bey ah… sen ne yaptın
2443 entry daha
hesabın var mı? giriş yap