• an itibariyle benim de yapmak üzere olduğum şeydir.

    ekşi sözlükte var olan, "insan budur", "aşk şudur", "ilişki o dur", "erkek bunlardır", "kadın şunlardır", "hayat pistir" temalı bütün entrylerin içinde olduğu kümedir.

    yıllardır okuyorum bu sözlüğü, yıllardır insanların hayata nasıl baktıklarını gözlemleyip duruyorum.

    sadece burdan bile anlaşılabilir ki, bu konularda mutlak doğru yoktur. ekşi sözlükte ki mutlak doğrular sadece ilim ve bilim entryleridir. ki bilim ve teknik okuyanlar bilir, o dünyada bile "iki kere iki eşittir dört müdür" tartışılmıştır.

    ben bu sözlüğü seviyorum, bu yüzden önüme gelen entrye yazmıyorum, okuyorum ve yazılabilecek çoğu şeyin yazılmış olduğunu görüyorum, altında tilbe imzası taşısın, bakın ben de bunu biliyorum deme kaygım olmadığı hiçbir başlığa da entry girmiyorum. ve sevdiğim sözlüğün, kendi dünyasına kilitlenmiş, yığınlarca "ben bu hayatın kitabını yazdım hocam" entrysi ile "varım" diyen kısmına karşı bir sinir, bir hışım taşıyorum içimde.

    çünkü, belli bir arayış ile yazılmış yığınlarca "hayat bana bunu yaptı haberiniz olsun" ile var olmaya çalışan, terapist masrafından kısıp, draması ile hayran edinen kitleden kelimenin tam manasıyla iğreniyorum.

    acının ne olduğunu öğretmeye çalışırca yazılmış her entry midemi bulandırıyor.

    sen yazamıyorsun diye kıskanıyorsun, ben samimiyim diyecek olanlara şimdiden uyarımı yapayım, kalbinizi kırarım. acı insanı olgunlaştırır ve bu bir sorumluluktur. sizler, daha önce mutlu iken, sevgilinizle ya da ailenizle ve ya arkadaslarınızla keyfiniz yerinde iken sözlükte bir entryiniz var mı idi? şimdi ne bu gerçek dayatması diğerlerine?

    ben, sorumluluk sahibi bir insanım dünyaya karşı ve ekşi sözlüğün milyonlarca insan tarafından takip edildiğini biliyorum. 14 yaşında bir çocuğun sözlük okuyarak postmodern hayata bodoslama dalmasını, yalnızlıktan başka bir gerçek olmadığı gibi bir fikir edinmesini istemiyorum her ne kadar bu bahsettiğim yazarlar başka gerçek tanımasalarda...

    kusmayın sözlüğüme.

    gidin, bir konuya adayın kendinizi... dünyaya bir faydanız olsun, dünya kötü olmasın da iyi olsun.

    yazdıklarınıza o kadar güveniyorsanız da, buyrun oturun blog yazın orda keşfedilin. burda kimsenin umutlarına saldırmaya hakkınız yok.
  • hayatı laylaylom olanların anlayamayacağı eylemdir şüphesiz.. 14 yaşındaki bir çocuk o yaşta sözlükle hayata dalıyorsa zaten sorunlu olacaktır.. çıksın dışarda arkadaşlarıyla top oynasındır.. gitsin haydar dümen'den ergenliğe giriş dersi alsındır.. hayatı sözlükten okuyarak değil bizim gibi yaşayarak öğrensindir.. yazarların buradaki görevi gençliğe geçişte olan çocuklara hayat dersi vermek değildir.. bu yüzden isteyen istediğini yazar..
  • hayatı daha once laylaylom iken, kendinden başka hiçbirşeyi umursamayan, "ben oldum" diyerek kendini dünya zanneden, ekseni etrafında dönen ve hiçbirşeyin farkında olmayan zavallıların uyanması gereken rüyadır.
  • algısı zayıf bir halka izahat vermektir.

    öyle bir kendi ekseni etrafında dönmektir ki, 14 yaşındaki çocuktan sözlüğe girmeme, sokakta oynama bilincini beklemektir.

    örnek veriyorum;

    kardeşim 14 yaşında, sözlüğü seviyor zira burada takip ettiği birçok eğlenceli yazılar yazan insan var, müzikle ilgili araştırmalarında da bilgi kaynağı olarak kullanıyor.
    ancak, sol frame de gördüğü başlıklara tıklamasını engelleyecek hiçbir mekanızma yok, ve bu sol framede görülen başlıklar kelimenin tam manasıyla abi ve ablalarının elinde.

    gerçek hoşunuza gitmiyor tabi... ancak cok önemli bir gerçekten söz ediyorum.

    çok kesin ve net birşeyden bahsediyorum;
    gidip, grup terapilerine başvurun kendiniz gibi arayışlarınız için, nereye ne kustuğunuzu bilecek kadar açın en azından gözlerinizi.
  • insanın kendisiyle çelişmesidir.
hesabın var mı? giriş yap