• galatasarayim amerikali kondusyoneridir kendisi. bugunku super kupa macinda bir kez daha gorduk ki bu adam bu isten anliyor. yer erzurum rakim yuksek, agustos ayinin ortasi, mac boyunca onde baski yapan galatasaray 10 kisi kaliyor, buns ragmen macin sonlatina dogru takimin fizik kalitesi hala rakipten daha yuksek kaliyor.
    gercekten cok buyuk katkisi var galatasaray'a.
  • galatasaray taraftarının yeterince takdir etmediğini düşündüğüm kondisyoner.gerek euro 2008'deki milli takım gerekse galatasaray'da büyük işler yaptı,yapıyor ve yapacak.

    scott piri sayesinde galatasaray yaşlı oyunculardan maksimum verim alabiliyor hatta cris transferinde de bence terim'in kendisine olan güveninin etkisi var.

    ama asıl şans genç oyuncular için.piri öncesi çelimsizliği ile cafercan'ın kariyerine göz kırpan emre çolak ortalama futbolcu fiziğine yaklaştı,muhtemelen bir yıl sonra ortalamanın da üzerine çıkacak.semih kaya yaşına göre ağır sayılabilecek bir oyuncu idi,piri sonrası kanatta dahi oynayabilecek hıza ulaştı.paf takımı oyuncularının da belli bir yaşa geldiğinde ortalamanın üzerinde hız ve kondisyona sahip olması da büyük olasılık.

    diğer klüplere tavsiyem emekli futbolculara ya da ikinci sınıf afrikalı oyunculara para saçmaktansa bu tip yaratıcı futbol adamlarına şans tanımaları.
  • bütün yaz tatil yapan meloyu çok kısa sürede oynayacak seviyeye getirdiğini gördük kasımpaşa maçında (sonradan girse de gayet çevik bir melo vardı). beşiktaş maçında da ilk 11'de sahada görebiliriz melo'yu. takımın geçen sezon elde ettiği şampiyonlukta payı çok yüksektir, bu sezonki olası başarılarda da şüphesiz payı olacaktır.

    rijkaard zamanında 14 oyuncunun aynı anda sakatlık sebebiyle takımda yer alamadığını hatırlıyorum da (arda'nın, keita'nın forvet oynadığı, mehmet topal ve hakan balta'nın yan yana libero oynadığı zamanlar...) iyi ki varsın demek istiyorum kendisine. geçen sezon elmander'in sakatlığı dışında bizi sıkıntıya sokacak bir sakatlık hiç yaşamadık.

    edit: "maşaallah de" diye uyardılar :). tahtaya vuruyoruz, aman nazar değmesin :)
  • kondisyon gurusu. futbolcuları nasıl çalıştırıyorsa aynısından talep ediyorum. bu adam benim gibi bir adamı alsın, 2-3 ay kampa soksun biscolata erkeği gibi çıkarım, net. yanlış bilmiyorsam bir dönem ersun yanal akademisyenleri toplayıp bir ekip oluşturmuştu ve takımları başarıdan başarıya koşmuştu. demek ki neymiş, duygu, yürek kadar bilim de önemliymiş futbolda. tez fark etmesi dileğiyle bütün kulüplerimizin.
  • rıdvan dilmen'in beğenmediği kondisyoner. yaptığı iş önemli değilmiş, herkes yaparmış, üstelik galatasaray haftada bir maç yaptığı için çok da yorulmuyormuş zaten.
  • a milli takimimizin euro 2008 de ilk dorde kalmasinin gizli kahramani.
  • antrenmanda sabri sarioğlu tarafindan yanlişlikla sakatlanmazsa bu sene hiç bir futbolcumuzun ciddi bir sakatlik süreci yaşayacağini sanmiyorum..
  • fatih terim'i son donemlerde en çok elestiren ve gitmesi gerektigini dusunenlerden (sezon ortasinda degil ama) biri olarak bazen elestiri dozunun kaçtigini dusunuyorum.

    scott piri'nin geçmis kariyeri pek umrumda olmamakla birlikte, sorunun sadece kendisinden kaynaklanmadigini anlamak için galatasaray'in geçmis terim donemlerine ve piri'nin gorevde oldugu donemlere de bakmak lazim. piri ilk olarak galatasaray'a geldiginde takim ligde fizik olarak herkesi eziyordu, ustelik gorece yasli oyuncularin oldugu bir kadroyla kadikoy'de emre'ye biz bittik falan dedirtiyordu.

    2008'de milli takimin kondisyon antrenorlugunu yaptiginda ayni takim almanya gibi bir fizik canavarina son dakikalarda gol atiyordu, maçlarin çogunu biraz sansiyla da olsa (ozellikle hirvatistan maçindaki gol) son dakikalarda çeviriyordu.

    hatta daha da geri gidersek, amerikan ekolune ilk kapak atmasi terim'in ta 1998 yilina dayaniyor. ilk doneminin ikinci sezonunda takim amerika'da kamp yapmis, tsyd kupasinda iki ezeli rakibine tam 10 gol atmis, gazeteler donemin unlu filminin de etkisiyle galatasaray'i mansetlere "amerikali çok fiyakali" diye tasimistir.

    velhasili kelam terim'in son donemindeki kondisyon eksikligi salt yuklemeyle açiklanacak bir sey degil, ozellikle pas oyunu diye sunulan statik oyunun sebebi zaten takimin çok kotu top kapma kabiliyeti olmasindan dolayi bilerek topa sahip olma (daha az kaybetme) ve garanti oynama istegine bagli, bir diger etken de yuklenen kondisyonun maç içinde kotu harcanmasi diye dusunuyorum. ya da oynanan oyuna uygun yukleme dengesi kurulamamistir ki bunda kismen scott piri'nin de sorumlulugu vardir ama bu kendisinin kotu oldugu anlamina gelmiyor. nasil ki teknik direktor, futbol felsefesi ve oyuncu grubu arasinda bir uyum gerekiyorsa, bu oyun tarzina uygun yukleme yapacak biri de lazim, scott piri buna pek uymadi denebilir en fazla.
  • galatasaray futbol takımının son iki senedir yaşadığı şampiyonluklarda payı unutulmaması gereken abd'li performans uzmanı. galatasaray bu yıl oynanan maçlarda hiçbir rakibinden fizik/kondüsyon olarak geride kaldığını görmedim (10 kişi kaldığında bile). ayrıca drogba ve sneijder gibi aylardır maç oynamamış futbolcuların bile çabuk forma girmesinde etkisi büyüktür. ve bonus olarak da galatasaray antrenman sakatlıklarından 2 yıldır neredeyse hiç çekmemektedir.

    eline, koluna, emeğine sağlık pirimizin...
  • galatasaray'ın şampiyon olduğu sezonların hepsinin ortak özelliği, sezon öncesi kamplarının, futbolcuların geberdiği kamplar olmasıdır.

    piri bir kenara, prandelli'nin sezon öncesi kampı inanılmaz yoğun geçmiş, hamzaoğlu bile takımla çalıştıktan sonraki ilk toplantısında "kondüsyon olarak çok iyi durumdayız. önceki ekibe teşekkür ederiz" demişti.

    tudor da galatasaray'ın başında kamp yaptığı dönemde aynı şekilde inanılmaz bir tempo yaptırmış, oyun olarak kendisi geriye gitse de terim gelip o takımı şampiyon yapmıştı.

    oyuncuların pestili çıktıktan sonra hiç problem yok. iyi başlayınca gerisi geliyor zaten.
hesabın var mı? giriş yap