• her lisanda ayrı, her kültürde farklıdır.

    hindular sağ ellerini, dışı muhataplarına, ayası kendilerine dönük olacak şekilde hafifçe yüzlerine yaklaştırırken uzakdoğulu her iki elini birleştirip öne doğru eğiliyor. batıda reverans varmış eskilerde, bizde temenna...tokalaşmak, sarılmak, el öpmek hâlâ geçerli...tazim için her nabza göre şerbet var, isteyene...söze bile gerek yok çoğu zaman, vücut dili yeterli.

    fakat yine de en güzeli, özlediğinin gözlerinin içine bakmak, taa içine...kuyunun sâdasını duyarmışcasına, kendi sâdanı onun kulağına fısıldarmışcasına...lisandan, hâlden, arzdan, beyandan azade "seni diledim geldin, beni diledin geldim" dercesine...

    ama insan her zaman gözünün gördüğünü özlemez. ya da her özlediği gözünün gördüğü değildir. işte belki o vakit, selamlaşırken, sağ el sol göğsün üstünde olabilir. pıt pıt atan kalbe "sakin ol, sakin ol, sakin ol" demek için...
  • medeni bir davranistir. ücretsizdir. güleryüz esliginde yapildigi vakit ise insana anlik bir mutluluk verir. tanimadiginiz kisilere bile verdiginizde, sizden birsey eksiltmez. burdan herkese selam ederim...
  • "ani rüzgarla yerinden kopan bir yaprak sessizce yere düşer, ama düşerken aynı zamanda döner, kıvrılır ve tanıdığı her dalla, her filizle, her gövdeyle selamlaşır. yanından geçtiğim her kafaya, duvarların saydam buzuna, bulutlara kadar uzanan akımtoplar kulesi'ne işte öyle selam verdim." *
  • sabah 9 dan akşam 8 e kadar çalıştım. nereden baksan 400 insanla muhatap oldum. yemek siparişimi getiren kurye amca nasılsınız deyince fark ettim; kimse halimi hatırımı sormamış koca gün.
    öküzsün ey insanlık..

    tanım: olağan bir durumken günümüzde gurur okşayabilen davranış.
  • serbest piyasa ekonomisinde insan ilişkilerinin de içinde bulunduğu fiziksel olguların başlangıcındaki temel etmenlerden bir tanesi toplumsal izdüşümcü bilinç yapısıdır. bu yapının temelinde en basit tabiri ile bireyler arası iletişim yatmakta ve bunu "selamlaşma" olarak tanımlamaktayız. 3 ayrı pencereden bakabileceğimiz selamlaşma olgusu kişilerin hatta kurumların iletişim yetilerini suyüzüne çıkaran faktörlerden ilki olarak lanse edilmekte.

    göz ile selamlaşma dediğimiz kavram, hareket halindeki iki yaşam formunun birbiri ile yeterli yakınlığa geldiğinde gözkapaklarının kapanması ve açıldıktan sonra göz halkalarının hafif genişlemesi hareketi ile oluşmaktadır. acele durumlarda ya da durup konuşarak iletişim kurmak istemediğimiz durumlarda uygulamaya koyduğumuz bir yöntemdir. resmidir ve bir o kadarda içedönüktür. karşımızdakinin bizim hakkında o an aklından geçenleri kestirmenin zor olduğu bir yöntemdir.

    diğer bir selamlaşma yöntemi olarak mimiksel yaklaşımların ve kısa kelimelerin kullanıldığı selamlaşma yöntemini ele alabiliriz. göz ile selamlaşma yönteminden biraz daha uzun mesafeden de uygulanabilir bir yöntemdir. bunun gerekçesi ses fonksiyonununda kullanılmasıdır ki sesin insanın fiziksel hareketinden hızlı olduğunu varsayarsak iletişim çok daha önce gerçekşemiş olur. örnek olarak "selam", "baba naber yaaa!", "iyi günler falanca bey/hanım", "hey dostum nasıl gidiyor?" gibi kalıpların kullanıldığını görebiliriz. kimi bölgelerde yöresel hitap şekilleri de mevcuttur. "hafız n'aber?", "hey moruk ne alemdesin?" vb. örnekleri kullanan kendini bilmezlerde karşımıza gün içinde fazlası ile çıkmakta. bu yöntemin işlemesi sırasında karşımızdakinin bizim hakkında düşüncelerini göz ile selamlaşma yönteminden çok daha kolay bir şekilde anlayabiliriz. gülümsemenin yapmacık olup olmadığını anlamanın yöntemlerinden bir tanesi de selamlaştığımız kişinin gözlerinde herhangi bir değişim olup olmadığını farketmekten geçiyor. bu selamlaşma yönteminde gözkapaklarımızın kapanmadığı gerçeğini ele alırsak gözsel temasında öneminin büyüklüğünden bahsetmek çok da zor olmasa gerek. göz bebeklerinde hafif bir büyüme gördüğümüzde karşımızdakinin bizden aldığı pozitif enerjinin varlığını ortaya çıkardığını biliriz. ses fonksiyonunun da var olduğu süreçte karşımızdaki yaşam formunun vurgusu bizim için başka bir ayırd edici yöntemdir.

    konu dışı olarak bahsetmek istediğim bir de mesajlaşma öğesi bulunmaktadır. sevgiliden, arkadaştan ya da bir yakından gelen bir mesajı okuyoruz.
    "selam naber, nasılsın?" dikkat edeceğimiz unsur buradaki "naber" ve "nasılsın"
    kelimelerinin sıralanış şeklidir. "naber" kelimesi "nasılsın"'dan önce gelmekte gördüğümüz gibi. yani mesajı atan varlık ilk olarak bizi değil de etrafımızdaki haberleri önemsediğini açık açık dile getirmekte. oysa ki "selam, nasılsın, ne var ne yok?" gibi bir mesaj geldiğinde önce bizim nasıl olduğumuz sorusu daha önem kazanmaktadır.

    bir başka örnek olarak bir sevgiliden gelen mesajı ele alalım. "merhaba canım, (hayatım, meleeeem, vb. bilimum lakap) nasılsın? özledim seni." burada dikkat edeceğimiz unsur "özlemdim" ve "seni" kelimelerinin diziliş sırasıdır. "özledim" kelimesinin önce yazılması kendi özleminin senden daha önde olduğunun bir işaretidir ki bu karşımızdakinin bize bencilce yaklaşımına işarettir. oysa ki "merhaba canım vb. nasılsın? seni özledim." şeklinde gelen bir mesaj da önemli olan kişinin sizi özlemiş olmasıdır ki bu insanın mesajdan aldığı hazzı hatırı sayılır bir miktar yükseltmektedir.

    konumuza dönecek olursak son selamlaşma şekli olarak fiziksel temas kullanarak selamlaşma yöntemini ele alabiliriz. bu yöntem belki de selamlaşmanın en ilkel yöntemidir. fakat bu ilkellik onu eski yapması ile topumsal iletişimde önemli bir noktaya taşımıştır. yüksek mertebede iş görüşmelerinde tokalaşma diye tabir edilen karşılıklı iki kişinin birbirlerinin sağ ellerini avuç içleri birbirine bakacak şekilde birbiri ile buluşması olarak tanımlanabilir. tuvalet temizliğinin genel toplum kurallarına göre sol elle yapıldığı bilindiğinden bu selamlaşma yönteminde sağ el kullanılmaktadır. solak insanların başlarda zorlandığı bu konu zaman geçtikçe ve tokalaşma işlemini sıklıkla kullandıkça alışılabilinir bir durum haline gelmektedir.

    karşımızdaki kişi ile samimiyet arttıkça sırası ile "tokalaşıp öpüşme", "tokalaşmadan sarılarak öpüşme", "enseye tokat burun deliğine parmak" şeklinde ilerlemektedir ve insanoğlu yaradılış itibari ile bu konuda sınır tanımamaktadır.

    toplumların, kültürlerin farklılıkları sebebi ile birçok farklı selamlaşma yöntemi ortaya çıkmıştır ve çıkacaktır. iletişimin ilk aşamasında selamlaşma karşımızdaki kişinin bizden edineceği ilk izlenimi oluşturacağı için önemi fazla, besin değeri olarak yüksek rakamları yansıtır. bu çerçevede ....bla bla bla... öyle bişey işte.. önemlidir ama ihmale gelmez.
  • bu ayın değerler eğitimi konusu.

    (bkz: selamlaşma)
  • sağ elle silah kullanıldığı için karşılıklı sağ elin uzatılması silah olmadığını göstermeye dayanıyordu. ellerin kavranıp birkaç saniye hafifçe silkelenmesi de keza silahsızlıktan emin olmaya yarıyordu. zamanla nezaket davranışı hâlini aldı.
  • senin orda olduğunu farkettim sen de benim farkımda oldur kısacası..
  • medeni insanlar mutlaka yapar
  • bulunulan toplumda hiç kimse yapmıyorsa, yapmaktan çekinilen eylem.
hesabın var mı? giriş yap