silver and gold
-
büyük usta neil young'ın 2000 tarihli sıcak albümü, 1992 tarihli harvest moon'dan bugüne* dek aradan geçen yaklaşık 15 yıllık süre içinde kaydettiği en güzel şey. albüme ilk başta "acoustica" ismini vermeyi düşündüğünü söyleyen young, daha sonra "silver & gold"da karar kılmış. sonuç olarak öylesine sade, tatlı, içten ve etkili olmuş ki müzik, "silver & gold"u dylan'ın* blood on the tracks'inden sadece bir adım geride görmekteyim şahsen ben.
10 akustik şarkı boyunca neil young'ın eski günlerinden, birlikte çalıştığı gruplardan** izler bulmak mümkün, ama "silver & gold" olabildiğince sakin, basit ve iddiasız bir aşk albümü. açılıştaki good to see you young'ın en güzel pop şarkılarından biri, ama bilmem belirtmeye gerek var mı; bunun gibi 9 tanesi daha sizi bekliyor "silver & gold"da. eski sevgilisine yeniden rastlayan, aşk dolu güzel günlerini hatırlayan adamımızın aklından geçen düşünceler bir sonraki, albümün isim şarkısıyla devam ediyor: "güneş bir daha açmasa da umrumda değil / üzerime sağanak yağmur yağsa da / çünkü bizimkisi gibi bir aşk asla yaşlanmaz / gümüşten de, altından da daha değerlidir." buffalo springfield again ile albümün tek country'vari melodilerini tıngırdatan young, 1987'den bu yana hiçbir albümüne koymamakta direttiği, bir kenarda büyümesini izlediği, 40 yıllık kariyerinin en güzel şarkılarından, zirvelerinden biri olan razor love ile neden sadece büyük bir müzik adamı olmakla kalmadığını, büyük sanatçı, büyük adam da olduğunu kanıtlıyor. şarkı gerçekten yürek paralayan cinsten; ama arabesk değil, gerçek, bu yüzden bu kadar etkili zaten. finalde kasvetli without rings var: neredeyse kafiye uydurmak için sıralanmış gibi gözüken sözleri o kadar güzel ki, basitliğiyle daha da anlamlanıyor.
neil young yakında ölecek, aynı bob dylan gibi. belki bugün değil, yarın değil, 5 yıl sonra bile değil, ama yakında gidecek o da, herkes gibi. ama unutulmayacak, unutulamayacak. öylesine değerli, yaratıcı (ve alçakgönüllü) bir adam ki, aşkı ve hayatı o kadar iyi anlamış ki, düşüncesi bile içimizi karartan hayata dair korkunç şeyleri yaşamakla kalmayıp öyle güzel anlatmış ki, unutulmayacak olmak onu yüceltmeyecek; onu keşfedenler, "vay be" diyecek, "bu adam yazmak/söylemek/yapmak istediğim her şeyi tek başına yapmış, peki şimdi ben ne yapacağım!"
(bkz: daha önce yazılmış zaten bu) -
is hayatin zorluklari yaninda aski da yasayan birini anlatmasi yonunden since i've been loving you ile benzettigim sarki.
-
ilk "...where the streets have no name" single'inda gunısigina cikmisti.. sonra da bi konser kaydiyla "rattle and hum"da.. hatta orda sarkının sonlarına dogru bono konusmaya baslar, sarkiyi ne vakit, hangi mekanda, ne icin yazdigindan.. neyse.. konusur konusur, bitiminde de "ok edge!, play the blues.." derdi ki.. dedigi anda da film kopar, helyum gazi yutmus hissiyle adrenalin tavana vururdu.. ama genctik o vakit.
-
-
joe strummer and the mescaleros'un nihai albümü streetcore'u kapatan şarkı. zaten çok güzel bir folk şarkısı. ama onu söyleyen adamı da düşündüğünüzde öyle güzel, öyle iç burkan bir veda halini alıyor ki. buralardan gitmeden önce yaptığı hataları kabul etmeye başladığını söyleyen, fazlasıyla yaşlanmadan önce de yapacak çok şeyi olduğunu anlatan adam. benim nazarımda geçtiğimiz yüzyılın en önemli sanatçılarından birisinin muhasebesi. gözleri doldurmasa da göğsünüzün sol tarafında bir yerleri burkan bir şarkı.
çok yaşa joe strummer! -
(bkz: precious metals)
-
adrian smith'in iron maiden'dan ayrıldıktan sonra kurduğu asap grubunun ilk albümü. light bon jovi tarzında, bikaç güzel parça barındıran adrian babanın vokallerini üstlendiği güzelce bi albümdür. aynı isimli şarkı single olarak piyasaya sürülmüştür. güzel şarkıdır.
-
bir neil young albümü..
ve parçası.
siver and gold
workin' hard every day
never notice how
the time slips away
people come, seasons go
we got something
that'll never grow old.
i don't care
if the sun don't shine
and the rain keeps pouring
down on me and mine
'cause our kind of love
never seems to get old
it's better than silver and gold.
i used to have a treasure chest
got so heavy that ı had to rest
i let it slip away from me
didn't need it anyway
so i let it slip away.
i don't care
if the sun don't shine
and the rain keeps pouring
down on me and mine
'cause our kind of love
never seems to get old
it's better than silver and gold.
i don't care
if the sun don't shine
and the rain keeps pouring
down on me and mine
'cause our kind of love
never seems to get old
it's better than silver and gold -
neil young'ın bu adlı albumunun dvd side cıkmıstır.akustik gitar piyano ve mızıkasıyla yine basları donduren bir konserin goruntuleridir bunlar
-
live aid sonrasi anti-apartheid hedasi muhabbetine cikmis sarkidir. sun city nin golgesinde kalmis, rattle and humda yerini bulmustur. 'am i buggin you, i dont mean to bug you. ok edge play the blues............'
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap