sözlük yazarlarının rumuzlarının hikayeleri

• bir gün evde yatakta uzanmış, düşüncelere dalmışken bilgisayardan "mail alert" sesi gelir..kalkıp bakmama kalmadan kapı çalar, gidip kapıya uzanır delikten bakarım, tanımadığım bir hatun..dövmesi var bi de "white rabbit" olanından..anket felan yapıyorum dedi yok dedim..kapattım kapayı geri döndüm odaya..maile baktım "if you wanna be a father, you should catch the white rabbit" yazılı bir mail..bu ne lan felan dediysem de izlediğim matrix filminin üstüne, koşarak kapıya gittim anketör hatuna bakmaya..aşağıdan ses geldi, apartman kapısı kapanmıştı..üstüme bişiler geçirip hemen ardından koştum belki yakalarım hevesiyle.
  dışarı çıktım, etrafıma bakındım..son anda bir van model arabaya binerken gördüm..koştum, bağırdım, çağırdım..duymadı..takribi 1 hafta sonra bir mail daha geldi..."and you wont be a father, anymore." birileri dalga geçiyor sandım..ertesi gün bir mail daha.."this is your last chance to be a father, you must go to amsterdam and find the girl with white rabbit"...oha felan oldum^*, resmen dalga geçiyorlar dedim..ama içim içimi yiyordu, dayanamıyordum, bi şekilde o hatunu tekrar görmem gerekiyor diyordum kendi kendime...1 ay kadar sonra bir mail dikkatimi çekti..sadece bir link vardı içinde mailin..tıkladım, hollanda'da ayda bir çıkan bir dergide-vreemd di heral- bu hatunun resmi, kucağında da bir bebek..altında şöyle bir yazı var resmin..hollandaca nasıl yazılıyordu hatırlamıyorum ama "talihsiz bebek, babasız kaldı" gibi bir yazı vardı..
  
  "vader" hollandaca "baba" demektir efenim ilk defa da orada gördüm, böyle bir nick seçtim kendime bende. uzun süre etkisinde kalmıştım.