• 2004 model bir (bkz: toshiba)'ydı. modelini hatırlayamadım ama hâlâ evde çalışıyor maşallah.
  • toshiba marka ilk dizüstü bilgisayarım harddiski bozuk çıkmıştı. 1 ay serviste yattı yapıp verdiler hala daha çalışıyor evde bi yerde 15 sene olucak. ekşi hesabım olsaydı ne rezalet başlığı döşerdim şimdi düşününce
  • tüm ekşicilerin bill gates ile aynı anda laptop kullanmaya başladığını görmemizi sağlayan başlık.
  • dell studio 1535
  • üniversiteye başladığımda casper almıştım. 12 sene olmuş hala da işime yarıyor bazı konularda.
  • 2010 yılında 1000 dolar'a -1200 tl- satın aldığım i7 işlemcili bi acer.

    model numarasını falan unuttum. sonradan batan bimeks'ten almıştım. çok iyi aletti.

    o zaman bütün tasarım programlarını sorunsuz çalıştırırdı.

    bi gün istanbul'a gittim. bi arkadaşın evinde içerken masada bize fon müziği yapıyordu. benim erken kalkmam gerektiği için yattım ve bilgisayarı diğerlerinin kullanması için masa da bıraktın doğal olarak.

    sabah erken uyanması gereken ben iken benden önce evde bi hareketlilik vardı. uyandım solumdaki yatağa baktım boş. aynı odada kaldığım arkadaş benden önce kalkmış.

    uyku sersemi sağa sola bakınırken odanın kapısı çaldı ve bi arkadaş gayet güler yüzle beni idare etmek ister bir tavırla; "günaydın hacı elini yüzünü yıkamadan evvel istersen önce bi salona gel" dedi. ben hala şaşkın salona geçtiğimde yine aynı arkadaş bana bi şey söyleyeceğini ama önce oturmam gerektiğini söyledi.

    halen uyku sersemiydim ama bunu söyleyen arkadaşın yüzünde "müstehzi" bi gülüş olduğunu düşünmesem "birisine bi şey oldu bana söyleyemiyorlar" diye korkardım.

    tam koltuğa oturdum yerdeki halıflex'in -evet boydan boya sökülemeyen bir halı- üzerinde koyu ve büyük bi leke gördüm. üzeri sanki temizlenmeye çalışılmış gibi nemli ve diken dikendi. bi ince de kötü kokuyordu.

    arkadaşın beni hem sakinleştirmek isteyen, hem de çok eğlendiği belli olan tavrı iyice kafamı karıştırdığı halde ne diyeceklerini bekliyordum.

    sonunda beni uyandıran arkadaş ne olduğunu açıkladı; gece benden sonra alışılageldiği üzere çok çok içmişler. herkes yattıktan sonra da salonda kalan arkadaş müzik dinlemeye laptopu yattığı yerde kucağına alarak devam etmiş.

    daha sonra laptop'un üzerine kusmuş ve kapağını da kapatarak yatağın yanına yere koymuş. sabah kalktığında önce halıflex'i biraz temizlemeye çalışmış sonra da şimdi banyoda laptop'u "yıkıyormuş". evet yıkıyormuş.

    banyoya gittim. gerçekten de tüm tuşları sökmüş deterjan ve su dolu bi bardağın içine koymuş. ben girdiğimde diş fırçası ile musluğun altında laptop'un ızgaralarını temizliyordu.

    o gün ben çıktıktan sonra laptopu bi sarıp servisine götürmüşler. anlattıklarına göre servisteki kadın poşeti biraz aralayıp kokuyu duyduktan sonra "olmaz bu" diye hiç bakmamış bile. o şekilde bana getirdiler.

    poşetten ötürü kokmuyordu. o şekilde hiç açmadan yıllarca evde bi kenarda durdu. daha sonra tekrar 2015 yılında bir laptop alabildim. onu aldığım zaman "ulan şu poşeti bi açayım bakayım?" dedim ve açtım.

    rahmetli bütün tuşları sokulmuş üzeri yer yer dalga dalga bi şekilde duruyordu. allahtan koku kalmamıştı. içini açtım ve harddisk'i çıkardım. bi kutuya takıp yeni bilgisayara bağladım. çalışıyordu. 3.5-4 sene sonra en azından harddisk'i kurtarabilmiştim.

    yıllardır düşünürüm; "acaba kustuktan sonra kapağı kapatıp yatmasa ve direkt müdahale etse, sabaha bırakıp musluk altında suya tutup yıkamasa komple kurtarılabilir miydi?"

    bu da rahmetli ilk laptop'umun acıklı hikayesidir...
  • packard bell. 16-17 sene önce olmalı.
  • hp , hp şimdi ise lenovo
  • (bkz: casper)

    ama öyle nirvana'lar falan değil. windows xp zamanlarından.
  • eyçpi
hesabın var mı? giriş yap