• abuk sabuk şeyleri özlemeye alışkın bünyemin bu sıralar en çok özlediği şey. yine bi the climb konserinde olayım, üst üste birbirinden güzel the climb şarkıları dinlemiş olayım, gökalp kalabalıktan gözüne kestirdiğini birine ulan sen var yaa bakışı atarak, mikrofonu kafasına vurarak perfectly nothing söylemiş olsun, empty çalarken elinde limonlu birası, gözleri kapalı şarkıya eşlik eden kağan'ı izlemiş olayım, lacuna'nın en akustik versiyonu * * çalınmış olsun, arada bir would patlatmış olsunlar, sıra spineless'a gelsin.. şarkıya boğazımı patlatarak eşlik edeyim, normalde 7 dakikada bitmesi gereken şarkının 16. dakikasında burak gürpınar ve melih balta harikalar yaratırken, iyi ki varlar diye düşüneyim, iyi ki buradayım..

    (bkz: the climb yeniden birleşsin kampanyası)
  • the climb şarkısı, sözleri şöyledir:

    with the mothers dead
    in the burning pictures' smoke
    it's bleeding in your eyes, just bleeding in your eyes
    your love has turned to dust
    then mercy locked in you
    it's screaming in your eyes
    just screaming in your eyes...
    melting on your skin, your little porno queen
    she'll float in her own blood, she'll dive in her own blood...
    with the mothers dead
    in the burning pictures' smoke
    it's bleeding in your eyes, just bleeding in your eyes
    your love has turned to dust
    then mercy locked in you
    it's screaming in your eyes
    just screaming in your eyes...
    spineless, you're spineless...
    (it's just creeping under your skin you're lost within your soul leech on your scars it's creeping with your soul)
  • türk rock müziğinin gerçek anlamda en sağlam 3-4 grubundan biri olan ama ne yazık ki dağılan the climb 'in muhteşem parçası. bu parça ve bu albüm kesinlikle standartların üstünde ve öyle de kalmaya devam edecek.
  • karman corman eder
  • ciğerden kalkan uçağın kalbe düşmesi gibi, şarkı.
  • rengi elektrik mavisi olan sarki, sonu cok brutal kacivermis, iyidir.
  • yaşayan, ilgi isteyen bir şarkıdır bu. her dinlendiğinde daha bir farklı gelir. playlistte sıra ona gelince o anda yapılmakta olan işe ara verilir. bi süre bünye şımartılır.
    (bkz: dinlenen şarkı ile ilgili entry girmek)
    (bkz: bunu alan bunu da aldı) (bkz: lacuna)
  • your love is turn the dust diyen ulu yüce eserdir.insanı kemirir doldurur taşırır.(bkz: the climb).bu album efsane oldu.şanslıyımki çıktığı an keyfine varmış,ayrıcada canlı izleme şansına sahip olmuş insanlardanım.
  • türk rock/metal tarihindeki en iyi şarkılar listesinde çok net ilk 10'a girer. ayrıca dinleyeni içine soktuğu o garip, boğulmakla derin nefes almak arasındaki hissi başka bir türk grubun başka bir şarkısında şahsen yaşamadım.
  • az evvel razor inc izliyordum. twitch üzerinden. öyle aman aman twitch falan da bilmem ben. dün ilk defa ucu kıyısından kemal tuğrul sümer açtım. bugün eve gelince de tesadüf instagramda gördüm sevgili başer paylaşmış twitch üzerinden canlı yayın yapacağız diye. bir yandan yarınki yolculuğu düşünüp çantamı hazırlarken bir yandan razor inc dinleyerek geçirdim akşamı. son iki parçaya geldiklerinde bir şarkıyı çağlan tekil'e armağan etmek istediklerini ve bu şarkının onun da çok sevdiği "spineless" olduğunu söylediler....

    sonra şarkı başladı. climb, şu topraklardan çıkmış sevdiğim gruplar arasında yer alır. ben her ne kadar 2002 principia albümünü sayısız kez başa çevirip dinlemiş olsam da the climb albümüne bir türlü ısınamamıştım. parçalarda, soundda itici bir agresiflik hissetmiştim nedensiz...

    spineless diyorduk. tüm şarkı boyunca devam eden mutlak bir gerginlik var. insanı dalgalı bir deniz kıyısında, dalgalarla boğuşur hale getiriyor. gitar arpejindeki o melodik yapı sizi kırgın bir hale sokmaya çalışırken, davul ve bas gitar sert durmaya itiyor... dalga bir giriyor tepe takla getiriyor sizi. tam düzeldim ayaklarımın üstünde duracağım derken geri çekilmeye başlıyor ve tekrar dengenizi kaybediyorsunuz. ve bu durum neredeyse 450 saniye boyunca devam ediyor. fiziki bir nefes alma zorluğu yaşatıyor insana bu şarkı...

    "insanlar iki ture ayrilir; yitip gittikten sonra ardinda iz birakanlar, adi unutulmayanlar ve yitip gittiklerinde peslerinde toz kirintisi bile birakmayanlar. gokalp ergen yitip gittigi gun ardinda kalan toz parcasidir iste bu sarki. belki de bu topraklarda yapilmis en guzel sarkidir." demiş 2004 yılında @zoban sonuna kadar katılmamak elde değil...

    bu lanet, hiç şüphesiz sizi uzun ve karanlık koridorlar boyu duvardan duvara vurup , nefessizliğin dibine sürükleyecek...
hesabın var mı? giriş yap