• yazı, satranç sporu baz alınarak hazırlanmış olsa da bilgiler birçok spor dalı için geçerli olacaktır..

    rakipten korkmak, başarısızlığa odaklanmak, tur öncesi huzursuz hissetmek…

    birçok sporcu, önemli turnuvalar ya da turlar öncesinde yüksek kaygıya kapılmaktadır. kaygı düzeyi farklı parametrelere bağlı olsa da genel olarak dört faktör (4u) etkilidir:

    bir şeyin öngörülemez olması (unpredictable)
    bir şeyin kontrol edilemez olması (uncontrollable)
    bir şeyin tanıdık olmaması (unfamiliar)
    bir şeyin kesin olmaması (uncertain)

    satranç oyuncularının harcadığı enerjiyi ölçme amacıyla yapılan araştırmalar göstermiştir ki; sporcuların stres seviyesinin en yüksek olduğu kısım oyun ortasıdır. çünkü oyun ortası konumları açılış ve oyunsonu bölümlerine göre ‘’tanıdık olmayan’’ ‘’öngörülemeyen’’ ‘’kesin olmayan’’ ve ‘’kontrol edilemeyen’’ karışık pozisyonlardır.

    görsel

    yüksek kaygı nasıl azaltılabilir?

    rakiplerine nazaran kaygı seviyesi düşük olan profesyonel sporcuları incelediğimizde ortak özelliklerinin yüksek özgüven olduğunu görmekteyiz.

    23 defa grand slam’i kazanan serena williams‘ın ‘‘rakiplerimin güçlü tarafı neresiyse (backhand, forehand) ona yönelik oynarım ki en güçlü silahıyla dahi beni yenemeyeceğini anlasın”

    ya da

    tüm zamanların en iyi satranç oyuncularından biri olarak kabul edilen bobby fischer‘in ”satranç dahisi olarak adlandırılmaya itiraz ediyorum. çünkü kendimi bir şekilde satranç oynamış olan genel bir dahi olarak görüyorum.” , ”dünyanın en iyi kadın satranç oyuncusunu getirin bir at eksik oynarım” açıklamalarını örnek olarak gösterebiliriz.

    bu yüksek özgüvenlerinin altında yatan temel faktörün olağanüstü bir çalışma temposu içerdiğini unutmamak gerekir: williams, yükseltilmiş kort, basınç ayarları değiştirilmiş toplar ve ırkçı tezahüratlar eşliğinde antrenmanlar yaparken fischer yemek yerken dahi satranç çalışıyor, bir başka dünya satranç şampiyonu botvinnik ise yüksek müzik eşliğinde yüzüne sigara dumanı üfleterek (1950’li yıllarda maç esnasında sigara içmek yasak değildi) pozisyonlara odaklanıyordu.

    görsel

    bilgi seviyesiyle birlikte paralel olarak artan özgüven, kaygı seviyesini azaltsa da tek başına yeterli değildir. efsanevi tenisçi nadal ”dünya sıralamasında ilk 500’de olan sporcuların antrenmanlarını izleyin.hiç kimsenin birbirinden bir farkı yok ama maç esnasında izleyin.herkesin birbirinden çok büyük bir farkı var.büyük sporcuların kim olduğunu orada anlarsınız.” diyerek mental hazırlığın önemini vurgulamıştır.

    birçok defa yükselmesine rağmen final maçlarında nadal ve federer’e kaybeden djokovic turnuvaları kazanmaya başladığında neyi farklı yaptığı sorulmuştur. ”fiziksel olarak yaptığım bütün antrenmanlar aynıydı.sadece mental olarak kendimi geliştirdim” açıklamasıyla s. williams’ın ‘‘tenis’in %70’i mentaldir” açıklaması nadal’ı destekler niteliktedir.

    turnuva esnasında korkuyla nasıl başedilebilir?

    korku, geçmişten bu yana insan doğasında yer alan en temel özelliklerimizden birisidir. sihirli değnek ile bir anda silinemez. örneğin, daha önce hiç kavga ortamında bulunmamış ”a” bireyi, böyle bir ortamda kalması durumunda yüksek seviyede adrenalin-noradrenalin salgılayarak korkup, eller titrer şekilde donakalabilir. sürekli kavga ortamlarında büyümüş ”b” bireyi ise aynı durumda daha rahat davranacaktır. artık beyin adaptasyon sağlamıştır.

    satranç özelinde düşünürsek; belirtilen mantık dahilinde turnuva esnasından ziyade turnuva öncesi çalışmalara dayandırmak gerekir. küçük sporcular, büyük sporcularla oynamaktan korkuyorsa daha fazla büyüklerle oynamalıdır. ilk kez oynadığında, çekinip kendi gücünün altında performans gösterse de belli sayıda oyun oynayarak tecrübe kazandıktan sonra beyin süreci normalleştirecektir.

    turnuva esnasında stresle nasıl başedilebilir?

    yakın güçteki oyuncular arasında büyük farklar yaratan en önemli kavramlardan birisi strestir. üzerindeki beklentilerin farkında olan sporcu tur esnasında ”ya kaybedersem?” korkusuna kapılabilir. kayıp sonrasında, çok istediği turnuva ödülünün ulaşılamaz olması, ailesinin vereceği tepki gibi farklı unsurlar sporcunun stres seviyesini yükseltir.

    bu tip durumlarda aşağıdaki tekniklerin uygulanmasını öneririz:

    imgeleme tekniği
    sporcu; maçta duygu kontrolü yaparak harika oynadığını, tüm turları kazanarak kupayı kaldırdığını annesinin gurur dolu gözlerle onu izlediği gibi güzel şeyleri zihninde turdan önce canlandırır.

    içsel konuşma
    bilinçaltı; gerçek ile hayal arasındaki farkı ayırt edemez. ”ben dünyanın en iyi satranç oyuncusuyum” denildiğinde dahi bilinçaltı bunu doğru olarak kabul eder ve bu doğrultuda çalışır. haliyle tur öncesi; ayna karşısına geçerek ”çok iyi satranç oyuncusuyum. sonuna kadar mücadele edeceğim. yenebilirim. başarabilirim” tarzı cümleler olumluya odaklanarak sporcu motivasyonunu arttırır.

    nefes teknikleri
    stresli ve gergin anlarda nefes teknikleri kasları gevşeterek vücudu rahatlatır. sporcu; tur öncesinde wayne cook ya da otojenik gevşeme egzersizlerini uygulayabilir.

    son tavsiyeler

    motivasyon, teknik anlamda kendini geliştirmiş sporcunun var olan potansiyelini tahtaya yansıtabilmesi amacıyla kullanıldığında etkilidir.

    doğru eğitmenler eşliğinde istikrarlı bir şekilde çalıştıktan sonra turnuvaya katılan sporcu, rakiplerini ne kaf dağında görmeli ne de çok küçümsemelidir. rubinstein‘ın yarın kimle oynuyorsunuz sorusuna ”siyahlara karşı oynuyorum” cevabı benimsenmelidir. (rakipten bağımsız elinden geleni yaparak kendi oyununu oynayacağını vurgulamak istemiştir)

    olası yenilgiler başarısızlık olarak değil, sporcuyu geliştirecek bir adım olarak görülmelidir. (sometimes you win, sometimes you learn)

    oyun esnasında geçmişte yaşanılan değiştirilmesi mümkün olmayan hatalar ya da gelecekte kontrol edilemeyecek durumlara kafa yormak yerine sadece var olan pozisyona odaklanmalı, geride kalan her şey masa dışında bırakılmalıdır. düşünceler; duyguları, duygular ise davranışları etkiler.

    henüz ülkemizde spor psikolojisinin önemi yeteri kadar anlaşılmamış olsa da (sadece bayern münih takımında 60’dan fazla spor psikoloğu bulunurken, tsf dünya yaş grupları turnuva kafilesinde 1 psikolog dahi görevlendirmemiştir.) tüm takipçilerimize, satrançta mental hazırlığın normal hazırlık kadar önemli olduğunu hatırlatıyor satranç kariyerlerinde canı gönülden başarılar dileyerek yazımızı riga sihirbazı mikhail tal‘ın güzel tespitiyle sonlandırıyoruz:

    görsel

    kaynakça
  • serena williams kısmı için ekleme:

    antrenmanda yapılan; ''pis zenci, defol git afrikaya, böyle kadın mı olur maşallah tosunum'' tarzı tezahüratlar (son cümleyi ben uydurdum) etraftaki taraftarlar tarafından değil, antrenörü tarafından para karşılığı tutulan kişiler tarafından yapılıyordu.

    antrenöre bak.. zorlu koşullara alıştıracağız diye kızcağıza çocukluk travması yaşat..

    tabi emeklerinin karşılığının da alındığı belli. bi maria sharapovanın duruşuna bakın bi de serenanın. bizim kara kız duruşuyla bile korku salıyor.
  • sporda psikolojinin en iyi örneği: bkz

    şu konuşmadan sonra taffarel neler çıkardı, bülo'nun omzu çıkmasına rağmen gözlerinden ateşler sararcasına sahaya geri döndü. önemli konudur vesselam..

    edit: izledikçe huağğmuağhh diyerek koltuktan kalkası geliyor insanın. 95 kilo olmam dışında bi sorun yok*
  • psikoloji etkisini tek tek sormaya gerek yok, her şeyde etkili işte arkadaşlar.
  • psikoloji 101 oynarken bile önemli
  • psikolojinin önemli olmadığı tek yer muhtemelen akıl hastanesidir. oraya da zaten artık bi önemi ne yazık ki kalmamış olduğu için yatıyorsun.
  • var olmayan sorunsaldır.
    sporda psikoloji sorunsalı denebilir. psikoloji, gündelik hayatta ne kadar önemliyse sporda da en az aynı derecede önemlidir. tartışmaya açık bir şey olmadığı için sorunsal da olamaz.
  • dogs of berlin dizisinde müthiş işlenmiş konu. karakterimiz kurt, aleyhine bahis oynadığı takımın soyunma odasına girip onlara takım arkadaşlarının öldüğünü ve maç bitene kadar bunu saklamalarını söyler.

    mental çöküş yaşayan takım maçta istenilen performansı veremez ve işler kurt’un istediği gibi gider.
  • hayatta her alanda olduğu gibi sporda da psikoloji önemlidir. olayın büyük bi çoğunluğu arkadaşın verdiği örneklerdeki gibi mental. günümüzde, ülkemizde popüler olmaması spora ne kadar önem verdiğimizin bir başka göstergesi.

    bayern münih, 60 psikologla yapılan bilimsel verileri kim bilir nasıl değerlendiriyordur. muhteşem.
  • kasımpaşada da 1 tane vardır. eklemeden geçmeyelim *
hesabın var mı? giriş yap