• antalya-manavgat kızılaağaç mevkiisinde yer alan tatil cenneti. otelde türk turistten cok rus,alman,slovak,polonya vs ülke turistleri yer alır. barındırdığı rus kız populasyonu ve güzellikleri ile cennet burası dedirtmektedir. yan tarafında yer alan sunrise otelin de etkinliklerinden yararlanabilirsiniz. cünkü iki otelin de sahibi aynı kişi. tek eksik yanı aqua park olmaması ama onu da 5 dk yürüme mesafesindeki sunrise otelin aqua parkına giderek eğlenebilirsiniz. mavi kaydırak icin soylenecek bir şey yok adamı baş aşağı çevirip suyun dibine gönderiyor.

    starlight otele geri gelirsek otel temiz, çalışanlar once turiste hizmet yetiştirebilmek için büyük caba sarfediyor. gerci cogu da okuldan gelen stajyer öğrenciler ama. yemeklerin tadı güzel ve temiz. odalar ister dublex klup odalarında ister ana binada kalınabiliyor. ben klup odasında kaldım ve yemege giderken baya bi yürünüyordu o bakımdan ana binada kalınması o sıcakta mantıklı bir secim olur.

    animatör olayın gelirsek yok denecek kadar az. olanlar da zaten gelen rus kızları havuza atmaktan eğlendirmeye vakit bulamadılar. bir de eksik olan birşey herşey turistlere göre yapıldıgından aksam bir eğlence olmuyor. hep rusca almanca şarkılar söyleyen ekip yüzünden aksam eülencemiz olmadı.

    kablosuz internet var ama cok yavaş denedim 3 dk anca google açıldı.

    ala carte restoranlar ise 2 tanesine gidebildim birisi akdeniz birisi italyan restoranlar. her ikisinde de yemekler şahane, ikramlar bol servis on numara.

    aklıma geldikce yine eklerim bu baslığa.reserved...
  • hizmet iyidir, çok sayıda pub ve bar görevi gören mekanı mevcuttur lakin mutfağı için çok zengindir ya da parmak ısırtacak lezzetlere sahip hizmet sunar demek mümkün değildir.
  • otele girdiğimiz ilk gün yaşadığımız oda sıkıntısını bir kenera bırakalım demiştik. tüm gün odanın hazırlanmasını bekledik. 13:00 giriş olarak gözüken odaya 15:45 gibi girebildik. sınırlı gün tatil olunca her saat önemli. özür mü? güldürmeyin olm yazamıyorum. neyse dedik;

    otelde türk servis elemanı inanılmaz az. kırgızları doldurmuşlar. türkçe anlayan az. ve servis aşırı yavaş. bir içeceğiniz gelene kadar yemeğiniz bitiyor. artık kendi içeceğimizi kendimiz almaya başladık. neyse dedik;

    türkler genelde her yerde olduğu gibi burada da kendini belli ediyor. çalışanlara köpek muamelesi yapmalar, diğer misafirlere omuz atıp geçmeler, çocuklarına hakim olmamalar. yani, bir çocuk yemek alanından (balkondan) aşağı yemek atıyor ailesi bakıp gülüyor. bu nasıl bir rahatlıktır. bağırıp çağırıyor çocuklar, 1 kere bir aile "gel çocuğum, koşma bağırma" demedi. elin rusu, çocuğuna sahip çıkar 1 tane bağıran, böyle anırıp koşan çocuk görmedim. açık büfe yemek olayına zaten değinmiyorum. bayram günü. rusların çoğu otelden ayrıldı gitti türk kafilesi geldi. olay başladı;

    akşam yemeği sırası. sıra. sıra? hahha :) türküz lan ne sırası değil mi? açık büfe varya anasını bile belleriz. sıra beklemeyiz, gene omuz atar geçeriz. bebeler balkondan aşağı çatal bıçak atar sahip çıkmayız. türk olduğuma utandım. ıq testine almıyorlar müşterileri otelin suçu yok sanırım diye neyse dedik; sonuçta türk insanı bak başka konu. neyse demiştik?

    bayram oldu dedik akşam yemeği sırası. akşam yemeği? unutun. yemeğe indik 35 dakika oturacak yer aradık. bu kadar yeni kişi almışsın bayramda, arkada kapalı olan yemek alanını aç demi? yok. ne gerek var? 35 dakika oturacak masa aradık. bulduk. tabak? ne tabağı. tabak yok lan otelde :) bi 10 dakikada tabaklar gelsin diye bekledik. (masaya değil, servis alanına) herkes şikayetçi. herkes bekliyor. herkes söyleniyor. milletin elinde tabakları, oturanların başında bekliyorlar kalksalarda yemeğe başlasak diye. yemekleri masaya koyduk. içecek alalım dedik. malum servis elemanı az. yük olmayalım. buz? buz yok. otelde buz yok. otel bak. tabak, yemek yemek için masa, çatal bıçak, buz yani bunları sağlayamıyorsan sana kim ne diye günlüğü 350 - 400 lira versin?

    televizyonda reklamları dönüyor nükhet duru çıkıyor diye. kimi getirirse getirsin şu saatten sonra umrumda olmaz.

    ha öte yandan bir gün bile servis için dolaşmaktan sıcak yemek yediğimi hatırlamıyorum. teşekkürler türkler, 300 çeşit tatlıyı tepeleme doldurup 2 lokmadan sonra garsonu çağırıp "ayh çok şiştim garson bir soda getir" diyip geri kalan tatlıyı tabağında bırakıp gittiğin için. tatlı yiyemedik ya lan. 350 çeşit tatlı. yok bitti. bir masada komple büyük yaş pasta gördüm. bir çatal alınıp bırakılmış. arkasındaki insanı düşünmek? müsrifiz lan.

    kısacası asla tavsiye etmeyeceğim otel. bu paraları buralara dökmeyin gençler. gidin butik otellere yeni yerler görün. bana ders oldu, bari siz kendinizi yakmayın. ha illa gidecekseniz bayramda asla gitmeyin. gidersenizde beni hatırlayın. bakalım 2 gün daha ne sürprizler ile karşılaşacağız.
  • araştırmalarım üzerine alanını, etkinliklerini sevdiğimden temmuz da gideceğim otel
  • at çiftliği bile vardır. daha ne olsundur...
    a-la carte restaurantları muhteşem. balık restoranında denize karşı bir akşam yemek yemenizi tavsiye ederim.
  • silence beach resort'a komşu olan oteldir.
  • aldığı olumlu yorumlar üzerine balayı içi tercih ettiğimiz, 5 yıldızlı güzel bir antalya otelidir. vip concept ile ultra* hizmet aldık ve çok memnun ayrıldık.
    yeme-içme, havuzlar, hizmet, nezaket, temizlik, harikadır. yanlış hatırlamıyorsam 500 üzerinde yatak kapasitesi vardı. otele girmenizle birlikte izzeti ikram başlıyor, sizi limonata, şampanya* ve kuru kayısı arası cevizle karşılıyorlar.
    personeli çok güler yüzlü idi. garsoniyer hizmetleri kırgız personeller veriyor. temizlik için gelen ablalarda harika idi.
    ultra her şey dahil hizmet veren otelde her gün minibar yenileniyor içinde toblerone bile koyuyorlar diyeyim siz anlayın. bu arada tereddüt etmeden yiyebilirsiniz resepsiyonda kol gibi fatura çıkmıyor hatta hiç fatura çıkmıyor. bize çıkmadı en azından.
    balayı için gideceklere kesinlikle tavsiye ederim.
    eksiler ne diye soran olursa:
    denizi kumsal değil çakıl ve ılıca'nın güzel denizine alışmış olan bünyeleri rahatsız edecektir.
    gelelim otelin en önemli eksisine
    otelin işletmecilik görevini icra edenler bildiğin süzme salaktır. biz 4 gün için oradaydık, otelin doluluk oranı ~%50 idi. bu arkadaşlara dedik ki otelinizde çok kişi yok, sonuçta saat işliyor, bize uygun bir fatura çıkarın bir iki gün daha kalalım. biz çok erken rezervasyon ile günlük 380 liraya kalıyorduk. bunu da özellikle belirttik. size çok uygun bir fiyat sunacağımızı düşünüyorum dedi ön masadaki otel çalışanı, sonra gelip kendisi de belli etmemeye çalışarak ama vücut dilinden belli olarak utana-sıkıla günlük 900 lira dedi. yok yok yanlış anlamadınız günlük 900 lira diyorum. iki gün kalsak 1800 lira yapıyor. o pazarlamadan-ticaretten anlamaz işletmecilerle böylesine kaliteli otelin işi kesinlikle zor benden söylemesi. diğer oteller kapalıydı, kendilerinin diğer oteli de kapalıydı. ama bu çok akıllı işletmeciler hali hazırda gelmiş misafiri nasıl kazıklarım diye bakmaya devam ettikleri için geleni de kaçırmayı başardılar. yakında da iş bulamazlar haberleri olsun. otelin son yatağı son odası olur anlarım da yarı yarıya dolu otelde kalmayı uzatmak için günlük 900 lira istemek nedir arkadaş, çırağan'ın işletme müdürü mü zannediyorsunuz kendinizi, nedir bu cahil öz güveni! tur firmaları zaten yüzümüze bile bakmadı, o yüzden bizde tatilimizi uzatamadık. bir balayı çiftine bunu yapmaları hoş olmadı.
    yine de yukarıda yazdığım uzatma ile ilgili fahiş fiyat ve kumsal olmayan denizi hariç
    her şey mükemmel idi. kesinlikle tavsiye ediyoruz.
    odamıza gönderdikleri akşam için meyve sepeti, sabah için kahvaltı, vip havuz ayrıcalığı, havuzda ikramlarda bulunulması, italyan restoran ile şımartılmamız, vb...
    ayrıca sürekli ünlüler geliyor ve güzel konserler, canlı müzikler, eğlenceler oluyor.

    ayrıca merak edenler olabilir otelin sahibi ünal akpınar'dır.

    tashih: yazım, imla.
hesabın var mı? giriş yap