• nüfusunun yarısının adıyaman'lı diğer yarısının malatya'lı olduğu semt.
  • aksam vakti ana cadde üzerinden yolunuzu sasirip yayan halde ara sokaklara girdiginizde bir bütün olarak geri cikmanizin garantisi pek olmayan semt.
  • hayatımda gördüğüm en dandik yol - tramvay sistemine sahip ilçe. milyon tane minibüs, binlerce otorbüs olmasına rağmen, tramvayı' yolun ortasından geçirip, araba şeritlerini tek'e indirmişler. minibüs ve otobüs dur kalklarıyla, yüz metrede bir her tramvay durağına konulmuş dört tane ışıkla (evet evet her durakta yirmişer metre arayla dört tane ışık var), iki kilometre yolu anca bir saatte falan gidebiliyorsunuz.
  • istanbul'un gaziosmanpasa ilcesinde semt. varo$lar çogunluktadır. istanbul'un en fazla minibüs seferine sahip yerleri sıralamasında ilk sıraları zorlaması muhtemeldir.

    yıllar sonra edit: artık sultangazi ilçesine bağlı semttir.
  • istanbul sakinlerinin büyük bir kısmının haberinin bile olmadığı semt. genelde sultanbeyli ile karıştırılır, anadolu yakasında zannedilir filan. 500evler ile arnavutköy arasında yer alır ki bu arnavutköyün bebek sahilindeki arnavutköyle zerre kadar alakası olmaması da ayrı konu. her gün genişleyen canlı bir organizma olması sebebiyle yeşilliğin azalması, sıvasız-boyasız-çatısız, tuğlalardan müteşekkil binaların artması günlük normal hadise.
  • çekmeköy'ün istisnasız en güzel yerleşim yeridir. taşdelen'dedir ve ormanın eteklerindedir. eskiden köy olduğu için köyiçi olarak da geçer. kaynak suları vardır, halk için ücretsiz. çeşmelerinden her saatte suyunuzu alabilir, ormanın yemyeşilliğinde kaybolabilirsiniz ki nasıl bir orman! kiralar da gayet uygundur. istanbul'da olup böyle bir güzelliğe sahip olan insan şanslı addetmelidir kendini. mis gibi, tertemiz hava. fakat zamanla bu ormanın yok olacağını biliyor ve şimdilerde iş makinelerinin ufak ufak çalıştığını da görebiliyorsunuz. taşdelen mesire alanı'nı anlatmaya hiç gerek yok. yüzyıllık bir yer, büyüleyici... denize değil ormana kananlar için harika bir yer. kaldı ki denize ulaşmak da yarım saat kadar sürüyor. şile'ye ya da kadıköy'e, hele aracınız varsa, ulaşmak işten bile değil.
  • tramvay yolu yapımının uçan tren icad edilmeden önce tamamlandığı için sakinleri tarafından şükredilen semt
  • suriyeli, afgan, paki ve afrikalıların akınlarından sonra yerli halkın kendini mülteci gibi hissettiği iğrenç bir yer. akp iktidarında kırsal bölgelerden aldığı yoğun göç dalgasından sonra kadınlar için tehlikeli bir yer olmuştur. uğur mumcu mahallesi diğer kısımlara nispeten bir derece daha yaşanılabilir bir bölgedir* gitmeyin, gideni de yoldan çevirin. kadınlar hiç gitmesin. yoksa birtakım yırtıcı mahlukların iğrenç bakışlarına ve laflarına maruz kalabilirsiniz. üzerinize balgam atabilirler* ,garantisi yok. düşmanımın bile burada yaşamasını istemem.
  • anadolu yakasındaki sultanciftliği, isminin yakınlardaki sultanbeyli ve karşıdaki adaşıyla karıştırılmasından bunalarak belediyenin yaptığı halk oylaması ile adını taşdelen olarak değiştirmiştir seneler evvel.
    evet bildiğiniz taşdelendir bu. suyu ve piknik alanları meşhur taşdelen.
  • geçmişte gaziosmanpaşa'ya bağlı olan ancak yakın zamanda gazi mahallesiyle birleşerek sultangazi ilçesini oluşturan bir istanbul semti. gerçi dedemlerin anlattığına göre eskiden buradan "istanbul'a" giden arabalar kalkarmış. ilçenin (ve istanbul'un) en uzun asfalt yollarından biri olan eski edirne asfaltı da bu semttedir.

    sultançiftliği, 70'li yıllardan itibaren karadenizli, bulgar ve kürt göçleriyle nüfusu oluşmuş bir mahalleydi. bu etnik grupların mahalleleri birbirinden ayrıydı. bugün de sultançiftliği suriye, afganistan ve çeşitli afrika ülkelerinden gelen göçmenlere ev sahipliği yapıyor. yani düşük ücretlere çalıştırılan insanların yaşadığı, şehir bütçesinden her zaman daha az pay almış bir yer.

    ben küçükken ilçenin üst kısımlarında köy hayatı hala devam ediyordu. bugün eski edirne asfaltı üzerinde bulunan topkapı - mescidi selam tramvay hattı henüz yapılmamıştı. semtin çeşitli yerlerinde sabri ülker'e ait olduğu iddia edilen devasa arsalar çocuklar tarafından işgal edilmişti. burada günler süren turnuvalar düzenleniyordu. bu arsalar sahiden de sabri ülker'e aitmiş. sabri ülker dışında semtimizin alakası olan tek ünlü ersin karabulut'tur.

    18-19 yaşıma kadar istanbul'un pek de istanbul olmayan, istanbul'un işlerini görsünler ama ortada da pek dolaşmasınlar istenen insanların yaşadığı, genelde burada ve çevresinde yaşayanlar dışında kimse tarafından bilinmeyen bu semtinde yaşadım. şiddetin, illegal işlerin, bu meyanda kaybolan insanların bolca bulunduğu bıçkın bir semtti. geçtiğimiz günlerde akraba ziyareti için yıllar sonra ilk kez uğradım. çok gelişmiş. devasa arsalar devasa binalar olmuş. arnavutköy civarından gençlerin minibüse atlayıp gezmeye geldiği yer olmuş - bizim zamanımızda gop'a giderdik.

    günün birinde özleyeceğimi düşünmüyordum. her şey özlenebiliyormuş, çiftlik bile.
hesabın var mı? giriş yap